filmov
tv
Homeopati Prensipleri Nelerdir ?

Показать описание
Homeopati internete girdiğiniz zaman benzer benzeri tedavi eder sistemi üzerine kurulu bir tedavi ekolü. 250 yıllık bir tıp ekolü. 250 yıldır insana ait tüm bilgilerin yazıldığı bir ekol. Homeopati de benzer benzeri tedavi eder derken ne anlayacaksınız buradan? İşin en karmaşık tarafı burasıdır. Hem karmaşık hem basit aslında. Tabi ki basite indirgeyebilmek için Einstein’ın dediği gibi bir şeyi çok iyi anlayabilmek kavramı üzerine kurulu bir sistem. İnsan hastalıkları süresince mutlaka bulgular ortaya çıkartır. Bunu herkes yaşamıştır hayatı boyunca. Kulak enfeksiyonu geçirdiğinizde ağrılarınız vardır. Gece ağrı ile uyanırsınız. Akciğer enfeksiyonu ya da boğaz enfeksiyonu geçiriyorsanız öksürüğünüz olur ve gece yatar yatmaz öksürüğünüz vardır. Öksürük ile uyanan vardır uyanmayan vardır. Ya da başımı yastığa koyar koymaz öksürüyorum siyen vardır. Semptomlar kişiye özel olarak değişir. Ateş yükseldiğinde su içen ve içmeyenler vardır.
Homeopati Ne Yapar?
Bana ne vereceksiniz. Nasıl tedavi edeceksiniz diye gelen vakada bunun detaylarını sorar. Ne zamandan beri var. İlk ne ile başladı. Öksürük boğulur gibi mi? Gece mi? Gündüz mü? Ne ile artıyor? Ne ile azalıyor? Ne iyi geliyor? Ne kötü geliyor? Ben su içtiğim zaman öksürüğüm rahatlıyor. Sıcak su beni rahatlatıyor. Ya da yemek yerken öksürmüyorum. Konuşurken daha çok öksürüyorum gibi kavramlardan ipuçlarına gitmeye çalışır. Yani bizim öksürük için kullanabileceğimiz 500 e yakın molekülümüz var. Bu 500 molekülün de hepsinin birbirinden farklı özellikleri var.
Mesela şu kavram da önemli bu öksürük hikâyesi ortaya çıkmadan önce eşimle kavga etmiştim ve bana çok büyük ağır ithamlarda bulunmuştu ve bu bana çok ağır geldi cümlesi de varsa. O zaman kişinin duygu durumunun bu rahatsızlığı tetiklemiş olabileceğini düşünerek bu ilacı seçerken bu tür durumlara iyi gelen ilacı da seçmeye çalışıyorum ki öksürüğüne iyi gelsin. İnsan bedeni bir bütün olduğu için her şekilde bütün ele almamız gerekiyor. O yüzen benzer benzeri tedavi eder şeyinde eğer yatarken öksürüyorum. Öksürük ile uyanıyorum. Gece daha çok öksürüyorum gibi bulguları sıraladığım zaman üşüyorum üşümüyorum.
Ateşim var kavramlarında bu bulgulara karşılık gelecek ilacım da benim var zaten. Ama önemli olan doğru ilacı doğru eşleşmeyi bulabilmek ben buna anahtar kilit modeli gibi diyorum. Eğer anahtar ve kilit modelini bulduğum anda bu mikrobun ne olduğu hiç önemli değil. Adı isterse Streptokok isterse Stafilokok olsun. Hiç önemli değil. Bedenin bu mikroba karşı verdiği cevaplar ile benim ilaçlarımın özelliklerini karşılaştırdığımda ben zaten akut remediyi verdiğimde beden tamam diyor. Ben bu bulguları yapan anahtarı aldım. Artık mikrobun bana semptomları çıkartmasına gerek yok. Direk mikrobu bedeninden kovuyor.
