filmov
tv
Sadece Dene! Sıkıcı Hayatın Anında Değişecek - [Hastalar Risalesi 19] - Yeknesaklık @Mehmedyildiz

Показать описание
Allah Seni Sıradanlıktan Kurtarmış, Sakın Eskiye Dönme
Tekdüze Hayatım Yokluğa Giderken Allah Elimden Tuttu
Hergünü Aynı Olanlar Aman Dikkat Bunu Yapanlar Cehennem’e Girecek
Her gün Aynı Şeyleri Yapıyorum Bıktım Bu Hayattan Diyorsan izle
Tekdüze Hayatınızı Anında Değiştirecek Akılalmaz Sohbet
İyi seyirler…
Hastalar Risalesi (25. Lema) video serisi için tıklayın;
00:00 Giriş
00:11 Musibetlerin İçindeki Mesajı Okumak
05:32 Musibetler Cinayetin Neticesi, Mükafatın Mukaddemesidir
07:35 Bilgi Amel İçindir
10:01 “Allah Sevdiği İçin Bana Hastalık Verdi”
10:33 Sevmek Nedir?
13:30 Talim-i Esmâ
16:22 İnsan, Melekleri Neden Geçer?
20:22 Yeknesaklık
20:28 Risale-i Nur Bölümü
21:42 Güzelden Çirkin Gelmezse Bu Hastalık Nedir?
22:15 Allah’ın (cc) İsimleri En Çok Hayatta Tecelli Eder
40:07 İnsanın Özü
46:48 Zenginlikteki Yokluk
49:44 Musibetzede Şükrü
52:31 Rahatlık İnsanı Çürütür
56:22 Varoluş Amacını Bilmezsen Ruhun Daralır!
57:36 Hastalık İmtihanı
58:46 Sadakatı Bozmak
59:54 Varlıkta ve Yoklukta Allah’a Kul Olmak
Hayalhanem;
Mehmet Yıldız;
Bize Ulaşın:
Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için;
+90 537 356 75 55
+90 539 653 52 96
Risale-i Nur'da geçen bölüm;
25. Lema, 19. Deva
Yirmi Beşinci Lem’a, Ondokuzuncu Deva
Cemîl-i Zülcelâlin bütün isimleri, "Esmâü'l-Hüsnâ" tabir-i Samedânîsiyle
gösteriyor ki, güzeldirler. Mevcudat içinde en lâtif, en güzel, en câmi âyine-i Samediyet de hayattır. Güzelin âyinesi güzeldir. Güzelin mehâsinlerini gösteren âyine güzelleşir. O âyinenin başına o güzelden ne gelse güzel olduğu gibi, hayatın başına dahi ne gelse, hakikat noktasında güzeldir. Çünkü, güzel olan o Esmâü'l-Hüsnânın güzel nakışlarını gösterir.
Hayat, daima sıhhat ve âfiyette yeknesak gitse, nâkıs bir âyine olur. Belki bir cihette adem ve yokluğu ve hiçliği ihsas edip sıkıntı verir, hayatın kıymetini tenzil eder, ömrün lezzetini sıkıntıya kalb eder. Çabuk vaktimi geçireceğim diye, sıkıntıdan ya sefahete, ya eğlenceye atılır. Hapis müddeti gibi, kıymettar ömrüne adâvet edip, çabuk öldürüp geçirmek istiyor.
Fakat tahavvülde ve harekette ve ayrı ayrı tavırlar içinde yuvarlanmakta olan bir hayat, kıymetini ihsas ediyor, ömrün ehemmiyetini ve lezzetini bildiriyor. Meşakkatte ve musibette dahi olsa, ömrün geçmesini istemiyor. "Aman güneş batmadı, ya gece bitmedi" diye sıkıntısından of, of etmiyor.
Evet, gayet zengin ve işsiz, istirahat döşeğinde herşeyi mükemmel bir efendiden sor, "Ne haldesin?" Elbette, "Aman vakit geçmiyor; gel bir şeş beş oynayalım. Veyahut vakti geçirmek için bir eğlence bulalım" gibi müteellimâne sözleri ondan işiteceksin. Veyahut tûl-i emelden gelen, "Bu şeyim eksik; keşke şu işi yapsaydım" gibi şekvâları işiteceksin.
