filmov
tv
TESETTÜR HAKKINDA TÜM ELEŞTİRİLERE CEVAP! | #tesettürmanifestosu
Показать описание
Peki nedir tesettür?
Tesettür, Her şeyden önce, yaratıcı tarafından belli hikmetlere dayanarak gönderilmiş bir emirdir.
Bizim insanlar olarak toplumdaki ahlaki dengeleri koruyacak bazı yaptırımlara ihtiyacımız var. Örneğin korku, aşk, hırs gibi duygularda uygun bir sınırlama yapılmadığında vereceği zararların önüne geçilemez.
Kadın ve erkek; birbirine karşı sürekli çekim potansiyelinde olan iki varlık. Bu iletişimi sağlıklı hale getirecek bir ölçü bulunmak zorunda. Tesettür ise sosyal hayatın bu noktasında hem erkek hem de kadın için bir rehber olarak yerini alıyor. Kıyafetle beraber, davranış şekilleri, temas kurma ölçüleri gibi konular da bu kavram içinde en sağlıklı boyutta dengeleniyor. Bu da, tesettürün bir şekilcilik olmadığının göstergesidir.
Bazı İnsanlar her ne kadar tesettürü uygulama konusunda yetersiz ve yanlış davransalarda, sadece bir kıyafetten ibaret görselerde bu doğru tesettürün bu olduğu anlamına gelmiyor. İnsanlardaki kusurlar İslamın gerçek kurallarına mal edilemez. İnsanlara bakılarak genellemeler yapılması da doğru değildir.
📎 Peki ya tesettürün kısıtlayıcı özelliği?
Eğitim, sosyal hayat gibi alanlardaki kısıtlayıcılığı değerlendirildiğinde;
Hiçbir cinsiyet ayrımına girmeden, bir insanın karakterini ve toplumdaki konumunu etkileyecek faktörler nelerdir diye sorduğumuzda; bilgi, donanım, düşünme ve fikir üretme yeteneği, dil becerisi, çalışkanlık, irade kuvveti konuşma/ hitabet, beden dili gibi özellikler karşımıza çıkıyor. Giyilen kıyafetin uzunluğu kısalığı, karşı cinsle kurulan samimiyet ölçüsü gibi detaylar birkaç adım geride kalıyor. Peki tesettür sayılan bu özelliklere dair ne gibi bir kısıtlama sağlayabilir?
Kadın, kendi dairesine özel bir mahremiyet sınırı koyduğu için yeteneklerini, öğrenme gücünü kaybedebilir mi?
Veya örtü takınca düşünme, gülme, eğlenme gibi özellikler yok olur mu?
Ya da kendisine yabancı bir erkekle gereğinden fazla samimiyet kurmadan, iyi bir proje üretemez mi?
Tam da bu noktada İslamiyet’teki kadın ve tesettür profiline yöneltilen acımasız eleştiriler içinde tarihte göz ardı edilen bazı önemli detaylar var.
Zamanının en büyük ticaret uzmanlarından biri olan, kadınların insan olup olmadığı hakkında tartışmalar yapıldığı bir dönemde eşini kendisi seçen bir Hz. Hatice modeli var karşımızda. Yaşadığı dönemin en büyük alimlerinden biri, siyasetçi, ve aynı zamanda savaşçı bir kadın Hz. Aişe.
Kadın hakları üzerine güçlü bir duruş sergileyen Kadınların okulun avlusundan içeri bile girmelerinin yasak olduğu bir dönemde kız çocuğunun eğitiminde üstün bir kararlılık gösteren hz. Meryem’in annesi Hanne.
Bunlar İslamda kadına karşı verilen değer konusunda unutulmaması gereken önemli detaylardan sadece birkaç tanesi..
Temelde bu düşünce yapısına sahip olan bir dinin, tesettür emrinde kadını değersizleştirmek, kısıtlamak, özgürlüğünü elinden almak gibi amaçlar barındırması mantıkla pek uyuşmuyor.
Tesettür, kadını özgürlük kavramından uzaklaştırmaz. Belli güzellik kalıplarına sokmaya çalışmaz. Tesettürlü bir kadın güzelliğini uygun gördüğü sınırlar içinde sadece kendisinin istediği kişilerle paylaşır.
