filmov
tv
Enkaz Hayranlığı ve Biz - Sızıntı Başyazıları - Sayı 2

Показать описание
Bu videoda Fethullah Gülen'in kaleme aldığı "Enkaz Hayranlığı ve Biz" adlı Sızıntı başyazısını analiz ediyorum.
Neslimiz, yaşadığı dönemi bir enkaz yığını halinde devraldı. Yıkılmadık ve sökülmedik hiç bir tarafı kalmamış bir enkaz halinde... Topyekün batı, bir sıkılmışlığa ve inançsızlığın sahnelendirdiği bunalmışlığa gidip dayanırken, böylesine ölüme atılışının önüne çıkacak da olmadı; olamazdı da.. Zira batı, bu yıkılış ve tükenişi bir gelişme ve keşif olarak alkışlıyor; eşya ve hadiselere artık değişik zaviyeden bakıyordu. Ona göre eski topluluk ve telakkiler bir tabu, bir peşin hüküm, bir hareketsizlik ve humûdet; ortada görülen her şey ise iki yüzlü bir cemiyetin gelenekleri... Bütün bir geçmişi boyunca omuzunda taşıdığı mukaddesleri üzerinden atan batılı, bir mahbesden kurtulmuş gibi, Andre Gide'nin dilinde "Dünya Nimetleri" ne kavuşuyor ve kendisini visale ermiş görüyordu: "Evet evet kapkara geçti, gençliğim; içim pişmanlıkla dolu. Toprağın tuzunu tadamıyorum. Ne de şu koca tuzlu denizinkini.. Ağzım kapalı kaldı ve ellerim meyvelere uzanamadı; çünkü dua etmek için birbirine kenetlenmişlerdi." Zavallı batılı... Kendini meydana getiren mâzi'nin, örf'ün ve geleneklerin tahtına oturttuğu "dünya nimetlerinin cadılaşmasından başka ne gördü acaba! Koskoca bir sa'y-ı heder.."
...
Kanalımıza madde destek vererek çalışmalarımızın devam etmesinine katkıda bulunabilirsiniz.
Neslimiz, yaşadığı dönemi bir enkaz yığını halinde devraldı. Yıkılmadık ve sökülmedik hiç bir tarafı kalmamış bir enkaz halinde... Topyekün batı, bir sıkılmışlığa ve inançsızlığın sahnelendirdiği bunalmışlığa gidip dayanırken, böylesine ölüme atılışının önüne çıkacak da olmadı; olamazdı da.. Zira batı, bu yıkılış ve tükenişi bir gelişme ve keşif olarak alkışlıyor; eşya ve hadiselere artık değişik zaviyeden bakıyordu. Ona göre eski topluluk ve telakkiler bir tabu, bir peşin hüküm, bir hareketsizlik ve humûdet; ortada görülen her şey ise iki yüzlü bir cemiyetin gelenekleri... Bütün bir geçmişi boyunca omuzunda taşıdığı mukaddesleri üzerinden atan batılı, bir mahbesden kurtulmuş gibi, Andre Gide'nin dilinde "Dünya Nimetleri" ne kavuşuyor ve kendisini visale ermiş görüyordu: "Evet evet kapkara geçti, gençliğim; içim pişmanlıkla dolu. Toprağın tuzunu tadamıyorum. Ne de şu koca tuzlu denizinkini.. Ağzım kapalı kaldı ve ellerim meyvelere uzanamadı; çünkü dua etmek için birbirine kenetlenmişlerdi." Zavallı batılı... Kendini meydana getiren mâzi'nin, örf'ün ve geleneklerin tahtına oturttuğu "dünya nimetlerinin cadılaşmasından başka ne gördü acaba! Koskoca bir sa'y-ı heder.."
...
Kanalımıza madde destek vererek çalışmalarımızın devam etmesinine katkıda bulunabilirsiniz.
Комментарии