filmov
tv
Helal Lokma'nın Duaya Tesiri | PENCERE

Показать описание
Helal Lokma'nın Duaya Tesiri
Şu dünyada hayat süren biz insanların en önemli ve birinci vazifesi Allah’a iman ve duadır. İnsan, ancak ilim ve dua ile kendinden beklenenleri gerçekleştirebilir ve cennete layık olgunluğu kazanabilir.
Rabbimiz Kur’an’da Peygamber Efendimiz (sav)’e hitaben “De ki: Eğer duanız olmasa, Rabbim size ne diye ehemmiyet versin?” buyurmuş, Peygamber Efendimiz (sav) de “Dua müminin silahıdır” diyerek bütün sıkıntılarımıza adres olarak duayı göstermiştir.
Ayet ve hadislerde görüldüğü ve hayatımızda da sıklıkla tecrübe ettiğimiz üzere dua, hayatımızın tam merkezindedir ve olmalıdır da. Fakat burada bir husus var ki dua için çok önemlidir. O da kazancımızın ve yediklerimizin helal olma zaruretidir.
Bir gün Sa’d b. Ebi Vakkas (ra), Peygamber Efendimiz (sav)’e gelerek, “Ya Resulallah! Dua buyurunuz da ben duası makbul olanlardan olayım” demiş; Peygamber Efendimiz (sav) de ona; “Ya Sa’d! Helal ve güzel olanı haramdan arınmış olarak ye. Duan kabul olur” buyurmuşlardır.
Konuyla ilgili başka bir hadiste de şöyle buyrulmuştur: “Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak: Ya Rabbi! Ya Rabbi! diye dua eder. Halbuki onun yediği haram, giydiği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir?”
Evet, hadis-i şeriflerde geçen bu ikazlar, duaya son derece muhtaç olan bizler için dikkate alınması ve üzerinde düşünülmesi gereken öncelikli konulardandır.
“Köpek bile atılan bir kemiği veya ekmeği koklamadan yemez” cümlesiyle yiyip içtiklerimize dikkat etme vurgusu yapan Mevlâna Hazretleri, helal lokmaya dikkat etmenin önemine dair kendi hayatından şöyle bir anekdot aktarır:
“Bu seher benden ilham kesildi. Her zaman lütfedilen tulûat ve sunûhat olmadı. Anladım ki vücuduma şüpheli birkaç lokma girdi. Bilgi de hikmet de helâl lokmadan doğar. Aşk da merhamet de helâl lokmanın mahsulüdür. Eğer bir lokmadan gaflet meydana gelirse, bil ki o lokma şüpheli veya haramdır.”
Benzer şekilde Şah-ı Nakşibend Hazretleri de “Salih ameller, helâl lokma ile mümkün olur. Fakat helâl lokma da gafletle yenilmemelidir” demiş, “Bir kul namazda nasıl huşua erer?” sualine saydığı dört maddenin başında yine helal lokmayı saymıştır.
Bugün yediğimiz gıdaların organik olup olmadığına, zararlı katkı maddesi taşıyıp taşımadığına, glüten bulunup bulunmadığına hasılı bedenimize zararı olup olmadığına nispeten dikkat etmekte, zararlardan sakınmaya gayret etmekteyiz. Ve etmeliyiz de…
Ama bununla birlikte bedenin ruhumuzun evi ve asıl olanın ruh olduğunun, bedenimize ve dünya hayatına ait hususlara dikkat ettiğimizden çok daha fazlasını ruhumuz ve ahiretimiz için dikkate almamız gerektiğinin de farkında olmalıyız.
Zira Abdülkadir Geylani Hazretlerinin ifadesiyle, “Haram yemek, kalbi öldürür. Lokma vardır, kalbini nurlandırır; lokma vardır onu karanlığa boğar. Yine lokma vardır, seni dünya ile meşgul eder; lokma vardır ukbâ ile meşgul eder. Lokma vardır, seni her iki dünyanın da zâhidi yapar, seni dünya ve âhiretin Hâlık’ına yöneltir.”
Evet istikametin makasını belirleyen en önemli amil helal lokmadır. Maddi-manevi hayatımızın sıhhati yediklerimize bağlıdır. Mazlum ve mağdurların mansur ve muzaffer olması için Rabbimize el açıp yaptığımız duaların kabulünün ön şartı da lokmalarımızın helal ve temiz olmasıdır.
Unutmamamız gereken bir husus da şudur: “Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.”
Efendimizin yaptığı şu dua ile sözlerimi tamamlamış olayım: “Allah’ım! Bana helâl rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” Âmin.
