filmov
tv
Engin CEBECİ-İzmir'in Kavakları

Показать описание
İZMİR'İN KAVAKLARI (ÖDEMİŞ'İN KAVAKLARI)
Aradılar sordular
Birg içinde buldular
İnce tuzak kurdular
Yar fidan boylum
Kamalı'yı vurdular
İzmir'in kavakları
Dökülür yaprakları
Bize de derler Çakıcı
Yar fidan boylum
Yıkarız konakları
Bahçelerde kalem var
Arkamızdan gelen var
Kalkın gidelim efeler
Yar fidan boylum
İçimizde ölen var
Selvi senden uzun yok
Yaprağında düzüm yok
Kamalı da Zeybek vuruldu
Yar fidan boylum
Çakıcı'ya sözüm yok
İZMİR’İN KAVAKLARI (ÖDEMİŞ KAVAKLARI) TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ
Yöre: Ödemiş – İZMİR
Kayak: Ekrem GÜYER
Derleyen: Muzaffer SARISÖZEN
Ödemişli Çakıcı Efe, Ege Bölgesinde halkın dilden dile efsaneleşen bir kahramandır. Osmanlı’nın son zamanlarında devlet iradesinin iyiden iyiye kaybolduğu yıllarda (1800-1900) halk kendi kahramanlarını, kendi kurtarıcılarını çıkarmıştır. Kimileri bu boşluktan yararlanarak zalimlikler yapmışlar, kimileri de adalet dağıtan güçlü yürekli halk kahramanı olmuştur. Bu devirde Ege Bölgesi’nde Efelik çok meşhurdur. Çakıcı Efe de İzmir, Denizli, Aydın civarında hüküm sürmüş bir Efe’dir. O zamanlarda yaşadığı bölgede o kadar güçlenmiş ki Osmanlı ile egemen olduğu bölge konusunda resmi anlaşma yolları bile aramıştır. Çakıcı çoğu zaman dağlarda, kimi zamanda halkın yanına inerek zalimi durdurmuş, adalet dağıtmış, zenginden alıp fakire vermiştir. Bu sebeple halkın gönlünde de taht kurmuştur. Cesur hareketleriyle halkın gözüne girmiştir. Kimi zamanda düşmanla işbirliği yaptığı söylentisi çıkmışsa da halk onu hep sevmiş ona yapılan bu türküyle ismini ölümsüzleştirmiştir.
Çakırcalı Mehmet Efe, 1872’de İzmir’in Ödemiş İlçesi’ne bağlı Türkönü Köyü’nde doğmuş Ege efelik kültürünün en ünlü simalarından biridir.
Ege Bölgesi’nde efe kültürü (efelenmeler) 17. Yüzyıla dayanır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yapısında meydana gelen askeri ve sosyal değişikliklerin süvari ve kervancı olarak geçimini sağlayan eski akıncıları işsiz bırakması, hükümetler tarafından vergi tahsilatında kullanılan ayanların derebeyi eğilimleri, bitmeyen savaşlar, sonu gelmeyen asker istekleri ve giyim kuşam yasağı zeybeklerin birer ikişer dağa çıkmasına sebep olmuştur. Anadolu’yu Türkleşmesinde temel tol oynayan akıncı torunu zeybekleri zaman böylece kanunun dışına itmiştir.
Bir zaptiye çavuşunca öldürülen (ve kendisi efe olan) babası Çakırcalı Ahmet Efe’nin öcünü almak amacıyla, 1893’te dağa çıkmıştır. Yanında, babasının da kızanlarından olan tecrübeli Hacı Eşkıya vardır. Dağa çıktıktan bir süre sonra ilk olarak zalimliği ile tanınan Mustafa Ağa’nın evini basar. Ağayı halka zulüm etmemesi için uyararak 200 altınına el koyar. Ardından da Kızoğlu Ağa’yı dağa kaldırarak, yüklü oranda fidye alır. Eylemlerinden elde ettiği parayı halka cömertçe dağıtır. Özellikle Ödemiş dolayında köylerde genç kızlara çeyiz parası verir, giysisi olmayanı giydirir, evli olmayana ev yaptırır. Hatta köprüler, yollar inşa ettirilmesine önayak olur. Halkın sempatisini kazanması sayesinde köyler ve yörük obaları ona yataklık ederler.
Kılavuz olarak kullandığı bir çobanın takip edilmesi (kimi kaynaklara göre ihbar edilmesi) üzerine Karıncalı Dağı kuşatılır. Çıkan çatışmada Çakırcalı ölür. Çakırcalı’nın cesediyle birlikte, halka zulmeden Osman Ağa’nın cesedi de bulunur. Çakırcalı ölüme giderken bile halka zulmedenleri cezasız bırakmamıştır. Çakırcalı’nın Hacı Mustafa’nın öldürdüğünü, veya çatışma esnasında bir serseri kurşuna kurban gittiğini öne sürenler de bulunmaktadır. 17 Kasım 1911 Adına yakılmış meşhur Ödemiş’in Kavakları türküsünde (sonradan İzmir’in Kavakları olarak değiştirilen ve yöresinde hala Ödemiş’in Kavakları olarak bilinip söylenen) Çakıcı olarak anılan Çakıcı Mehmet Efe’dir (türküde “Kamalı Zeybek” şeklinde anılan da bir başka Efedir).