Sen bir musibetzede veya işçi ve meşakkatli bir halde olan bir fakirden sor, "Ne haldesin?" Aklı başında ise diyecek ki: "Şükürler olsun Rabbime, iyiyim, çalışıyorum. Keşke çabuk güneş gitmeseydi, bu işi de bitirseydim. Vakit çabuk geçiyor, ömür durmuyor, gidiyor. Vakıa zahmet çekiyorum; fakat bu da geçer. Herşey böyle çabuk geçiyor" diye, mânen ömür ne kadar kıymettar olduğunu, geçmesindeki teessüfle bildiriyor. Demek, meşakkat ve çalışmakla, ömrün lezzetini ve hayatın kıymetini anlıyor. İstirahat ve sıhhat ise, ömrü acılaştırıyor ki, geçmesini arzu ediyor.
Ey hasta kardeş! Bil ki, başka risalelerde tafsilâtıyla kat'î bir surette ispat edildiği gibi, musibetlerin, şerlerin, hattâ günahların aslı ve mayası ademdir. Adem ise şerdir, karanlıktır. Yeknesak istirahat, sükût, sükûnet, tevakkuf gibi hâletler ademe, hiçliğe yakınlığı içindir ki ademdeki karanlığı ihsas edip sıkıntı veriyor. Hareket ve tahavvül ise vücuddur, vücudu ihsas eder. Vücud ise hâlis hayırdır, nurdur.
Madem hakikat budur; sendeki hastalık, kıymettar hayatı safileştirmek, kuvvetleştirmek, terakki ettirmek ve vücudundaki sair cihazat-ı insaniyeyi o hastalıklı uzvun etrafına muavenettarane müteveccih etmek ve Sâni’-i Hakîm’in ayrı ayrı isimlerinin nakışlarını göstermek gibi çok vazifeler için o hastalık senin vücuduna misafir olarak gönderilmiştir. İnşâallah çabuk vazifesini bitirir gider. Ve âfiyete der ki sen gel, benim yerimde daimî kal, vazifeni gör, bu hane senindir, âfiyetle kal.
#HastalarRisalesi
#Hastalık
#Sağlık
#alışkanlık
#işbirliği
Ruh
Hastalık
İlaç
Reçete
Derman
Hasta
Bunalım
alışkanlık
Değişim
Depresyon
Psikoloji
Esmaül hüsna
Bela
Güzellik
Motivasyon
Yorgun
Yanlızlık
Merhamet
tekdüze
monoton
sıkıcı
Canım sıkılıyor
hayattan sıkıldım
depresyondayım
Tekdüze Hayatım Yokluğa Giderken Allah Elimden Tuttu
Hergünü Aynı Olanlar Aman Dikkat Bunu Yapanlar Cehennem’e Girecek
Her gün Aynı Şeyleri Yapıyorum Bıktım Bu Hayattan Diyorsan izle
Tekdüze Hayatınızı Anında Değiştirecek Akılalmaz Sohbet
İyi seyirler…
Hastalar Risalesi (25. Lema) video serisi için tıklayın;
00:00 Giriş
00:11 Musibetlerin İçindeki Mesajı Okumak
05:32 Musibetler Cinayetin Neticesi, Mükafatın Mukaddemesidir
07:35 Bilgi Amel İçindir
10:01 “Allah Sevdiği İçin Bana Hastalık Verdi”
10:33 Sevmek Nedir?
13:30 Talim-i Esmâ
16:22 İnsan, Melekleri Neden Geçer?
20:22 Yeknesaklık
20:28 Risale-i Nur Bölümü
21:42 Güzelden Çirkin Gelmezse Bu Hastalık Nedir?
22:15 Allah’ın (cc) İsimleri En Çok Hayatta Tecelli Eder
40:07 İnsanın Özü
46:48 Zenginlikteki Yokluk
49:44 Musibetzede Şükrü
52:31 Rahatlık İnsanı Çürütür
56:22 Varoluş Amacını Bilmezsen Ruhun Daralır!
57:36 Hastalık İmtihanı
58:46 Sadakatı Bozmak
59:54 Varlıkta ve Yoklukta Allah’a Kul Olmak
Hayalhanem;
Mehmet Yıldız;
Bize Ulaşın:
Yurtiçi ve yurtdışından iletişim için;
+90 537 356 75 55
+90 539 653 52 96
Risale-i Nur'da geçen bölüm;
25. Lema, 19. Deva
Yirmi Beşinci Lem’a, Ondokuzuncu Deva
Cemîl-i Zülcelâlin bütün isimleri, "Esmâü'l-Hüsnâ" tabir-i Samedânîsiyle
gösteriyor ki, güzeldirler. Mevcudat içinde en lâtif, en güzel, en câmi âyine-i Samediyet de hayattır. Güzelin âyinesi güzeldir. Güzelin mehâsinlerini gösteren âyine güzelleşir. O âyinenin başına o güzelden ne gelse güzel olduğu gibi, hayatın başına dahi ne gelse, hakikat noktasında güzeldir. Çünkü, güzel olan o Esmâü'l-Hüsnânın güzel nakışlarını gösterir.
