filmov
tv
Acıların Kadını Bergen ( Yaşanılmış ve GERÇEK Bir Hayat Hikayesi )
Показать описание
Acıların Kadını Bergen ( Yaşanılmış ve GERÇEK Bir Hayat Hikayesi )... Bu video Bergen acıklı hayatı sizlere anlattık.Umarım beğenirsiniz.İyi Seyirler.
► İzlediğiniz için teşekkürler , abone olmayı unutmayınız...
► Herşey Dahil olarak size YouTube'da en bilgilendirici büyüleyici ve çekici videoları getirmeyi hedefliyoruz. Destekleriniz için teşekkürler :)
Sponsorluk, reklam, teklif, şikayet, soru ve görüşleriniz için bir alttaki e-posta adresine mesaj yollayabilirsiniz.
Takip edin ;
► Genelelikle kullandığım Kaynak siteler
↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓
Gerçek adı Belgin Sarılmışer olan Bergen 1960’ta bir yaz günü ailenin ilk çocuğu olarak Mersin’de doğdu. İlk talihsizliğini daha 6 yaşındayken anne babası boşanmasıyla yaşadı.1976’da dayısının oğlu ile ailelerin itirazlarına rağmen evlendiler. Fakat Bergen’in evliliği uzun sürmedi. Eşi hapse girdi, ailelerin baskısıyla boşandılar.Sahneye çıkması için teklif aldığında yıl 1979’du. Bergen o sırada 19 yaşındaydı. Feyman Gece Kulübü’nde Türk Sanat Müziği, Türk Hafif Müziği şarkıları söyledi. Sesini beğenenler çoğalıyordu. Adana’dan teklif aldı ve bir gazinoda çalışmaya başladı.Sekiz aylık çalışma karşılığında Bergen’e lüks bir otomobil verilecekti. Ancak iş bitiminde karanlık adamlar otomobili elinden aldı. Bununla da kalmadılar ve arabanın borçlarını da ödemek zorunda bıraktılar. O sırada tanıştığı Halis Serbes borçlarından kurtulmasına yardımcı oldu. Bergen, Halis Serbes ile nişanlandı ancak bir zaman sonra Halis Serbes tarafından şiddete maruz kaldı.Halis Serbes’in evli ve üç çocuklu olduğu ortaya çıkınca bu uruma çok üzülen Bergen Ankara’ya döndü.Fakat peşinden Ankara’ya gelen ve boşanacağını söyleyen Halis Serbes’e inandı, yeniden barıştı.Eşinden boşanan Halis Serbes’le Ocak 1982’de evlendi. Bir süre sonra yine dayak olayları başlayınca Bergen ayrılmak istedi. Halis Serbes kabul etmeyip şiddete başvurunca evden kaçtı. Ekim 1982’de Bergen, İzmir Alsancak’taki New York isimli gece kulübünde çalışıyordu. Halis Serbes’in, yanında çalışan bir kişi, kaldığı pansiyonun kapısında pusu kurup sanatçıya bir şişe dolusu kezzap attı. Saldırı sonrası Bergen’in yüzü tanınmaz hale geldi. Ayrıca vücudununönemli bir kısmı da yanıklar içindeydi. Bergen’in iki gözü görmez olmuştu.Ege Üniversitesi’nde Prof. Dr. Arman Çağdaş’ın çabalarıyla bir gözü kurtarıldı. Yüzündeki yanık izlerini de ünlü estetik cerrah Onur Erol tedavi etti. Halis Serbes iki ay kaçtıktan sonra yakalanıp tutuklandı.Yapımcılar Bergen’in kederli hayatını müziği ile birleştirmeyi düşündü. Bu düşünceyle hazırlıklar yapıldı ve bir albüm hazırlandı. Bergen 1986 yılının sonlarına doğru çıkan “Acıların Kadını” albümü ile şöhrete kavuştu. Albüm kısa sürede bir milyondan fazla satınca Nisan 1987’de “1986 yılı Albümü En Çok Satan Arabesk