İstanbul Krizinden Çıkarılacak Dersler: Afet Yönetimi Nasıl Yapılmalı?

Показать описание

İstanbul'da etkili olan yoğun kar yağışı hayatı felce uğrattı ve şehir tam anlamıyla bir afet görüntüsüne büründü. Peki neden böyle oldu?
Kuzey ülkelerinde hayata sınırlı etkileri olabilecek bir yağış Türkiye'deki büyük şehirlerde neden afet halini alıyor?
Meteoroloji kar uyarısı verdiğinde o çocuksu heyecanı hiç hissetmeden neden bir korku ve panik havasına kapılıyoruz?
Üstelik yağışa bu kadar ihtiyacı olan, su fakiri bir ülkede yaşıyor olmamıza karşın neden kar ve yağmurun güzel ve olumlu yanlarından yeterince yararlanamıyoruz.
Bu soruların bazı yanıtları belli: Aşırı nüfus yoğunluğu, kötü şehirleşme altyapı yetersizliği bizim şehirlerimizdeki yoğun yağmur ve kar yağışını afet tablosuna dönüştürüyor.
İstanbul’da kar yağışının hayatı felç etmesi temelde bunlarla ilgili.
Şehir pazar ve pazartesi günü gerçekten yoğun yağış aldı. Bazı yerlerde kar kalınlığı 80 cm’e ulaştı. Metre kareye 60 kilogram kar düştü. Bu şiddette bir yağış dünyanın her yerinde hayatı etkileyebilirdi ancak İstanbul’da bir afete dönüştü.
Şehir bütünüyle felç oldu, insanlar 10-12 saat araçlarında hapsoldu. Yollar tamamen kapandı. Emniyet şeritleri kullanılamadı. Yardım için kar temizleme araçları, kurtarma ekipleri ilerleyemedi. Çok gergin bir gün geçirdik.
Peki neydi bu sorunların temel kaynağı:
1-Meteorolojinin günlerdir yaptığı uyarılara yeterince kulak verilmedi.
2-Yağışın bu boyutta gerçekleşeceği senaryo için doğru hazırlık yapılmamıştı.
3-İlgili kurumlar topu birbirine attı.
4-Karşılıklı suçlama yarışına girildi.
5-Vatandaşlar kurallara uymadı, uyarıları dinlemedi.
6-Yollardaki araçların büyük kısmında teknik hazırlık yetersizdi, kış lastiği yoktu.
7-Toplu ulaşım kapasitesi talebin çok gerisinde kaldı.
Meteorolojik okur yazarlık konusunda herkesin yetersiz olduğu görüldü.
Yaşanan bütün olumsuzluk ve sıkıntılar içinde dikkatimi çeken güzel şeyler de vardı. Bağcılar ve diğer semtlerde vatandaşlar ve çeşitli yardım kuruluşları yolda kalanlara çay, kumanya dağıttı. Evlerinden yiyecek getirenler vardı.
“İşte Türkiye bu” dedirten görüntülere tanıklık ettik.

Depreme böyle yakalanırsak?
Bu yoğun kar yağışı ve oluşturduğu ağır sonuçlardan ciddi ders çıkarmamız gerek.
Afet yönetiminde çeşitli bakanlıklar, AFAD, Karayolları, valilikler, büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri gibi ilgili kurumların nasıl koordine olacağı konusunda belirsizlik ve boşluklar var.
Görev ve yetkiler yeniden tanımlanmalı, tarif edilmeli ve kamuoyuyla açıkça paylaşılmalı.

Yarın İstanbul’da bir deprem olsa ne yapacağız? Mahalle düzeyinde, ilçe düzeyinde, il boyutunda hangi hazırlıklar var? Hangi bakanlık hangi konudan sorumlu olacak. Yaşanabileceği değerlendirilen 7.2 büyüklüğündeki bir depremin korkunç sonuçlarıyla baş başa mı kalacağız?
Bu sorular hala yanıt bekliyor.
Siyasi tartışmalara heba etmeden afet ve felaket hazırlıklarımızı yeniden gözden geçirelim ve 1 dakika bile beklemeden kolları sıvayalım.

Gündemdeki gelişmelerden, teknolojiye, özel röportajlardan seyahatlere kadar farklı içeriklerdeki videolarımı burada bulabilirsiniz.

#hakançelik #ibb #kar