filmov
tv
Kadınlar Ülkesi Polonya'dayım 🇵🇱
Показать описание
Berlin'den ayrıldım, Polonya'nın Wroclaw kentine geldim. Daha önce ismini duymadığım bu şehirden pek bir beklentim yokken Avrupa gezime damgasını vuracağından habersizdim. Wroclaw'da beni buranın yerlisi arkadaşım Dorota gezdirdi. Birkaç video süren gezimizin ilkini izliyorsunuz.
Şehrin simgesi cücelerdir. Ufak boyutlarında ki cüce heykellerini şehrin pek çok yerinde görebilirsiniz. Şehrin simgesinin cüce olmasının nedeni ise Ülke komünist rejim altında yönetilirken, yönetimi protesto etmek amacıyla bir grubun cüceler gibi giyinmeye başlayıp değişik şekillerde gösteriler protestolar düzenlemesidir. Örnek vermek gerekirse bir gün protestocular her biri üzerinde bir harf yazan bir t-shirt giyerek yan yana dizilirler aralarından birisi sıradan çıktığında oluşturdukları cümle yolsuz polisler ve benzeri bir anlama gelirken o kişi sıraya geri döndüğünde cümle iyi günler ve benzeri tarzda apolitik bir cümle haline geliyormuş. Ülke de rejim değişince şehrin simgesi ne olsun diye düşünürken bu protestoculardan ötürü cüce olarak seçmişler şehrin simgesini. Günümüz de Wroclaw şehrinde 1000 tane cüce heykeli bulunmaktadır. Pek çok şirket belediyeye para vererek kendisine özel cüce heykeli yaptırabilir örneğin bir eczanenin önünde eczacı bir cüce veya bir üniversitenin önünde öğrenci ya da akademisyen bir cüce heykeli görebilirsiniz.
Wroclaw’da ulaşım başlıca otobüs ve tranway ile sağlanır. Tranway bana göre daha kullanışlıdır, gitmeyi planladığınız her yerden mutlaka bir tranway geçiyordur. Zaten tranway ile otobüsler çoğunlukla aynı yolu kullandığı için buradan otobüs geçer tranway geçmez durumu pek olmuyor. Tranwaylar gece 11 gibi sona erdiği için o saatten sonra otobüs kullanmak kaçınılmaz. Toplu taşımada bizde ki gibi akbil okutma gibi bir durum yok otobüs ve tranwayların içinde bilet alabileceğiniz bir makine var oradan bileti alıp onun yanında ki sarı bir cihaza okutuyorsunuz ama kontrol yok. Çok nadir olarak herhangi bir durakta kontrol yapan kişiler otobüse ya da tramwaya binip bilet kontrolü yapıyorlar.
Türkiye’den Wroclaw’a gitmenin en ekonomik ve mantıklı yolu uçakla Berlin veya Prag’a uçmak, oradan polski veya flixbus adlı şirketler ile Wroclaw’a gelmektir.
Çoğu gece kulübü “Pasaz Niepolda” denilen meydanda yer alıyor. Bunlardan başlıcaları; Mundo, Melanz ve Wall Street Club. Özellikle Mundo ve Melanz de hafta içi erasmus partileri oluyor ve giriş ücretsiz zaten çoğu yerde hafta içi öğrencilere giriş ücretsiz olduğunu belirtmekte fayda var. Bunların dışında Rynekte bir çok mekan bulunmakta sabahları bistro olarak servis veren bu mekanlar akşama doğru biraz daha club havasına yaklaşsada tam anlamıyla bir gece kulübü olduklarını söylemek zor ancak latin müziğinden tut caz müziğe kadar farklı tınılar arayanlar için uygun.
Wrocław her köşe başında karşınıza çıkan cüce heykeli, üniversitesi, kanallar ve adalar üzerinde Venedik’i hatırlatan konumu ile Polonya’nın güzel şehirlerinden biri. Ülkenin 4. büyük kenti olması ve 2016 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi de dikkatleri üzerine çekmesini sağlıyor. Wroclaw ayrıca edebiyat dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına kabul edilmesiyle adını duyuruyor. Wroclaw’ın 1945’ten önce (ve hâlâ etkisi devam eden) ismi ise yarı İngilizce, yarı Almanca olan Breslau. Komünizm dönemi sonrasında komünizm sempatizanları tarafından şehrin her yerine cüce heykelleri yerleştirilmiş. Ancak halk bu heykelleri benimsemiş ve sahip çıkmış. Bir otelin önünde yatağında yatan bir cüce, eczanenin önünde eczacı bir cüce, itfaiyeci cüce, mahkum cüce gördüğünüzde şaşırmayın. Onlar kentin yerlisi.
