Şehid Alimin Şahid Ramazanları | 6. Bölüm: Sâid b. Cübeyr

preview_player
Показать описание
Muhammed Emin Yıldırım Hocamızın anlatımıyla alimlerimizin Ramazan hatıralarına konuk olacağımız "Âlimlerin Ramazanları" serimizin 6. bölümü: Şehid Alimin Şahid Ramazanları (Sâid b. Cübeyr)

Siyer Tv Youtube kanalımıza abone olup, kanal bildirimlerinizi açarak yayınlanan videolarımızdan anında haberdar olabilirsiniz.

#AlimlerinRamazanları​​ #RamazanAyı #MuhammedEminYıldırım​​​​
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

NOTLAR

- “Vaaz ve nasihati, her bakımdan kusursuz olan kimselerin yapması lâzım gelirse, kimsenin bir şey anlatmaması icap ederdi.”

- "Yapılması emredilen, her vazife büyüktür."

- "Duâ yapılırken, mânevî bir zevk veriyorsa, demek ki duan kabul olacaktır.”

- "Allahü teâlâya itâat edip, emirlerini yerine getiren, O'nu zikr ediyor demektir. O'nun verdiği emirlere göre hareket etmeyen, ne kadar tesbih çekerse çeksin, ne kadar Kur'ân-ı kerîm okursa okusun, zikir etmiyor sayılır."

- "İnsanların en çok ibâdet edeni, kalbini günahla yaralayıp, sonra tövbe eden ve bir daha yapmayan, hatâlı işlerini her hatırladığında iyi amellerini az ve eksik bulandır."

- "Dünyâ hayatından kaybettiğim hiçbir şeye üzülmem. Yalnız secde edemeden geçirdiğim vakitlerime üzülürüm."

DUALARI

“Allah’ım! Haccâc’ın beni öldürmesine hükmetmişsen öldürülüşümü günahlarıma keffaret et!” [ Belâzürî, Ensâbü’l-eşrâf, 7/365.]

“Allah’ım! Bizi cennetinde o büyük lezzetten mahrum etme!”

siyertv
Автор

“Allah ‘ım bizi cennetinde, o büyük lezzetinden mahrum etme!” Amin âmin âmin

dyyaishm
Автор

“Allahım senden o güzel yüzünü cennette görme lezzetini bana tattırmanı dilerim” sav ❤

hamideaydinn
Автор

Selamün aleyküm hocam Allah sizden ve sizi dinleyen bütün kardeşlerimize razı olsun sağlık sıhhet versin

