Türk Olarak Bilinen Ama Türk Olmayan Tarihi Kişiler

preview_player
Показать описание
Bilgi Otağı kanalına hoş geldiniz. Bilgi paylaştıkça çoğalır felsefesini kendine misyon edinmiş Bilgi Otağı, her hafta en az bir içerik hedefiyle sizleri bilgilendirmeyi dilemektedir. Videoları beğenmeye takdir gördüyseniz beğenmeyi ve paylaşmayı unutmayın. İyi seyirler

Sosyal medyada Bilgi Otağı :

Sponsorluk ve iş teklifleri için yukarıda belirtmiş olduğum Instagram hesabına mesaj gönderebilirsiniz.

***

METİN:

Birçok konu gibi tarih konusunda da çeşitli insanların çeşitli söylemleri bulunmakta.
Gerçekte Türk olan ama Gayrı Türk olarak bilinen birçok insan var.
Bir de tam tersi
Bu videoda birçok insanın Türk olarak bildiği ama aslında Türk olmayan
önemli tarihi kişilikleri derledim.

1) Selahaddin Eyyübi

Tam adı " el-Melik el-Nasır Ebu'l Mu?affer Selahaddin Yusuf bin Necmeddin Eyyub"
1138'de doğdu. Mısır ve Suriye sultanı olarak bilinir.
Aynı zamanda Eyyübi Hanedanı kurucusu.Haçlı kuvvetlerine karşı savaşlarıyla bilinir
Ulusumuzdan birçok insan Selahaddin Eyyübi'yi Türk diye bilmekte.
Selahaddin Eyyübi'nin ataları gittikleri yerlere göre çeşitli değişimlere uğradı.
Aslen Yemen Arap'ıdır.
Ama ataları Azerbaycan'a göç edince buradaki kürt aşiretleri ile kaynaşıp kürtleşti.
Selahaddin Eyyübi'nin kürtleşen ataları, sonrasında Mısır'a geçip buradaki Türkler ile
kaynaşarak Türkleşti.
Yani Selahaddin Eyyübi'de 3 farklı etnik izleri bulabiliriz.

2) Battal Gazi

Usta oyuncu Cüneyt Arkın'ın filmleriyle ünlü ettiği Battal Gazi hakkında çok bilgi mevcut değildir.
685 yılında doğduğu düşünülüyor. Peygamber soyundan geldiğini iddia edenler var.
Battal adını cesaretinden, gazilik ünvanını da savaşlarda gösterdiği başarısından almıştır. Asıl adı Abdullah'tır
Battal Gazi hayatının büyük bir bölümünü Haçlılar'la savaşarak geçirmiştir.
Bazı tarihçiler annesinin Türk olduğunu söylese bile aslen Araptır.

3) Cengiz Han

Moğollar ve Türkler aynı coğrafyada aynı törelerle yaşamışlardır.
Bu yüzden Bozkır kültürü iki ırkın temelini oluşturmuştur.
Fakat bu ırk birbirinden tamamen farklıdır.
Hatta antropolojik olarak Türkler Beyaz Irk, Moğollar ise Sarı Irk'a mensuptur.
Cengiz Han'ın soy ağacında Türklük bulunuyor.
Çünkü Cengiz Han dönemine kadar Moğollar Türklerin himayesinde yaşamıştır.
Fakat Türklerin ve Moğolların beraber yaşamaları Cengiz Han'ı Türk yapmıyor.
Kendisi bir Moğol'dur.

4) Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî

Mevlana 1207'de Afganistan'ın Belh şehrinde doğmuş ve 1273'te ise Konya şehrinde hayatını kaybetmiştir.
Türk topraklarında yaşadığı için halkımız tarafından Türk olarak bilinmektedir.
Ama aslen Farstır ve anadili Farsçadır.
Hatta Mevlana'nın "Dünyayı yapmak Rumlar'a, yıkmak ise Türkler'e mahsustur" diye bir sözü vardır. Bu söz Türkler'in aleyhine kullanılmış bir sözdür.
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Bir de Türk oldugu bilinmeyen tarihi kişilikleri yapar mısın

