Jack London'ın Hayatı ve Eserleri

preview_player
Показать описание
Bu videoda ünlü ABD'li yazar Jack London'ın hayatından ve eserlerinden bahsettim. 1876 Yılından doğan London, fakirlik nedeniyle 13 yaşında okulunu yarım bırakmak zorunda kalır ve zorlu çalışma hayatına başlar. Konserve fabrikası, istiridye avcılığı, Japonya sahillerinde balina avcılığı, Kanada'da altın arayıcılığı derken 1898 yılında yaşamı yazarlıkla buluşur. Dilimize Kurdun Oğlu veya Kurdun Dölü olarak çevrilen ilk kitabı 1900 yılında yayınlanır. Sonrasında Uçurum İnsanları, Vahşetin Çağrısı veya Yabanın Çağrısı, Beyaz Diş, Denizin Kurdu, Yol veya Demiryolu Serserileri, Adem'den Önce, Demir Ökçe ve Martin Eden gelir. 1910 Yılında Glen Ellen'da bulunan çiftliğe taşınır Jack London ve yaşamıyla edebiyatında çeşitli değişimler olur. Bu yıldan sonra Ay Vadisi, John Barleycorn ve Yıldız Gezgini bazı önemli eserler verse de genel olarak eserlerinde nitelik olarak bir düşüş bulunmaktadır. Yılın neredeyse altı ayını ikinci eşi Charmian ile denizlerde geçirir. Alkol alışkanlığı alkolizme dönen yazarın sağlığında ciddi bozulmalar olur ve ne yazık ki 1916 yılında daha kırk yaşındayken vefat eder. Yazarın neredeyse bütün külliyatı dilimize çevrilmiş olup Mete Ergin, Levent Cinemre ve Osman Çakmakçı kitaplarını gayet yetkin bir şekilde çevirmişlerdir. James Haley'nin İş Bankası Yayınları'ndan çıkan biyografisi de yazarın hayatını öğrenmek için ayrıca okunabilir.
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Martin Eden'i bir saat önce bitirdim.Hala kitabın şokunu atamadım.Yarın gidip ilk iş otobiyografi kitabını alacam.Böyle bilgilendirici videolar hayırladığınız içinde size ne kadar teşekkür etsek azdır.

sevketkarabulut
Автор

Bu sene içerisinde Martin Eden ve Beyaz Diş'i okudum, iki kitap da beni muazzam etkiledi. Jack London'ı daha iyi anlamak için bahsettiğiniz kitapları da en kısa zamanda okuyacağım. Teşekkürler

ozlemackgoz
Автор

Şimdiye kadar Jack London kitaplarını hep Mete Ergin ve Levent Cinemre çevirileriyle okudum, iki çeviriyi okumak da benim için keyifliydi.
Her fırsatta dile getirmek istiyorum Martin Eden'ın Levent Cinemre çevirisi dipnotlarıyla birlikte harika bir okuma sunuyor. Okumamış olanların mutlaka incelemelerini tavsiye ederim.

ccanik
Автор

Jack London 'nı ilk Martin Eden kitabı ile tanımıştım.Ve kitap beni o kadar çok etkilemişti ki, peşi sıra pek çok kitabını okumuştum.
Martin Eden'ı okuduktan sonra grubumuzda böyle yorumlamışım yıllar önce.