Aradılar sordular
Birg içinde buldular
İnce tuzak kurdular
Yar fidan boylum
Kamalı'yı vurdular
İzmir'in kavakları
Dökülür yaprakları
Bize de derler Çakıcı
Yar fidan boylum
Yıkarız konakları
Bahçelerde kalem var
Arkamızdan gelen var
Kalkın gidelim efeler
Yar fidan boylum
İçimizde ölen var
Selvi senden uzun yok
Yaprağında düzüm yok
Kamalı da Zeybek vuruldu
Yar fidan boylum
Çakıcı'ya sözüm yok
İZMİR’İN KAVAKLARI (ÖDEMİŞ KAVAKLARI) TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ
Yöre: Ödemiş – İZMİR
Kayak: Ekrem GÜYER
Derleyen: Muzaffer SARISÖZEN
Ödemişli Çakıcı Efe, Ege Bölgesinde halkın dilden dile efsaneleşen bir kahramandır. Osmanlı’nın son zamanlarında devlet iradesinin iyiden iyiye kaybolduğu yıllarda (1800-1900) halk kendi kahramanlarını, kendi kurtarıcılarını çıkarmıştır. Kimileri bu boşluktan yararlanarak zalimlikler yapmışlar, kimileri de adalet dağıtan güçlü yürekli halk kahramanı olmuştur. Bu devirde Ege Bölgesi’nde Efelik çok meşhurdur. Çakıcı Efe de İzmir, Denizli, Aydın civarında hüküm sürmüş bir Efe’dir. O zamanlarda yaşadığı bölgede o kadar güçlenmiş ki Osmanlı ile egemen olduğu bölge konusunda resmi anlaşma yolları bile aramıştır. Çakıcı çoğu zaman dağlarda, kimi zamanda halkın yanına inerek zalimi durdurmuş, adalet dağıtmış, zenginden alıp fakire vermiştir. Bu sebeple halkın gönlünde de taht kurmuştur. Cesur hareketleriyle halkın gözüne girmiştir. Kimi zamanda düşmanla işbirliği yaptığı söylentisi çıkmışsa da halk onu hep sevmiş ona yapılan bu türküyle ismini ölümsüzleştirmiştir.
Çakırcalı Mehmet Efe, 1872’de İzmir’in Ödemiş İlçesi’ne bağlı Türkönü Köyü’nde doğmuş Ege efelik kültürünün en ünlü simalarından biridir.
Ege Bölgesi’nde efe kültürü (efelenmeler) 17. Yüzyıla dayanır. Osmanlı İmparatorluğu’nun yapısında meydana gelen askeri ve sosyal değişikliklerin süvari ve kervancı olarak geçimini sağlayan eski akıncıları işsiz bırakması, hükümetler tarafından vergi tahsilatında kullanılan ayanların derebeyi eğilimleri, bitmeyen savaşlar, sonu gelmeyen asker istekleri ve giyim kuşam yasağı zeybeklerin birer ikişer dağa çıkmasına sebep olmuştur. Anadolu’yu Türkleşmesinde temel tol oynayan akıncı torunu zeybekleri zaman böylece kanunun dışına itmiştir.
Bir zaptiye çavuşunca öldürülen (ve kendisi efe olan) babası Çakırcalı Ahmet Efe’nin öcünü almak amacıyla, 1893’te dağa çıkmıştır. Yanında, babasının da kızanlarından olan tecrübeli Hacı Eşkıya vardır. Dağa çıktıktan bir süre sonra ilk olarak zalimliği ile tanınan Mustafa Ağa’nın evini basar. Ağayı halka zulüm etmemesi için uyararak 200 altınına el koyar. Ardından da Kızoğlu Ağa’yı dağa kaldırarak, yüklü oranda fidye alır. Eylemlerinden elde ettiği parayı halka cömertçe dağıtır. Özellikle Ödemiş dolayında köylerde genç kızlara çeyiz parası verir, giysisi olmayanı giydirir, evli olmayana ev yaptırır. Hatta köprüler, yollar inşa ettirilmesine önayak olur. Halkın sempatisini kazanması sayesinde köyler ve yörük obaları ona yataklık ederler.
Kılavuz olarak kullandığı bir çobanın takip edilmesi (kimi kaynaklara göre ihbar edilmesi) üzerine Karıncalı Dağı kuşatılır. Çıkan çatışmada Çakırcalı ölür. Çakırcalı’nın cesediyle birlikte, halka zulmeden Osman Ağa’nın cesedi de bulunur. Çakırcalı ölüme giderken bile halka zulmedenleri cezasız bırakmamıştır. Çakırcalı’nın Hacı Mustafa’nın öldürdüğünü, veya çatışma esnasında bir serseri kurşuna kurban gittiğini öne sürenler de bulunmaktadır. 17 Kasım 1911 Adına yakılmış meşhur Ödemiş’in Kavakları türküsünde (sonradan İzmir’in Kavakları olarak değiştirilen ve yöresinde hala Ödemiş’in Kavakları olarak bilinip söylenen) Çakıcı olarak anılan Çakıcı Mehmet Efe’dir (türküde “Kamalı Zeybek” şeklinde anılan da bir başka Efedir).
Комментарии