filmov
tv
Beni ölüme bırak - Dibine kadar aşk acısı yaşayanlara

Показать описание
Söz : Haci Yusuf ALAGÖZ
Hikaye : Haci Yusuf ALAGÖZ
Beni Ölüme Bırak: Bir Aşkın Karanlık Derinliği
Gecenin en koyu vaktinde, şehrin terk edilmiş sokaklarından birinde, yağmur suları zemini ıslatırken bir adam, yüreğinde taş gibi ağır bir yükle duruyordu. Başını eğmiş, kaybolmuş bakışlarını yansıtan kaldırımlara bakıyordu. Gözlerinde yalnızlık vardı; bir zamanlar sevgiyle parlayan, artık ise hüzünden başka bir şey taşımayan gözler...
O, bir sevdaya her şeyini vermiş biriydi. Sevgiyi yalnızca yaşamak değil, ona inanmaktı onun için. Sevda bir inançtı, kimi zaman kendini feda etmeyi göze aldığı, her gün yeniden kanamaktan korkmadığı bir derin uçurumdu. Hayatının her anında bu aşkla yanmış, alevler içinde kalarak sevmeyi seçmişti. Bu aşkta kendini kaybeden yalnızca o değildi, aslında her an yeniden doğarken de sevdasının altında ezilen oydu.
Ancak, en yıkıcı darbeyi sevdiği insanın sözleriyle aldı: "Beni ölüme bırak." Ne büyük bir sükut, ne acı verici bir teslimiyet! İnsanı en derinlerde vurur böyle bir söz, bir boşluğa bırakıldığında hissedilen türden bir yalnızlık… İçinde bir dünya yaratmış, her bir köşesini sevgisinin renkleriyle boyamıştı, ama bu dünya şimdi bomboştu. Sevdiği, onun gözlerinin içine bakmadan gitmişti. Arkasına bile dönmeden…
Şimdi, bu sokakta bir başına kaldığında, hayatındaki her şeyin anlamını kaybetmiş gibiydi. Sadece sevdiğini değil, kendini de kaybetmişti. “Bir damla yaş dökme, hiç ardına bakmadan…” sözleri aklında yankılanıyordu. O, giderken dahi bir iz bırakmak istememiş, tüm hatıraları silmek istercesine soğuk bir veda etmişti. Sevdiği bu kadar kolay terk edebiliyorsa, acaba bu aşk, bir yanılsama mıydı? Bu soru kalbinde derin bir yara açıyordu.
Adam, geçmişin anılarına sarıldı; sevdiğiyle paylaştığı her güzel anı tek tek gözünün önünden geçti. Sevdiği zamanlar, gözlerinin içine bakarak hissettiği sıcaklık, yüreğini delen bir acıya dönmüştü şimdi. Artık onunla bir olmak şöyle dursun, en büyük pişmanlık, o son bakışı bile görememek olmuştu. Artık kendisi bile yok olmuştu. Her an kanamaya mahkum bir yara gibi, bu ayrılık kalbine derin bir iz bırakmıştı. Her anı, her söz, bir hançer gibi saplanıyordu içindeki boşluğa.
Fakat, bu ayrılık acısında bile bir güzellik vardı onun için. Sevda dediğin böyle bir şeydi işte, kanatan, yakan ama yaşatan bir his. Sevdiği, hayatından gitmiş olabilir ama o hala oradaydı, onun aşkında yaşıyordu. Yüreğindeki bu derin yara, ona bir şeyi öğretti: Sevgiyi yaşamak, her zaman kavuşmayı gerektirmezdi. Bazen sadece o aşkın varlığını bilmek bile yetiyordu.
Kimi aşklar ölümle eşdeğer acılar verir, ama insan bu acıdan bile güçlenir. O gece, terk edilmiş sokakta adam, sevdiğiyle değil, kendisiyle yüzleşiyordu aslında. Sevda, artık onun içinde yankılanan bir hatıra, belki de yitip gitmiş bir hayaldi. O an, kendi sessiz çığlıkları içinde, "sensizlikte bile ölümsüzüm" diyordu. Artık hayatına bu acıyla devam edecek ve her şeyin ötesinde, yalnızlığında bile sevdanın kendisini bulacaktı.
