filmov
tv
Jungkook İle Hayal Et 'Soğuk Sevgilin Ortağı Yüzünden Sana Bağırır' (TB)
![preview_player](https://i.ytimg.com/vi/Oza21KnTUrE/maxresdefault.jpg)
Показать описание
Jungkook İle Hayal Et "Soğuk Sevgilin Ortağı Yüzünden Sana Bağırır" (TB)
(İstek hikayelere ara verdim. Uzun bir süre yazdığım ve taslaklarda bıraktığım hikayelerden paylaşacağım. Umarım beğenirsiniz.)
Jeon Jungkook (25)
Kim Alin (22)
~Hikaye~
Elimde ki pastaneden özenle seçtiğim pasta ve bir kaç çeşit tatlı ile arabadan inmiş önümde ki eve bakıyordum. Sevgilim ile şu sıralar ilişkimiz pek güzel gitmiyordu. Bende bugün hem birlikte vakit geçirmek hem de aramızda ki sorunları oturup konuşmak için evine gelmiştim. Son yazdığım mesajlara cevap vermediği için de biraz endişelenmiştim. Umarım bir sorun yoktur.
İlerlemiş kapıyı çalıp beklemeye başlamıştım. Kapı açılmadan arkadan gelen kadın sesi ile ne olduğunu anlayamamıştım.
X:Jeon ben bakarım kapıya.
Kapı açıldığında karşımda oldukça güzel ve olgun duran bir kadın vardı. İyi ama ne işi vardı burada??
Jeon:Kim geldi bayan Minseo-
Jeon:Alin hoşgeldin. Geçsene içeri.
Ben hâlâ daha ne olduğunu anlayamadan içeri girmiş aldıklarımı mutfağa bırakmak için ilerlerken Minseo'nun önüme geçmesi ile olduğum yerde durmuştum.
Minseo:Ver tatlım ben hepimiz için güzel bir servis yaparım.
Alin: Bunları sevgilim ve kendim için almıştım. Gerek yok!!
Jungkook:Alin her ne aldıysan birlikte yiyelim. Bayan Minseo'da sabahtan beri çalışıyor zaten.
Minseo elimden poşetleri çektiği gibi mutfağa girmişti. Dönmüş koltuğa oturmuş etrafı incelemiştim. Orta sehpada ki dosyalar, büyük masada ki kağıt kalemler ve kahve bardakları.
Alin: Jungkook burada ne olduğunu anlatır mısın?? Mesajlarıma bakmama nedenin bu muydu yani?
Jungkook:Alin bir kaç gün sonraya önemli bir toplantımız var ve dosyaları yetiştirmeye çalışıyoruz. Bayan Minseo'da bu yüzden buraya geldi.
Alin:Sen çalışanın olan kimseyi buraya getirmezsin ki??
Minseo:Ben çalışanı değilim zaten. Şirketlerimiz ortak olduğu için olabilir mi?? Yoksa haberin yok muydu senin hmm.
Jungkook'a başımı çevirdiğimde yavaştan sinirlenmeye başlıyordum.
Alin: Hayır haberim yoktu. Yeni bir ortağın olduğundan.
Başımı çevirmiş Minseo'nun getirdiği tabaklardan birini alıp yemeye başlamıştım.
Minseo aldığım kurabiyelerden bir kaçını yediğinde öksürmeye başlamıştı.
Minseo:Bunun içinde fındık mı var!!?
Alin:Evet o kurabiye fındıklı Jungkook'un en sevdiğinden.
Minseo:Seni aptal!!! Beni öldürmeye mi çalışıyorsun!!? Benim fındığa alerjim var!!
Jungkook ile şaşkınca ona bakarken Jungkook bir anda mutfağa koşmuş elinde ki su ile geri dönmüştü.
Jungkook:Alin sen kafayı mı yedin!!!
Alin:Ben nereden bilebilirim!! Kızın alnında fındığa alerjim var yazmıyor ya!!!
Jungkook:Kapat çeneni!!! Çık git buradan bir daha da gelme!!! Mahvettin her şeyi!!
Duyduklarım ile afallamıştım. Bunca yıllık sevgilim suçum olmayan bir şey yüzünden beni evinden kovup bana bağırmıştı. Tabii bu saatten sonra sevgilim değildi. Bırak sevgili olmayı yüzüne bile bakmayacaktım onun.
Parmağımda ki yüzüğe baktığımda hayal kırıklığı yaşamıştım. Bir kaç ay öncesinden evlenmeyi düşünen biz şimdi ne haldeydik.
Minseo sakinleşmiş bana sırıtarak baktığında anlamıştım her şeyin yalan olduğunu. Ama asıl kalbimi kıran Jungkook'un bu yalana kanmasıydı.
