filmov
tv
Neml Suresinde Dağların Sürüklenmesi #shorts #shortsvideo #tesadüf #evrimağacı
Показать описание
"Dağları görür, onların durduğunu sanırsın; oysa bulutlar gibi hareket ederler. Bu, her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın sanatıdır. Şüphesiz ki O, yaptıklarınızdan tamamıyla haberdardır." Neml Suresi 88
Geçmişte kıtaların milyonlarca yıldır sabit kaldığı düşünülüyordu. Dünyanın kabuğunun, mantonun konveksiyon akımları sayesinde hareket eden plakalardan oluştuğu bilinmiyordu. Ancak, bilim adamı Alfred Wegener önerdi kıtasal sürüklenme teorisi. Bu teori, kıtaların milyonlarca yıldır sürüklendiğini ve hala devam ettiklerini söylüyordu.
Bu Konuda İki Temel Gerçeklik Vardır
Bunlardan ilki jeolojik uyumdur. Şu anda herhangi bir dünya haritasına bakacak olursanız Afrika’nın batı kıyısının Güney Amerika’nın doğu kıyısına adeta birbirlerinden henüz ayrılmış gibi uyduğunu fark edebilirsiniz.
İkincisi ise fosiller üzerinde yaptığı çalışmalar olmuştur.
Arada karasal bir bağlantı olmayan iki ayrı bölgede nesli tükenmiş aynı hayvanların fosilleri saptanmıştır. Üstelik bu hayvanların, suda uzun bir mesafeyi yüzme imkanı olmayan kara hayvanları olduklarına kuşku yoktur. Bu örneklerden biri Mesosaurus’un fosilidir. Günümüz timsahına benzeyen bu hayvan, kısa arka bacakları olan bir kıyı hayvanıdır ve fosilleri hem Güney Amerika’da hem de Güney Afrika’da bulunmuştur. Bununla birlikte bazı bölgelerde o bölgenin iklim koşullarına uygun olmayan bitki ve hayvan fosilleri bulunmuştur.
Mantonun yaydığı ısı, kıtaların sürüklenmesine yol açan akımları oluşturur. Ayrıca Dünya’nın hareketinin yarattığı merkezkaç kuvveti de kıtaların sürüklenmesine katkıda bulunur.
Geçmişte kıtaların milyonlarca yıldır sabit kaldığı düşünülüyordu. Dünyanın kabuğunun, mantonun konveksiyon akımları sayesinde hareket eden plakalardan oluştuğu bilinmiyordu. Ancak, bilim adamı Alfred Wegener önerdi kıtasal sürüklenme teorisi. Bu teori, kıtaların milyonlarca yıldır sürüklendiğini ve hala devam ettiklerini söylüyordu.
Bu Konuda İki Temel Gerçeklik Vardır
Bunlardan ilki jeolojik uyumdur. Şu anda herhangi bir dünya haritasına bakacak olursanız Afrika’nın batı kıyısının Güney Amerika’nın doğu kıyısına adeta birbirlerinden henüz ayrılmış gibi uyduğunu fark edebilirsiniz.
İkincisi ise fosiller üzerinde yaptığı çalışmalar olmuştur.
Arada karasal bir bağlantı olmayan iki ayrı bölgede nesli tükenmiş aynı hayvanların fosilleri saptanmıştır. Üstelik bu hayvanların, suda uzun bir mesafeyi yüzme imkanı olmayan kara hayvanları olduklarına kuşku yoktur. Bu örneklerden biri Mesosaurus’un fosilidir. Günümüz timsahına benzeyen bu hayvan, kısa arka bacakları olan bir kıyı hayvanıdır ve fosilleri hem Güney Amerika’da hem de Güney Afrika’da bulunmuştur. Bununla birlikte bazı bölgelerde o bölgenin iklim koşullarına uygun olmayan bitki ve hayvan fosilleri bulunmuştur.
Mantonun yaydığı ısı, kıtaların sürüklenmesine yol açan akımları oluşturur. Ayrıca Dünya’nın hareketinin yarattığı merkezkaç kuvveti de kıtaların sürüklenmesine katkıda bulunur.