Canım Martin Eden,
Artık ayrılma vakti geldi.Ve ben geç tanıştığım ve çabuk ayrılmak zorunda kaldığım için çok üzgünüm.Bu ayrılığı ertelemek için elimden geleni yaptım.Ama bu ayrılık kaçınılmazdı maalesef 😢 Sarsılmış durumdayım, mahvettin beni çocuk.Kendimden o kadar çok şey buldum ki sende, bilgiye olan açlığın, bilgiye ulaştığın her eşikte yaşadığın ne kadar az şey biliyorum kaygın, hatta seni okumaya ve yazmaya iten motivasyon bile aynıydı.Bir farkla senin aşık olduğun Ruth burjuva sınıfına aitti.Eğitimliydi ama yeni fikirlere kapalıydı.Fikirleri de giysileri gibi hazırdı.Statü düşkünüydü ve etiketçiydi.Sen Rutha ulaşmanın yolunun , zengin ve ünlü olmaktan geçtiğini düşündüğün için okumayı ve yazarlığı bir araç olarak kullandın.Senin serüvenine tanıklık ederken Ruth denen sığ ve uyuz kızda ne bulduğunu merak edip durdum hep.Bu soruma en güzel cevabı arkadaşın Brissende verdi"Bir daha ki sefere daha zevkli ol.Bir burjuvadan ne istiyorsun Allah aşkına onları rahat bırak Hayata gülen, ölümle alay eden, sevebilen, arzu dolu bir kadın seç"Brissenden diline kurban .Neyseee uyuz Ruth ilgili bu kadar kelam bile fazla daha fazlasına değmez.Zaten sende anladın İdealize ettiğin, tanrıça katına çıkardığım kadının ne olduğunu..Nerde kalmıştık, geldiğin bilinç düzeyinde gelmiş olduğun sınıf(küçümsediğin) ve ait olmaya çalıştığın sınıfla (öykündüğün)kopuş yaşayıp, yanlızlaşman kaçınılmazdı.Kaçınılmazdı çünkü:geldiğin sınıftakiler ile arana binlerce kitap girmişti.Ait olmak istediğin sınıfınsa gerçek yüzünü ve ne kadar sığ düşünceli olduklarını gördüğünde bu kopuş ve yalnızlaşma kaçınılmazdı."Ruhum hasta benim"diyordun ya, bence zihnin kitap denen bir zehirle zehirlenmişti.Ve bu zehirden kurtuluş yoktu.Hedefine ulaştığıda yaşadığın tatminsizllğin sebebi ise bence hedefi bir amaç için istiyordun, amaç yok olunca hedefin bir anlamı kalmadı senin için .Bence en büyük hattan hayatını ve dûşûncelerini kişiler ûstûne inşa etmendi .Birde Herbert Spencer geri zekalısının(biliyorum Spencer'a laf söyletmez, gerekirse yüzünün ortasına yumruğu indirirsin.) düşüncelerine çok önem atfetmen.Liberalizmin fikir babası ve bu gün yaşadığımız korkunç kapitalizmine meşuriyet kazandıran geri zekalı Spencer ile ilgili tamda yaşadığımız bu yüzyılda tartışmak isterdim seninle.

Velhasıl Sevgili Mert'in Eden hayata farklı pencerelerden bakıyor olsakta (sen bireyci ben ise bir sosyalistim)seni çok sevdim Mücadelene şapka çıkardım.Arkadaşlığına hayran kaldım.Seni hiç unutmayacağım Martin Eden❤️

Kitabı bitirip kapağını kapadığımda alışkanlığım olduğu üzre yazar ile ilgili birazcık bir araştırma yaptım.Farkettim ki, yazar ile karekter arasında müthiş benzerlikler var.Sonra kitapla ilgili yapılan yorumlara baktığımda ise bu kitabın yarı biyografik bir kitap olduğu yazarın Karekter üzerinden kendini anlattığına dair yorumlar gördüm.Şayet söylenenler doğru ise Kendi hayatında sosyalist bir dünye görüşüne sahip olan yazarın, Kitabında Bireyci bir Karekter olan Martin Eden üzerinden Sosyalizme sıkı eleştiriler getirmesi çok enteresan geldi bana.İnsan acaba o dönem Amerika'sından sisteme karşı başka alternatif olmadığı içimi kerhen sosyalist oldu diye düşünmeden edemiyor.
Son olarak kitabı tavsiye eder miyim? Kesinlikle okuyun derim.Muazzam bu eser.

birgulozmen
Автор

Karavandaki Adam'ın Jack London mini belgeseli de güzeldir

dirkgently
Автор

Jack London ile ilgili 3, 5 saatlik söyleşinin videosu nerede?

ismailcil
Автор

Kapitalizm ile fikir mücadelesi veren insanların konfora ulaştıkları zaman zihniyetinde ve yaşam tarzında meydana gelen değişiklikler daima ilgimi çekmiştir. Yazarların bu gerilimden de beslendiğini düşünüyorum ama London'da öyle olmamış maalesef. Çok sevdiğim bir yazar ancak hakkındaki bu detayı bilmiyordum. Teşekkürler

nurbanudurak