Ben antibiyotik gibi etki gösterebiliyorum. Ama mikrobu öldürmek üzerine çalışmıyorum. Bedenin cevabının mikrop ile çıkan cevabının dışarıdan kendi bedenine tekrar öğretme mekanizmasını kullanarak kişiyi iyileştirmiş bedeni sağlıklı hale getirmiş oluyorum. O zaman zaten her türlü hastalıkta iyileşme görebiliyoruz. Homeopatinin geçmişine baktığımız zaman homeopatinin çalışma prensiplerini anlayamayıp eleştiren insanlar tarafından gönderilen bir avukatın hikâyesini anlatırlar ki sonradan kendisi çok iyi bir homeopati destekçisi olmuştur. Geçirdiği vereme normal tıp ile çare bulamadığı için bir homeopat’tan destek aldığında verem dediğimiz hep antibiyotik dışında herhangi bir tedavi düşünmediğimiz bir rahatsızlığın homeopatik remediler ile çok kolay bir şekilde iyileştirilebildiğini gördükten sonra homeopatinin en büyük savunucularından biri haline gelmiştir.
O yüzden önemli olan mikrop değil. Zaten sorun şudur. Mikrop mu bizi hasta eder? Yoksa sizin bedeniniz o kadar hastadır ki mikrop sizin o hasta olan bedene gelir kavramı bunlar zıt kavramlardır. O yüzden modern tıp mikrop beni hasta eder benim mikrobu öldürmem gerekir prensibi ile çalışırken homeopati der ki senin bedenin hasta olduğu için mikrop geliyor ve bende bedenini eğer daha sağlıklı hale getirirsem o mikrobu oradan çıkartabilirim prensibinin üzerinde çalışacağı için. İki farklı bakış açısı ama sonuçta gerçekten çok iyi örneklerinin olduğu değişik bir prensip ve her türlü tedavide kullanabiliyoruz.
Bu hasta isterse kanser vakası olsun. Şu an tabi ki Türkiye şartları içerisinde kanunen kabul edilen kriterlerde kemoterapiyi asla reddedebilmek gibi bir hükmümüz söz konusu değil. Ancak hastanın kendisi kabul etmezse tabi ki almayabilir o tedaviyi. Ama homeopati ile tüm Dünya’da özellikle Kanada’da çok başarılı bir homeopati vaka örneklerinden gördüğümüz kadarıyla gerçekten bedenin iyileşmesini sağladığınız zaman beden her şeyi kendi kendine toparlayabilme prensibi üzerine çalışır. Ama yeter ki remediler ile iyileşme prensibini uyandırabilme o iyileşme özelliğini tekrar yatabilme formülünü elde edelim.
Homeopati Ne Yapar?
Bana ne vereceksiniz. Nasıl tedavi edeceksiniz diye gelen vakada bunun detaylarını sorar. Ne zamandan beri var. İlk ne ile başladı. Öksürük boğulur gibi mi? Gece mi? Gündüz mü? Ne ile artıyor? Ne ile azalıyor? Ne iyi geliyor? Ne kötü geliyor? Ben su içtiğim zaman öksürüğüm rahatlıyor. Sıcak su beni rahatlatıyor. Ya da yemek yerken öksürmüyorum. Konuşurken daha çok öksürüyorum gibi kavramlardan ipuçlarına gitmeye çalışır. Yani bizim öksürük için kullanabileceğimiz 500 e yakın molekülümüz var. Bu 500 molekülün de hepsinin birbirinden farklı özellikleri var.
Mesela şu kavram da önemli bu öksürük hikâyesi ortaya çıkmadan önce eşimle kavga etmiştim ve bana çok büyük ağır ithamlarda bulunmuştu ve bu bana çok ağır geldi cümlesi de varsa. O zaman kişinin duygu durumunun bu rahatsızlığı tetiklemiş olabileceğini düşünerek bu ilacı seçerken bu tür durumlara iyi gelen ilacı da seçmeye çalışıyorum ki öksürüğüne iyi gelsin. İnsan bedeni bir bütün olduğu için her şekilde bütün ele almamız gerekiyor. O yüzen benzer benzeri tedavi eder şeyinde eğer yatarken öksürüyorum. Öksürük ile uyanıyorum. Gece daha çok öksürüyorum gibi bulguları sıraladığım zaman üşüyorum üşümüyorum.
