filmov
tv
İNTİBAH NAMIK KEMAL ROMAN İLK OSMANLI ROMANI

Показать описание
BASIM EVİ, NAMIK KEMAL 'E DANIŞMADAN "UYANIŞ: ALİ BEY'İN MACERASI" diye değiştirmiş. Yazarın amacı, Osmanlıca roman yazılabildiği be halkı okumaya yönlendirmek ve milliyetçiliği öne çıkarmak için hedeflediği romanken ismi değiştirilerek, yönetimin eleştirisinden yazarı korumuştur ilgili kurum.
Özet
Ali Bey, zengin bir ailenin tek çocuğudur. İyi bir öğrenim görür. Ancak aldığı bilgilerin kişiliğinin gelişmesinde etkisi olmaz. Yirmi yaşlarında iken babası ölünce, keyfine göre yaşamaya başlar. Babıâli’de kâtip olarak çalışmaktadır. Bir gün Çamlıca'da Mehpeyker adlı güzel, fettan bir kadınla tanışır, ona âşık olur. Ali Bey'in annesi Fatma Hanım, Ali Bey'in davranışlarından kuşkulanır ve hafif meşrep bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenir. Ali Bey'i Mehpeyker'den vazgeçirebilmek için eve Dilâşûb adında bir cariye alır… Namık Kemal, İntibah romanını 1873-1876 yılları arasında sürgünde bulunduğu Magosa’da kaleme almıştır. Amacı, Osmanlıca’nın roman yazımına uygun olduğunu göstermektir. Yazar, romana "Son Pişmanlık" başlığını koymuştur. Dönemde yapılan yayınları denetleyen kurum, romanın başlığını yazara danışmaksızın "İntibah: Sergüzeşt-i Ali Bey" (Uyanış: Ali Bey'in Macerası) olarak değiştirmiştir.
A. ANA FİKİR :
Karşılaştıkları olaylar hakkında derinlemesine değerlendirme yapmadan karar veren insanlar çoğu zaman yanlış yaparlar. Ve ne yazık ki bu karardan dönmeleride çok zor olur. Genellikle son pişmanlık fayda etmez.
B. ALINACAK DERSLER :
· Güvendiğimiz insanları iyi tanımak gerekir.
· Sevdiğimiz insanları seçerken çok dikkatli olmalıyız.
· Kalbimizin sesini dinlerken beynimizin de sesini dinlemeliyiz.
· Aşık olunmaması gereken kişilere aşık olanların hayatları alt-üst olur.
· Seçimlerimiz yaparken sonuçlarını göz önünde bulundurmalıyız.
· Kaybedecek birşeyi olmayanlar hiçbir şeyden korkmazlar.
· Düşünerek karar vermeliyiz.
· Bir anlık zevkler uğruna hayatımızı karartmamalıyız.
B. OLAYIN KİŞİLERİ VE TAHLİLLERİ :
(1) FİZİKİ TAHLİLİ
ALİ BEY : Yirmi bir, yirmi iki yaşlarında yakışıklı bir delikanlıdır.Sarı benizli, kızların
dikkatini toplayacak derece çekicidir. Mahpeyker'in ona vurulmasının tek sebebi de onun bu karşı konulmaz çekiciliğidir.
MAHPEYKER : Boyu posu gayet düzgün, siyahımsı samur saçlı, incerek düz kaşlı,
noktalı yeşil gözlü, çekme burunlu, ufacık ağızlı, kor dudaklı bir kadındır.
ATIF BEY : Aşağı yukarı Ali Bey'le aynı yaştaydı. Zarif biri olan Atıf Bey terbiyeli olduğu
kadar düzgün giyimli ve bakımlı bir adamdır.
MESUT BEY : Ellili yaşlarda olan Mesut Efendi'nin şakkalarına aklar düşmüş, yüzünde çizgiler belirginleşmiştir.Terbiyesini dış görünüşüyle açığa çıkarır.
FATMA HANIM : Ali Bey'in annesi olan Fatma Hanım, özellikle kocasının ölümünden sonra iyice yaşlanmıştır. Ölmeden önce oğlunun mürüvvetini görmek ister.
ABDULLAH EFENDİ: Çok zengin olan Abdullah Efendi, Suriyeli bir Arap'tır.Yaşı yetmişi geçtiği halde kadın, kız peşinde koşmaktan kendini alamaz.Yüzüne bakılamayacak kadar suratsız, çirkin bir adamdır. Yüzü çiçek bozuğundan delik deşik, rengi zenci hurması denilecek drecede koyu esmerdir. Gözü de hastalıklardan dolayı hem pereli hem de çipildi.Alt kısmı frengiden dökülmüş çentik, yarım burnu; fırça yüzü görmemiş çürük dişleri; uyuz hayvan tüyü kadar seyrek bıyık ve sakalı, yüzünün korkunçluğunu bir kat daha arttırmaktadır.
