filmov
tv
manisa kula ilçesi belgeseli

Показать описание
Yanardağ patlamalarının meydana getirdiği az rastlanan bir jeolojik yapıya sahiptir. Kent merkezi, kısmen Osmanlı Devleti'nin, kısmen Germiyanoğulları Beyliği'nin izlerini taşıyan iyi korunmuş konut dokusu nedeniyle "yaşayan müze" tabir edilir.
UNESCO Küresel Jeopark Ağı'na dahil Kula-Salihli Jeoparkı ilçede bulunur.Kula mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile Ege’nin ilçelerinden biridir. Bölgede yapılan kazılarda Katekekaumene (Yanık yöre) sınırı içinde Demir Köprü barajı yakınındaki Divlit’te ilkel insanın ayak izlerine rastlanılmıştır. Bunun yanı sıra yapılan kazılarda MÖ 56 yılına ait mermer kabartma ve kitabelerden Kula ve çevresinin önemli bir yerleşim alanı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Eski dönemlerde Kula’nın civarında kurulmuş bulunan Maionia (Menye), Mysien ve Lidya arasında bir yerleşim alanı idi ve buradan geçen yol Sardes-Salihli’den başlar ve Menye-Sandal-Gölde üzerinden geçerdi. Kula’daki yerleşim zamanla civarındaki yerleşim alanlarının önemini yitirmesi sonucunda gelişmiştir. Kula’nın ismini burç manasında olan Kule'den almış olduğu belgelerden anlaşılmaktadır.
Kula’nın ismi hakkında pek çok araştırmacı inceleme yaptıkları halde kesin bir sonuca varılamamıştır. Bir söylentiye göre de havası suyu iyi ve şifalı olduğundan zengin bir kişinin hasta olan kızı için buraya bir kule yaptırdığı ve buranın zamanla gelişip bugünkü duruma geldiğinden bahsedilir.
Kula’nın Bizanslıların elinde iken ismi Opsikion’dur. Bunu Kula’nın 20 km batısındaki Maionia (Menye) ile beraber bir piskoposluk teşkil etmesinden anlıyoruz. Kula’nın Türkler eline geçmesi 1071 Malazgirt Muharebesinden sonra 11. yüzyılın ikinci yarısında 1075-1076 Türkmen aşiretlerinin Kula ve çevresine kadar kısa zamanda yayıldıkları görülmüştür. Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaettin Keykubat zamanında Kula ve çevresi tamamen Türklerin eline geçmiştir
UNESCO Küresel Jeopark Ağı'na dahil Kula-Salihli Jeoparkı ilçede bulunur.Kula mimari, etnografik, arkeolojik, tarihi ve görsel değerleri ile Ege’nin ilçelerinden biridir. Bölgede yapılan kazılarda Katekekaumene (Yanık yöre) sınırı içinde Demir Köprü barajı yakınındaki Divlit’te ilkel insanın ayak izlerine rastlanılmıştır. Bunun yanı sıra yapılan kazılarda MÖ 56 yılına ait mermer kabartma ve kitabelerden Kula ve çevresinin önemli bir yerleşim alanı olduğu ortaya çıkmaktadır.
Eski dönemlerde Kula’nın civarında kurulmuş bulunan Maionia (Menye), Mysien ve Lidya arasında bir yerleşim alanı idi ve buradan geçen yol Sardes-Salihli’den başlar ve Menye-Sandal-Gölde üzerinden geçerdi. Kula’daki yerleşim zamanla civarındaki yerleşim alanlarının önemini yitirmesi sonucunda gelişmiştir. Kula’nın ismini burç manasında olan Kule'den almış olduğu belgelerden anlaşılmaktadır.
Kula’nın ismi hakkında pek çok araştırmacı inceleme yaptıkları halde kesin bir sonuca varılamamıştır. Bir söylentiye göre de havası suyu iyi ve şifalı olduğundan zengin bir kişinin hasta olan kızı için buraya bir kule yaptırdığı ve buranın zamanla gelişip bugünkü duruma geldiğinden bahsedilir.
Kula’nın Bizanslıların elinde iken ismi Opsikion’dur. Bunu Kula’nın 20 km batısındaki Maionia (Menye) ile beraber bir piskoposluk teşkil etmesinden anlıyoruz. Kula’nın Türkler eline geçmesi 1071 Malazgirt Muharebesinden sonra 11. yüzyılın ikinci yarısında 1075-1076 Türkmen aşiretlerinin Kula ve çevresine kadar kısa zamanda yayıldıkları görülmüştür. Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaettin Keykubat zamanında Kula ve çevresi tamamen Türklerin eline geçmiştir