filmov
tv
96. Alak Sûresi, Dinle Ezberle, Kolay Kuran Öğren
Показать описание
#KuranDinle, #Kolayezberle, #DinleEzberle #AlakSûresi, #NamazSureleri #Muavvizeteyn, #Müfredat, #Kuranöğren, #Kurandersleri,
#İslamiilimlermüfredatezber,
Güzel Sesli Hafızlardan...
Artık namaz Sûrelerini rahatlıkla ezberleye bilirsiniz. Kolay ezberlenmesi için bir birinde güzel sesli hafızların kayıtlarını istifadenize sunmak üzere bir araya getirdik.
Alak Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “alak”kelimesinden almıştır.
Nuzül
Mushaftaki sıralamada doksan altıncı, iniş sırasına göre birinci sûredir. Kalem sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Baştan beş veya sekiz âyeti Hz. Peygamber’e gelen ilk vahiy olduğundan ilk inen sûre kabul edilir. Geri kalan kısmının ise sonraları Ebû Cehil hakkında indiği rivayet edilmiştir. Bazı Kur’an tarihçileri ilk inen sûrenin Müddessir, bazıları da Fâtiha olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Buhârî ve Müslim’de Hz. Âişe’ye isnad edilen rivayete göre Hz. Peygamber, içinde yalnız kalmayı âdet edindiği Hira mağarasında iken Ramazan ayının 27. gecesi (Pazar-Pazartesi) tan yerinin ağarmaya başlamasından az önce ufukta nurdan bir şekil görmüş; o zamana kadar hiç karşılaşmadığı bu nuranî varlığın (Cebrâil) kendisine seslendiğini duymuştur. Hz. Peygamber olayı şöyle anlatır: “Melek bana okumamı emretti. Kendisine okuma bilmediğimi söyledim. Beni kollarının arasına alıp kuvvetle sıktı; sonra ‘oku!’ dedi. Ben yine, ‘Okuma bilmem’ dedim. Beni tekrar kollarının arasına aldı, kuvvetle sıktı ve ‘oku!’ diye tekrar etti. Ben yine ‘Okuma bilmem’ dedim. Üçüncü defa kollarının arasına alıp daha kuvvetlice sıktıktan sonra bıraktı ve şöyle dedi: ‘Yaratan rabbinin adıyla oku; O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretmiştir” (bk. Buhârî, “Bed’ü’l-vahy”, 3; Müslim, “Îmân”, 252).
Konusu
Sûrede okumanın önemi vurgulanmakta, insanın neden yaratıldığına dikkat çekilmekte, kendini kendine yeterli görüp nankörlük eden insanın taşkınlığı ve bunun acı sonuçları anlatılmaktadır.
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ ﴿١﴾
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ ﴿٢﴾
اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ ﴿٣﴾
اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ ﴿٤﴾
عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ ﴿٥﴾
﴾1﴿ Yaratan rabbinin adıyla oku!
﴾2﴿ O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır.
﴾3-5﴿ Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir.
كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ ﴿٦﴾
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰىۜ ﴿٧﴾
﴾6-7﴿ Hayır! Gerçek şu ki insan, kendini kendine yeterli gördüğü için çizgiyi aşar.
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ ﴿٨﴾
﴾8﴿ Oysa (kuldaki) her şey yalnız rabbine aittir (O’na dönecektir).
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يَنْهٰىۙ ﴿٩﴾
عَبْداً اِذَا صَلّٰىۜ ﴿١٠﴾
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰىۙ ﴿١١﴾
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ ﴿١٢﴾
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ ﴿١٣﴾
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ ﴿١٤﴾
﴾9-10﴿ Gördün mü, bir kulu namaz kılarken engelleyen o adamı?
﴾11﴿ Peki, düşündün mü (ey inkârcı), ya o kul doğru yolda ise?
﴾12﴿ Yahut günahtan sakınmaya çağırıyorsa!
﴾13﴿ Düşündün mü (ey resulüm), ya o adam hakkı inkâr ediyor, sırt çeviriyorsa!
﴾14﴿ Allah’ın her şeyi gördüğünü bilmiyor mu o?
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ۬ لَنَسْفَعاً بِالنَّاصِيَةِۙ ﴿١٥﴾
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍۚ ﴿١٦﴾
﴾15﴿ Hayır hayır! Eğer vazgeçmezse mutlaka onu perçeminden yakalayıp sürükleriz!
﴾16﴿ O yalancı, günahkâr perçeminden!
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۙ ﴿١٧﴾
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَۙ ﴿١٨﴾
كَلَّاۜ لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ ﴿١٩﴾
﴾17﴿ O hemen kurultayını çağırsın.
﴾18﴿ Biz de zebânileri çağıracağız!
﴾19﴿ Sakın onun isteğine uyma! Secdeye kapan ve Allah’a yakınlaş.
#İslamiilimlermüfredatezber,
Güzel Sesli Hafızlardan...