Kadın Sanatçı” unvanıyla Altın Plak ve Altın Kaset‘le ödüllendirildi. Bergen Haziran 1987’de “Yılın Arabesk Kadın Sanatçısı” ödülünü de kazandı. Adana Lunapark Gazinosu’nda sahnede şarkı söylerken herkesin gözü önünde, gazinonun eski fotoğrafçısı Necmettin Ulaş tarafından kalçasından bıçaklandı. Saldırının gerçek nedeninin ne olduğu belirlenemedi. İyilelştikten sonra İstanbul Çakıl Gazinosu’nda şarkı söylemeye devam eden Bergen kocasının hapisten çıkmasına dört ay kala, onun isteği ile sahneyi bıraktığını açıkladı. Bergen, Af sayesinde 5 yıl 7 aylık hapis hayatının ardından 1988’de serbest bırakılan Halis Serbes ile Mersin’de yaşamaya başladı. Fakat yine daha önce yaşanan şiddet olayları tekrar etti. 1989’da boşandılar. 14 Ağustos’u 15 Ağustos’a bağlayan gece Anadolu turnesi kapsamında Kayseri’den Mersin’e gitmek için annesi ile birlikte yola çıktıklarında Halis Serbes’in kendilerini takip ettiğini fark ettiler, polisi arayarak durumu bildirdiler. Tedbir alınacağı söylenince yollarına devam ettiler. Fakat peşlerindeki araçtan kurtulamadılar. Bergen ve annesiyle ile tartışan Halis Serbes, arabasına giden sanatçıya altı kurşun sıktı. Kurşun sesleri sona erdiğinde Bergen yere yığıldı.Halis Serbes, Bergen’in annesi Sebahat Çakır’a da üç kurşunla ağır yaralı olarak bırakıp bir ay önce aldığı pasaportla Almanya’ya kaçtı.Ertesi gün tabuta bile konulmadan sedye ile musalla taşına konan Bergen’e yakın arkadaşlarının bile katılamadığı bir cenaze töreni yapıldı. Hemen ardından yangından kaçırılır gibi götürüldüğü Mersin’de toprağa verildi. Bergen
► İzlediğiniz için teşekkürler , abone olmayı unutmayınız...
► Herşey Dahil olarak size YouTube'da en bilgilendirici büyüleyici ve çekici videoları getirmeyi hedefliyoruz. Destekleriniz için teşekkürler :)
Sponsorluk, reklam, teklif, şikayet, soru ve görüşleriniz için bir alttaki e-posta adresine mesaj yollayabilirsiniz.
Takip edin ;
► Genelelikle kullandığım Kaynak siteler
↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓↓
Gerçek adı Belgin Sarılmışer olan Bergen 1960’ta bir yaz günü ailenin ilk çocuğu olarak Mersin’de doğdu. İlk talihsizliğini daha 6 yaşındayken anne babası boşanmasıyla yaşadı.1976’da dayısının oğlu ile ailelerin itirazlarına rağmen evlendiler. Fakat Bergen’in evliliği uzun sürmedi. Eşi hapse girdi, ailelerin baskısıyla boşandılar.Sahneye çıkması için teklif aldığında yıl 1979’du. Bergen o sırada 19 yaşındaydı. Feyman Gece Kulübü’nde Türk Sanat Müziği, Türk Hafif Müziği şarkıları söyledi. Sesini beğenenler çoğalıyordu. Adana’dan teklif aldı ve bir gazinoda çalışmaya başladı.Sekiz aylık çalışma karşılığında Bergen’e lüks bir otomobil verilecekti. Ancak iş bitiminde karanlık adamlar otomobili elinden aldı. Bununla da kalmadılar ve arabanın borçlarını da ödemek zorunda bıraktılar. O sırada tanıştığı Halis Serbes borçlarından kurtulmasına yardımcı oldu. Bergen, Halis Serbes ile nişanlandı