metinbayram
Автор

Şehid Âlimin Şâhid Ramazanları | 6. Bölüm: Sâid b. Cübeyr

Bismillahirrahmanirrahim.
Elhamdülillahi Rabbil âlemin. Ve's-salâtü ve's-selâmü alâ Resûlinâ Muhammedin ve alâ âlihî.
Kıymetli kardeşlerim, Rabbimize hamd olsun. Ramazanın 6. gününe eriştik. Bu rahmet günlerini daha iyi değerlendirmek, kıymetini bilmek, bunun ne anlama geldiğini idrak etmek ve Allah’ın rahmetinin nasıl tecelli edeceğini, nasıl korunacağını çok iyi bilen âlimlerimizin rahlesi önünde onlara talebe olarak bu güzelliklerden istifade etmeye çalışıyoruz.
Bugün rahlesi önüne oturacağımız âlim de çok büyük bir âlim. Sahâbeden sonra insanlığa gönderilmiş en hayırlı nesil olan, ikinci hayırlı nesil olan tâbiînin büyük bir ismi. Ve bambaşka bir isim. Ben ona acizâne "Tâbiîn neslinin Talhâ’sı" diyorum. Niye böyle dediğimi birazdan söyleyeceğim.
Bugün Sâid b. Cübeyr (r.a.)'ın rahlesi önündeyiz. Allah binlerce kez selamımızı, dualarımızı o büyük imama eriştirsin.
Talha bin Ubeydullah, Şehîdü’l-Hay diye bilindi. Allah Resûlü (s.a.v.) ona böyle bir ifade kullandı. Sâid b. Cübeyr de dönemin zalimi olan Haccâc tarafından şehit edildi. Ve şehit edildiğinde arkasından ona "Şehîdü’l-Hay" dediler, yani "yaşayan şehit" dediler.
Onun için bu ifade, ona yönelik kullanıldığından dolayı çok rahat bir biçimde Tâbiîn döneminin Talhâ’sı diyebiliriz. O büyük imamımıza, o büyük önderimize...
Doğum tarihi Hicrî 45, Milâdî 665.
Şehit edildiğinde de tarihler Hicrî 94, Milâdî 713'ü gösteriyordu.
Yani Hicrî olarak yaşı 49, Milâdî olarak 48.
Bu kadar kısa bir ömrü var ama bu kadar kısa bir ömrüne bakın, kütüphanelerimizde duran hangi kitabı açarsanız açın, ismine rastlamamanız mümkün değil.
Biliyorsunuz, biz Muâz b. Cebel (r.a.) için de aynı ifadeleri kullanıyoruz. İki- üç sayfada bir, o büyük insanın ismine rastlamanız mümkün.
Düşünün, 48-49 yıllık bir ömrün sahibi olacaksınız, ama:
• Abdullah b. Abbas gibi,
• Abdullah b. Ömer gibi,
• Hz. Âişe gibi,
• Ebû Saîd el-Hudrî gibi sahâbenin büyüklerine talebe olacaksınız.
48-49 yıllık bir ömrün sahibi olacaksınız ama:
• Mücâhid,
• İkrime,
• Adî b. Sâbit,
• Meymûn b. Mihrân,
• İbn Şihâb ez-Zührî,
• Mâlik b. Dînâr gibi dev isimlere hoca olacaksınız.
48-49 yıllık bir ömrün sahibi olacaksınız ama:
• "Âlimlerin başı", "ulemanın üstadı" diye tarihe isminizi yazdıracaksınız.
48-49 yıllık bir ömrün sahibi olacaksınız ama:
• Tefsir, hadis, kelâm, akâid, sebeb-i nüzûl, fıkıh gibi birçok alanda adınız geçecek, ümmete ilim noktasında inanılmaz bir miras bırakacaksınız.
48-49 yıllık bir ömrün sahibi olacaksınız ama:
• Nihayetinde hayatınızı şehâdetle noktalayacaksınız.
Ve Haccâc-ı Zâlim'in de sonunu getireceksiniz.
Sizi şehit ettikten sonra bunalıma girecek.
Her gün rüyasında "Sâid! Sâid!" diye inleyecek.
Öyle inleye inleye, çok geçmeden onun da ölümüne, hem de feci bir şekilde ölümüne tarih şahit olacak.
İşte Sâid b. Cübeyr dediğimizde bunların hepsini söyleyebiliriz.
Aslında daha birçok şey söylenir ama faslı uzatmayalım. Ancak birkaç şeyi daha söyleyelim:
İbn Abbas (r.a.), ondaki ilmi böyle tespit ettiğinde bir müddet sonra Kufelilere dedi ki:
• "Daha gelmeyin benim yanıma. Sizin içinizde Sâid varsa bana gelecek bana soracak bir şeyiniz yok. Ben önceleri ona bir şeyleri yazdırırken yazdırdıklarını kontrol ediyordum. Artık kontrol etmeden, Sâid b. Cübeyr’in söylediklerine ve yazdıklarına imza atıyorum."
Tercümânü’l-Kur’ân olan İbn Abbas (r.a.)'dan bahsediyoruz.
Düşünün, ne kadar farklı bir yerde oluyor!
Şimdi onun en son şehit edilirken Zâlim Haccâc ile arasında bir konuşma var.
Bizim kaynaklarımızda bu konuşma uzunca aktarılır.
O konuşmadan bir miktarını size aktarmak istiyorum:
Haccâc’la karşı karşıya gelince...
• Uzun bir mücadele süreci oluyor.
• Kaç kez farklı farklı cezalara çarptırılıyor.
• 12 yıl boyunca kaçmak zorunda kalıyor.
• Gizleniyor.
• Bu süreçlerin hepsini yaşadıktan sonra Haccâc’ın adamları tarafından tutuklanıyor ve Haccâc’ın huzuruna getiriliyor.
Haccâc bilmesine rağmen adını soruyor:
• Adın ne?
• Sâid.
• Kimin oğlusun?
• Cübeyr’in oğluyum.
• Hayır! diyor Haccâc. Sen Kuseyrî’nin oğlu Şakisin!
İsmini de, babasının ismini de değiştiriyor.
• Cübeyr, "küçük kahraman" demek biliyorsunuz.
• Sâid de zaten "mutlu, saadetli" demek.
Bu iki anlamı değiştirerek küçümsemek istiyor.
Ve diyor ki:
• "Sen korkak, tembel bir adamın, şakî oğlusun!"
Sâid b. Cübeyr bunun üzerine diyor ki:
