filmov
tv
Mizah Sosyolojisi ve Umut Sarıkaya
Показать описание
MİZAH SOSYOLOJİSİ VE UMUT SARIKAYA
Umut Sarıkaya, ülkemizde mizahla uzaktan yakından alakalı olan herkesin tanıdığı, en azından bir karikatürüne rast geldiği bir isim. Karikatür çizmeye lise yıllarında başlayan çizerin ilk eserleri, çeşitli dergilerin amatör çizerler bölümünde yayınlandı. "Kemik" ve "Lombak" gibi dönemin popüler dergilerinde ufak köşeler edinmeyen başladıktan sonra, "Penguen" dergisinde çizmeye başladı ve tanınırlığı bu yıllarda arttı. Daha sonra da yeni ekolün temsilcisi olarak adlandırabileceğimiz çizer arkadaşlarıyla Penguen’den ayrılarak "Uykusuz" dergisini çıkarmaya başladılar. 2014 yılında ise Umut Sarıkaya, Uykusuz’dan da ayrıldı ve çizmeye bir süre ara verdi. 2015 yılında tamamını kendi yazıp çizdiği "Naber" adlı dergiyle sahalara geri dönen çizer, her ne kadar okurlarına üç ayda bir sayı çıkarma sözü verse de, iki sayı arasındaki süre kimi zaman bir yılı bulmakta.
Günümüz karikatüristlerinin içinde parmakla gösterilen isimlerden biri olan Sarıkaya, sadece bir karikatürist olmaktan da öte çok başarılı bir gözlemci. Edebiyatta anlatması kimi zaman sayfalar sürecek ayrıntıları küçücük karelerin içine sığdırmayı başaran, kimi zaman da çizginin derinliklerini gizlemeyi tercih eden bir mizahçı. Çizdikleri ve yazdıkları özellikle 80’li yılların sonlarını 90’lı yılların başlarını çocuk olarak geçiren, milenyum başlarında ise yetişkinliğe erişen kuşak için, çok anlam ifade ediyor. Soba kenarında yere uzanarak ödevlerini yaparken sıcaktan mayışan, tüm aileyle birlikte koca kışı tek odada geçiren, kapı pervazına kurbağa gibi tırmanan çocukların taşradan büyük şehre üniversite okumaya gidince bir anda Iron Maiden hayranı olup o konser senin bu bienal benim dolaşan, yaz tatilini ise babasının dükkanında, köyde geçiren gençlerin hayatlarından kesitler sunar çizdiklerinde. Çünkü anlattıklarına bakılırsa çizerin kendisi de o çocuktur, o gençtir. Sivas’ta doğup, bir yaşından itibaren İstanbul’da yaşamaya başlayan Sarıkaya, köylü-kentli çatışmasını bizzat yaşayıp deneyimlemiştir. Bir yazısında “Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile korkunç geliyordu. Her gün bu evde olmak bir ızdırap gibiyken, burada bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek... Ben akşam 'Televizyon karşısında koltukta uyuyacak insan değilim.' diyordum kendi kendime.” diyor; çoğu Türk gencinin hayatının bir bölümünde dediği gibi.
#UmutSarıkaya #UykusuzDergisi #NaberDergisi #Karikatür
Umut Sarıkaya, ülkemizde mizahla uzaktan yakından alakalı olan herkesin tanıdığı, en azından bir karikatürüne rast geldiği bir isim. Karikatür çizmeye lise yıllarında başlayan çizerin ilk eserleri, çeşitli dergilerin amatör çizerler bölümünde yayınlandı. "Kemik" ve "Lombak" gibi dönemin popüler dergilerinde ufak köşeler edinmeyen başladıktan sonra, "Penguen" dergisinde çizmeye başladı ve tanınırlığı bu yıllarda arttı. Daha sonra da yeni ekolün temsilcisi olarak adlandırabileceğimiz çizer arkadaşlarıyla Penguen’den ayrılarak "Uykusuz" dergisini çıkarmaya başladılar. 2014 yılında ise Umut Sarıkaya, Uykusuz’dan da ayrıldı ve çizmeye bir süre ara verdi. 2015 yılında tamamını kendi yazıp çizdiği "Naber" adlı dergiyle sahalara geri dönen çizer, her ne kadar okurlarına üç ayda bir sayı çıkarma sözü verse de, iki sayı arasındaki süre kimi zaman bir yılı bulmakta.
Günümüz karikatüristlerinin içinde parmakla gösterilen isimlerden biri olan Sarıkaya, sadece bir karikatürist olmaktan da öte çok başarılı bir gözlemci. Edebiyatta anlatması kimi zaman sayfalar sürecek ayrıntıları küçücük karelerin içine sığdırmayı başaran, kimi zaman da çizginin derinliklerini gizlemeyi tercih eden bir mizahçı. Çizdikleri ve yazdıkları özellikle 80’li yılların sonlarını 90’lı yılların başlarını çocuk olarak geçiren, milenyum başlarında ise yetişkinliğe erişen kuşak için, çok anlam ifade ediyor. Soba kenarında yere uzanarak ödevlerini yaparken sıcaktan mayışan, tüm aileyle birlikte koca kışı tek odada geçiren, kapı pervazına kurbağa gibi tırmanan çocukların taşradan büyük şehre üniversite okumaya gidince bir anda Iron Maiden hayranı olup o konser senin bu bienal benim dolaşan, yaz tatilini ise babasının dükkanında, köyde geçiren gençlerin hayatlarından kesitler sunar çizdiklerinde. Çünkü anlattıklarına bakılırsa çizerin kendisi de o çocuktur, o gençtir. Sivas’ta doğup, bir yaşından itibaren İstanbul’da yaşamaya başlayan Sarıkaya, köylü-kentli çatışmasını bizzat yaşayıp deneyimlemiştir. Bir yazısında “Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile korkunç geliyordu. Her gün bu evde olmak bir ızdırap gibiyken, burada bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek... Ben akşam 'Televizyon karşısında koltukta uyuyacak insan değilim.' diyordum kendi kendime.” diyor; çoğu Türk gencinin hayatının bir bölümünde dediği gibi.
#UmutSarıkaya #UykusuzDergisi #NaberDergisi #Karikatür
Комментарии