filmov
tv
Okulumuz Öğrencilerinden Afrin'e Mesaj

Показать описание
Anadolu’da şahlanıp tüm cihana yayılan barış çağrısı,
Fil ordusu karşısında ebabil çığlığı,
Rahman’ın katına dek uzanan "Allah-u Ekber!" nidası,
İbrahim’in ateşine su taşıyan kuşun tarafkârlığı,
Nice yiğitlerin yüreğini dolduran şehâdet sevdası,
AFRİN...
Mehmetçiğin ayaklarına kurbanlar kesen,
Dilekçe verip gönüllü askere gitmek isteyen,
Askere yediğinden yediren, içtiğinden içiren,
Caddelerde konvoylarla erlere sevgi gösterisinde bulunan,
Evladının al bayrağa sarılı tabutuna kapanıp: "Vatan sağolsun
Oğlum bayrağa feda olsun." diyen anaların,
Hak için, haktan yana yürüyen, şehadete koşan kahramanların,
Ve daha nice vatanperver yurdum insanının yazdığı destan.
Kendi fatihasını okur mu insan?
Açtı ellerini semaya,
Fatiha döküldü dudaklarından İbrahim Akgül’ün.
İbrahim, İbrahim olur muydu hiç
Nemrut’un karşısında dimdik durup,
Hakkı haykırmasaydı?
Kor ateşler döner miydi gül bahçesine,
Gülistana koşar gibi koşmasaydı nâra?
Şehadet şerbetine susamış
Musa’ların, (Musa Özalkan)
Oğuz’ların, (Oğuz Kaan Usta)
Fatih’lerin (Fatih Mehmethan)
ve daha nicelerinin imânı karşısında
Kurşun, tank, tüfek neydi ki?
Bükülmez kavi bir çelikti yürekleri,
O asil kahramanların.
Ölümsüzlük kapısını,
Şehadet anahtarıyla aralayan ilk şehitti Musa Özalkan.
Zulüm bitsin diye can verdi vatana,
Gül bitsin diye, kan ekti toprağa.
Musa’nın ardından 31 cengâver daha katıldı ölümsüzler kervanına.
"Ya al bayrakla şereflice yaşarız
Ya kara toprakta şereflice yatarız.
Kalırsak devlet, ölürsek cennet bizim!"
dediler...
Cennet mekân, peygamber komşu oldu onlara.
Canlarını verdiler ama vatanlarını asla vermediler.
Vatana cân vermeyi, cana minnet bildiler.
Kurşunların gölgesinde,
ölümün arefesinde tebessümle karşıladılar Azrail’i.
Onlar Bedir’di, onlar Uhud’du
Ulubatlı Hasan’dı onlar.
Vurdular ancak düşürmediler ellerinden sancakları.
Bugün Afrin’de bir güneş doğuyor.
Savaşın dahi bir hukukunun olduğu,
Yaşatmak için ölmenin şehadet bilindiği,
Kutsal davanın bayraktarı bu coğrafya,
Zafere, KIZIL ELMA’sına yürüyor!
Erlerinin şehit,
Halkının şahit olduğu bu şahlanış,
Hudutları aşarak ölümsüzlüğü tadacak.
Er ya da geç
Bu vatan zalime mezar,
Mazluma peygamber kucağı olacak.
Yol, kızıl elmayadır
Menzil, şehadettir
Vuslat vatanadır
Vatan tüm cihândır!
Asker tüm millettir.
Şiir: Fatmanur Güreldi
Seslendiren: Abdulkadir Moral
Fil ordusu karşısında ebabil çığlığı,
Rahman’ın katına dek uzanan "Allah-u Ekber!" nidası,
İbrahim’in ateşine su taşıyan kuşun tarafkârlığı,
Nice yiğitlerin yüreğini dolduran şehâdet sevdası,
AFRİN...
Mehmetçiğin ayaklarına kurbanlar kesen,
Dilekçe verip gönüllü askere gitmek isteyen,
Askere yediğinden yediren, içtiğinden içiren,
Caddelerde konvoylarla erlere sevgi gösterisinde bulunan,
Evladının al bayrağa sarılı tabutuna kapanıp: "Vatan sağolsun
Oğlum bayrağa feda olsun." diyen anaların,
Hak için, haktan yana yürüyen, şehadete koşan kahramanların,
Ve daha nice vatanperver yurdum insanının yazdığı destan.
Kendi fatihasını okur mu insan?
Açtı ellerini semaya,
Fatiha döküldü dudaklarından İbrahim Akgül’ün.
İbrahim, İbrahim olur muydu hiç
Nemrut’un karşısında dimdik durup,
Hakkı haykırmasaydı?
Kor ateşler döner miydi gül bahçesine,
Gülistana koşar gibi koşmasaydı nâra?
Şehadet şerbetine susamış
Musa’ların, (Musa Özalkan)
Oğuz’ların, (Oğuz Kaan Usta)
Fatih’lerin (Fatih Mehmethan)
ve daha nicelerinin imânı karşısında
Kurşun, tank, tüfek neydi ki?
Bükülmez kavi bir çelikti yürekleri,
O asil kahramanların.
Ölümsüzlük kapısını,
Şehadet anahtarıyla aralayan ilk şehitti Musa Özalkan.
Zulüm bitsin diye can verdi vatana,
Gül bitsin diye, kan ekti toprağa.
Musa’nın ardından 31 cengâver daha katıldı ölümsüzler kervanına.
"Ya al bayrakla şereflice yaşarız
Ya kara toprakta şereflice yatarız.
Kalırsak devlet, ölürsek cennet bizim!"
dediler...
Cennet mekân, peygamber komşu oldu onlara.
Canlarını verdiler ama vatanlarını asla vermediler.
Vatana cân vermeyi, cana minnet bildiler.
Kurşunların gölgesinde,
ölümün arefesinde tebessümle karşıladılar Azrail’i.
Onlar Bedir’di, onlar Uhud’du
Ulubatlı Hasan’dı onlar.
Vurdular ancak düşürmediler ellerinden sancakları.
Bugün Afrin’de bir güneş doğuyor.
Savaşın dahi bir hukukunun olduğu,
Yaşatmak için ölmenin şehadet bilindiği,
Kutsal davanın bayraktarı bu coğrafya,
Zafere, KIZIL ELMA’sına yürüyor!
Erlerinin şehit,
Halkının şahit olduğu bu şahlanış,
Hudutları aşarak ölümsüzlüğü tadacak.
Er ya da geç
Bu vatan zalime mezar,
Mazluma peygamber kucağı olacak.
Yol, kızıl elmayadır
Menzil, şehadettir
Vuslat vatanadır
Vatan tüm cihândır!
Asker tüm millettir.
Şiir: Fatmanur Güreldi
Seslendiren: Abdulkadir Moral