Silesia bölgesinde bulunan kent aynı zamanda bir ruhani merkez. Bu nedenle de Papa II Jean Paul’ün Polonya’da sırasıyla Varşova, doğum yeri Kraków, Czestochowa ve dördüncü şehir olarak da Wroclaw’ı (Papa olduktan sonra) ziyaret etmesiyle şehir adından söz ettiriyor.
Nazi döneminde şehirdeki Yahudiler’in çok büyük bir bölümü toplama kamplarına yollanmış. Şehirdeki Polon kültürüne ait tüm izler Almanlar tarafından yok edilmiş. Hitler burayı Naziler’in kalesi olarak ilan etmiş. 2. Dünya Savaşı sonunda kentin % 70’i yok olmuş.
Avrupa’nın en eski restoranının Wroclaw’da 1275’ten beri hizmet veren Piwnica Świdnicka olduğunu biliyor muydunuz?
Rynek Square (Market Square) şehrin en renkli bölgesi. Meydanın etrafı restoran, kafe ve barlarla çevrili. Şehrin sembolü görkemli Belediye Binası (Ratusz – Town Hall) bu meydanda. Bina günümüzde müze (Museum of Burger Art) olarak hizmet veriyor. 1242 yılında yapıldığı tahmin edilen Plac Solny (Salt Square) Moğol istilası sonrasında tekrar inşa edilmiş. Burada Orta Çağ’dan 19. yüzyıla kadar Wieliczka ve Halicz’deki madenlerden çıkarılan tuzun ticareti yapılıyormuş. O nedenle burası Tuz Meydanı olarak anılıyor. Market meydanından Wroclaw Üniversitesi’ne giden ul. Więzienna üzerinde İtalyan tarzında restoran, kafe ve barlar var. Bu sokak genelde üniversite gençleriyle dolup taşıyor.
Şehrin simgesi cücelerdir. Ufak boyutlarında ki cüce heykellerini şehrin pek çok yerinde görebilirsiniz. Şehrin simgesinin cüce olmasının nedeni ise Ülke komünist rejim altında yönetilirken, yönetimi protesto etmek amacıyla bir grubun cüceler gibi giyinmeye başlayıp değişik şekillerde gösteriler protestolar düzenlemesidir. Örnek vermek gerekirse bir gün protestocular her biri üzerinde bir harf yazan bir t-shirt giyerek yan yana dizilirler aralarından birisi sıradan çıktığında oluşturdukları cümle yolsuz polisler ve benzeri bir anlama gelirken o kişi sıraya geri döndüğünde cümle iyi günler ve benzeri tarzda apolitik bir cümle haline geliyormuş. Ülke de rejim değişince şehrin simgesi ne olsun diye düşünürken bu protestoculardan ötürü cüce olarak seçmişler şehrin simgesini. Günümüz de Wroclaw şehrinde 1000 tane cüce heykeli bulunmaktadır. Pek çok şirket belediyeye para vererek kendisine özel cüce heykeli yaptırabilir örneğin bir eczanenin önünde eczacı bir cüce veya bir üniversitenin önünde öğrenci ya da akademisyen bir cüce heykeli görebilirsiniz.
Wroclaw’da ulaşım başlıca otobüs ve tranway ile sağlanır. Tranway bana göre daha kullanışlıdır, gitmeyi planladığınız her yerden mutlaka bir tranway geçiyordur. Zaten tranway ile otobüsler çoğunlukla aynı yolu kullandığı için buradan otobüs geçer tranway geçmez durumu pek olmuyor. Tranwaylar gece 11 gibi sona erdiği için o saatten sonra otobüs kullanmak kaçınılmaz. Toplu taşımada bizde ki gibi akbil okutma gibi bir durum yok otobüs ve tranwayların içinde bilet alabileceğiniz bir makine var oradan bileti alıp onun yanında ki sarı bir cihaza okutuyorsunuz ama kontrol yok. Çok nadir olarak herhangi bir durakta kontrol yapan kişiler otobüse ya da tramwaya binip bilet kontrolü yapıyorlar.