Bugün medyada dayatılan güzellik algısı üzerine yüzlerce akademik çalışma var. Kadınların psikolojik olarak olumsuz etkilendiklerine ve neredeyse %80 inin kendini beğenmediğine dair istatistikler var. Genç veya yetişkin birçok kadının sahip olmak zorundaymış gibi hissettiği ortak bir güzellik imajı var. Çünkü daima gözler önünde olan, dizilerde, reklam filmlerinde, hatta satış sitelerinde karşısına çıkan müthiş ölçülere sahip bir örnek var. Ona ulaşamadığında kendisi çirkin olacak. Estetik operasyonlar, kalıcı makyajlar bu amaca hizmet etmek zorundalar.
Peki ayak uydurduğumuz bu düzen, kadının kendi fikirlerini tanıması, kendi bedenini ve zevklerini sevmesi konusunda ne kadar özgürlükçü?
Özgürlüğü asıl kısıtlayan şey tesettür mü, yoksa kadın psikolojisini bu kadar olumsuz etkileyen, kadını değişmeye zorlayan, kendi benliğinden giderek uzaklaştıran bu güzellik kalıpları mı?
“Tesettürlü kadınlar saygılıdır, tesettürsüzler saygıyı koruyamaz. Tesettürlü kadınların çok mutlu bir aile yapısı vardır, tesettür yoksa ailede huzur yoktur…” gibi bir genelleme tabiki yapılamaz.
Ama doğru tesettür, kesinlikle kadın ve erkek arasında olması gereken saygıyı iki tarafa da öğretir.
tesettür, şekilden çıkıp hayatın içine tamamen yerleştiğinde bir aileyi yaşayacağı olası tehlikelere karşı korur. Evlilikte Kıskançlık vb olaylar gibi aradaki bağları yıpratacak durumlara karşı alınacak en güzel önlemdir.
Tesettür sadece kadına verilen bir emir değildir. Aynı zamanda bir erkeğin de kendi fıtratına göre değerlendirildiğinde harama bakmamak konusunda vücudunu örtmesi gibi büyük bir sorumlulukları var. Tesettür her iki cinsiyeti de ilgilendirir, ikisine de verilmiş bir emirdir.
#tesettürmanifestosu #tesettür #tesettürpolitikdeğildir
Tesettür, Her şeyden önce, yaratıcı tarafından belli hikmetlere dayanarak gönderilmiş bir emirdir.
Bizim insanlar olarak toplumdaki ahlaki dengeleri koruyacak bazı yaptırımlara ihtiyacımız var. Örneğin korku, aşk, hırs gibi duygularda uygun bir sınırlama yapılmadığında vereceği zararların önüne geçilemez.
Kadın ve erkek; birbirine karşı sürekli çekim potansiyelinde olan iki varlık. Bu iletişimi sağlıklı hale getirecek bir ölçü bulunmak zorunda. Tesettür ise sosyal hayatın bu noktasında hem erkek hem de kadın için bir rehber olarak yerini alıyor. Kıyafetle beraber, davranış şekilleri, temas kurma ölçüleri gibi konular da bu kavram içinde en sağlıklı boyutta dengeleniyor. Bu da, tesettürün bir şekilcilik olmadığının göstergesidir.
Bazı İnsanlar her ne kadar tesettürü uygulama konusunda yetersiz ve yanlış davransalarda, sadece bir kıyafetten ibaret görselerde bu doğru tesettürün bu olduğu anlamına gelmiyor. İnsanlardaki kusurlar İslamın gerçek kurallarına mal edilemez. İnsanlara bakılarak genellemeler yapılması da doğru değildir.
📎 Peki ya tesettürün kısıtlayıcı özelliği?
Eğitim, sosyal hayat gibi alanlardaki kısıtlayıcılığı değerlendirildiğinde;
Hiçbir cinsiyet ayrımına girmeden, bir insanın karakterini ve toplumdaki konumunu etkileyecek faktörler nelerdir diye sorduğumuzda; bilgi, donanım, düşünme ve fikir üretme yeteneği, dil becerisi, çalışkanlık, irade kuvveti konuşma/ hitabet, beden dili gibi özellikler karşımıza çıkıyor. Giyilen kıyafetin uzunluğu kısalığı, karşı cinsle kurulan samimiyet ölçüsü gibi detaylar birkaç adım geride kalıyor. Peki tesettür sayılan bu özelliklere dair ne gibi bir kısıtlama sağlayabilir?