DİLAŞUB : Vücudunun tüm güzellikleriyle tam bir melektir. Güzelliğiyle Ali Bey'i etkileyen Dilaşub, saçları sırma gibi sarı; alnı duru ve beyaz; tatlı mavi gözleri ve gülpembe yanaklarıyla çok çekiciydi.
Özet
Ali Bey, zengin bir ailenin tek çocuğudur. İyi bir öğrenim görür. Ancak aldığı bilgilerin kişiliğinin gelişmesinde etkisi olmaz. Yirmi yaşlarında iken babası ölünce, keyfine göre yaşamaya başlar. Babıâli’de kâtip olarak çalışmaktadır. Bir gün Çamlıca'da Mehpeyker adlı güzel, fettan bir kadınla tanışır, ona âşık olur. Ali Bey'in annesi Fatma Hanım, Ali Bey'in davranışlarından kuşkulanır ve hafif meşrep bir kadınla ilişkisi olduğunu öğrenir. Ali Bey'i Mehpeyker'den vazgeçirebilmek için eve Dilâşûb adında bir cariye alır… Namık Kemal, İntibah romanını 1873-1876 yılları arasında sürgünde bulunduğu Magosa’da kaleme almıştır. Amacı, Osmanlıca’nın roman yazımına uygun olduğunu göstermektir. Yazar, romana "Son Pişmanlık" başlığını koymuştur. Dönemde yapılan yayınları denetleyen kurum, romanın başlığını yazara danışmaksızın "İntibah: Sergüzeşt-i Ali Bey" (Uyanış: Ali Bey'in Macerası) olarak değiştirmiştir.
A. ANA FİKİR :
Karşılaştıkları olaylar hakkında derinlemesine değerlendirme yapmadan karar veren insanlar çoğu zaman yanlış yaparlar. Ve ne yazık ki bu karardan dönmeleride çok zor olur. Genellikle son pişmanlık fayda etmez.
B. ALINACAK DERSLER :
· Güvendiğimiz insanları iyi tanımak gerekir.
· Sevdiğimiz insanları seçerken çok dikkatli olmalıyız.
· Kalbimizin sesini dinlerken beynimizin de sesini dinlemeliyiz.
· Aşık olunmaması gereken kişilere aşık olanların hayatları alt-üst olur.
· Seçimlerimiz yaparken sonuçlarını göz önünde bulundurmalıyız.
· Kaybedecek birşeyi olmayanlar hiçbir şeyden korkmazlar.
· Düşünerek karar vermeliyiz.
· Bir anlık zevkler uğruna hayatımızı karartmamalıyız.
B. OLAYIN KİŞİLERİ VE TAHLİLLERİ :
(1) FİZİKİ TAHLİLİ
ALİ BEY : Yirmi bir, yirmi iki yaşlarında yakışıklı bir delikanlıdır.Sarı benizli, kızların
dikkatini toplayacak derece çekicidir. Mahpeyker'in ona vurulmasının tek sebebi de onun bu karşı konulmaz çekiciliğidir.
MAHPEYKER : Boyu posu gayet düzgün, siyahımsı samur saçlı, incerek düz kaşlı,
noktalı yeşil gözlü, çekme burunlu, ufacık ağızlı, kor dudaklı bir kadındır.
ATIF BEY : Aşağı yukarı Ali Bey'le aynı yaştaydı. Zarif biri olan Atıf Bey terbiyeli olduğu
kadar düzgün giyimli ve bakımlı bir adamdır.
MESUT BEY : Ellili yaşlarda olan Mesut Efendi'nin şakkalarına aklar düşmüş, yüzünde çizgiler belirginleşmiştir.Terbiyesini dış görünüşüyle açığa çıkarır.
FATMA HANIM : Ali Bey'in annesi olan Fatma Hanım, özellikle kocasının ölümünden sonra iyice yaşlanmıştır. Ölmeden önce oğlunun mürüvvetini görmek ister.
ABDULLAH EFENDİ: Çok zengin olan Abdullah Efendi, Suriyeli bir Arap'tır.Yaşı yetmişi geçtiği halde kadın, kız peşinde koşmaktan kendini alamaz.Yüzüne bakılamayacak kadar suratsız, çirkin bir adamdır. Yüzü çiçek bozuğundan delik deşik, rengi zenci hurması denilecek drecede koyu esmerdir. Gözü de hastalıklardan dolayı hem pereli hem de çipildi.Alt kısmı frengiden dökülmüş çentik, yarım burnu; fırça yüzü görmemiş çürük dişleri; uyuz hayvan tüyü kadar seyrek bıyık ve sakalı, yüzünün korkunçluğunu bir kat daha arttırmaktadır.
DİLAŞUB : Vücudunun tüm güzellikleriyle tam bir melektir. Güzelliğiyle Ali Bey'i etkileyen Dilaşub, saçları sırma gibi sarı; alnı duru ve beyaz; tatlı mavi gözleri ve gülpembe yanaklarıyla çok çekiciydi.