ancak bir zaman sonra Halis Serbes tarafından şiddete maruz kaldı.Halis Serbes’in evli ve üç çocuklu olduğu ortaya çıkınca bu uruma çok üzülen Bergen Ankara’ya döndü.Fakat peşinden Ankara’ya gelen ve boşanacağını söyleyen Halis Serbes’e inandı, yeniden barıştı.Eşinden boşanan Halis Serbes’le Ocak 1982’de evlendi. Bir süre sonra yine dayak olayları başlayınca Bergen ayrılmak istedi. Halis Serbes kabul etmeyip şiddete başvurunca evden kaçtı. Ekim 1982’de Bergen, İzmir Alsancak’taki New York isimli gece kulübünde çalışıyordu. Halis Serbes’in, yanında çalışan bir kişi, kaldığı pansiyonun kapısında pusu kurup sanatçıya bir şişe dolusu kezzap attı. Saldırı sonrası Bergen’in yüzü tanınmaz hale geldi. Ayrıca vücudununönemli bir kısmı da yanıklar içindeydi. Bergen’in iki gözü görmez olmuştu.Ege Üniversitesi’nde Prof. Dr. Arman Çağdaş’ın çabalarıyla bir gözü kurtarıldı. Yüzündeki yanık izlerini de ünlü estetik cerrah Onur Erol tedavi etti. Halis Serbes iki ay kaçtıktan sonra yakalanıp tutuklandı.Yapımcılar Bergen’in kederli hayatını müziği ile birleştirmeyi düşündü. Bu düşünceyle hazırlıklar yapıldı ve bir albüm hazırlandı. Bergen 1986 yılının sonlarına doğru çıkan “Acıların Kadını” albümü ile şöhrete kavuştu. Albüm kısa sürede bir milyondan fazla satınca Nisan 1987’de “1986 yılı Albümü En Çok Satan Arabesk Kadın Sanatçı” unvanıyla Altın Plak ve Altın Kaset‘le ödüllendirildi. Bergen Haziran 1987’de “Yılın Arabesk Kadın Sanatçısı” ödülünü de kazandı. Adana Lunapark Gazinosu’nda sahnede şarkı söylerken herkesin gözü önünde, gazinonun eski fotoğrafçısı Necmettin Ulaş tarafından kalçasından bıçaklandı. Saldırının gerçek nedeninin ne olduğu belirlenemedi. İyilelştikten sonra İstanbul Çakıl Gazinosu’nda şarkı söylemeye devam eden Bergen kocasının hapisten çıkmasına dört ay kala, onun isteği ile sahneyi bıraktığını açıkladı. Bergen, Af sayesinde 5 yıl 7 aylık hapis hayatının ardından 1988’de serbest bırakılan Halis Serbes ile Mersin’de yaşamaya başladı. Fakat yine daha önce yaşanan şiddet olayları tekrar etti. 1989’da boşandılar. 14 Ağustos’u 15 Ağustos’a bağlayan gece Anadolu turnesi kapsamında Kayseri’den Mersin’e gitmek için annesi ile birlikte yola çıktıklarında Halis Serbes’in kendilerini takip ettiğini fark ettiler, polisi arayarak durumu bildirdiler. Tedbir alınacağı söylenince yollarına devam ettiler. Fakat peşlerindeki araçtan kurtulamadılar. Bergen ve annesiyle ile tartışan Halis Serbes, arabasına giden sanatçıya altı kurşun sıktı. Kurşun sesleri sona erdiğinde Bergen yere yığıldı.Halis Serbes, Bergen’in annesi Sebahat Çakır’a da üç kurşunla ağır yaralı olarak bırakıp bir ay önce aldığı pasaportla Almanya’ya kaçtı.Ertesi gün tabuta bile konulmadan sedye ile musalla taşına konan Bergen’e yakın arkadaşlarının bile katılamadığı bir cenaze töreni yapıldı. Hemen ardından yangından kaçırılır gibi götürüldüğü Mersin’de toprağa verildi. Bergen
Комментарии