filmov
tv
Evrenin Yaratılışı | Esma-i Hüsna | Halis Bayancuk Hoca
Показать описание
Evrenin Yaratılışı | Esma-i Hüsna | Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Allah'ın yaratmasına dair beş ismi:
El Halık: Varlığı yoktan var eden, her şeyin yaratıcısı Allah demektir.
El Bari: Yaratırken parçalayan, kesen ve yaratması eksiklikten münezzeh olan Allah demektir.
El Musavvir: Yarattıklarına şekil veren Allah demektir
El Bedi: Bir şeyi yarattığında örneksiz, benzersiz bir şekilde yaratan Allah demektir.
El Fatır: Yaratırken çatlatan ve yarattığını şeyin programını içerisine yerleştiren Allah demektir.
Allah’ın her şeyi yarattığını bilmek ve bundan faydalanmak için olması gereken 3 şey:
1. Kalbinin masiyetlerle ölmemiş olması
2. Akleden bir insan olmak
3. Allah’ı çokça zikretmek
“Sizin ilahınız tek bir ilahtır. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. O, (özünde merhamet sahibi olan) Er-Rahmân, (rahmetini kullarına eriştiren) Er-Rahîm’dir.
Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılmasında,
gece ve gündüzün peşi sıra yer değiştirmesinde,
insanlara fayda sağlayarak denizde yüzen gemilerde,
Allah’ın gökyüzünden indirdiği ve ölümünden sonra yeryüzünü kendisiyle canlandırdığı suda,
orada yaydığı farklı türdeki her bir canlıda,
rüzgârların çevrilip yönlendirilmesinde,
gök ve yer arasında emre amade kılınmış olan bulutlarda
akledenler için (üzerinde düşünülüp, bunları yapanın tek ilah olduğu ve kulluğun yalnızca O’na yapılması gerektiğine dair) deliller vardır.” (2/Bakara, 163-164)
163 ve 164. ayetler tevhidin en açık delillerindendir. Tüm âlemleri yoktan var eden, düzenleyen, aralarında bir uyum ve ahenk kılan kim ise; insanların ibadet etmesi, boyun eğmesi, teslim olması ve yasalarına göre hayatlarına yön vermesi gereken hak ilah da odur.
(İnsanı hayrete düşüren ve sayısız ayetle donatılmış) göklerin ve yerin melekutuna, Allah’ın yarattıklarına ve ecellerinin yaklaşmış olma ihtimaline bakıp düşünmediler mi? (Buna inanmadıktan sonra) daha hangi söze inanacaklar? (7/A'râf, 185)
Yerin ve göğün yaratılışı:
Eski dönemlerde insanlar, evrenin bir kutuya benzediğini, sınırları olduğunu ve her şeyin bu sınırlar içinde gerçekleştiğine inanırdı. Evrenin sabit/durağan olduğu fikri uzun yıllar geçerliliğini korudu. Daha sonra 1920'li yıllarda Kaliforniya'da kurulan bir gözlemevinden gökyüzü incelenmeye başladı. Gözlem yapan bilim adamı şöyle bir gerçeği fark etti: Gök cisimleri sürekli olarak birbirlerinden uzaklaşıyor, hareket ediyordu. Örneğin Dünya’dan bin üç yüz kat daha büyük olan yıldızlar vardı ve bu yıldızlar dünyadan sürekli uzaklaşıyor, bir zaman sonra gözden kayboluyordu. Evren sabit/durağan ise bu yıldızlar bir sınırda durmalıydı. Ancak yıldızlar uzaklaşıp gözden kayboluyordu. Tam da bu noktada şu soruyu sordular: “Bu yıldızlar uzaklaşıp nereye gidiyor?” Sürekli bir uzaklaşmanın olabilmesi için sonsuzluk olması gerekir. Evren durmadığını ve sürekli bir şekilde genişlediğini anladılar, ki yüce Allah on dört asır önce şöyle buyurmuştur:
"Göğü büyük bir kuvvetle bina ettik. Ve biz, onu genişleticileriz. Yeri de serip döşedik. Ne güzel döşeyenleriz. Her şeyden çift çift yarattık. Umulur ki öğüt alırsınız. O halde (sizi Allah'tan alıkoyan put, dünya sevgisi, aile, toplum baskısı gibi her türlü prangadan kurtulup) Allah'a kaçın. Hiç şüphesiz ki ben, size O’nun tarafından (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım. Allah'la beraber başka bir ilah edinmeyin. Hiç şüphesiz ben, size O’nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.” (51/Zâriyat, 47-51)
Sonra ikinci bir soru sordular: “Bu genişleme nasıl başladı?” Geriye doğru sardıkça anladılar ki evren/herşey bir noktaydı ve o nokta genişleye genişleye evren bu hâle geldi. Hâla genişlemeye devam ediyor… Allah (cc) şöyle demişti:
“O kâfirler, göklerin ve yerin bitişik olduğunu, bizim onları birbirinden ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmediler mi? İman etmezler mi?” (21/Enbiya, 30)
Evet, yer ile gök bir bütün hâlindeydi. O bütünün içinde tüm evren gizliydi. Allah El-Fâtır ismiyle o noktayı çatlattı, birbirinden ayırdı ve evreni yarattı.
