filmov
tv
Sen Kimsin?

Показать описание
Sen kimsin? İnsanın varoluşunun başından beri sorduğu en derin sorulardan biridir bu. Ben kimin? insan hep buna cevap aramıştır ve hep kendini tanımayı seçmiştir. Kendini araştırmıştır. Ve sen kimsin? Sorusuna genellikle çoğumuz ilk olarak ismini söyler. Ben Atilla ve peşine de ikinci olarak da şu anda yaptığı iş ile kendini tanımlar. Ben doktorum, ben mühendisim gibi. Oysa bunların hiçbiri seni tanımlamaya yetmez. Sen kimsin sorusuna cevap vermek her zaman zor olmuştur. Çünkü ne cevap verirsen ver aslında bunların seni tanımlanmadığı içten içe bilirsin. Bu hayatta bizim kendimizi tanımladığımız bu beden, bu zihin, bu isim, meslek her ne olursa olsun ben buyum dediğim her şey aslında senin sonsuz özünün oynamak için var olduğu bir roldür. Tiyatrodaki ya da filmdeki bir aktörden bir aktristen farksızdır. Hepsi bir roldür senin aynada gördüğünü ve bu benim dediğin şey sadece senin içinde beliren bir görüntüden ibarettir. Kişilik ya da buna ego denebilir. Bu senin özün ile arandaki en büyük perdedir ve bu hayattaki en büyük illüzyondur.
Kişilik illüzyonu bırakıldığında yani kendini bir birey bir kişi zannetmeyi, kendini oynadığım karakter, kendini oynadığın rol zannetmeyi bıraktığında rol sona ermez. Aksine keyifli bir hal alır. Oysa kendini rol zannettiğin de bu bir yanılsamadır. Bu, bir oyuncunun. Dilenciyi oynayıp. Kendini dilenci zannedip sonsuz büyüklükte bir sarayı varken sokakta yaşamasına benzer. Çünkü sen özünde oynadığın rol değilsindir. Eğer kendini gördüğün şeyle ve oynadığın şeye kaptırırsan ve gördüğün her şeye tutunursan. Bütün bunları bırakmak ve ben bu değilim demek gerçekten zorlayıcı gelebilir ama zorlayıcı gelen şey yine egonun kendisidir Egoyu yenmeye çalışmak ateşi ateşle söndürmeye çalışmak gibidir. Ya da güneşe sırtını verip gölgenin yakalamaya çalışmak gibidir. Ego soğana benzer. Siz soğanın bir katmanını soyadınız ve altından bir katman daha çıkar. Sürekli olarak üstte beliren derileri sorarsınız ve alttan sürekli bir katman deri daha çıkar. Ve soğanın en dibine geldiğinizde, yani en ortaya. Orada bir merkez bulamazsınız. Yine bir değeri vardır ve ortada bir hiç vardır. Ego da aynen böyledir. Siz egoyu yenmeye çalıştıkça ve onun yönlerine saldırdıkça o sürekli olarak şekil değiştirerek gelecektir.
O halde senin yapacağın tek şey egonu tanımaktır ve onu tanıdığında ve onun da gerçek olmadığının idrakinde farkındalığında ve bunun tetiğinde yani tetikte kaldığında. Bu süreçle ego zayıflayacak ve onun bir illüzyon olduğu, onun aslında özünde yok olduğu ortaya çıkacaktır. Ve bu ortaya çıktığında işte bu hayat senin için sonsuzlukla akan neşe ile dönüşen senin kontrol edebildiğin bir oyuna dönüşür.
Altyazılar için Tuğçe Akay' a sonsuz teşekkürler.
İngilizce çeviri için Julia Olgun' a sonsuz teşekkürler.
Kişilik illüzyonu bırakıldığında yani kendini bir birey bir kişi zannetmeyi, kendini oynadığım karakter, kendini oynadığın rol zannetmeyi bıraktığında rol sona ermez. Aksine keyifli bir hal alır. Oysa kendini rol zannettiğin de bu bir yanılsamadır. Bu, bir oyuncunun. Dilenciyi oynayıp. Kendini dilenci zannedip sonsuz büyüklükte bir sarayı varken sokakta yaşamasına benzer. Çünkü sen özünde oynadığın rol değilsindir. Eğer kendini gördüğün şeyle ve oynadığın şeye kaptırırsan ve gördüğün her şeye tutunursan. Bütün bunları bırakmak ve ben bu değilim demek gerçekten zorlayıcı gelebilir ama zorlayıcı gelen şey yine egonun kendisidir Egoyu yenmeye çalışmak ateşi ateşle söndürmeye çalışmak gibidir. Ya da güneşe sırtını verip gölgenin yakalamaya çalışmak gibidir. Ego soğana benzer. Siz soğanın bir katmanını soyadınız ve altından bir katman daha çıkar. Sürekli olarak üstte beliren derileri sorarsınız ve alttan sürekli bir katman deri daha çıkar. Ve soğanın en dibine geldiğinizde, yani en ortaya. Orada bir merkez bulamazsınız. Yine bir değeri vardır ve ortada bir hiç vardır. Ego da aynen böyledir. Siz egoyu yenmeye çalıştıkça ve onun yönlerine saldırdıkça o sürekli olarak şekil değiştirerek gelecektir.
O halde senin yapacağın tek şey egonu tanımaktır ve onu tanıdığında ve onun da gerçek olmadığının idrakinde farkındalığında ve bunun tetiğinde yani tetikte kaldığında. Bu süreçle ego zayıflayacak ve onun bir illüzyon olduğu, onun aslında özünde yok olduğu ortaya çıkacaktır. Ve bu ortaya çıktığında işte bu hayat senin için sonsuzlukla akan neşe ile dönüşen senin kontrol edebildiğin bir oyuna dönüşür.
Altyazılar için Tuğçe Akay' a sonsuz teşekkürler.
İngilizce çeviri için Julia Olgun' a sonsuz teşekkürler.
Комментарии