Kurtlar Vadisi Halil İbrahim Türküsü 2005

preview_player
Показать описание
Kurtlar Vadisi'nin ve Kurtlar Vadisi Pusu'nun unutulmaz karakteri Halil İbrahim Kapar'ın Efsane Türküsü Halil ibrahim Türküsü düzenlenmiş haliyle HD ses ve görüntü kalitesiyle sizlerle.
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

KURTLAR VADİSİ CENDERE DAVUL REMİX 2020 YAYINLANDI ARKADAŞLAR. KVP MÜZİK MEDİA YAPIMIDIR.

kurtlarvadisimuzikleri
Автор

Bu türküyü, 2006 yılında Siirtin Eruh ilçesindeki jandarma karakoluna PKK terör örgütünün saldırısında şehit olan 21 yaşındaki 85/2 tertip Adanalı devrem Jandarma Er Halil İbrahim Öztürk kardeşime ve onun nezdinde bu ülke için şehit olmuş tüm vatan evlatlarına armağan ediyorum. Çok şükür ki Yüce Allah devremin öcünü almamızı nasip etti. Kanını yerde koymadık devrem. Mekanın cennet olsun kardeşim.

kuarko
Автор

Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilir

Halo Dayı

bektas
Автор

La geldik fırtına gidiyoruz bir fırtına Anca mezarda uslanırız.

m.cemalgenc
Автор

31.08.17 arife gecesi babam şehit edildi. Ne zaman ki bu türküyü dinlesem babam gelir aklıma. En sevdiği türküydü. Mekanın cennet olsun kahraman babam. Seni ve seni hatırlatan her şeyi çok seviyorum.

evinpaksoy
Автор

Bugün sayın Deve Tuncay abimiz hakkın rahmetine kavuştu. Allahtan rahmet sevenlerine başsağlığı diliyorum.

bahadrefe
Автор

Halil İbrahim, Fatsa'da 1931 yılında doğmuş ve Fevzioğlu tepesinin yan belinde oturan birisi imiş. Fatsa'da mağazalar başı caddesinde bir saat ve gramofon atölyesi olan Halil İbrahim, çok aydın, temiz ve titiz bir insanmış. Takım elbisesi, kravatı ve boyalı ayakkabıları her zaman bakımlıymış. Evine giderken devamlı bir ırmaktan geçmesi gerekirmiş. Irmağın üstünde de dal köprü bulunmaktaymış. Akşam evine, sabah işine giden Halil İbrahim, o sıralarda lakabı Çolağın Ahmet'in kızı ile evlenmiş.

Evliliğinden bir erkek, bir kız çocuğu olmuş. Evlendikten sonra 1951 yılında askere gitmiş. Askere gidince art niyetli kişiler Halil İbrahim'e mektup yazmışlar. Mektupta karısının babası, karısını başkasına sattığını söylemişler. Bu sırada Halil İbrahim'in tarlasının yanında ağanın tarlası varmış. Ağa da tapusuna senin tarlanın bir kısmını alıyor demişler. Bu nedenlerle Halil İbrahim'in askerden firar etmesini sağlamışlar ve Halil İbrahim askerden firar etmiş, Fatsa'ya gelmiş ama geldikten sonra ağaya bir kurşun atmış, sonra yakalanmış. Yakalandıktan sonra askerler onu bir telefon direğine bağlayarak dövmüşler. O zaman asker kaçağı her zamanki gibi büyük bir suçmuş. Dayak yerken Halil kafasına bir darbe aldığı için o andan itibaren aklı gel git olmuş, yani delirmiş.

Daha sonra askerliğini bitirip memlekete gelmiş ama o atölyesini falan kapatmış. Artık hayatı evi ile orman arasında geçen Halil İbrahim tamir işini de evinde yapmaya başlamış. Ayrıca da silahsız gezmiyormuş. Halil askeri görmemek için gündüz evinden dışarı çıkmaz ve yolu da sadece karşıdan karşıya geçmek için kullanırmış. Başka zamanlar kimseye görünmemek için devamlı yol haricinde, bahçeden bahçeye yürürmüş. Sadece dost olarak üç kişinin yanına gidermiş. Dışarı çıktığı zaman da oda altı denilen yerde, bahçeden dereye iner, dere içinden Cemal dayının yanına gidermiş.