ÖNEMLİ BÖLÜMLER
00:00 Allah'ın yaratmasına dair beş ismi
02:15 Allah’ın her şeyi yarattığını bilmek ve bundan faydalanmak
03:50 Allah’ın yarattıkları üzerinde akletmek
06:07 Kalplerin diri olması
07:30 Allah’ı çokça zikretmek
09:00 Evrenin yaratılışı
09:24 Gökyüzünde yapılan gözlemler sonucu evrenin genişlemesi ve kainatın yaratılışı
11:37 Big bang, büyük patlama
Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…
Kanalımıza Destek Olmak İçin;
Tevhid Dersleri Kanalı için;
Tevhid Meali İçin:
Bütün Videoları İzlemek İçin;
Dergilerimiz ve Kitaplarımıza Ulaşmak İçin:
İletişim:
+90 535 766 45 45
#Yaratılış
Allah'ın yaratmasına dair beş ismi:
El Halık: Varlığı yoktan var eden, her şeyin yaratıcısı Allah demektir.
El Bari: Yaratırken parçalayan, kesen ve yaratması eksiklikten münezzeh olan Allah demektir.
El Musavvir: Yarattıklarına şekil veren Allah demektir
El Bedi: Bir şeyi yarattığında örneksiz, benzersiz bir şekilde yaratan Allah demektir.
El Fatır: Yaratırken çatlatan ve yarattığını şeyin programını içerisine yerleştiren Allah demektir.
Allah’ın her şeyi yarattığını bilmek ve bundan faydalanmak için olması gereken 3 şey:
1. Kalbinin masiyetlerle ölmemiş olması
2. Akleden bir insan olmak
3. Allah’ı çokça zikretmek
“Sizin ilahınız tek bir ilahtır. O’ndan başka (ibadeti hak eden) hiçbir ilah yoktur. O, (özünde merhamet sahibi olan) Er-Rahmân, (rahmetini kullarına eriştiren) Er-Rahîm’dir.
Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılmasında,
gece ve gündüzün peşi sıra yer değiştirmesinde,
insanlara fayda sağlayarak denizde yüzen gemilerde,
Allah’ın gökyüzünden indirdiği ve ölümünden sonra yeryüzünü kendisiyle canlandırdığı suda,
orada yaydığı farklı türdeki her bir canlıda,
rüzgârların çevrilip yönlendirilmesinde,
gök ve yer arasında emre amade kılınmış olan bulutlarda
akledenler için (üzerinde düşünülüp, bunları yapanın tek ilah olduğu ve kulluğun yalnızca O’na yapılması gerektiğine dair) deliller vardır.” (2/Bakara, 163-164)
163 ve 164. ayetler tevhidin en açık delillerindendir. Tüm âlemleri yoktan var eden, düzenleyen, aralarında bir uyum ve ahenk kılan kim ise; insanların ibadet etmesi, boyun eğmesi, teslim olması ve yasalarına göre hayatlarına yön vermesi gereken hak ilah da odur.
