filmov
tv
Vahşi Bir İnsan (1.Sezon 34.Bölüm)~AÇIKLAMA KISMINDA~SEZON FİNALİ~

Показать описание
34. Bölüm~SEZON FİNALİ~
Beğenmeyi Unutmayın ❤️ İyi Okumalar
Sabina'nın Dilinden
Oturduğum yerde meraktan çatlayacaktım. Bu merak iyi bir merak değildi. Çocuklarıma ne olmuştu. Tom neden öyle aniden çıkıp gitmişti. Daha fazla dayanamazdım. Tom'u arıyordum açmıyordu. Nathaniel'i arıyordum açmıyordu. Jack ise sürekli reddedip duruyordu. Diğerlerine saten ulaşılamıyordu. Kafayı oynatabilirdim. Bu hiç iyi olmazdı.
Saten şurada doğuma bir kaç gün kalmıştı. Şimdi burada pıt diye doğuru verecektim.
Daha fazla dayanamayıp oturduğum koltuktan kalktım.
Kasıklarıma bir sancı girmesiyle kalktığım yere geri oturdum.
S: Ah!
Ağrı kesilmeyince birşeyler olduğunu anladım. Hayır hayır hayır ben şuan burada şu dakikada doğruyordum.
S: Ahh kimse yokmu?!!
Bacaklarımın arasından hissettiğim ıslaklık ile panik seviyem iyice artmıştı.
Bütün zombileri sürekli başımda dolanıp durdukları için hepsini ayrı ayrı aşerdiğim bahanesiyle göndermiştim.
Ah Sabina biri başında dursa ne olurdu. Aptal kafam aptal kafam. Eğer çocuğa birşey olursa kendimi asla affetmezdim.
Lanet olası telefon ayağa kalktığımda elimden kayıp yere düşmüştü. Ağrılardan alamıyordum.
Alya'nın Dilinden
Sözünü ikiletmeden pişirdiğim balıkların yanına gittim. Arkamdan gelen ses ile kafamı arkaya çevirdim.
Gördüklerim karşısında donmuştum. Luka yerde hareketsizce yatıyordu. Hemen yanına gittim.
Al: Luka! LUKAAA!!
Zombileri Dilinden
Z1: Hey sizde bir ses duydunuz mu?
Z2: Evet evet sanki bir bağırma sesiydi.
Z1: Şu taraftan geldi hadi gidelim!
Alya'nın Dilinden
Al: Luka aç gözlerini!
Gözlerinde hafif kıpırdanma olmuştu. İçimde solan o çiçek birden tekrar yeşeri vermişti.
L: Aly- öhö öhö.
Al: Hayır enerjini boşa harcama ben birazdan yardım bulurum. Ah Alix sende bi tuvaletini yapmaya gittin gelemedin! Sanki kırk dönümlük tarla suluyor.
L: Alya biz burada öleceğiz. Kimse ölümüzü bile bulamayacak. Bedenimizi hayvanlar yiyecek. Burada çürüyüp gideceğiz.
Al: Hayır hayır hayır. Bunları söylemedin sayıyorum. Buradan kurtulacağız ve sen iyileşeceksin.
L: Ben ölürsem bilki seni-
Al: Şşş ölmeyeceksin. Şimdi yardım bulacağım sen burada kal.
L: Saten bir yere gittiğim yokki.
Al: Haklısın. ALİİİX NEREDESİN?
Zombilerin Dilinden
Z1: Sesi duydunuz mu bu taraftan çabuk olun!
Z2: Oradalar!
Alya'nın Dilinden
Al: Zom-zombiler?
L: Kimler?
Al: Zombiler! Biliyordum işte biliyordum buradan kurtulacağız.
Z1: Hadi çabuk erkeği alın.
Bir kaç zombi Luka'yı kucaklayıp peşimizden getirmeye başladılar. Nereye gittiğimiz hakkında en ufak fikrim yoktu. Ama içimden bir ses çıkış yolunu bulduk diyordu.
Bir kaç dakikanın ardından sahile gelmiştik.
Al: Burada ne yapacağız?
Z1: Tom'u bekleyeceğiz.
Al: Marinette'nin babası Tom mu?
Z1: Evet.
Tom'un Dilinden
Adrien önde Marinette kucağımda yatıyorlardı. Bir an önce hastaneye varmalıydık yoksa sonu kötü bitebilirdi.
Helikopterin yavaşlaması ile geldiğimizi anladım. Aşağı iner inmez ise ambulans ile karşılaştım. Hemen Marinette'yi onlara verip Adrien'ı işaret ettim. Hem yolda zaman kaybetmeden müdahaleleri yapılmış olacaktı. Bunu kim düşündü ise iyi akıl etmiş üstelik 4 ambulans çağırmıştı.
Bende hemen Marinette'nin yanına bindim. Helikopter süren kişiye aynı yere gitmesini tembihlemiştim. Kısa süre sonra tekrar eskisi gibi olmayı umut ediyordum.
