filmov
tv
Kırmızı Başlıklı Kız Masalı Çizgi Filmi | Türkçe Full HD | Fairy Tales
Показать описание
Kırmızı Başlıklı Kız Çizgi Masalını Türkçe ve Full HD İzleyin
Bir zamanlar küçük ve tatlı bir kız vardı; kim görse ondan hoşlanırdı, özellikle de büyükannesi. Öyle ki, torununa ne vereceğini bilemezdi. Bir keresinde ona kırmızı kadifeden bir başlık hediye etti. Şapka kıza o kadar yakıştı ki, başından çıkarmaz oldu. Bu yüzden de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız demeye başladı. Bir gün annesi ona, "Gel bakalım şu kek ve tereyağını büyükannene götür. Kadıncağız hasta ve halsiz; bu ona iyi gelecektir. Ana yoldan ayrılma sakın, oraya buraya sapma” dedi.
Kırmızı Başlıklı Kız ormana dalınca kurtla karşılaştı. Ama onun ne kötü bir hayvan olduğunu bilmediği için korkmadı. Kurt: "İyi günler Kırmızı Başlıklı Kız, sabah sabah nereye gidiyorsun böyle?" dedi. Kırmızı Başlıklı Kız, "Büyükanneme kurabiye götürüyorum” demiş. Kurt "Senin büyükannen nerede oturuyor?" diye sormuş. Kırmızı Başlıklı Kız "Ormanda; on beş dakika daha gidersen üç tane kocaman meşe ağacı görürsün. Evi hemen onların önünde; etrafında da fındık ağaçları var” diye cevap vermiş. Kurt: "Şu körpe kız tam dişime göre; eti, yaşlı büyükanneden daha lezzetli olmalı. Kurnaz davranırsam ikisini de ele geçiririm" diye aklından geçirmiş.
Bu arada kurt doğru büyükannenin evine gitti. Kapıyı çaldı. Büyükanne "Kim o?" dedi. Kurt, "Benim büyükanne; Kırmızı Başlıklı Kız, sana kurabiye getirdim” demiş. "Mandalı bastır! Ben çok halsizim, kalkamıyorum" diye cevap verdi kadın. Kurt mandalı bastırdı, kapı açıldı. Hayvan hiçbir şey söylemeden doğru büyükannenin yatağına giderek zavallı kadını yutuverdi. Sonra onun giysilerini üstüne geçirerek başörtüsünü de başına taktı. Daha sonra da yatağa yatarak perdesini çekti. Kırmızı Başlıklı Kız da yeterince, hatta taşıyamayacağı kadar çok çiçek topladı. Derken büyükannesini hatırladı ve hemen yola koyuldu. Sokak kapısını açık bulunca şaşırdı, içeri girince bir tuhaflık hissetti. Kendi kendine: "Bana da ne oldu? Neden içime korku düştü ki? Oysa ben buraya hep seve seve gelirdim" diye söylendi. Ve "Günaydın" diye seslendi. Cevap alamadı. Yatağa yaklaşarak perdesini açtı. Büyükanne orada yatmış, başörtüsünü de iyice yüzüne kapatmıştı, yani biraz tuhaf görünüyordu. "Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük kulakların var!" dedi. "Seni daha iyi duyayım diye” cevap verdi kurt.
"Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük gözlerin var!" dedi bu sefer Kırmızı Başlıklı Kız. "Seni daha iyi görebileyim diye” cevap verdi kurt. "Aaa, büyükanne, senin ne kadar kocaman ellerin var?" diye sordu Kırmızı Başlıklı Kız. "Seni daha iyi yakalayayım diye!" dedi kurt. "Ama büyükanne, ağzın ne kadar da büyük!" dedi Kırmızı Başlıklı Kız. "Seni daha iyi ısırayım diye!" dedi kurt ve bunu söyler söylemez zavallı kızcağızı yutuverdi.