Kadın, kendi dairesine özel bir mahremiyet sınırı koyduğu için yeteneklerini, öğrenme gücünü kaybedebilir mi?
Veya örtü takınca düşünme, gülme, eğlenme gibi özellikler yok olur mu?
Ya da kendisine yabancı bir erkekle gereğinden fazla samimiyet kurmadan, iyi bir proje üretemez mi?
Tam da bu noktada İslamiyet’teki kadın ve tesettür profiline yöneltilen acımasız eleştiriler içinde tarihte göz ardı edilen bazı önemli detaylar var.
Zamanının en büyük ticaret uzmanlarından biri olan, kadınların insan olup olmadığı hakkında tartışmalar yapıldığı bir dönemde eşini kendisi seçen bir Hz. Hatice modeli var karşımızda. Yaşadığı dönemin en büyük alimlerinden biri, siyasetçi, ve aynı zamanda savaşçı bir kadın Hz. Aişe.
Kadın hakları üzerine güçlü bir duruş sergileyen Kadınların okulun avlusundan içeri bile girmelerinin yasak olduğu bir dönemde kız çocuğunun eğitiminde üstün bir kararlılık gösteren hz. Meryem’in annesi Hanne.
Bunlar İslamda kadına karşı verilen değer konusunda unutulmaması gereken önemli detaylardan sadece birkaç tanesi..
Temelde bu düşünce yapısına sahip olan bir dinin, tesettür emrinde kadını değersizleştirmek, kısıtlamak, özgürlüğünü elinden almak gibi amaçlar barındırması mantıkla pek uyuşmuyor.
Tesettür, kadını özgürlük kavramından uzaklaştırmaz. Belli güzellik kalıplarına sokmaya çalışmaz. Tesettürlü bir kadın güzelliğini uygun gördüğü sınırlar içinde sadece kendisinin istediği kişilerle paylaşır.
Bugün medyada dayatılan güzellik algısı üzerine yüzlerce akademik çalışma var. Kadınların psikolojik olarak olumsuz etkilendiklerine ve neredeyse %80 inin kendini beğenmediğine dair istatistikler var. Genç veya yetişkin birçok kadının sahip olmak zorundaymış gibi hissettiği ortak bir güzellik imajı var. Çünkü daima gözler önünde olan, dizilerde, reklam filmlerinde, hatta satış sitelerinde karşısına çıkan müthiş ölçülere sahip bir örnek var. Ona ulaşamadığında kendisi çirkin olacak. Estetik operasyonlar, kalıcı makyajlar bu amaca hizmet etmek zorundalar.
Peki ayak uydurduğumuz bu düzen, kadının kendi fikirlerini tanıması, kendi bedenini ve zevklerini sevmesi konusunda ne kadar özgürlükçü?
Özgürlüğü asıl kısıtlayan şey tesettür mü, yoksa kadın psikolojisini bu kadar olumsuz etkileyen, kadını değişmeye zorlayan, kendi benliğinden giderek uzaklaştıran bu güzellik kalıpları mı?
“Tesettürlü kadınlar saygılıdır, tesettürsüzler saygıyı koruyamaz. Tesettürlü kadınların çok mutlu bir aile yapısı vardır, tesettür yoksa ailede huzur yoktur…” gibi bir genelleme tabiki yapılamaz.
Ama doğru tesettür, kesinlikle kadın ve erkek arasında olması gereken saygıyı iki tarafa da öğretir.
tesettür, şekilden çıkıp hayatın içine tamamen yerleştiğinde bir aileyi yaşayacağı olası tehlikelere karşı korur. Evlilikte Kıskançlık vb olaylar gibi aradaki bağları yıpratacak durumlara karşı alınacak en güzel önlemdir.
Tesettür sadece kadına verilen bir emir değildir. Aynı zamanda bir erkeğin de kendi fıtratına göre değerlendirildiğinde harama bakmamak konusunda vücudunu örtmesi gibi büyük bir sorumlulukları var. Tesettür her iki cinsiyeti de ilgilendirir, ikisine de verilmiş bir emirdir.
#tesettürmanifestosu #tesettür #tesettürpolitikdeğildir
Комментарии