geeitdr
Автор

- Salahaddin Eyyübi'nin Kürt olduğunu ve hep aktarılanın aksine esmer değil kızıl olduğunu okumuştum. Bilen bilir, Kürtlerde kızıllık vardır.
- Cengizhan'ın annesinin Türk olduğunu çeşitli kaynaklarda gördüm ama gelenek ve aile olarak Moğol olduğu bilinen bir gerçek.
- Mevlana Afgan Türküdür. Bu konuyu çok araştırmıştım. Kendim Afgan diye biliyordum. Şiirlerinde kullandığı dilin Farsça olması onu Fars yapmaz. O dönem İslam coğrafyasında edebiyatın dili Farsça ve Arapça'ydı. Aynı zamanda bölgede de çok hakim bir dildi Farsça. Mevlana bir şiirinde "aslım Türk'tür" der. Muhtemeldir ki zaman içinde gerçekleşen evliliklerle Afgan ya da Fars soyu da karışmış olabilir. Normaldir de. Ama kaynakların çoğu, kendi ifadesi dahil, Türk olduğunu gösteriyor. Kendi ifadesi dışında elimizde kesin bir kanıt olmamakla birlikte çeşitli çıkarımlar var. Afgan topraklarından çıktığı için Afgan, Fars diliyle şiirler yazdığı için Fars ve Türk olup Türk devletinde kendine yer bulduğu için de Anadolu-Türk mirasının bir parçasıdır.

fn
Автор

Zaten biliyoz Selahaddin eyyubiyi kürt oldugunu her kürt Selahaddin gibi olsa müslümanya yeter Rabbim ganı gani rahmet eylesin mekanı cennet olsun

semaguner
Автор

Mən Azərbaycan vətəndaşıyam, mən Azərbaycan türküyəm, mən müsəlmanam..ən əsası mən də sizlər də Adəm övladıyıq..əgər bütün insanlar qardaş olduğunu anlasaydı həyat daha gözəl yer üzü isə Cənnət olardı

elcinmehdiyev
Автор

Herkes Battal Gazi'ye şaşırmış. Battal Gazi'nin Türk olmadığı herkes tarafından biliniyor. Hatta ben bu videoda değinilmesine şaşırdım. Çünkü onun Türk olduğunu zannedenleri ilk defa duyuyorum.

nikolatesla
Автор

Selahaddin Eyyubi Kürt kökenlidir, Arap değil

devlet-ialiyye-iturkiye
Автор

Selahaddin Eyyubi, Tikrit'te Kürt bir ailede Selâhaddin Eyyûbî’nin babası Necmeddin Eyyûb ise o dönemde bir Kürt Hanedanlığı olan Şeddadiler'in hükmettiği Divin'de, Ecdenakan isimli, ahalisinin tamamının Kürtler'den oluştuğu bir köyde doğmuştur, babasının adı Şadi (veya Şazi) el-Kürdî’dir[12][13]

eseyzuch
Автор

*~Türk olmak hangi sınırlar içinde doğduğun ile alakalı değil, Kendini ne kadar Türk hissettiğin ile ilgilidir~*

hamitmeral
Автор

Önemli olan hangi kültürde doğup o kültürü benimseyip benimsemediğindir. Yoksa kimse safkan falan değil:)

borekkymal
Автор

Selahaddin Eyyübinin ırkı beni hiç ilgilendirmiyor. Akif’in dediği gibi ‘Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin’

muhammedgul
Автор

Hocam birde Büyük İskender'i koysaydın keşke.
Adından dolayı Türk sanıp övünen çok kişi var ama asıl adı Great Alexander. Himayesi altına aldığı yerlerde yayılan dil Yunanca olmuştur ve makedonya dandır. Ama övünen çok kişi gördüm.

mufasa
Автор

Kime sorsan herkes tarihçi çıkıyor. Yok yanlış biliyorsun felan filan. 1 kaynaktan değil birçok kaynaktan bakıp öyle öğrenmek gerek.