Türkiye’den Wroclaw’a gitmenin en ekonomik ve mantıklı yolu uçakla Berlin veya Prag’a uçmak, oradan polski veya flixbus adlı şirketler ile Wroclaw’a gelmektir.
Çoğu gece kulübü “Pasaz Niepolda” denilen meydanda yer alıyor. Bunlardan başlıcaları; Mundo, Melanz ve Wall Street Club. Özellikle Mundo ve Melanz de hafta içi erasmus partileri oluyor ve giriş ücretsiz zaten çoğu yerde hafta içi öğrencilere giriş ücretsiz olduğunu belirtmekte fayda var. Bunların dışında Rynekte bir çok mekan bulunmakta sabahları bistro olarak servis veren bu mekanlar akşama doğru biraz daha club havasına yaklaşsada tam anlamıyla bir gece kulübü olduklarını söylemek zor ancak latin müziğinden tut caz müziğe kadar farklı tınılar arayanlar için uygun.
Wrocław her köşe başında karşınıza çıkan cüce heykeli, üniversitesi, kanallar ve adalar üzerinde Venedik’i hatırlatan konumu ile Polonya’nın güzel şehirlerinden biri. Ülkenin 4. büyük kenti olması ve 2016 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi de dikkatleri üzerine çekmesini sağlıyor. Wroclaw ayrıca edebiyat dalında UNESCO yaratıcı şehirler ağına kabul edilmesiyle adını duyuruyor. Wroclaw’ın 1945’ten önce (ve hâlâ etkisi devam eden) ismi ise yarı İngilizce, yarı Almanca olan Breslau. Komünizm dönemi sonrasında komünizm sempatizanları tarafından şehrin her yerine cüce heykelleri yerleştirilmiş. Ancak halk bu heykelleri benimsemiş ve sahip çıkmış. Bir otelin önünde yatağında yatan bir cüce, eczanenin önünde eczacı bir cüce, itfaiyeci cüce, mahkum cüce gördüğünüzde şaşırmayın. Onlar kentin yerlisi.
Silesia bölgesinde bulunan kent aynı zamanda bir ruhani merkez. Bu nedenle de Papa II Jean Paul’ün Polonya’da sırasıyla Varşova, doğum yeri Kraków, Czestochowa ve dördüncü şehir olarak da Wroclaw’ı (Papa olduktan sonra) ziyaret etmesiyle şehir adından söz ettiriyor.
Nazi döneminde şehirdeki Yahudiler’in çok büyük bir bölümü toplama kamplarına yollanmış. Şehirdeki Polon kültürüne ait tüm izler Almanlar tarafından yok edilmiş. Hitler burayı Naziler’in kalesi olarak ilan etmiş. 2. Dünya Savaşı sonunda kentin % 70’i yok olmuş.
Avrupa’nın en eski restoranının Wroclaw’da 1275’ten beri hizmet veren Piwnica Świdnicka olduğunu biliyor muydunuz?
Rynek Square (Market Square) şehrin en renkli bölgesi. Meydanın etrafı restoran, kafe ve barlarla çevrili. Şehrin sembolü görkemli Belediye Binası (Ratusz – Town Hall) bu meydanda. Bina günümüzde müze (Museum of Burger Art) olarak hizmet veriyor. 1242 yılında yapıldığı tahmin edilen Plac Solny (Salt Square) Moğol istilası sonrasında tekrar inşa edilmiş. Burada Orta Çağ’dan 19. yüzyıla kadar Wieliczka ve Halicz’deki madenlerden çıkarılan tuzun ticareti yapılıyormuş. O nedenle burası Tuz Meydanı olarak anılıyor. Market meydanından Wroclaw Üniversitesi’ne giden ul. Więzienna üzerinde İtalyan tarzında restoran, kafe ve barlar var. Bu sokak genelde üniversite gençleriyle dolup taşıyor.
Комментарии