filmov
tv
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ü Anma Töreni’ne katıldı
Показать описание
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk’ü Anma Töreni’nde yaptığı konuşmada, “Atatürk’ün ülkeyi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarma hedefi doğrultusunda hangi yatırım yapılması gerekiyorsa yapmayı, hangi adım atılması gerekiyorsa atmayı, kiminle mücadele edilmesi gerekiyorsa mücadele etmeyi sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’ne katıldı. Tarihî CSO Konser Salonu’nda düzenlenen anma programında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Mücadelesi'nin Başkomutanı, Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete irtihalinin 83. yılında hürmetle, rahmetle yâd etti. Malazgirt Zaferi'nden bu yana bu toprakların vatan olması için mücadele eden, gözlerini kırpmadan canlarını veren tüm şehitlere, gazilere, kahramanlara Allah'tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurucu kadro başta olmak üzere, TBMM'nin toplandığı ilk günden bugüne kadar Cumhuriyet'in ayakta kalması, gelişmesi, büyümesi için gayret gösteren herkese şükranlarını sundu.
“CUMHURİYET'İ YAŞATMAK VE BÜYÜTMEK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ”
Hâlen sınır boylarında vatan nöbeti bekleyen askerlerden, ekmek teknesi başında ter döken esnafa ve işçiye, toprağını eken çiftçiye, fabrikasında üretim yapan girişimciye, kamuda görev yapan insana kadar büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için çalışan herkese müteşekkir olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Amacımız, Cumhuriyet'imizin kuruluşunun 100. yılında ülkemizi ecdadımızın mirasına layık ve milletimizin hayallerine uygun bir seviyeye çıkarmaktır. Bunun için eğitimden sağlığa, güvenlikten teknolojiye kadar her alanda kurduğumuz sağlam altyapı üzerinde, siyasi ve ekonomik gücü ile dünyanın birinci liginde iddia sahibi bir Türkiye inşa etmenin gayreti içindeyiz. İlhamımızı Malazgirt'ten, İznik'te atılan ilk temelden, Söğüt'te dikilen ulu çınardan, İstanbul'un fethinden, Çanakkale destanı, İstiklal Harbi'mizden alarak aydınlık geleceğimize doğru yürüyoruz. Küresel krizlerin üstesinden başarıyla gelen, hangi engelle karşılaşırsa karşılaşsın mücadeleden vazgeçmeyen bir ülke olarak her geçen gün hedeflerimize biraz daha yaklaşıyoruz. Hem devraldığımız birikime sahip çıkarak hem de bugüne kadar yapılanları 5'e, 10'a katlayarak yeni hizmetlerle Cumhuriyet'i yaşatmak ve büyütmek için gece gündüz çalışıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının gerçekleştiği Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın eski binası ve hemen yanı başındaki yeni binasının bu anlayışın somut örnekleri olduğunu dile getirdi.
İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi'nin eski ve yeni binalarının da Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin sembolü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı anlayışla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nu Kavaklıdere'deki eski binasından gelecek yılsonunda Beytepe'deki yeni yerine taşıyarak bir başka sembolik adımı daha atmış olacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın eski binasının restorasyonu ile kurumun yeni binasının, Ankara'ya ve Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.
“ATATÜRK, ANADOLU'YA GEÇEREK MİLLÎ MÜCADELE'Yİ BAŞLATMAKTAN BAŞKA ÇARE KALMADIĞINI GÖRDÜ”
"Atatürk'ü anmak elbette önemlidir ama asıl olan Atatürk'ü verdiği mücadelenin izini sürerek gerisindeki sebepleri doğru şekilde tespit ederek anlamaktır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Ülkemizde dillerinden Atatürk'ün ismini düşürmeyen ama onu anlama konusunda en küçük gayret de göstermeyen bir kesim hep olagelmiştir. Bugün sizlerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlik hayatı boyunca görevde bulunduğu yerler ile ülkemizin son dönemde faaliyetlerini yoğunlaştırdığı yerlerin şöyle bir karşılaştırmasını yapmak istiyorum. Mustafa Kemal akademideki eğitimi sonrasında yüzbaşı rütbesiyle 1905'te Suriye Şam'daki 5. Ordu'da göreve başladı. 1907'de Makedonya'daki 3. Ordu'ya tayin olduktan sonra hemen ardından 1908'de Libya Trablus'taki ilk görevine gitti. Hatta 1909'daki İttihat Terakki Kongresi'ne Trablus delegesi olarak katıldı. Büyük savaş öncesi Avrupa'da tespitlerde bulunmak üzere, bazıları derler ki 'Hiç yurt dışına çıkmadı.' Ben, yurt dışına çıktığını söylüyorum. 1910 yılında Fransa, İsviçre, Belçika ve Hollanda'yı kapsayan bir gezi yaptı. İtalyanların Libya'ya saldırması üzerine 1911 yılında binbaşı rütbesi ile tekrar Trablus'a giderek 1912 Ekim'ine kadar süren gözünden ve kolundan yaralandığı tarihî bir mücadeleyi yürüttü."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu tarafından düzenlenen 10 Kasım Atatürk’ü Anma Töreni’ne katıldı. Tarihî CSO Konser Salonu’nda düzenlenen anma programında Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Konuşmasına kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal Mücadelesi'nin Başkomutanı, Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete irtihalinin 83. yılında hürmetle, rahmetle yâd etti. Malazgirt Zaferi'nden bu yana bu toprakların vatan olması için mücadele eden, gözlerini kırpmadan canlarını veren tüm şehitlere, gazilere, kahramanlara Allah'tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurucu kadro başta olmak üzere, TBMM'nin toplandığı ilk günden bugüne kadar Cumhuriyet'in ayakta kalması, gelişmesi, büyümesi için gayret gösteren herkese şükranlarını sundu.
