filmov
tv
Son Feci Bisiklet - Bikinisinde Astronomi (Sözleri)
Показать описание
Şarkının Videosu 🌊 @SonFeciBisikletOfficial
#sonfecibisiklet #bikinisindeastronomi
#ölüdenizciler #keşfet
"Sen de unutamazsın" videosundaki ve bu yazının başlamasını sağlayan o pov;
Bir adam vardı, sevdiğini oturup saatlerce izleyen bir adam. Eskiden “onlara” ait olan yer artık sadece “ona” aitti. Bir zamanlar sevdiğiyle birlikte onun güzelliğine yaklaşamayacak olan güzel anılar biriktirdikleri o yere gitti, oturdu ve sevdiğinin en güzel halini saatlerce izlemeye başladı... Onun için hâlâ en güzeli oydu.
Bu povdan sonra ben buna devam eder büyütürüm diye giriş ve biraz da taslak niteliğinde yazdığım
"Bir ses daha duymaya tahammülüm yok bu aralar
Senden başkasını da almıyor zaten içim"
Kadın adama “denizim” diyordu. Hayır gözleri mavi değildi ama gülüşü kendisine kayan gözleri boğacak kadar derindi. O; gülüşüyle, düşünceleriyle, yaşadıklarıyla kadın için bir denizden farksızdı. Hatta ona deniz demek yeterli bile değildi, o olsa olsa bir okyanustu. Kadın ona “denizim” diyordu çünkü her şeyin başladığı ve biteceğini bilmediği o denizin yanında, serin dalgaların ayaklarına çarptıkları o günde tanışmışlardı. Adamın o gülüşü ve gözlerindeki denizin yansımasıyla karşısında kalakalmıştı. Bilmediği bir şey vardı, tek kalakalan o değildi. Benzer düşüncelere sahip biri daha vardı. Adam kadına baktığında “gök yüzünde” diye düşündü. Gözlerinde yıldızı, gülümsemesinde güneşi, hafif belli olan gamzelerinde sanki ayı görmüştü. Buluşmaları gökyüzü ve denizin buluşması gibi muhteşemdi ama unutulan bir şey vardı, ufuk çizgisi bu buluşmayı kesen o çizgi acı bir ayrılık gibi kendi zamanını bekliyordu. Henüz fark edilmesi için erkendi ama o vardı ve kendi görevini yapmak zorundaydı.
Birbirlerini tanımayan iki beden ve birbirlerini tanıyan iki ruh karşı karşıya duruyor ve ikisini de saran bu hissin etkisiyle öylece bekliyorlardı. Yıllarca unuttuğun şeyin ne olduğunu düşündükten ve artık düşünmeyi bıraktığın zaman o “şeyin” karşına çıkmasıyla gelen o rahatlık ve şaşkınlığın etkisine girmişlerdi.
O anda ilk görüşte aşkın gerçek olmadığını bir kez daha anladılar. Çünkü bu birkaç dakikalık ile oluşabilecek bir bağ değildi. Alınlarındaki yazıyı biri sessizce fısıldıyor gibiydi. Sanki ruhları uzun zamandır bu anı beklemişçesine coşkuyla doldu.
İlk tepkiyi verip kendine gelen kadın oldu. Tanımadığı birine öylece dalıp kalmışlığından utanmıştı. İki küçük ayın olduğu yanakları kızardı ve ufak bir özür dilerim sesi duyuldu. Adam daldığı rüyadan bu nahif ve bir o kadar da narin duran kadının tatlı sesiyle âdeta gerçekliğe uyanmıştı. Gerçek olamayacak kadar rüya gibi gelen bir gerçeklik. Bu rüya ondan özür dilemişti ama herhangi bir zamanında olsaydı yapacağı önemli değil diyerek kestirip atmaya bu sefer dili varmamıstı.
İlkine göre daha kısa süren bir sessizlik oluştu. İkisine de bu sessizlik sanki saatler gibiydi. Hâlbuki birkaç dakika belki de daha da kısaydı. Adam o derin gülüşü ile önemli değil derken çok uzun bir hikâyenin başlangıcı olduğunu bilmeden aynı anda uzandı iki el fakat bunun kısa bir andan ibaret olmadığının farkındaydı tanıdık iki ruh. Gökyüzü kızıla boyanmış, bu kızıllığını deniz ile paylaşmaktan çekinmemişti. Bu sefer ufuk çizgisi ayırmak yerine onları birbirine karıştırıyordu. Güneş görevini yerine getirmişçesine oradan ayrılıyordu. Ve gün yavaşça geceye dönüyordu. İkisi de muazzam olan bu manzaranın güzelliğine kapıldığına kendilerini inandırmak istiyorlardı ama kapıldıkları şeyin sadece manzara veya yaşadıkları o sessizlik ile daha da ilginçleşen o andan ibaret olmadığının farkındaydı. Ama bunu kabullenmeleri biraz zaman alacaktı tıpkı günün geceye dönerken ihtiyacı olan zaman gibi...