• "Annem babam benim ismimi senden daha iyi bilirler."
Haccâc diyor ki:
• "Sen de annen de sapıtmışsınız!"
Sâid b. Cübeyr diyor ki:
• "Gaybı senden başkası bilir!"
Haccâc diyor ki:
• "Seni ölüm havuzlarına yollayacağım!"
Yani, "seni öldüreceğim" diye tehdit ediyor.
Bunun üzerine Sâid b. Cübeyr diyor ki:
• "Demek ki annem benim ismimi koymakla çok isabet etmiş. Eğer beni şehit edersen, zaten beni ‘Sâid’ (mutlu) kılarsın."
Böylece, aslında teslimiyetini ortaya koyuyor.
Daha neler neler söylüyor…
Uzunca bir konuşma…
En son artık bir noktaya geliyor…
Haccâc, Sâid b. Cübeyr’e bakıyor ve diyor ki:
• "Niye gülmüyorsun?"
Sâid b. Cübeyr diyor ki:
• "Gülecek herhangi bir şey göremiyorum. Çamurdan, topraktan yaratılmış bir insan, bu kadar zulme şahit olmasına rağmen nasıl gülebilir ki? Hepimiz toprakta çürüyeceğiz. Bugün sağlığında olan da sabahtan akşama kadar yaşadıklarından dolayı hesaba çekilecek. Birisi nasıl gülsün?"
Fakat Haccâc diyor ki:
• "Ama ben gülebiliyorum."
Onun bu sözüne karşılık Sâid b. Cübeyr diyor ki:
• "Allah bizi farklı karakterlerde yaratmışsa, ben ne yapabilirim?"
Haccâc soruyor:
• "Hayatında hiç eğlence gördün mü?"
Sâid b. Cübeyr soruya soruyla cevap veriyor:
• "Eğlence nedir?"
Yani, eğlenecek bir şey olmadığını ifade etmek istiyor.
O sırada müzikler çaldırılıyor, eğlence düzenleniyor…
Bu sefer Sâid b. Cübeyr ağlamaya başlıyor.
Haccâc soruyor:
• "Niye ağlıyorsun?"
Sâid b. Cübeyr diyor ki:
• "Ey Haccâc! Sen bana önemli bir şeyi hatırlattın. Allah’a yemin olsun ki, hayatım boyunca yarı aç, yarı tok bir biçimde yaşadım. Ve gördüğüm her şey beni hüzünlendirdi. Şu anda burada gördüğüm bu tablo da beni hüzünlendirdi."
Haccâc artık iyice öfkeleniyor ve diyor ki:
• "Seni öldüreceğim!"
Yani konuşmalar artık uzayıp gidince, ölümüne sebep olacak adamın eline nihayet fırsat geçiyor.
Sonra adamlarına emir veriyor Haccâc:
• "Alın götürün ve onu öldürün!"
Fakat Sâid b. Cübeyr diyor ki:
• "İki rekât namaz kılmak istiyorum."
Çünkü bu Hubeyb sünnetidir biliyorsunuz. Sâid b. Cübeyr de bunu çok iyi biliyor.
Ama öyle bir zulüm ortamı var ki, farklı bir noktaya gelmişler.
Yönünü Kâbe’ye çevirmesine bile fırsat vermiyorlar!
O zalimler diyor ki:
• "Sen baş kaldırdın, asi oldun! Senin yönün Müslümanların kıblesi değil, Hristiyanların kıblesidir!"
Ve yönünü Kâbe’nin dışına çeviriyorlar.
Bunun üzerine Sâid b. Cübeyr diyor ki:
• "Nereye yüzünüzü çevirirseniz çevirin, orası Allah’ın kıblesidir."
Sonra namazını kılıyor ve öylece şehadet şerbetini içiyor.
İşte böyle bir insandan bahsediyoruz!
Sadece ilmi rahlelerde bırakmayıp, gerçekten sorumluluk noktasında Allah’ın kendisine yüklediği o Rabbânî âlim olma sorumluluğunu verasetini devraldığı o Nübüvvet mirasından onun kendisine yüklediği sorumluluğu çok iyi bilen birisi olarak hayatını yaşıyor
Ve hayatını nasıl noktalıyor? Şehadetle!
Şimdi, Sâid b. Cübeyr rahmetullahi aleyh birkaç sözünü aktarmak istiyorum size.
Diyor ki:
• "Vaaz ve nasihati her bakımdan kusursuz kimselerin yapması lazım gelirse, kimsenin bir şey anlatmaması icap eder."
Bu, aslında bizim gibi davetçilere, hatiplere bir tesellidir. Ama her şeyde sözün tesiri, biliyorsunuz ki sözün yaşanmasıyla alakalıdır.
Allah bize, onun hakkını verecek bir hayatın sahibi olmuş bir vaziyette huzuruna varmayı nasip etsin.
Yine diyor ki:
• "Yapılması emredilen her vazife büyüktür, asla küçümsemeyin!"
• "Dua yapılırken manevi bir zevk veriyorsa, demek ki duan kabul olacaktır. Ellerini açtın, kalbin böyle yerinden çıkacakmış gibi ise bil ki senin o duan kabule en yakın dualardan birisidir."
• "Allah Teâlâ'ya itaat edip emirlerini yerine getiren, onu zikreden demektir. Onun verdiği emirlere göre hareket etmeyen, ne kadar tesbih çekerse çeksin, ne kadar Kur'an-ı Kerim okursa okusun, zikretmiş sayılmaz."
Bir başka sözünde de diyor ki:
• "İnsanların en çok ibadet edeni, kalbini günahla yaralayıp sonra tövbe eden ve bir daha yapmayan, hatalı işlerini her hatırladığında ise iyi amellerini az ve eksik bulandır."
Bu söz o kadar kıymetli ki…
Allah hepimizi, gerçekten bu sözler çerçevesinde şu Ramazan'ın bereketli günlerini daha da bereketli günlere çevirenlerden eylesin!
• "Dünya hayatında kaybettiğim hiçbir şeye üzülmem, yalnız secde edemeden geçirdiğim vakitlere üzülürüm."
İşte böyle diyen ve bunun gibi nice sözleri bulunan Sâid b. Cübeyr, Ramazan’ını bambaşka bir biçimde geçiriyor.