Bu sıralarda hanımını, babası, para kazanamıyor evine bakamıyor diye çocukları ile beraber Terme'ye satmış. Halil İbrahim artık tamamen yalnız kalmış. Halil her gün gramofon dinlermiş. Bütün sanatçıların plakları da kendisinde varmış. Gelincik sigarası içer, bütün boş paketlerini de biriktirilmiş. Yıllar, 1954-55 yıllarıymış. Toplumdan tamamen kopan Halil İbrahim 1980 yıllarına kadar kendi halinde yaşamış.

12 Eylül'den önce köye nokta operasyonu yapılmış. O sıralarda bazı köylüler fındık toplamaya dahi köye çıkamaz olmuşlar. Can güvenliği yokmuş. Operasyon gece yapılmış. Tam bu sıralarda Halil İbrahim'in evini birisi yakmış.

Evi yandıktan sonra ormanda yaşamaya başlamış. Evinin karşısında bir kaya varmış, onun altında yangından kurtardığı masası ve birkaç eşyasından başka bir şeyi kalmamış. Bir gece öyle bir yağmur yağmış ki sanki gök yarılmıştı. Onun yaşadığı kayanın ormanı da kimsenin gündüz bile geçemediği bir yermiş. Ama artık onun mekanı olmuş.

Yağmur yağdığı gece orada barınamayacağını anlayınca, ahbabı Dursun dayının evine gitmek için ormana girmiş. Ormanın içinde epey yol aldıktan sonra dereyi geçerek Dursun dayının evine gelmiş. Onu rahatsız etmemek için samanlığa girip otların üzerinde yatmış. Tabancası her zamanki gibi belinde imiş.

O gece teröristler şehire inerek bir öğretmem öldürüp dağa çıkmışlar. Bunun üzerine büyük bir operasyon yapılmış. Adım adım askerler her yeri arıyorlarmış. Halil'i samanlıkta uyurken yakalamışlar. Evin sahibi Dursun amcanın gelinine ve çocuklarına kim diye sormuşlar, onlar da zararsız birisi öldüğünü anlatmışlar. Kumandan da silahını alıp salıvermeyi düşünüyormuş. Ama Halil İbrahim de 30 sene önce yediği dayak yüzünden korkuyormuş.

Askerler başka yerleri de ararken bu bir fırsatını bulup kendini tepeden, aşağı atmış, yuvarlanarak dereye inmiş. Askerler de arkasından havaya ateş etmişler. Tabii onu öldürmemek, durdurmak için. Derede de dal köprü var, köprüden karşıya geçmiş ama ormana girmek için yüz metre yürümesi gerekiyormuş. Ormana girse kurtulacak ama bu taraftaki askerler diğerleri vuramadı kaçırdı diye, Halil İbrahim'i vurmuşlar ve kayanın üstüne cesedi düşmüş.

Kumandan bu olaya çok üzülmüş ve eşyalarını Terme'den gelen oğluna vermiş. Karısı zaten önceden ölmüş, oğlu eşyalarını almak istememiş, çünkü babasını sevmiyormuş. Cenazesini üç dört kişi kaldırmış ve defnetmişler.