Koltukta yan yana oturan ikisine bakmış Jungkook başını bana çevirdiği gibi elimde ki yüzüğü çıkarıp yere fırlatmıştım.
Ayağı kalktığında gerilemiş bir şey demesine fırsat bırakmadan çantamı alıp dışarı çıkmıştım. Hayır ağlamamalıydım hayır...
Arabama binmiş olabildiğince uzaklaşmıştım. Kendimi çok kötü hissediyordum. Ben aramızda ki sorunlar her neyse düzeltiriz diye düşünürken her şey mahvolmuştu. Ormanlık alanın sonuna doğru arabam ile ilerlemiş uçurumun kenarına park etmiş arabadan inip çimlerin arasına oturmuştum.
Çalan telefonum ile baktığımda o arıyordu. Ne anlamı vardı ki?? Her şeyi yok eden o değil miydi zaten?? Şimdi araması hiçbir şey ifade etmiyordu.
Yine de telefonu açmış dinlemeye başlamıştım.
Jungkook:Alin. Alin ben özür dilerim. Neredesin şuan lütfen söyle de yanına geleyim. Ben seni kırmak istemedim. Öyle konuşmak istemediğimi de biliyorsun. Lütfen söyle neredesin??
Cevap vermiyordum. Sadece her zaman duymak istediğim o harika sesini son kez dinliyordum. Bu saatten sonra geri dönüş yoktu.
Jungkook:Alin lütfen cevap ver evine geldim ama yoksun. Neredesin? Nereye gittin söyle lütfen...
Derin bir nefes almış ve telefonu kapatmıştım. Kapattığım anda yeniden ve yeniden ağlamaya başlamıştım.
Bir süre sonra gelen araba sesi ile başımı o yöne çevirdiğimde Jungkook gelmişti. Muhtemelen her zaman kullandığım uygulamanın konumundan bulmuştu beni.
Arabadan inip yanıma koşmuş ayağı kalktığımda bana sıkıca sarılmıştı.
Jungkook: Özür dilerim. Çok özür dilerim. Lütfen beni terk etme sevgilim. Yalvarırım...
Onu kendimden ittirdiğimde ellerini yüzüme çıkarmış gözyaşlarımı silmeye başlamıştı. Kendisinin sebep olduğu göz yaşlarımı yine silen de oydu. Gözlerimi öpmeye başladığında omuzlarından ittirmiştim. Beni kendine daha çok çektiğinde daha da ağlamaya başlamıştım.
~DEVAMI YORUMDAA~
(İstek hikayelere ara verdim. Uzun bir süre yazdığım ve taslaklarda bıraktığım hikayelerden paylaşacağım. Umarım beğenirsiniz.)
Jeon Jungkook (25)
Kim Alin (22)
~Hikaye~
Elimde ki pastaneden özenle seçtiğim pasta ve bir kaç çeşit tatlı ile arabadan inmiş önümde ki eve bakıyordum. Sevgilim ile şu sıralar ilişkimiz pek güzel gitmiyordu. Bende bugün hem birlikte vakit geçirmek hem de aramızda ki sorunları oturup konuşmak için evine gelmiştim. Son yazdığım mesajlara cevap vermediği için de biraz endişelenmiştim. Umarım bir sorun yoktur.
İlerlemiş kapıyı çalıp beklemeye başlamıştım. Kapı açılmadan arkadan gelen kadın sesi ile ne olduğunu anlayamamıştım.
X:Jeon ben bakarım kapıya.
Kapı açıldığında karşımda oldukça güzel ve olgun duran bir kadın vardı. İyi ama ne işi vardı burada??
Jeon:Kim geldi bayan Minseo-
Jeon:Alin hoşgeldin. Geçsene içeri.
Ben hâlâ daha ne olduğunu anlayamadan içeri girmiş aldıklarımı mutfağa bırakmak için ilerlerken Minseo'nun önüme geçmesi ile olduğum yerde durmuştum.
Minseo:Ver tatlım ben hepimiz için güzel bir servis yaparım.
Alin: Bunları sevgilim ve kendim için almıştım. Gerek yok!!
Jungkook:Alin her ne aldıysan birlikte yiyelim. Bayan Minseo'da sabahtan beri çalışıyor zaten.
Minseo elimden poşetleri çektiği gibi mutfağa girmişti. Dönmüş koltuğa oturmuş etrafı incelemiştim. Orta sehpada ki dosyalar, büyük masada ki kağıt kalemler ve kahve bardakları.
Alin: Jungkook burada ne olduğunu anlatır mısın?? Mesajlarıma bakmama nedenin bu muydu yani?