şifahatunmedresesi
Автор

Allah’ım bizi cennetnde o büyük lezzetten mahrum etme! Amin

aziztan
Автор

Allahım biz cennetinde o büyük lezzetinden mahrum etme amin amin amin 🤲Allah Said bin cübeyre rahmet etsin ondan razı olsun🤲

insan
Автор

Rabbim sahabelerin yolundan ayırmasın mevlam bizlere vekil olsun amin amin amin 🤲🏻🤲🏻🤲🏻

EbrarKuş-cw
Автор

Rabb'im Said'leri ve Saidlerin annelerini arttır.

nurdanatay
Автор

Allah bu büyük alimlerimizin peşinden ayırmasın şefaatine nail eylesin

havvakarayaz
Автор

Allah razı olsun ömrünüze ilminize bereket versin bize de rahlenizin önünde oturmayı nasip etsin

ummumeryem
Автор

Hocam Allah sizden razı olsun. siz anlatmazsanız Bizim bu güzel alimlerden hiç haberimiz yok.

nurdanatay
Автор

Allah razı olsun hocam Dinimiz adına böyle Abide şahsiyetleri bize tanittirdiginiz için ayrıca çok teşekkür ederim..

Erol_
Автор

Rabb'im şefaatlerine nail eylesin inşallah. Bu güzel âlimlerimizi tanımaya vesile oluyorsunuz. Allah sizden razı olsun hocam

talhakaya
Автор

Amin.Amin.Kiymetli hocam binlerce razı olsun hocam.

aynurrrrr.
Автор

Elhamdülillah Allah Rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah

EsmaSabihaGülhan
Автор

Rabb'im razı olsun işiniz gücünüz ras gelsin

nurdanatay
Автор

Allah yar ve yardımcınız olsun inşallah hocam

RabiaKartal-pp
Автор

Allah'ım bizi cennetinde O büyük lezzetinden mahrum etme Amin Ya Rabbim

nurdanatay
Автор

MAŞALLAH ALLAH KORUSUN MUMINLERI VE ÇOCUKLARI ALLAH RAZI OLSUN ALLAHU EKBER AMIN AMIN AMIN

Ruken-dbvd
visit shbcf.ru