Bu videoyu yaparken benim yazdığım böyle bir şey vardı ve sonu buna çok benziyor diye düşünerek yazdığım yazı demek isterdim ama buraya sığmadı o yüzden hop yorumlara 🤭
#sonfecibisiklet #bikinisindeastronomi
#ölüdenizciler #keşfet
"Sen de unutamazsın" videosundaki ve bu yazının başlamasını sağlayan o pov;
Bir adam vardı, sevdiğini oturup saatlerce izleyen bir adam. Eskiden “onlara” ait olan yer artık sadece “ona” aitti. Bir zamanlar sevdiğiyle birlikte onun güzelliğine yaklaşamayacak olan güzel anılar biriktirdikleri o yere gitti, oturdu ve sevdiğinin en güzel halini saatlerce izlemeye başladı... Onun için hâlâ en güzeli oydu.
Bu povdan sonra ben buna devam eder büyütürüm diye giriş ve biraz da taslak niteliğinde yazdığım
"Bir ses daha duymaya tahammülüm yok bu aralar
Senden başkasını da almıyor zaten içim"
Kadın adama “denizim” diyordu. Hayır gözleri mavi değildi ama gülüşü kendisine kayan gözleri boğacak kadar derindi. O; gülüşüyle, düşünceleriyle, yaşadıklarıyla kadın için bir denizden farksızdı. Hatta ona deniz demek yeterli bile değildi, o olsa olsa bir okyanustu. Kadın ona “denizim” diyordu çünkü her şeyin başladığı ve biteceğini bilmediği o denizin yanında, serin dalgaların ayaklarına çarptıkları o günde tanışmışlardı. Adamın o gülüşü ve gözlerindeki denizin yansımasıyla karşısında kalakalmıştı. Bilmediği bir şey vardı, tek kalakalan o değildi. Benzer düşüncelere sahip biri daha vardı. Adam kadına baktığında “gök yüzünde” diye düşündü. Gözlerinde yıldızı, gülümsemesinde güneşi, hafif belli olan gamzelerinde sanki ayı görmüştü. Buluşmaları gökyüzü ve denizin buluşması gibi muhteşemdi ama unutulan bir şey vardı, ufuk çizgisi bu buluşmayı kesen o çizgi acı bir ayrılık gibi kendi zamanını bekliyordu. Henüz fark edilmesi için erkendi ama o vardı ve kendi görevini yapmak zorundaydı.
Birbirlerini tanımayan iki beden ve birbirlerini tanıyan iki ruh karşı karşıya duruyor ve ikisini de saran bu hissin etkisiyle öylece bekliyorlardı. Yıllarca unuttuğun şeyin ne olduğunu düşündükten ve artık düşünmeyi bıraktığın zaman o “şeyin” karşına çıkmasıyla gelen o rahatlık ve şaşkınlığın etkisine girmişlerdi.
O anda ilk görüşte aşkın gerçek olmadığını bir kez daha anladılar. Çünkü bu birkaç dakikalık ile oluşabilecek bir bağ değildi. Alınlarındaki yazıyı biri sessizce fısıldıyor gibiydi. Sanki ruhları uzun zamandır bu anı beklemişçesine coşkuyla doldu.
İlk tepkiyi verip kendine gelen kadın oldu. Tanımadığı birine öylece dalıp kalmışlığından utanmıştı. İki küçük ayın olduğu yanakları kızardı ve ufak bir özür dilerim sesi duyuldu. Adam daldığı rüyadan bu nahif ve bir o kadar da narin duran kadının tatlı sesiyle âdeta gerçekliğe uyanmıştı. Gerçek olamayacak kadar rüya gibi gelen bir gerçeklik. Bu rüya ondan özür dilemişti ama herhangi bir zamanında olsaydı yapacağı önemli değil diyerek kestirip atmaya bu sefer dili varmamıstı.
İlkine göre daha kısa süren bir sessizlik oluştu. İkisine de bu sessizlik sanki saatler gibiydi. Hâlbuki birkaç dakika belki de daha da kısaydı. Adam o derin gülüşü ile önemli değil derken çok uzun bir hikâyenin başlangıcı olduğunu bilmeden aynı anda uzandı iki el fakat bunun kısa bir andan ibaret olmadığının farkındaydı tanıdık iki ruh. Gökyüzü kızıla boyanmış, bu kızıllığını deniz ile paylaşmaktan çekinmemişti. Bu sefer ufuk çizgisi ayırmak yerine onları birbirine karıştırıyordu. Güneş görevini yerine getirmişçesine oradan ayrılıyordu. Ve gün yavaşça geceye dönüyordu. İkisi de muazzam olan bu manzaranın güzelliğine kapıldığına kendilerini inandırmak istiyorlardı ama kapıldıkları şeyin sadece manzara veya yaşadıkları o sessizlik ile daha da ilginçleşen o andan ibaret olmadığının farkındaydı. Ama bunu kabullenmeleri biraz zaman alacaktı tıpkı günün geceye dönerken ihtiyacı olan zaman gibi...
Bu videoyu yaparken benim yazdığım böyle bir şey vardı ve sonu buna çok benziyor diye düşünerek yazdığım yazı demek isterdim ama buraya sığmadı o yüzden hop yorumlara 🤭
Комментарии