Ucuz Batı karşıtlığının zararları [Yavuz Altun - 24 Eylül 2019]

preview_player
Показать описание
HABER-YORUM | YAVUZ ALTUN

Kanserle mücadelesini kamusal alana taşıyan ve bu mücadeleyi bir anlamda popülerleştiren Neslican Tay’ın ölümünün ardından Üsküdar Üniversitesi Rektörü Nevzat Tarhan şunları yazdı:

“#neslicantay kızımız çok çile çekti ama ümidini kaybetmedi, Ölümle yüzleşebilseydi #ölümbilinci ne sahip olsaydı, seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılmasaydı dinlerin #hayataanlamkatma ve #teselligücü nden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm.”

Hâliyle tepki de çekti. Tarhan’ın savunması şöyle: Kendisi de eşini kanserden kaybetmiş. Bu kaybının acısını dindirmek için faydalandığı yöntemleri sıralamış.

Sonra da şu tweet’i yazdı:

“Ölüm ve hastalık sel gibidir, mücadele ederseniz kaybedersiniz ve yüzünüz gülerken içinizde fırtına vardır. Bir kayığa binip ustaca yönetirseniz size sahile çıkarır.”

Ne var canım bunda, adam hikmetli sözler söylemiş işte, diyebilirsiniz. Ama bu tartışma aslında Türkiye’de dindar muhafazakârlığın güncel arkaplanı hakkında bir takım önemli ipuçları veriyor.

Tarhan’ın tweet dizisinde izini sürebileceğimiz bir takım anahtar kelimeler var: Mindfulness ve NeuroQuantology.

Mindfulness, ya da “farkında olarak yaşama”, son yıllarda Batı’da da revaçta olan New Age akımlardan biri. Deneyime ağırlık veren, insanı (özneyi) o deneyimin ve ânın biricik hâkimi gören, hâliyle de insana, yaşantısında farkındalık, durup düşünme öğütleyen bir akım bu.

Hayatın hızla akıp gittiği, stres ve depresyonun yoğunlaştığı günümüzde, bu akımın belirli bir ihtiyaca cevap verdiği ortada. Nitekim, son yıllarda önde gelen üniversitelerin psikoloji departmanları da bu konuya ilgi gösteriyor ve fenomeni anlamak için çeşitli bilimsel testler uyguluyor.

Ancak bilim insanları, belirli bir kuşkuyla yaklaşıyor meseleye. Çünkü “vaat ettikleri” ile “gerçek etkileri” arasındaki ilişki hâlen tartışmalı. Bu yönüyle, alternatif tıp uygulamalarına benziyor. Şarlatanların elinde “mucize” diye pazarlanmaya müsait. Bir başka itiraz şu: Kapitalizmin ürettiği sorunlar karşısında insanlara sisteme itiraz etmeyi değil, sistem karşısında bir durup dinlenmeyi öğütlüyor. Yani problemleri çözme iradesine değil, problemlerle birlikte yaşamaya vurgu yapıyor. Böylece, yine kapitalizmin aktörleri tarafından “yumuşak kapitalizm” olarak yeniden pazarlandığı öne sürülüyor.

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Bu kanal neden ülkemizde kullanılamıyor anlamadım

ABONE-OL
welcome to shbcf.ru