Jungkook:Alin bir kaç gün sonraya önemli bir toplantımız var ve dosyaları yetiştirmeye çalışıyoruz. Bayan Minseo'da bu yüzden buraya geldi.
Alin:Sen çalışanın olan kimseyi buraya getirmezsin ki??
Minseo:Ben çalışanı değilim zaten. Şirketlerimiz ortak olduğu için olabilir mi?? Yoksa haberin yok muydu senin hmm.
Jungkook'a başımı çevirdiğimde yavaştan sinirlenmeye başlıyordum.
Alin: Hayır haberim yoktu. Yeni bir ortağın olduğundan.
Başımı çevirmiş Minseo'nun getirdiği tabaklardan birini alıp yemeye başlamıştım.
Minseo aldığım kurabiyelerden bir kaçını yediğinde öksürmeye başlamıştı.
Minseo:Bunun içinde fındık mı var!!?
Alin:Evet o kurabiye fındıklı Jungkook'un en sevdiğinden.
Minseo:Seni aptal!!! Beni öldürmeye mi çalışıyorsun!!? Benim fındığa alerjim var!!
Jungkook ile şaşkınca ona bakarken Jungkook bir anda mutfağa koşmuş elinde ki su ile geri dönmüştü.
Jungkook:Alin sen kafayı mı yedin!!!
Alin:Ben nereden bilebilirim!! Kızın alnında fındığa alerjim var yazmıyor ya!!!
Jungkook:Kapat çeneni!!! Çık git buradan bir daha da gelme!!! Mahvettin her şeyi!!
Duyduklarım ile afallamıştım. Bunca yıllık sevgilim suçum olmayan bir şey yüzünden beni evinden kovup bana bağırmıştı. Tabii bu saatten sonra sevgilim değildi. Bırak sevgili olmayı yüzüne bile bakmayacaktım onun.
Parmağımda ki yüzüğe baktığımda hayal kırıklığı yaşamıştım. Bir kaç ay öncesinden evlenmeyi düşünen biz şimdi ne haldeydik.
Minseo sakinleşmiş bana sırıtarak baktığında anlamıştım her şeyin yalan olduğunu. Ama asıl kalbimi kıran Jungkook'un bu yalana kanmasıydı.
Koltukta yan yana oturan ikisine bakmış Jungkook başını bana çevirdiği gibi elimde ki yüzüğü çıkarıp yere fırlatmıştım.
Ayağı kalktığında gerilemiş bir şey demesine fırsat bırakmadan çantamı alıp dışarı çıkmıştım. Hayır ağlamamalıydım hayır...
Arabama binmiş olabildiğince uzaklaşmıştım. Kendimi çok kötü hissediyordum. Ben aramızda ki sorunlar her neyse düzeltiriz diye düşünürken her şey mahvolmuştu. Ormanlık alanın sonuna doğru arabam ile ilerlemiş uçurumun kenarına park etmiş arabadan inip çimlerin arasına oturmuştum.
Çalan telefonum ile baktığımda o arıyordu. Ne anlamı vardı ki?? Her şeyi yok eden o değil miydi zaten?? Şimdi araması hiçbir şey ifade etmiyordu.
Yine de telefonu açmış dinlemeye başlamıştım.
Jungkook:Alin. Alin ben özür dilerim. Neredesin şuan lütfen söyle de yanına geleyim. Ben seni kırmak istemedim. Öyle konuşmak istemediğimi de biliyorsun. Lütfen söyle neredesin??
Cevap vermiyordum. Sadece her zaman duymak istediğim o harika sesini son kez dinliyordum. Bu saatten sonra geri dönüş yoktu.
Jungkook:Alin lütfen cevap ver evine geldim ama yoksun. Neredesin? Nereye gittin söyle lütfen...
Derin bir nefes almış ve telefonu kapatmıştım. Kapattığım anda yeniden ve yeniden ağlamaya başlamıştım.
Bir süre sonra gelen araba sesi ile başımı o yöne çevirdiğimde Jungkook gelmişti. Muhtemelen her zaman kullandığım uygulamanın konumundan bulmuştu beni.
Arabadan inip yanıma koşmuş ayağı kalktığımda bana sıkıca sarılmıştı.
Jungkook: Özür dilerim. Çok özür dilerim. Lütfen beni terk etme sevgilim. Yalvarırım...
Onu kendimden ittirdiğimde ellerini yüzüme çıkarmış gözyaşlarımı silmeye başlamıştı. Kendisinin sebep olduğu göz yaşlarımı yine silen de oydu. Gözlerimi öpmeye başladığında omuzlarından ittirmiştim. Beni kendine daha çok çektiğinde daha da ağlamaya başlamıştım.
~DEVAMI YORUMDAA~
Комментарии