Karnı iyice doyduktan sonra da yatağa yattı, uykuya dalarak horlamaya başladı. Bu arada evin önünden bir avcı geçmekteydi. "Yaşlı kadın nasıl da horluyor; git bir bak bakalım bir şeye ihtiyacı var mı?" diye aklından geçirdi. Eve girdi ve yatağa yaklaştığında kurdu gördü. "Seni burada buldum, namussuz! Çoktandır arıyordum" diye söylendi. Tam silahını doğrultmuşken düşündü. Kurt büyükanneyi yutmuş olabilirdi! O zaman henüz onu kurtarabilirdi. Ateş etmeyip eline bir makas aldı ve uyuyan kurdun karnını kesmeye başladı. Biraz kesince Kırmızı Başlıklı Kızın başı göründü; derken ufak kız dışarı sıçrayıverdi. "Çok korktum! Kurdun karnı çok karanlıkmış" dedi. Derken büyükanne de canlı olarak kurtarıldı; zor nefes almaktaydı. Kırmızı Başlıklı hemen kocaman taşlar toplayıp onlarla kurdun karnını doldurdu. Kurt uyandığında yerinden fırlamak istedi, ama taşlar o kadar ağırdı ki, olduğu yere çöküverdi; ölmüştü! Üçü de çok sevindi. Avcı kurdun postunu yüzüp evine götürdü. Büyükanne Kırmızı Başlıklı Kız getirdiği kurabiyeleri yiyip şarabı içerek kendine geldi. Ama küçük kız kendi kendine: "Bir daha ömrüm boyunca ana yoldan ayrılmam; annem haklıymış" diye ekledi.
Aylar sonra Kırmızı Başlıklı Kız yine büyükannesine kurabiye getirdiğinde bir başka kurt karşısına çıkarak onu ana yoldan uzaklaştırmak istedi ama küçük kız buna kanmayarak yoluna devam etti ve büyükannesine, kurda nasıl rastladığını, onun kendisine nasıl "Merhaba" dediğini, ama bakışlarını hiç beğenmediğini anlattı. Az sonra kurt kapıyı çalarak, "Aç kapıyı büyükanne, ben geldim! Kırmızı Başlıklı! Sana kurabiye getirdim" diye seslendi. Büyükanneyle torunu sustu, ama kapıyı açmadılar. Bunun üzerine kurt evin etrafında birkaç kez Kırmızı Başlıklı Kız’ın eve dönüşünü bekledi. Küçük kızın peşinden giderek onu karanlıkta yemek istiyordu. Ama büyükanne onun niyetini sezdi. Evin önünde büyük bir taş yalak vardı. Torununa dönerek, "Kovayı al, yavrum; dün sucuk kaynattığım suyu al ve yalağı onunla doldur" dedi. Kırmızı Başlıklı yalağı ağzına kadar doldurdu. Sucuk kokusu kurdun burnuna gelince hayvan damdan aşağı baktı. Boynunu o kadar sarkıttı ki, birden dengesini kaybederek taş yalağın içine düştü ve boğuldu. Kırmızı Başlıklı Kız da evine döndü.
Grimm Masalları
Bir zamanlar küçük ve tatlı bir kız vardı; kim görse ondan hoşlanırdı, özellikle de büyükannesi. Öyle ki, torununa ne vereceğini bilemezdi. Bir keresinde ona kırmızı kadifeden bir başlık hediye etti. Şapka kıza o kadar yakıştı ki, başından çıkarmaz oldu. Bu yüzden de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız demeye başladı. Bir gün annesi ona, "Gel bakalım şu kek ve tereyağını büyükannene götür. Kadıncağız hasta ve halsiz; bu ona iyi gelecektir. Ana yoldan ayrılma sakın, oraya buraya sapma” dedi.
Kırmızı Başlıklı Kız ormana dalınca kurtla karşılaştı. Ama onun ne kötü bir hayvan olduğunu bilmediği için korkmadı. Kurt: "İyi günler Kırmızı Başlıklı Kız, sabah sabah nereye gidiyorsun böyle?" dedi. Kırmızı Başlıklı Kız, "Büyükanneme kurabiye götürüyorum” demiş. Kurt "Senin büyükannen nerede oturuyor?" diye sormuş. Kırmızı Başlıklı Kız "Ormanda; on beş dakika daha gidersen üç tane kocaman meşe ağacı görürsün. Evi hemen onların önünde; etrafında da fındık ağaçları var” diye cevap vermiş. Kurt: "Şu körpe kız tam dişime göre; eti, yaşlı büyükanneden daha lezzetli olmalı. Kurnaz davranırsam ikisini de ele geçiririm" diye aklından geçirmiş.
