Madde Zaten Esir Olmak İçin Vardır | Gönül Sadası

preview_player
Показать описание
00:00 Giriş

Erkam Tv'yi sosyal medya hesaplarından takip edebilirsiniz:

#gönülsadası #kemalsayar #sadettinökten #erkamtv
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Ne güzel insanlarsınız siz.Tam da ifade etmek istediklerimi söylediniz.Rabbim sizden razı olsun.Ünvanlara gerek duymadan iyi ki varsınız.

benguhandolmaz
Автор

“Bir şey hatırlamak isteyen yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan, elinde olmadan yürüyüşünü hızlandıracaktır.”

fatmanurcebi
Автор

Kalbim bana ağır gelip bu cihana sığmazken bildirimin gelişi ve şifa oluşunuz. Varlığınız daim olsun 🌻

gulistancaldiran
Автор

Minnettarız.
Keşke bu güzel sohbetleri görüntülü olarak dinleyebilsek. Sadettin hocamızın ve Kemal hocamızın ilmi, hitabeti, hilmi kadar sesleride insana huzur veriyor. Gönüllerinden dökülen her ifade gönlümüze nakşediliyor. Kadim ve Cedid anlatımlarında, Onların yüzlerini, hareketlerini ve de mimiklerini görmek dilerdik. Tekrar teşekkür ederiz. Saygı ve selamlarımızla...

huseyinalpozel
Автор

Sadettin hocam ve kemal hocalarım Allah Razı olsun. Hergün sizi dinliyorum.❤❤

Magliex-lq
Автор

Bizim devrimizin zarif insanlari, sohbetleriniz gonlumuzun bereketi olsun, ...

ilknurklc-cxel
Автор

Her cümleniz, her vakit kalbe tesir ediyor çok değerli hocalarım.

figmelnadir
Автор

Ey düşmanım, sen benim ifadem ve hızımsın,
Gündüz geceye muhtaç, bana da sen lazımsın...
Necip Fazıl Kısakürek

fatmanurcebi
Автор

Allah razı olsun cezallahu hayran sizlerden 🤲🌹

seherozmen
Автор

Bu sohbetlerde daha önce hiç denk gelmediğim fikirleri dinlemiş oluyorum. Hem tarih hem sosyoloji hem de felsefeden öyle çok detaya yer veriyorsunuz ki imrenmemek elde değil. Doğu ve batı medeniyetleri arasındaki farkları sizden dinlemek hem ufuk açıcı hem de aydınlatıcı. Çok minnettarım!

nazlcancelebi
Автор

Ahmet Haşim - Müslüman Saati 

İstanbul'u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”den kasdımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır.

Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre dinden, ırktan ve an'aneden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi, bu hayat üslûbuna göre de “saat”lerimiz ve “gün”lerimiz vardı. Müslüman gününün başlangıcını şafağın parıltıları ve sonunu akşamın ışıkları tayin ederdi. Madenden sağlam kapaklar altında saklı tutulan eski masum saatlerin yelkovanları yorgun böcek ayakları tarzında, güneşin sema üzerindeki hareketiyle az çok ilgili bir hesaba uyarak, minenin rakamları üzerinde yürürler ve sahiplerini, zamandan aşağı-yukarı bir doğrulukla haberdar ederlerdi. Zaman sonsuz bahçe ve saatler, orada açan, kâh sağa, kâh sola meyleden, güneşten rengârenk çiçeklerdi.

Yabancı saati alışkanlığından evvel bu iklimde, iki ucu gecelerin karanlığıyle simsiyah olan ve sırtı, çeşitli vakitlerin kırmızı, sarı ve lâcivert ateşleriyle yol yol boyalı, büyük bir canavar halinde, bir gece yarısından diğer bir gece yarısına kadar uzanan yirmidört saatlik "gün" tanınmazdı. Işıkta başlayıp ışıkta biten, oniki saatlik, kısa, hafif, yaşanması kolay bir günümüz vardı. Müslümanın mes'ut olduğu günler, işte bu günlerdi; şerefli günlerin vak'alarını bu saatlerle ölçtüler. Gerçi, astronomi hesaplarına göre bu "saat" iptidaî ve hatalı bir saatti. Fakat bu saat, hâtıraların kutsî saatiydi.