emredemir
Автор

Selahhattin Eyyubinin Günlüğü :
“Bunları yazmaya başlamadan önce kendimi tanıtayım.” – Selahaddin Eyyubi
Önce, ben Kürdüm. Ramadi aşiretindenim. Bu aşiret, Kürdlerin en eski ve asil aşiretlerinden biridir. Aşiretin yerleşik yeri, Batı Azerbeycandır. Dedem Şadinin babası Mervandan önceki soyumuz üzerine fazla bilgim yoktur. Bizim beşiğimiz sayılan Dovin, 10. yüzyılda Küçük Ermenistan’ın başkenti idi. Buraya İç Ermenistan da diyorlardı. Amcam Şêrkoh ve babam Eyup Dovin’de dünyaya geldiler. 1128’de Dovin Türkmenlerin saldırısına uğradığında, dedem Şadi iki oğlunu ve karısını yanına alarak, canlarını Türkmenlerin acımasız katliamından zor kurtarmışlardır. Türkmenler acımasız bir katliam, büyük bir tahrip ve vicdansızca bir talanla Dovin’i yerle bir etmişler. Bununla birlikte, bizimkiler de bütün varlıklarını Türkmenlere kaptırmışlar, sadece canlarını kurtarabilmişlerdir. Bu katliamdan kurtlan dedem Şadi, Bağdat’ı hedef alarak güneye doğru kaçmaya devam ediyor. Bağdat, o sıralar halifeliğin merkezi ve Selçuklu hanedanlarından Melik şah’ın oğlu Sultan Muhammed tarafından yönetiliyordu. Dedemin eski dostu Behruz da burada vezirdi. Bu Behruz, daha önce Dovin’de bir esirdi. Dedem bunu buradaki esaretten kurtararak, İsfahan’daki Selçuklu sarayında prenslere öğretmen olmasını sağlamıştı. Sultan Muhammed Bağdat’a yönetici olunca, hocası Behruz’u da buraya vezir yapmıştı.” “Bağdat’a vardıklarında dedem Şadi, eski dostu ve Bağdat Veziri Behruz’u görebileceğini ve ondan yardım alabileceğini düşünüyordu. Aile Bağdat’a vardığında doğruca saraya gittiler. Vezir Behruz, dostu Şadi’yi çok iyi karşıladı. Hal hatırdan sonra Şadi olanları Behruz’a anlatıyor. O da büyük bir dikkatle dostu Şadi’yi dinledikten sonra, “Şadi” diyor “Allah seni bana gönderdi. Pek yakında Tikrit’i aldık. Orada yöneticimiz yoktur. Seni Tikrit’e yönetici olarak atıyorum ve bundan sonra senin unvanın ‘Dizdar’ olacak. En kısa sürede Tikrit’e gideceksin, görevine başlayacaksın.” “Tikrit’e geldikten kısa bir süre sonra dedem Şadi öldü. Mezarı Tikrit’tedir. Yerine büyük oğlu babam Eyup geçti. Babama da ‘Necm ed-din’ unvanı verildi. . Babam, Iraklı bir aşiret reisinin kızı El Harimi ile evlendi. Bu evlilikten ağabeyim Şahin şah ve Turan Şah, sonra üçüncü oğul olarak, 1137’de ben dünyaya geldim. Ama tanrı, beni çok ilginç bir şekilde dünyaya gönderdi. Amcam Şêrkoh, vezirin çok sevdiği hukukçu bir gence kızıp ölümle cezalandırınca, vezir de babamın bütün yetkilerini elinden alıyor ve “şafak atmadan Tikrit’i terk et, yoksa daha çok kelle uçacak’ diyor. Bunun üzerine bütün aile, hemen yol hazırlıklarına başlıyor. Tam bu sırada, ben annemi sıkıştırıyorum ve kadınlar bölümünde annemin sancıları tutuyor. Şafak atmadan beni bir kundağa beliyor, bir hizmetçinin kucağına tutuşturuyorlar, kervan Musul’a doğru yola koyuluyor. Ancak ikinci günü akşam, kervanın konakladığı yerde benim doğumumu kutluyorlar. Babamın anlattığına göre; çok cılız ve çelimsiz bir çocuk olduğum için, öleceğimi düşünerek, istemeyerek bana Yusuf adını veriyor, ikinci adımı da Selahattin koyuyor. Daha sonraları Selahattin benim birinci adım oldu.” “Babam Eyup Tikrit’ten sürüldükten sonra, hedefi Musul olarak seçiyor ve yoluna devam ediyor. Çünkü Musul’un yöneticisi Zengi babamın çok iyi bir dostu idi. Ben doğmadan önce 1132’de, Tikrit yakınlarında, Zengi Selçuklulara yeniliyor ve kaçıp babama sığınıyor. Babam da, Zengi ve adamlarının canını kurtarıyor ve Musul’a yeniden dönmesine yardımcı oluyor. Aile Musul’a vardığında Zengi, dostu Eyüp’e vefa borcunu fazlasıyla ödemeye çalışıyor. Bize Dicle’nin kenarında büyük bir bahçenin içerisinde, taştan ve çamurdan yapılmış çok büyük iki katlı bir ev verdiler. Musul’un çevresi uçsuz bucaksız okaliptüs ormanlarıyla kaplıydı. Bahçemiz portakal, limon ve diğer bütün meyve ağaçlarıyla doluydu. Annem son derce becerikli ve zevkli bir kadındı. Bin bir çiçekle dolu olan bahçemizi daha da zenginleştirerek gerçek bir cennete çevirdi. Zengi’nin düşmanları da çoktu. İran Selçukluları, Şamdaki Nusayriler, Diyarbakırlı ve Erbilli Kürdler ve batıdan gelen Franklar. Biz Musul’a varır varmaz, babam ve amcam da Zengi’nin ordusuna katılarak Frankları denize dökmeye gittiler. Annem üç oğluyla yalnız kaldı. Benim çelimsizliğime çok üzülen annem, bütün zamanını bana ayırıyor, beni ipek kundaklara beleyerek büyütüyordu. Zengi, Şam ve çevresinde stratejik önemi olan bir çok kaleyi alıyor, bunların en önemlisi olan Baalbek’e babamı komutan olarak atıyor. Babam buraya yerleşir yerleşmez, bizi Musul’dan almak üzere adamlarını gönderiyor. Ben artık büyümüştüm ama babamı hiç görmemiştim ve sesini hiç duymamıştım. Sadece beni ipekli ve kokulu kundaklara beleyen ve güzel sesiyle ninniler söyleyen annemin sesini duymuştum. Baalbek’e vardığımızda, altın takılarla bezenmiş ipek kalpaklı resmi elbiseler içerisinde bizi karşılamaya gelen babamı görünce, korkudan ağladım ve annemin arkasına saklandım. Ayrıca bu heybetli adamın, annemin gözlerine bakarak ağladığını gördüm. Annem de bu heybetli adamı teselli etmeye çalışıyordu. Büyüdükten sonra öğrendim ki, babam bizden ayrı kaldığı üç yıl içerisinde başka bir kadınla evlenmiş, annemin de bundan haberi yokmuş.”

