Doğançay Şelalesi Keşif ( 2015 03 )

Doğançay Şelalesi Geyve İlçesi Maksudiye köyü sınırları içinde kalan ve “Tabiat Anıtı” olarak koruma altına alınan bir doğal güzellik. Üç kademeli bu şelale bölgemizde mutlaka görülmesi gereken yerler arasında sayılıyor.

Keşif ekibi olarak yollardayız bir Pazar sabahı. Çok geçmeden Doğançay sapağına ulaşıyoruz. Sakarya nehrinin ikiye böldüğü köyde karşı tarafa geçmek için kar sularının coşturduğu suların üzerine kurulu köprüyü kullanıyoruz. Kısa bir mola ve küçük bir alışverişin ardından şelalelerden gelen dereyi takip eden yol boyu vadinin içlerine doğru hareket ediyoruz. Birkaç km sonra aracımızı bırakıp yürümeye başlayacağız.

GPS, üzerinde kayıtlı rotada ilk adımlarımızı atmak için zig zag çizerek yükselen toprak yolu işaret ediyor. Ne var ki daha ilk metrelerde, yolun eriyen kar sularının baskısına dayanamayıp çöken bir bölümü karşılıyor bizi . İş makinaları olmadan açılamayacak bir toprak yığını var önümüzde. Neyse ki artık yayayız, gene de henüz taze ve akıntı halinde ki zemine batmadan ilerleyemiyoruz. İlerleyen bölümde benzer manzara ile birkaç kere daha karşılaşacağız.

Yol boyu mevsime özgü çiçekler eşlik ediyor bize her zaman olduğu gibi. Her dem yeşil olan ve çoktan çiçeklenen Danabağırtanlar ilk merhaba diyenler. Sarı renkleriyle Öksürük otları, geniş alanları kaplayan kardelenler, pembe ve mor arası renkleriyle Çuhalar onların arkadaşları bu zamanda…

Son fırtınanın ağaçlara oldukça zarar vermiş. Bazılarının kırılıp orman zeminine boylu boyunca uzanmış olduğunu üzülerek görüyoruz.

Hava kapalı ama yağış yok. Vadiyi saran yüksek tepeler bulutlarla kapşlı. Zaman zaman, daha çok yazları kullanıldığı anlaşılan tek tek evlerin ve onları da saran geniş fındık bahçelerinin içinden geçiyoruz. Fındıklıklarda kardelen, sıklamen ve yıldız sümbülü gibi erkenci türlerin kuşatması altında. Uzaktan beyazlı, pembeli, morlu desenleriyle rengarenk bir halıya benziyor bu kuşatma.

İlerledikçe yol daralarak küçük bir patikaya dönüşüyor. Yükseklerden gelen kar sularının küçük ırmaklar halinde üzerinden aştığı bu patika parkurun en keyifli bölümlerinden aynı zamanda. Vadinin güneye bakan yamacında olsak da kuytularda kar kalıntılarına rastlıyoruz. Zaman zaman da ufak molalar veriyoruz. Kayınlar ve aralarına serpilmiş ormangülleri ise parkurun hem ilkbahar hem de sonbaharda ziyaretçilerini hayal kırıklığına uğratmayacağına işaret ediyor.

Yaklaştıkça artan uğultu şelalelere yaklaştığımıza dair ilk belirti oluyor. Az sonra da görüş alanımıza giriyorlar. Henüz yapraklanmamış ağaçların verdiği fırsat ile coşku ile akan şelalelerin iki kademesini rahatlıkla görebiliyoruz.

Oldukça dik ve mevsim itibari ile son derece kaygan olan patika bizi bu tabiat anıtının yanına indiriyor. Bir kere daha görülmesi gereken bir güzellik olduğuna kanaat getiriyor insan, keyifle içimize sindiriyoruz. Elbette dönüş yolumuz oldukça dik, yavaş yavaş yükseliyoruz bu sebeple…

Yolun geri kalan bölümü ise bizi Maksudiye Köyü’ne ulaştırıyor. Sohbet ettiğimiz yöre sakinleri kar kalınlığının üç metreye ulaştığını söylüyor. Çatısı yada bizzat kendisi yıkılmış evler bu ifadeyi doğrular nitelikte.

Öğle yemeğimizi, köyü kuran ilk Karadenizli ailelerin yaptığı eski bir serendere sırtımızı dayayarak yiyor, etrafında renk renk kedi ve çeşit çeşit tavuğun dolaştığı evin sahibi genç arıcının misafiri oluyoruz aynı zamanda.

Bu evin hemen altında başlayan patikayı takip ederek bu sefer vadi boyu alçalmaya başlıyoruz. Kuzeye bakan bu yamaçlar yoğun bir kar örtüsünün altında hala. Adımlarımız bizi birkaç asırlık kestane ağaçlarının arasından geçiriyor. Hatta içimizdeki usta gözler için sonbahardan kalma kestaneleri bulmak çok da zor olmuyor. Lezzetini ise aramızda paylaştırıyoruz. Ağaçların arasına yerleştirilmiş karakovanlarsa mayıs ve haziran aylarında çiçeklenen kestanelerin arılarca yoğun olarak ziyaret edileceğini gösteriyor.

Kısa bir süre sonra sabah bıraktığımız aracımıza ulaşıyoruz. Doğançay merkezinde, dere kenarında kurulu kahve hem üstümüzü değişmemiz hem de sıcak birer çay içimemiz için ideal bir nokta.

Keşif ekibinin birbiriyle uyumu ve dayanışmasıyla değer kattığı bu güzel gün çıkarılan yeni bir rota kazanılan yeni dostluklarla sona eriyor. Önümüzde ise keşfedecek daha çok parkur var...