filmov
tv
Murat Çepni: Gezi, bütün bu sömürüye, zulme ve talana karşı halkın 'Artık yeter!' demesidir.
Показать описание
HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni'nin 18-11-2021 tarihinde TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı ikinci konuşma.
AKP Genel Başkanı Erdoğan grup toplantısında kendi grubuna seslendi; tehdit ederek faizin düşürülmesinin ne kadar yararlı olduğunu anlatmaya ve kendi grubunu ikna etmeye çalıştı. Aslında, gruptaki tablo, AKP'nin genel siyasal tablosunun acı bir göstergesiydi.
Evet, Erdoğan "Faizi düşürüyoruz, neden kredi çekmiyorsunuz?" diye sermayeye fırça çekmeye çalıştı. Şimdi, faiz düşünce döviz tırmanıyor, döviz tırmanınca girdi maliyetleri artıyor, girdi maliyetleri artınca enflasyon ve zamlar devreye giriyor velhasıl kâr oranları düşüyor. Şimdi, Tayyip Erdoğan, bunu bilmiyor olabilir mi? Elbette, bunu çok iyi biliyor "Faiz sebep, enflasyon sonuç." derken aslında bir siyasal tercihi ortaya koyuyor. Şimdi, faizlerin düşürülmemesi uluslararası sermayenin tercihi fakat faizlerin düşürülmesi ise "Sanayi sermayesi" dediğimiz, "5'li çete" dediğimiz o beton ekonomisinin tercihi çünkü burada yeniden bir kredi genişlemesine ihtiyaç var. Şimdi, Erdoğan, bir seçim hazırlığında "Seçim hazırlığı." dediğimiz bu aralıkta da bir kredi genişlemesiyle halkın yeniden kredilerle borçlandırılması vesilesiyle yeni bir kalkınma illüzyonu yaratmaya ihtiyacı var. Yani AKP'nin, Erdoğan'ın temel derdi, bu eşiği atlatmaktan ibaret.
Şimdi, Erdoğan, bu alanda bir iş bilmez değil, aslında ait olduğu sınıfın, temsilcisi olduğu sınıfın ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Yani 2 sermaye bloğu arasında gidip geliyor fakat iş işten geçti, artık hiçbir önlem bu gidişi, bu çürümeyi durdurma şansına sahip değil.
Şimdi, ihtiyaç kredileri ve kredi kartları, tüm bireysel kredilerin yüzde 60'ını oluşturuyor, kalanı da konut ve taşıt kredisidir. Zaten halkımız son derece borçlandırılmış durumda ve kredilerle yeniden oyalanmaya çalışılıyor.
Şimdi, pandemi sürecinde, bakın, AKP, beton sermayesini düşük faizle kredi pompalayarak yüzdürdü ama aynı dönemde, halka da "destek diye yeniden krediler verdi; işte anlata anlata bitirilemeyen kalkınma meselesi tam olarak bu. Yani her koşulda, faiz düşse de çıksa da işçi sınıfını, ezilen halklarımızı, milyonları bekleyen sonuç işsizlik, açlık, yoksulluktur ve intiharlardır. Bizim görevimiz, bu kısır döngü içerisinde bir tercih yapmak değildir yani işçi sınıfının ve ezilenlerin bu iki blok, iki tercih arasında kalmak gibi bir şansı, bir koşulu kesinlikle yoktur. Burada, bizim temel derdimiz, esasen işçi sınıfı ve emekçileridir; bizim görevimiz, bu kısır döngünün karşısında halkçı, demokratik, sosyalist bir alternatifi örgütleme mücadelesidir. Bu bir ütopya değildir, günceldir ve gerçektir, yeter ki gücümüze güvenebilelim.
Sözün her koşulda gelip dayandığı nokta, bize dayatılan bu kısır döngü karşısındaki kendi alternatifimizi örgütlemektir. Sorun, bu sistemin ta kendisidir yani bugün tartışılandan bağımsız olarak, sorun, bu sömürü düzeninin ta kendisidir. Ortada bir sistem krizi vardır ve bu sistem krizinin içerisinde kendi gemisini sürdürmeye çalışan bir AKP vardır yani bu krizi fırsata çevirmeye çalışan bir AKP vardır. Sermaye küresel çapta krizdedir, sermayenin küresel çaptaki krizinin adı kâr oranlarının düşme eğilimidir ve bu kâr oranlarının düşme eğilimi durdurulamaz bir eğilimdir. Bunu biz pandemi sürecinde bir kez daha gördük.
Bu anlamda, AKP Genel Başkanının, son dönem, her sıkıştığında Gezi isyanına saldırması tam olarak bundandır yani bizim bu özgürlükçü alternatifimizin, halklarımızın geliştirmek istediği, geliştirmeye çalıştığı direniş, özgürlük alternatifinin karşısında Gezi paranoyasının sebebi tam olarak budur. Oysa Gezi, işte, bütün bu sömürüye, zulme ve talana karşı halkın "Artık yeter!" demesidir. Evet, Gezi, zincirlerin kırılmasıdır yani bir kez zincirler kırıldığında artık orada özgürlük mücadelesi asla durdurulamaz. Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir dünya mücadelesini hep birlikte yürütebiliriz. Hep birlikte yan yana gelerek bu mücadeleyi yükseltebiliriz ve kazanabiliriz arkadaşlar diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
________________________________________
AKP Genel Başkanı Erdoğan grup toplantısında kendi grubuna seslendi; tehdit ederek faizin düşürülmesinin ne kadar yararlı olduğunu anlatmaya ve kendi grubunu ikna etmeye çalıştı. Aslında, gruptaki tablo, AKP'nin genel siyasal tablosunun acı bir göstergesiydi.