#AşkAcısı
#Yalnızlık
#KalpAğrısı
#SevdaYarası
#DerinAşk
#KaybedilenAşk
#UnutulmazSevda
#GidişinAğrısı
#SonsuzYalnızlık
#YıkıkKalpler
#VazgeçmeyenAşık
#KörKuyulardaKaybolmak
#TerkEdilmek
#İçselYolculuk
#DibineKadarAşkAcısıYaşayanlara
Hikaye : Haci Yusuf ALAGÖZ
Beni Ölüme Bırak: Bir Aşkın Karanlık Derinliği
Gecenin en koyu vaktinde, şehrin terk edilmiş sokaklarından birinde, yağmur suları zemini ıslatırken bir adam, yüreğinde taş gibi ağır bir yükle duruyordu. Başını eğmiş, kaybolmuş bakışlarını yansıtan kaldırımlara bakıyordu. Gözlerinde yalnızlık vardı; bir zamanlar sevgiyle parlayan, artık ise hüzünden başka bir şey taşımayan gözler...
O, bir sevdaya her şeyini vermiş biriydi. Sevgiyi yalnızca yaşamak değil, ona inanmaktı onun için. Sevda bir inançtı, kimi zaman kendini feda etmeyi göze aldığı, her gün yeniden kanamaktan korkmadığı bir derin uçurumdu. Hayatının her anında bu aşkla yanmış, alevler içinde kalarak sevmeyi seçmişti. Bu aşkta kendini kaybeden yalnızca o değildi, aslında her an yeniden doğarken de sevdasının altında ezilen oydu.
Ancak, en yıkıcı darbeyi sevdiği insanın sözleriyle aldı: "Beni ölüme bırak." Ne büyük bir sükut, ne acı verici bir teslimiyet! İnsanı en derinlerde vurur böyle bir söz, bir boşluğa bırakıldığında hissedilen türden bir yalnızlık… İçinde bir dünya yaratmış, her bir köşesini sevgisinin renkleriyle boyamıştı, ama bu dünya şimdi bomboştu. Sevdiği, onun gözlerinin içine bakmadan gitmişti. Arkasına bile dönmeden…
Şimdi, bu sokakta bir başına kaldığında, hayatındaki her şeyin anlamını kaybetmiş gibiydi. Sadece sevdiğini değil, kendini de kaybetmişti. “Bir damla yaş dökme, hiç ardına bakmadan…” sözleri aklında yankılanıyordu. O, giderken dahi bir iz bırakmak istememiş, tüm hatıraları silmek istercesine soğuk bir veda etmişti. Sevdiği bu kadar kolay terk edebiliyorsa, acaba bu aşk, bir yanılsama mıydı? Bu soru kalbinde derin bir yara açıyordu.
Adam, geçmişin anılarına sarıldı; sevdiğiyle paylaştığı her güzel anı tek tek gözünün önünden geçti. Sevdiği zamanlar, gözlerinin içine bakarak hissettiği sıcaklık, yüreğini delen bir acıya dönmüştü şimdi. Artık onunla bir olmak şöyle dursun, en büyük pişmanlık, o son bakışı bile görememek olmuştu. Artık kendisi bile yok olmuştu. Her an kanamaya mahkum bir yara gibi, bu ayrılık kalbine derin bir iz bırakmıştı. Her anı, her söz, bir hançer gibi saplanıyordu içindeki boşluğa.
Fakat, bu ayrılık acısında bile bir güzellik vardı onun için. Sevda dediğin böyle bir şeydi işte, kanatan, yakan ama yaşatan bir his. Sevdiği, hayatından gitmiş olabilir ama o hala oradaydı, onun aşkında yaşıyordu. Yüreğindeki bu derin yara, ona bir şeyi öğretti: Sevgiyi yaşamak, her zaman kavuşmayı gerektirmezdi. Bazen sadece o aşkın varlığını bilmek bile yetiyordu.
Kimi aşklar ölümle eşdeğer acılar verir, ama insan bu acıdan bile güçlenir. O gece, terk edilmiş sokakta adam, sevdiğiyle değil, kendisiyle yüzleşiyordu aslında. Sevda, artık onun içinde yankılanan bir hatıra, belki de yitip gitmiş bir hayaldi. O an, kendi sessiz çığlıkları içinde, "sensizlikte bile ölümsüzüm" diyordu. Artık hayatına bu acıyla devam edecek ve her şeyin ötesinde, yalnızlığında bile sevdanın kendisini bulacaktı.
#AşkAcısı
#Yalnızlık
#KalpAğrısı
#SevdaYarası
#DerinAşk
#KaybedilenAşk
#UnutulmazSevda
#GidişinAğrısı
#SonsuzYalnızlık
#YıkıkKalpler
#VazgeçmeyenAşık
#KörKuyulardaKaybolmak
#TerkEdilmek
#İçselYolculuk
#DibineKadarAşkAcısıYaşayanlara