“CUMHURİYET'İ YAŞATMAK VE BÜYÜTMEK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞIYORUZ”
Hâlen sınır boylarında vatan nöbeti bekleyen askerlerden, ekmek teknesi başında ter döken esnafa ve işçiye, toprağını eken çiftçiye, fabrikasında üretim yapan girişimciye, kamuda görev yapan insana kadar büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası için çalışan herkese müteşekkir olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Amacımız, Cumhuriyet'imizin kuruluşunun 100. yılında ülkemizi ecdadımızın mirasına layık ve milletimizin hayallerine uygun bir seviyeye çıkarmaktır. Bunun için eğitimden sağlığa, güvenlikten teknolojiye kadar her alanda kurduğumuz sağlam altyapı üzerinde, siyasi ve ekonomik gücü ile dünyanın birinci liginde iddia sahibi bir Türkiye inşa etmenin gayreti içindeyiz. İlhamımızı Malazgirt'ten, İznik'te atılan ilk temelden, Söğüt'te dikilen ulu çınardan, İstanbul'un fethinden, Çanakkale destanı, İstiklal Harbi'mizden alarak aydınlık geleceğimize doğru yürüyoruz. Küresel krizlerin üstesinden başarıyla gelen, hangi engelle karşılaşırsa karşılaşsın mücadeleden vazgeçmeyen bir ülke olarak her geçen gün hedeflerimize biraz daha yaklaşıyoruz. Hem devraldığımız birikime sahip çıkarak hem de bugüne kadar yapılanları 5'e, 10'a katlayarak yeni hizmetlerle Cumhuriyet'i yaşatmak ve büyütmek için gece gündüz çalışıyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının gerçekleştiği Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın eski binası ve hemen yanı başındaki yeni binasının bu anlayışın somut örnekleri olduğunu dile getirdi.
İstanbul'daki Atatürk Kültür Merkezi'nin eski ve yeni binalarının da Türkiye'nin nereden nereye geldiğinin sembolü olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı anlayışla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'nu Kavaklıdere'deki eski binasından gelecek yılsonunda Beytepe'deki yeni yerine taşıyarak bir başka sembolik adımı daha atmış olacaklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın eski binasının restorasyonu ile kurumun yeni binasının, Ankara'ya ve Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.
“ATATÜRK, ANADOLU'YA GEÇEREK MİLLÎ MÜCADELE'Yİ BAŞLATMAKTAN BAŞKA ÇARE KALMADIĞINI GÖRDÜ”
"Atatürk'ü anmak elbette önemlidir ama asıl olan Atatürk'ü verdiği mücadelenin izini sürerek gerisindeki sebepleri doğru şekilde tespit ederek anlamaktır" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Ülkemizde dillerinden Atatürk'ün ismini düşürmeyen ama onu anlama konusunda en küçük gayret de göstermeyen bir kesim hep olagelmiştir. Bugün sizlerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlik hayatı boyunca görevde bulunduğu yerler ile ülkemizin son dönemde faaliyetlerini yoğunlaştırdığı yerlerin şöyle bir karşılaştırmasını yapmak istiyorum. Mustafa Kemal akademideki eğitimi sonrasında yüzbaşı rütbesiyle 1905'te Suriye Şam'daki 5. Ordu'da göreve başladı. 1907'de Makedonya'daki 3. Ordu'ya tayin olduktan sonra hemen ardından 1908'de Libya Trablus'taki ilk görevine gitti. Hatta 1909'daki İttihat Terakki Kongresi'ne Trablus delegesi olarak katıldı. Büyük savaş öncesi Avrupa'da tespitlerde bulunmak üzere, bazıları derler ki 'Hiç yurt dışına çıkmadı.' Ben, yurt dışına çıktığını söylüyorum. 1910 yılında Fransa, İsviçre, Belçika ve Hollanda'yı kapsayan bir gezi yaptı. İtalyanların Libya'ya saldırması üzerine 1911 yılında binbaşı rütbesi ile tekrar Trablus'a giderek 1912 Ekim'ine kadar süren gözünden ve kolundan yaralandığı tarihî bir mücadeleyi yürüttü."
Комментарии