© Hayrat Vakfı
🌍 Sosyal Medya hesaplarımız:
Şu dünyada hayat süren biz insanların en önemli ve birinci vazifesi Allah’a iman ve duadır. İnsan, ancak ilim ve dua ile kendinden beklenenleri gerçekleştirebilir ve cennete layık olgunluğu kazanabilir.
Rabbimiz Kur’an’da Peygamber Efendimiz (sav)’e hitaben “De ki: Eğer duanız olmasa, Rabbim size ne diye ehemmiyet versin?” buyurmuş, Peygamber Efendimiz (sav) de “Dua müminin silahıdır” diyerek bütün sıkıntılarımıza adres olarak duayı göstermiştir.
Ayet ve hadislerde görüldüğü ve hayatımızda da sıklıkla tecrübe ettiğimiz üzere dua, hayatımızın tam merkezindedir ve olmalıdır da. Fakat burada bir husus var ki dua için çok önemlidir. O da kazancımızın ve yediklerimizin helal olma zaruretidir.
Bir gün Sa’d b. Ebi Vakkas (ra), Peygamber Efendimiz (sav)’e gelerek, “Ya Resulallah! Dua buyurunuz da ben duası makbul olanlardan olayım” demiş; Peygamber Efendimiz (sav) de ona; “Ya Sa’d! Helal ve güzel olanı haramdan arınmış olarak ye. Duan kabul olur” buyurmuşlardır.
Konuyla ilgili başka bir hadiste de şöyle buyrulmuştur: “Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak: Ya Rabbi! Ya Rabbi! diye dua eder. Halbuki onun yediği haram, giydiği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir?”
Evet, hadis-i şeriflerde geçen bu ikazlar, duaya son derece muhtaç olan bizler için dikkate alınması ve üzerinde düşünülmesi gereken öncelikli konulardandır.
“Köpek bile atılan bir kemiği veya ekmeği koklamadan yemez” cümlesiyle yiyip içtiklerimize dikkat etme vurgusu yapan Mevlâna Hazretleri, helal lokmaya dikkat etmenin önemine dair kendi hayatından şöyle bir anekdot aktarır:
“Bu seher benden ilham kesildi. Her zaman lütfedilen tulûat ve sunûhat olmadı. Anladım ki vücuduma şüpheli birkaç lokma girdi. Bilgi de hikmet de helâl lokmadan doğar. Aşk da merhamet de helâl lokmanın mahsulüdür. Eğer bir lokmadan gaflet meydana gelirse, bil ki o lokma şüpheli veya haramdır.”
Benzer şekilde Şah-ı Nakşibend Hazretleri de “Salih ameller, helâl lokma ile mümkün olur. Fakat helâl lokma da gafletle yenilmemelidir” demiş, “Bir kul namazda nasıl huşua erer?” sualine saydığı dört maddenin başında yine helal lokmayı saymıştır.
Bugün yediğimiz gıdaların organik olup olmadığına, zararlı katkı maddesi taşıyıp taşımadığına, glüten bulunup bulunmadığına hasılı bedenimize zararı olup olmadığına nispeten dikkat etmekte, zararlardan sakınmaya gayret etmekteyiz. Ve etmeliyiz de…
Ama bununla birlikte bedenin ruhumuzun evi ve asıl olanın ruh olduğunun, bedenimize ve dünya hayatına ait hususlara dikkat ettiğimizden çok daha fazlasını ruhumuz ve ahiretimiz için dikkate almamız gerektiğinin de farkında olmalıyız.
Zira Abdülkadir Geylani Hazretlerinin ifadesiyle, “Haram yemek, kalbi öldürür. Lokma vardır, kalbini nurlandırır; lokma vardır onu karanlığa boğar. Yine lokma vardır, seni dünya ile meşgul eder; lokma vardır ukbâ ile meşgul eder. Lokma vardır, seni her iki dünyanın da zâhidi yapar, seni dünya ve âhiretin Hâlık’ına yöneltir.”
Evet istikametin makasını belirleyen en önemli amil helal lokmadır. Maddi-manevi hayatımızın sıhhati yediklerimize bağlıdır. Mazlum ve mağdurların mansur ve muzaffer olması için Rabbimize el açıp yaptığımız duaların kabulünün ön şartı da lokmalarımızın helal ve temiz olmasıdır.
Unutmamamız gereken bir husus da şudur: “Helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.”
Efendimizin yaptığı şu dua ile sözlerimi tamamlamış olayım: “Allah’ım! Bana helâl rızık nasip ederek haramlardan koru! Lütfunla beni senden başkasına muhtaç etme!” Âmin.
© Hayrat Vakfı
🌍 Sosyal Medya hesaplarımız:
Комментарии