seknulmara
Автор

From iran. Thanks alot for this beauty video.

farhadlord
Автор

Selahaddin Eyyubinin zaten günlüğü bulundu neyi tartisiyorsunuzki kendisi yazmış Kürt olduğunu yani cahil cahil davranmayinn Yeter

aylahan
Автор

Cengiz Han çok iyi Türkçe bilirdi ve kendini bir yerde Türk olarak tanımlamış şu an aklıma gelmedi. o kadarda farketmez ordusunun büyük çoğunluğu Türktü

woxow
Автор

Saladin was worthy of particular praise as an exceptional figure who had ‘cleansed the holy places of infidelity, who fought the Franks and abolished the trinity of God’. The sultan was described as being of the Turkish dynasty, although his name was given as ‘Salah al-Din al-Kurdi’.

“The View from the East: From the Medieval Age to the Late Nineteenth Century.” The Life and Legend of the Sultan Saladin, by JONATHAN PHILLIPS, Yale University Press, NEW HAVEN; LONDON, 2019, pp. 329–344.

Not:Bu çok önemli bir akademik kaynaktır.Herkes görmeli.

Nomadicenjoyer
Автор

Araştırmadan bilgisayar başında video bu kadar olur...challange videosu yapmiyorsun ..biraz daha kaynaklarla sabit bilgi paylaş

attilaavalon
Автор

Selahaddin Eyyubi'nin asıl adını öğrenen tarih dersinden geçer.

furkankoc
Автор

Dolambaça gerek yok. Salahaddin Eyyubi, Tikrit'de doğmuş bir Kürt'tür. Tüm dünya literatürü bunu böyle bilir, böyle yazar.

meaninthemirror