Artık namaz Sûrelerini rahatlıkla ezberleye bilirsiniz. Kolay ezberlenmesi için bir birinde güzel sesli hafızların kayıtlarını istifadenize sunmak üzere bir araya getirdik.
Alak Suresi
Mekke döneminde inmiştir. 19 âyettir. Sûre, adını ikinci âyette geçen “alak”kelimesinden almıştır.
Nuzül
Mushaftaki sıralamada doksan altıncı, iniş sırasına göre birinci sûredir. Kalem sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Baştan beş veya sekiz âyeti Hz. Peygamber’e gelen ilk vahiy olduğundan ilk inen sûre kabul edilir. Geri kalan kısmının ise sonraları Ebû Cehil hakkında indiği rivayet edilmiştir. Bazı Kur’an tarihçileri ilk inen sûrenin Müddessir, bazıları da Fâtiha olduğunu ileri sürmüşlerdir.
Buhârî ve Müslim’de Hz. Âişe’ye isnad edilen rivayete göre Hz. Peygamber, içinde yalnız kalmayı âdet edindiği Hira mağarasında iken Ramazan ayının 27. gecesi (Pazar-Pazartesi) tan yerinin ağarmaya başlamasından az önce ufukta nurdan bir şekil görmüş; o zamana kadar hiç karşılaşmadığı bu nuranî varlığın (Cebrâil) kendisine seslendiğini duymuştur. Hz. Peygamber olayı şöyle anlatır: “Melek bana okumamı emretti. Kendisine okuma bilmediğimi söyledim. Beni kollarının arasına alıp kuvvetle sıktı; sonra ‘oku!’ dedi. Ben yine, ‘Okuma bilmem’ dedim. Beni tekrar kollarının arasına aldı, kuvvetle sıktı ve ‘oku!’ diye tekrar etti. Ben yine ‘Okuma bilmem’ dedim. Üçüncü defa kollarının arasına alıp daha kuvvetlice sıktıktan sonra bıraktı ve şöyle dedi: ‘Yaratan rabbinin adıyla oku; O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O, kalemle (yazmayı) öğretendir. İnsana bilmediklerini öğretmiştir” (bk. Buhârî, “Bed’ü’l-vahy”, 3; Müslim, “Îmân”, 252).
Konusu
Sûrede okumanın önemi vurgulanmakta, insanın neden yaratıldığına dikkat çekilmekte, kendini kendine yeterli görüp nankörlük eden insanın taşkınlığı ve bunun acı sonuçları anlatılmaktadır.
اِقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ي خَلَقَۚ ﴿١﴾
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍۚ ﴿٢﴾
اِقْرَأْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُۙ ﴿٣﴾
اَلَّذ۪ي عَلَّمَ بِالْقَلَمِۙ ﴿٤﴾
عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْۜ ﴿٥﴾
﴾1﴿ Yaratan rabbinin adıyla oku!
﴾2﴿ O, insanı alaktan (asılıp tutunan zigottan) yaratmıştır.
﴾3-5﴿ Oku! Kalemle (yazmayı) öğreten, (böylece) insana bilmediğini bildiren rabbin sonsuz kerem sahibidir.
كَلَّٓا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰىۙ ﴿٦﴾
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰىۜ ﴿٧﴾
﴾6-7﴿ Hayır! Gerçek şu ki insan, kendini kendine yeterli gördüğü için çizgiyi aşar.
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰىۜ ﴿٨﴾
﴾8﴿ Oysa (kuldaki) her şey yalnız rabbine aittir (O’na dönecektir).
اَرَاَيْتَ الَّذ۪ي يَنْهٰىۙ ﴿٩﴾
عَبْداً اِذَا صَلّٰىۜ ﴿١٠﴾
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰىۙ ﴿١١﴾
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰىۜ ﴿١٢﴾
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰىۜ ﴿١٣﴾
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰىۜ ﴿١٤﴾
﴾9-10﴿ Gördün mü, bir kulu namaz kılarken engelleyen o adamı?
﴾11﴿ Peki, düşündün mü (ey inkârcı), ya o kul doğru yolda ise?
﴾12﴿ Yahut günahtan sakınmaya çağırıyorsa!
﴾13﴿ Düşündün mü (ey resulüm), ya o adam hakkı inkâr ediyor, sırt çeviriyorsa!
﴾14﴿ Allah’ın her şeyi gördüğünü bilmiyor mu o?
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ۬ لَنَسْفَعاً بِالنَّاصِيَةِۙ ﴿١٥﴾
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍۚ ﴿١٦﴾
﴾15﴿ Hayır hayır! Eğer vazgeçmezse mutlaka onu perçeminden yakalayıp sürükleriz!
﴾16﴿ O yalancı, günahkâr perçeminden!
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُۙ ﴿١٧﴾
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَۙ ﴿١٨﴾
كَلَّاۜ لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ ﴿١٩﴾
﴾17﴿ O hemen kurultayını çağırsın.
﴾18﴿ Biz de zebânileri çağıracağız!
﴾19﴿ Sakın onun isteğine uyma! Secdeye kapan ve Allah’a yakınlaş.