Ateşim var kavramlarında bu bulgulara karşılık gelecek ilacım da benim var zaten. Ama önemli olan doğru ilacı doğru eşleşmeyi bulabilmek ben buna anahtar kilit modeli gibi diyorum. Eğer anahtar ve kilit modelini bulduğum anda bu mikrobun ne olduğu hiç önemli değil. Adı isterse Streptokok isterse Stafilokok olsun. Hiç önemli değil. Bedenin bu mikroba karşı verdiği cevaplar ile benim ilaçlarımın özelliklerini karşılaştırdığımda ben zaten akut remediyi verdiğimde beden tamam diyor. Ben bu bulguları yapan anahtarı aldım. Artık mikrobun bana semptomları çıkartmasına gerek yok. Direk mikrobu bedeninden kovuyor.
Ben antibiyotik gibi etki gösterebiliyorum. Ama mikrobu öldürmek üzerine çalışmıyorum. Bedenin cevabının mikrop ile çıkan cevabının dışarıdan kendi bedenine tekrar öğretme mekanizmasını kullanarak kişiyi iyileştirmiş bedeni sağlıklı hale getirmiş oluyorum. O zaman zaten her türlü hastalıkta iyileşme görebiliyoruz. Homeopatinin geçmişine baktığımız zaman homeopatinin çalışma prensiplerini anlayamayıp eleştiren insanlar tarafından gönderilen bir avukatın hikâyesini anlatırlar ki sonradan kendisi çok iyi bir homeopati destekçisi olmuştur. Geçirdiği vereme normal tıp ile çare bulamadığı için bir homeopat’tan destek aldığında verem dediğimiz hep antibiyotik dışında herhangi bir tedavi düşünmediğimiz bir rahatsızlığın homeopatik remediler ile çok kolay bir şekilde iyileştirilebildiğini gördükten sonra homeopatinin en büyük savunucularından biri haline gelmiştir.
O yüzden önemli olan mikrop değil. Zaten sorun şudur. Mikrop mu bizi hasta eder? Yoksa sizin bedeniniz o kadar hastadır ki mikrop sizin o hasta olan bedene gelir kavramı bunlar zıt kavramlardır. O yüzden modern tıp mikrop beni hasta eder benim mikrobu öldürmem gerekir prensibi ile çalışırken homeopati der ki senin bedenin hasta olduğu için mikrop geliyor ve bende bedenini eğer daha sağlıklı hale getirirsem o mikrobu oradan çıkartabilirim prensibinin üzerinde çalışacağı için. İki farklı bakış açısı ama sonuçta gerçekten çok iyi örneklerinin olduğu değişik bir prensip ve her türlü tedavide kullanabiliyoruz.
Bu hasta isterse kanser vakası olsun. Şu an tabi ki Türkiye şartları içerisinde kanunen kabul edilen kriterlerde kemoterapiyi asla reddedebilmek gibi bir hükmümüz söz konusu değil. Ancak hastanın kendisi kabul etmezse tabi ki almayabilir o tedaviyi. Ama homeopati ile tüm Dünya’da özellikle Kanada’da çok başarılı bir homeopati vaka örneklerinden gördüğümüz kadarıyla gerçekten bedenin iyileşmesini sağladığınız zaman beden her şeyi kendi kendine toparlayabilme prensibi üzerine çalışır. Ama yeter ki remediler ile iyileşme prensibini uyandırabilme o iyileşme özelliğini tekrar yatabilme formülünü elde edelim.
Комментарии