(İnsanı hayrete düşüren ve sayısız ayetle donatılmış) göklerin ve yerin melekutuna, Allah’ın yarattıklarına ve ecellerinin yaklaşmış olma ihtimaline bakıp düşünmediler mi? (Buna inanmadıktan sonra) daha hangi söze inanacaklar? (7/A'râf, 185)
Yerin ve göğün yaratılışı:
Eski dönemlerde insanlar, evrenin bir kutuya benzediğini, sınırları olduğunu ve her şeyin bu sınırlar içinde gerçekleştiğine inanırdı. Evrenin sabit/durağan olduğu fikri uzun yıllar geçerliliğini korudu. Daha sonra 1920'li yıllarda Kaliforniya'da kurulan bir gözlemevinden gökyüzü incelenmeye başladı. Gözlem yapan bilim adamı şöyle bir gerçeği fark etti: Gök cisimleri sürekli olarak birbirlerinden uzaklaşıyor, hareket ediyordu. Örneğin Dünya’dan bin üç yüz kat daha büyük olan yıldızlar vardı ve bu yıldızlar dünyadan sürekli uzaklaşıyor, bir zaman sonra gözden kayboluyordu. Evren sabit/durağan ise bu yıldızlar bir sınırda durmalıydı. Ancak yıldızlar uzaklaşıp gözden kayboluyordu. Tam da bu noktada şu soruyu sordular: “Bu yıldızlar uzaklaşıp nereye gidiyor?” Sürekli bir uzaklaşmanın olabilmesi için sonsuzluk olması gerekir. Evren durmadığını ve sürekli bir şekilde genişlediğini anladılar, ki yüce Allah on dört asır önce şöyle buyurmuştur:
"Göğü büyük bir kuvvetle bina ettik. Ve biz, onu genişleticileriz. Yeri de serip döşedik. Ne güzel döşeyenleriz. Her şeyden çift çift yarattık. Umulur ki öğüt alırsınız. O halde (sizi Allah'tan alıkoyan put, dünya sevgisi, aile, toplum baskısı gibi her türlü prangadan kurtulup) Allah'a kaçın. Hiç şüphesiz ki ben, size O’nun tarafından (gönderilmiş) apaçık bir uyarıcıyım. Allah'la beraber başka bir ilah edinmeyin. Hiç şüphesiz ben, size O’nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım.” (51/Zâriyat, 47-51)
Sonra ikinci bir soru sordular: “Bu genişleme nasıl başladı?” Geriye doğru sardıkça anladılar ki evren/herşey bir noktaydı ve o nokta genişleye genişleye evren bu hâle geldi. Hâla genişlemeye devam ediyor… Allah (cc) şöyle demişti:
“O kâfirler, göklerin ve yerin bitişik olduğunu, bizim onları birbirinden ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmediler mi? İman etmezler mi?” (21/Enbiya, 30)
Evet, yer ile gök bir bütün hâlindeydi. O bütünün içinde tüm evren gizliydi. Allah El-Fâtır ismiyle o noktayı çatlattı, birbirinden ayırdı ve evreni yarattı.
ÖNEMLİ BÖLÜMLER
00:00 Allah'ın yaratmasına dair beş ismi
02:15 Allah’ın her şeyi yarattığını bilmek ve bundan faydalanmak
03:50 Allah’ın yarattıkları üzerinde akletmek
06:07 Kalplerin diri olması
07:30 Allah’ı çokça zikretmek
09:00 Evrenin yaratılışı
09:24 Gökyüzünde yapılan gözlemler sonucu evrenin genişlemesi ve kainatın yaratılışı
11:37 Big bang, büyük patlama
Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…
Kanalımıza Destek Olmak İçin;
Tevhid Dersleri Kanalı için;
Tevhid Meali İçin:
Bütün Videoları İzlemek İçin;
Dergilerimiz ve Kitaplarımıza Ulaşmak İçin:
İletişim:
+90 535 766 45 45
#Yaratılış
Комментарии