İşte bu olaydan sonra Dursun Ali Akınet, türkünün güftesi olan bu şiiri yazdıktan sonra ailesi onu kabullenmeye başlamış ama ne fayda.

mcalibre
Автор

İlkokul yıllarımdı. Perşembe günlerini iple çekerdik. Aile apartmanımızda oturuyorduk. Üst katımızda rahmetli dedem ile babaannem ikamet ediyordu. Soğuk kış günleriydi. Babamdan dedemlerde kalmak için ağlayarak izin alırdım. Heyecanla merdivenleri çıkar dedemlerin evine girerdim. Kalorifer peteğinin hemen önüne yer yer üzerinde yırtıklar olan çok eski bir yer yatağı minderi seriliydi. Sırtımı peteğe yaslar, adeta nefes almayı unuturcasına kurtlar vadisini izlerdim. Halil İbrahim türküsünü ilk duyduğumda uzun süre etkisinden çıkamadım. Bir de bazen Kurtlar Vadisini izlediğimiz günü takip eden gün kar yağışı nedeniyle okullar tatil olurdu. O zaman benden mutlusu yoktu. Okula çok erken saatte hava karanlıkken giderdim. Özellikle cuma sabahı o kasvetli havada yol boyu Kurtlar Vadisinin izlediğim bölümünü düşünür, okulda arkadaşlarımla nasıl konuşacağımı planlardım. Güzel günlerdi. Çocuktuk. Hayatımız bize mutluluk veren küçük şeyler yığını ile doluydu. Şimdi ise yaşım 30. İyi bir mesleğim ve kariyerim var fakat büyüdükçe yaşamak yükü çok ağırlaştı.

msefacetin
Автор

Halo dayı ( Sönmez atasoy )
İstemi betil ( Laz ziya )
Osman wöber ( Deve tuncay )
Baykal saran ( Hüsrev ağa )
Nihat nikerel ( Seyfo dayı )
İsmail incekara ( İplikçi nedim )
Tarık ünlüoğlu ( Testere necmi )
Haldun boysan ( Tombalacı mehmet )
Allah rahmet eylesin mekanları cennet olsun 🤲 büyük oyunculardı.

Wx.north-le
Автор

bu kadar yorum arasında gözükür mü bilmem ama her beğeni butonunda dinleyeceğim

yusufklc
Автор

Polat : estafurullah dayı
Halo: Senden bir tane daha yoksa eyvallah diyeceksin yeğenim
Polat ALEMDAR : EYVALLAH.

tukobaba
Автор

Ne dizi yapmışlar 15 sene sonra bile izleniyor kurtlar vadisi gibi dizi bir daha gelmez

reyyannnuzar
Автор

siz çukur izlemeye devam, biz kurtlar vadisini 9. kez bitirirken bile...

ozgurr
Автор

‘’La geldik bir fırtına gidiyoruz bir fırtına anca mezarda uslanırız’’
Mekanın cennet olsun Sönmez Atasoy

alikaradag
Автор

Memati : Hele gittin geldin dayı anlat ne var orada
Halo : Orada yeğenim azraili anladıkda MEMATI kim diyorlar.

tukobaba
Автор

Bu türkü seninle özdeşleşti be halo dayı, üstüne alabilecek başka karakter yok.

Aslanbey
Автор

Ne estirdiler adamlar bee sene 2004 kış ayları perşembe akşam saat 8 de kepengi açık dükkan göremezdiniz vallahi billahi

serzanburada
Автор

LAZ ZİYA
HALO DAYI
SEYFO DAYI
ZAZA DAYI
GELDİNİZ Bİ EFSANE
GİTTİNİZ Bİ EFSANE

Abdlsamett
Автор

Şu diziden 17 senedir hiç bıkmadım hala devam izliyorum
“SÖNMEZ ATASOY” SAYGIYLA üstad

mertatalay
Автор

Dağda kızıl ot biter İçinde keklik öter
Eşkıyadan da beter uslan be Halil İbrahim
Kıvırcık saçlarına Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına yaslan be Halil İbrahim

Derede su durulur Daldan köprü kurulur
Elli yerinden vurulur Aslan be Halil İbrahim
Kıvırcık saçlarına Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına yaslan be Halil İbrahim

Müfreze dağı sarar Dağda kaçaklar arar
Geçit vermez kayalar hızlan be Halil İbrahim
Kıvırcık saçlarına Kar düşmüş uçlarına
Dağın yamaçlarına yaslan be Halil İbrahim

husnubaskurt