Evet, Erdoğan "Faizi düşürüyoruz, neden kredi çekmiyorsunuz?" diye sermayeye fırça çekmeye çalıştı. Şimdi, faiz düşünce döviz tırmanıyor, döviz tırmanınca girdi maliyetleri artıyor, girdi maliyetleri artınca enflasyon ve zamlar devreye giriyor velhasıl kâr oranları düşüyor. Şimdi, Tayyip Erdoğan, bunu bilmiyor olabilir mi? Elbette, bunu çok iyi biliyor "Faiz sebep, enflasyon sonuç." derken aslında bir siyasal tercihi ortaya koyuyor. Şimdi, faizlerin düşürülmemesi uluslararası sermayenin tercihi fakat faizlerin düşürülmesi ise "Sanayi sermayesi" dediğimiz, "5'li çete" dediğimiz o beton ekonomisinin tercihi çünkü burada yeniden bir kredi genişlemesine ihtiyaç var. Şimdi, Erdoğan, bir seçim hazırlığında "Seçim hazırlığı." dediğimiz bu aralıkta da bir kredi genişlemesiyle halkın yeniden kredilerle borçlandırılması vesilesiyle yeni bir kalkınma illüzyonu yaratmaya ihtiyacı var. Yani AKP'nin, Erdoğan'ın temel derdi, bu eşiği atlatmaktan ibaret.
Şimdi, Erdoğan, bu alanda bir iş bilmez değil, aslında ait olduğu sınıfın, temsilcisi olduğu sınıfın ihtiyaçlarına göre şekilleniyor. Yani 2 sermaye bloğu arasında gidip geliyor fakat iş işten geçti, artık hiçbir önlem bu gidişi, bu çürümeyi durdurma şansına sahip değil.
Şimdi, ihtiyaç kredileri ve kredi kartları, tüm bireysel kredilerin yüzde 60'ını oluşturuyor, kalanı da konut ve taşıt kredisidir. Zaten halkımız son derece borçlandırılmış durumda ve kredilerle yeniden oyalanmaya çalışılıyor.
Şimdi, pandemi sürecinde, bakın, AKP, beton sermayesini düşük faizle kredi pompalayarak yüzdürdü ama aynı dönemde, halka da "destek diye yeniden krediler verdi; işte anlata anlata bitirilemeyen kalkınma meselesi tam olarak bu. Yani her koşulda, faiz düşse de çıksa da işçi sınıfını, ezilen halklarımızı, milyonları bekleyen sonuç işsizlik, açlık, yoksulluktur ve intiharlardır. Bizim görevimiz, bu kısır döngü içerisinde bir tercih yapmak değildir yani işçi sınıfının ve ezilenlerin bu iki blok, iki tercih arasında kalmak gibi bir şansı, bir koşulu kesinlikle yoktur. Burada, bizim temel derdimiz, esasen işçi sınıfı ve emekçileridir; bizim görevimiz, bu kısır döngünün karşısında halkçı, demokratik, sosyalist bir alternatifi örgütleme mücadelesidir. Bu bir ütopya değildir, günceldir ve gerçektir, yeter ki gücümüze güvenebilelim.
Sözün her koşulda gelip dayandığı nokta, bize dayatılan bu kısır döngü karşısındaki kendi alternatifimizi örgütlemektir. Sorun, bu sistemin ta kendisidir yani bugün tartışılandan bağımsız olarak, sorun, bu sömürü düzeninin ta kendisidir. Ortada bir sistem krizi vardır ve bu sistem krizinin içerisinde kendi gemisini sürdürmeye çalışan bir AKP vardır yani bu krizi fırsata çevirmeye çalışan bir AKP vardır. Sermaye küresel çapta krizdedir, sermayenin küresel çaptaki krizinin adı kâr oranlarının düşme eğilimidir ve bu kâr oranlarının düşme eğilimi durdurulamaz bir eğilimdir. Bunu biz pandemi sürecinde bir kez daha gördük.
Bu anlamda, AKP Genel Başkanının, son dönem, her sıkıştığında Gezi isyanına saldırması tam olarak bundandır yani bizim bu özgürlükçü alternatifimizin, halklarımızın geliştirmek istediği, geliştirmeye çalıştığı direniş, özgürlük alternatifinin karşısında Gezi paranoyasının sebebi tam olarak budur. Oysa Gezi, işte, bütün bu sömürüye, zulme ve talana karşı halkın "Artık yeter!" demesidir. Evet, Gezi, zincirlerin kırılmasıdır yani bir kez zincirler kırıldığında artık orada özgürlük mücadelesi asla durdurulamaz. Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan bir dünya mücadelesini hep birlikte yürütebiliriz. Hep birlikte yan yana gelerek bu mücadeleyi yükseltebiliriz ve kazanabiliriz arkadaşlar diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
________________________________________