M. Akif İnan - Mescidi Aksa (Kendi Sesinden)

preview_player
Показать описание
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu

Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes

Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim

Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı

Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım

Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu

Mehmet Akif İnan
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Bu isimler sahabe ruhlu insanlar. Seslerinden bir şelale çağlıyor .

muratersin
Автор

Ne duygular ama Rabbim bana bu duygunun milyonda birini versin inşallah

hasanozlu_
Автор

Siir okumak ve dinlemekten daha güzel olan tek şey o şiiri kendi şairinin sesinden dinlemektir

beravera
Автор

Rabbim tekrar bizi islamla izzetlendir ve islama susayan çöllere bizi yol eyle

Ahsenitkvm
Автор

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.

hasankaya
Автор

Geçtiğimiz günlerde nasip olan Kudüs ziyaretimizden bir hatıra… Kendi hissimize düşen hisse kadarınca bir şiir bırakıyorum.
Kudüs'ün Maneviyatından İstimdat
Henüz daha gelmeden dünyaya,
Söz kesmişiz senle "kalü bela" da.

Sahibin sormuş dağa, taşa, hayvana.
Sözlenirmisiniz kudüse, mescidi aksaya.

Hiç birinden çıkmamış bir ses,
Yalnızca boyun bükmüş, ağlamış herkes.

Sonra bize dönmüş sahibin.
Göstermiş seni, üzerinde bembeyaz gelinliğin.
Gözlerimizi kamaştırmış güzelliğin, asaletin.

Seslenmişiz sahibine sonra.
Bela ya rabbi, bela, bela.

Sahibin mukabele etmiş çok geçmeden.
HAYY !!! HUU !!! sesleri yükselmiş semada yeniden.

Önce Adem babamız görüşmüş senle.
Giydirmiş seni taşlarla, kerpiçlerle.

Halillulah gelmiş yakınlarına hz. Lut ile.
Yorgunmuş ikisi de tutuşmuşlar el ele.

Davud as. kavgalar vermiş senin uğruna.
Rüzgar ve cin ilk defa burada boyun eğmiş Süleymana.

Musanın kavmine haram olmuşsun bir dönem.
Yuşa getirmiş onları sana sonra
Yüzünde binbir acı binbir elem.


Hz. Meryem burada haykırmış sessizce.
Oğlu İsa buradan yükselmiş göklere gizlice.

Sonra gecelerden bir gece...
O NUR (sav.) ile müşerref olmuş, meşk etmişsin epeyce.

Alemlerin rabbi,
Seninle teskin etmiş habibini.

Geçirmiş bütün peygamberleri onun ardına.
Seccade olmuşsun o gece her birinin alnına.

Yetmemiş bir de uzanmışsın arş-ı âlâya.
Yol olmuşsun miraçta Muhammedül Mustafaya.

O geceden sonra değişmiş, bir başka olmuşsun.
Taşına, toprağına o güzeller güzelinden bir parça kondurmuşsun.

Nazlandıkça nazlanmışsın sonra.
İmrenir olmuş bütün mabedler, saraylar sana.

Seni görünce ilk kez dayanamamış Ömer
Başlamış tekbir getirmeye Allahuekber Allahuekber.

Sana gelenlerin bir çoğu dönmemiş geri.
Her birinin elinde ayrı bir ziynet,
Süslemeye doyamamışlar seni.

Meymune efendimiz göndermiş yağını, kandilini.
Olmuşsun ardından yıllarca hacılara ihram yeri.

Yıllar yılları kovalamış.
Hayranların seni paylaşamamış,
Birbirleriyle uğraşmaya başlamış.

Derken puslu bir yaz gününde,
Sarmışlar etrafını haçlılar komutanları şeytan önderliğinde.

Delmişler surların, girmişler hareme.
Göklerden kan yaşı akmış,
Dönüşmüş sokaklarında sele.

80 sene sürmüş hasretin.
Üzerinde o kan kırmızısı nazenin gelinliğin.
Rüyalarına girmişsin yıllarca bütün ümmeti muhammedin.

Derken bir gün izin vermiş sahibin.
Surlarını parçalamış, kükremiş aslan gibi Selahaddinin.

İslam alemi paylaşamamış gene seni.
Bir zaman biri, bir zaman başka biri görmüş hizmetini.
Yıl olmuş 1516.
Dedem Yavuz dayanmış surlarına
Ardında bin tane atlı.

4 tane sancak dikmişler burçlarına.
Tevhid, Teslimiyet, Adalet ve Merhamet adında.

Tac etmişler başına bu dört sancağı.
Emin olmuşsun sonra saadetle doldurmuşsun 400 yılını.

Yıl olmuş 1917.
Ebucehillerin sesi ebubekirlerin sesini aşmış,
Sahibin müsade etmiş,
Kemalin zevale varmış.

İşte o yıldan ta bu yıla.
Almışsın tekrardan kan kırmızısı yeleğini sırtına.

Kubbelerinde müslümanların feryadı yankılanmış.
Bülbüllerin vurulup, yerini kargalar; akbabalar almış.

Önce uyutmuşlar sakinlerini
Sonra gömmüşler üst üste gaflet çukuruna.

İşte ben bu gaflet çukurundan bir gencim ey Kudüs.
Nasib etti sahibin, vardım dizin dibin.

Sesleniyorum sana,
Bütün bu çukurdaki gençlerin namına.

Ey Nazlı Kudüs !!!
Ne olur kızma bize!

Bilmezdik seni, emaneti.
Yıktılar sana uzanan yolları, köprüleri.
Öğretmediler bize, asırlara meydan okuyan harflerini.
Sildiler sonra her birini, bir tane Z harfi takılar boynumuza.

Yorulduk artık yorulmamaktan biz ey Kudüs.

Ne olur yalvar artık sahibine.
Binelim biz de bir gece bineğe.
Teselli bulalım habibullahın namaz kıldırdığı mescidde.


Ibnchemistry

03.06.2023
Tel-aviv Havalimanı

ibnchemistry
Автор

🥺🥺🥺🥺 mescidi aksa deyince niçin yüreğim yerinden çıkacak gibi oluyor 😔😔😔😔
Sanki biri, birşey beni çağırıyor gibi🥺🥺

elifcikvehayrus
Автор

La tahzen kudüs innALLAHe meana
La tahzen mescid-i Aksa innALLAHe meana

barstutumeri
Автор

Şiir çok güzel ama arka planda.bir yanlışlık var sanırım. Sarı kubbeli Camii miz Kubbetüs-Sahra olmalı. Mescid-i Aksa denilince yanlışlık olmuş olabilir diye düşündüm affola.

yenilmezatlasaslan
Автор

Mescidi aksayı anlatan bir şiire görselde kubbetüs sahrayı koymak neden ?

nursahan
Автор

Bizim eğitim sisteminde bu yazarlar nedrn yok biz bunları neden tanıyomuruz

rose..
visit shbcf.ru