Bu arada kurt doğru büyükannenin evine gitti. Kapıyı çaldı. Büyükanne "Kim o?" dedi. Kurt, "Benim büyükanne; Kırmızı Başlıklı Kız, sana kurabiye getirdim” demiş. "Mandalı bastır! Ben çok halsizim, kalkamıyorum" diye cevap verdi kadın. Kurt mandalı bastırdı, kapı açıldı. Hayvan hiçbir şey söylemeden doğru büyükannenin yatağına giderek zavallı kadını yutuverdi. Sonra onun giysilerini üstüne geçirerek başörtüsünü de başına taktı. Daha sonra da yatağa yatarak perdesini çekti. Kırmızı Başlıklı Kız da yeterince, hatta taşıyamayacağı kadar çok çiçek topladı. Derken büyükannesini hatırladı ve hemen yola koyuldu. Sokak kapısını açık bulunca şaşırdı, içeri girince bir tuhaflık hissetti. Kendi kendine: "Bana da ne oldu? Neden içime korku düştü ki? Oysa ben buraya hep seve seve gelirdim" diye söylendi. Ve "Günaydın" diye seslendi. Cevap alamadı. Yatağa yaklaşarak perdesini açtı. Büyükanne orada yatmış, başörtüsünü de iyice yüzüne kapatmıştı, yani biraz tuhaf görünüyordu. "Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük kulakların var!" dedi. "Seni daha iyi duyayım diye” cevap verdi kurt.
"Aaa, büyükanne, senin ne kadar büyük gözlerin var!" dedi bu sefer Kırmızı Başlıklı Kız. "Seni daha iyi görebileyim diye” cevap verdi kurt. "Aaa, büyükanne, senin ne kadar kocaman ellerin var?" diye sordu Kırmızı Başlıklı Kız. "Seni daha iyi yakalayayım diye!" dedi kurt. "Ama büyükanne, ağzın ne kadar da büyük!" dedi Kırmızı Başlıklı Kız. "Seni daha iyi ısırayım diye!" dedi kurt ve bunu söyler söylemez zavallı kızcağızı yutuverdi.
Karnı iyice doyduktan sonra da yatağa yattı, uykuya dalarak horlamaya başladı. Bu arada evin önünden bir avcı geçmekteydi. "Yaşlı kadın nasıl da horluyor; git bir bak bakalım bir şeye ihtiyacı var mı?" diye aklından geçirdi. Eve girdi ve yatağa yaklaştığında kurdu gördü. "Seni burada buldum, namussuz! Çoktandır arıyordum" diye söylendi. Tam silahını doğrultmuşken düşündü. Kurt büyükanneyi yutmuş olabilirdi! O zaman henüz onu kurtarabilirdi. Ateş etmeyip eline bir makas aldı ve uyuyan kurdun karnını kesmeye başladı. Biraz kesince Kırmızı Başlıklı Kızın başı göründü; derken ufak kız dışarı sıçrayıverdi. "Çok korktum! Kurdun karnı çok karanlıkmış" dedi. Derken büyükanne de canlı olarak kurtarıldı; zor nefes almaktaydı. Kırmızı Başlıklı hemen kocaman taşlar toplayıp onlarla kurdun karnını doldurdu. Kurt uyandığında yerinden fırlamak istedi, ama taşlar o kadar ağırdı ki, olduğu yere çöküverdi; ölmüştü! Üçü de çok sevindi. Avcı kurdun postunu yüzüp evine götürdü. Büyükanne Kırmızı Başlıklı Kız getirdiği kurabiyeleri yiyip şarabı içerek kendine geldi. Ama küçük kız kendi kendine: "Bir daha ömrüm boyunca ana yoldan ayrılmam; annem haklıymış" diye ekledi.
Aylar sonra Kırmızı Başlıklı Kız yine büyükannesine kurabiye getirdiğinde bir başka kurt karşısına çıkarak onu ana yoldan uzaklaştırmak istedi ama küçük kız buna kanmayarak yoluna devam etti ve büyükannesine, kurda nasıl rastladığını, onun kendisine nasıl "Merhaba" dediğini, ama bakışlarını hiç beğenmediğini anlattı. Az sonra kurt kapıyı çalarak, "Aç kapıyı büyükanne, ben geldim! Kırmızı Başlıklı! Sana kurabiye getirdim" diye seslendi. Büyükanneyle torunu sustu, ama kapıyı açmadılar. Bunun üzerine kurt evin etrafında birkaç kez Kırmızı Başlıklı Kız’ın eve dönüşünü bekledi. Küçük kızın peşinden giderek onu karanlıkta yemek istiyordu. Ama büyükanne onun niyetini sezdi. Evin önünde büyük bir taş yalak vardı. Torununa dönerek, "Kovayı al, yavrum; dün sucuk kaynattığım suyu al ve yalağı onunla doldur" dedi. Kırmızı Başlıklı yalağı ağzına kadar doldurdu. Sucuk kokusu kurdun burnuna gelince hayvan damdan aşağı baktı. Boynunu o kadar sarkıttı ki, birden dengesini kaybederek taş yalağın içine düştü ve boğuldu. Kırmızı Başlıklı Kız da evine döndü.
Grimm Masalları