Hayat, daima sıhhat ve âfiyette yeknesak gitse, nâkıs bir âyine olur. Belki bir cihette adem ve yokluğu ve hiçliği ihsas edip sıkıntı verir, hayatın kıymetini tenzil eder, ömrün lezzetini sıkıntıya kalb eder. Çabuk vaktimi geçireceğim diye, sıkıntıdan ya sefahete, ya eğlenceye atılır. Hapis müddeti gibi, kıymettar ömrüne adâvet edip, çabuk öldürüp geçirmek istiyor.
Fakat tahavvülde ve harekette ve ayrı ayrı tavırlar içinde yuvarlanmakta olan bir hayat, kıymetini ihsas ediyor, ömrün ehemmiyetini ve lezzetini bildiriyor. Meşakkatte ve musibette dahi olsa, ömrün geçmesini istemiyor. "Aman güneş batmadı, ya gece bitmedi" diye sıkıntısından of, of etmiyor.
Evet, gayet zengin ve işsiz, istirahat döşeğinde herşeyi mükemmel bir efendiden sor, "Ne haldesin?" Elbette, "Aman vakit geçmiyor; gel bir şeş beş oynayalım. Veyahut vakti geçirmek için bir eğlence bulalım" gibi müteellimâne sözleri ondan işiteceksin. Veyahut tûl-i emelden gelen, "Bu şeyim eksik; keşke şu işi yapsaydım" gibi şekvâları işiteceksin.
Sen bir musibetzede veya işçi ve meşakkatli bir halde olan bir fakirden sor, "Ne haldesin?" Aklı başında ise diyecek ki: "Şükürler olsun Rabbime, iyiyim, çalışıyorum. Keşke çabuk güneş gitmeseydi, bu işi de bitirseydim. Vakit çabuk geçiyor, ömür durmuyor, gidiyor. Vakıa zahmet çekiyorum; fakat bu da geçer. Herşey böyle çabuk geçiyor" diye, mânen ömür ne kadar kıymettar olduğunu, geçmesindeki teessüfle bildiriyor. Demek, meşakkat ve çalışmakla, ömrün lezzetini ve hayatın kıymetini anlıyor. İstirahat ve sıhhat ise, ömrü acılaştırıyor ki, geçmesini arzu ediyor.
Ey hasta kardeş! Bil ki, başka risalelerde tafsilâtıyla kat'î bir surette ispat edildiği gibi, musibetlerin, şerlerin, hattâ günahların aslı ve mayası ademdir. Adem ise şerdir, karanlıktır. Yeknesak istirahat, sükût, sükûnet, tevakkuf gibi hâletler ademe, hiçliğe yakınlığı içindir ki ademdeki karanlığı ihsas edip sıkıntı veriyor. Hareket ve tahavvül ise vücuddur, vücudu ihsas eder. Vücud ise hâlis hayırdır, nurdur.
Madem hakikat budur; sendeki hastalık, kıymettar hayatı safileştirmek, kuvvetleştirmek, terakki ettirmek ve vücudundaki sair cihazat-ı insaniyeyi o hastalıklı uzvun etrafına muavenettarane müteveccih etmek ve Sâni’-i Hakîm’in ayrı ayrı isimlerinin nakışlarını göstermek gibi çok vazifeler için o hastalık senin vücuduna misafir olarak gönderilmiştir. İnşâallah çabuk vazifesini bitirir gider. Ve âfiyete der ki sen gel, benim yerimde daimî kal, vazifeni gör, bu hane senindir, âfiyetle kal.
#HastalarRisalesi
#Hastalık
#Sağlık
#alışkanlık
#işbirliği
Ruh
Hastalık
İlaç
Reçete
Derman
Hasta
Bunalım
alışkanlık
Değişim
Depresyon
Psikoloji
Esmaül hüsna
Bela
Güzellik
Motivasyon
Yorgun
Yanlızlık
Merhamet
tekdüze
monoton
sıkıcı
Canım sıkılıyor
hayattan sıkıldım
depresyondayım
Комментарии