Alafranga saatin âdetlerimiz ve işlerimizde kabulü ve alaturka saatin geri safa düşüp camilere, türbelere ve muvakkithanelere bırakılmış battal bir “eski saat” haline gelişi, hayata bakış tarzımız üzerinde korkunç bir tesire sahip olmamış değildir. Giden saatler babalarımızın öldüğü, annelerimizin evlendiği, bizim doğduğumuz, kervanların hareket ettiği ve orduların düşman şehirlerine girdiği saatlerdi. Bunlar, hayatı etrafımızda serbest bırakan geniş, kayıtsız dostlardı. Gelen yabancılar ise hayatımızı bozup onu meçhul bir düstura göre yeniden tanzim ettiler ve ruhlarımız için onu tanılmaz bir hale getirdiler. Yeni “ölçü” bir zelzele gibi, zaman manzaralarını etrafımızda altüst ederek, eski “gün”ün bütün sedlerini harap etti ve geceyi gündüze katarak saadeti az, meşakkati çok, uzun, bulanık renkte bir yeni “gün” meydana getirdi. Bu, müslümanın eski mes'ut günü değil, sarhoşları, evsizleri, hırsızları ve katilleri çok ve yeraltında mümkün olduğu kadar fazla çalıştırılacak köleleri sayısız olan büyük medeniyetlerin acı ve sonu gelmez günüydü. 

Unutulan eski saatler içinde eksikliği en çok hasretle hatırlanan saat akşamın onikisidir. Artık “oniki”, solgun yeşil sema altında, ilk yıldıza karşı müezzinin müslümanlara hitap ettiği, sokakların lâcivert bir sisle kapandığı, ışıkların yandığı, sinilerin kurulduğu ve yarasaların mahzenlerden çıkıp uçuştuğu o tesirli ve titrek saat değildir. Akşam telâkkisinden koparak, kâh öğlenin sıcağında ve kâh gece yarılarının karanlığında mevcut olmayan bir zamanı bildiren bu saat, şimdi hayatımızda renksiz ve şaşkın bir noktadır. Yeni saat, müslüman akşamının hüzünlü ve şaşaalı dakikasını dağıttığı gibi, yirmidört saatlik yabancı “gün”ün getirdiği geçim şekli de bizi fecir âleminden uzak bıraktı.

Başka memleketlerde fecri yalnız kırdan şehre sebze ve meyve getirenlerin ahmak gözleriyle, ıztırap çekenlerin şişkin kapaklar içinden bakan kırmızı ve perişan gözleri tanır. Bu zavallılar için fecrin parıltıları, yeniden boyuna geçirilecek olan hayat ipinin kanlı ilmeğini aydınlatan bir ışıktır. Halbuki fecir saati, müslüman için rüyasız bir uykunun sonu ve yıkanma, ibadet, neş'e ve ümidin başlangıcıdır. Müslüman yüzü, kuş sesleri ve çiçek kokuları gibi fecrin en güzel tecellilerindendir. Kubbe ve minareleri o alaca saatte görmemiş olan gözler, taşa en ilâhî mânayı veren o akılları hayrette bırakan mimarîyi anlamış değillerdir. Esmer camiler, fecirden itibaren semavî bir altın ve semavî bir çini ile kaplanır ve İslâm ustalarının tamamlanmamış eserleri o saatte tamamlanır. Bütün mâbedler içinde güneşten ilk ışık alan camidir. Bakır oklu minareler, güneşi en evvel görmek için havalarda yükselir.

Şimdi heyhat, eski “saat”le beraber akşam da, fecir de bitti. Birçoklarımız için fecir, artık gecedir. Ve birçoklarımızı güneş, yeni ve acayip bir uykunun ateşlerinden, eller kilitli, ağız çarpılmış, bacaklar bozuk çarşaflara dolaşmış, kıvranırken buluyor. Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. 

Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.

wcoasis
Автор

İki değerli hocalarımız
Allahım razı olsun sizlerden ebeben ekibinizden de razı olsun
Erkam Radyonun ekibinden de razı olsun
Şahitlik edeceğiz
Çook faydalanıyoruz amel edenlerden oluruz inş
İlminizi artırsın Rabbimiz inş
🤲🤲🤲

nurdagulaksu
Автор

Hizmeti geçen herkese teşekkür ederiz. Allah razı olsun. Allah'a emanet olunuz...

sinnuri
Автор

Allah razı olsun değerli münevver hocalarım.Sesinizi duymak çok güzel.Sizi yetiştiren herkesten Allah razı olsun.

rukiyebag
Автор

Çok şükür ki bir gün böyle güzel insanların sohbetine telefondan da olsa konuk oldum ve de bu konukluk devam ediyor.

ozguruvat
Автор

Aç olduğumuz değerleri ne güzel anlatıyorsunuz yüreğinizi saglik...

sahsenedede
Автор

Hocalarım her zamanki gibi mükemmeldi. Allah sizlerin güzel sohbetinden bizleri mahrum etmesin..

eses
Автор

Rabbim sizlerden razı olsun sizi dinlemek öyle huzur veriyor ki

semraagbay
Автор

günlük hayatın teranesi yorgunluğundan sizin muhabbetlerinize kaçıyorum iyi ki varsınız

aeliaflaccilla
Автор

Nasıl güzel, nasıl faydalı insanlarsınız. yüz yaşayın bin yaşayın.

mesudetiryaki