Aklıma Sabina'nın gelmesiyle hemen telefonumu açtım. 18 cevapsız arama vardı hepside Sabinadandı. Acaba başına birşey mi gelmişti. Hemen bende onu aradım. İlk başta açılmadı. Duymadığını düşünerek bir kaç kez daha aradım. Ama açılmayınca içime bir şüphe düştü. Hemen yanlarına bıraktığım zombilerden birini aradım.
Z: Alo?
T: Neredesin lan sen?!
Z: Marketteyim.
T: Lan ne işin var markette karımın başında kim var neden telefona bakmıyor.
Z: Efendim karınız sütlaç aşerdi bende markete almak için ge-
T: Başlarım sütlacına hemen eve git!
Dıt dıt dıt
Ambulanstaki hemşirenin şaşkın bakışına aldıracak durumda bile değildim.
Sabina'nın Dilinden
Telefon yerde çalıyordu arayan Tom du. Ama ağrılar o kadar fazlaydı ki yerimden kalkamıyordum. Kapının açılma sesini duymamla umut ışıkları yeniden yeşermişti.
Z: Sabina hanım iyimisiniz?
S:Ah! Bebek geliyor. Çuf çuf çuf aç kucağını.
Z: Ne?
S: Doğuruyorum diyorum!
Hemen yanına gelip beni kaldırdı. Destek alarak arabanın yanına kadar gelmiştim. Zombimin yardımıyla arabaya bindirilmiş hastaneye doğru yola çıkmıştık.
Alya'nın Dilinden
Helikopter gelmiş binmiştik. Adadan ayrılıyorduk. Son kez belki adaya bakıyordum gökyüzünden o kadarda kötü gözükmüyordu. Çünkü ada kalp şeklindeydi. Boşuna Aşıklar Adası demiyorlarmış. Burası Luka ile aşkımızın başladığı ama en kötü anılarımızında geçtiği yerdi. Yani hem unutmak hemde unutmamak isteyeceğimiz bir yerdi. Belki de bu olanlar birbirimize olan aşkımızı görmemiz içindi. Ve görmemizi de fazlasıyla sağladı.
Beğenmeyi Unutmayın ❤️ İyi Okumalar
Sabina'nın Dilinden
Oturduğum yerde meraktan çatlayacaktım. Bu merak iyi bir merak değildi. Çocuklarıma ne olmuştu. Tom neden öyle aniden çıkıp gitmişti. Daha fazla dayanamazdım. Tom'u arıyordum açmıyordu. Nathaniel'i arıyordum açmıyordu. Jack ise sürekli reddedip duruyordu. Diğerlerine saten ulaşılamıyordu. Kafayı oynatabilirdim. Bu hiç iyi olmazdı.
Saten şurada doğuma bir kaç gün kalmıştı. Şimdi burada pıt diye doğuru verecektim.
Daha fazla dayanamayıp oturduğum koltuktan kalktım.
Kasıklarıma bir sancı girmesiyle kalktığım yere geri oturdum.
S: Ah!
Ağrı kesilmeyince birşeyler olduğunu anladım. Hayır hayır hayır ben şuan burada şu dakikada doğruyordum.
S: Ahh kimse yokmu?!!
Bacaklarımın arasından hissettiğim ıslaklık ile panik seviyem iyice artmıştı.
Bütün zombileri sürekli başımda dolanıp durdukları için hepsini ayrı ayrı aşerdiğim bahanesiyle göndermiştim.
Ah Sabina biri başında dursa ne olurdu. Aptal kafam aptal kafam. Eğer çocuğa birşey olursa kendimi asla affetmezdim.
Lanet olası telefon ayağa kalktığımda elimden kayıp yere düşmüştü. Ağrılardan alamıyordum.
Alya'nın Dilinden
Sözünü ikiletmeden pişirdiğim balıkların yanına gittim. Arkamdan gelen ses ile kafamı arkaya çevirdim.
Gördüklerim karşısında donmuştum. Luka yerde hareketsizce yatıyordu. Hemen yanına gittim.
Al: Luka! LUKAAA!!
Zombileri Dilinden
Z1: Hey sizde bir ses duydunuz mu?
Z2: Evet evet sanki bir bağırma sesiydi.
Z1: Şu taraftan geldi hadi gidelim!
Alya'nın Dilinden
Al: Luka aç gözlerini!
Gözlerinde hafif kıpırdanma olmuştu. İçimde solan o çiçek birden tekrar yeşeri vermişti.
L: Aly- öhö öhö.
Al: Hayır enerjini boşa harcama ben birazdan yardım bulurum. Ah Alix sende bi tuvaletini yapmaya gittin gelemedin! Sanki kırk dönümlük tarla suluyor.
L: Alya biz burada öleceğiz. Kimse ölümüzü bile bulamayacak. Bedenimizi hayvanlar yiyecek. Burada çürüyüp gideceğiz.
Al: Hayır hayır hayır. Bunları söylemedin sayıyorum. Buradan kurtulacağız ve sen iyileşeceksin.
L: Ben ölürsem bilki seni-
Al: Şşş ölmeyeceksin. Şimdi yardım bulacağım sen burada kal.
L: Saten bir yere gittiğim yokki.
Al: Haklısın. ALİİİX NEREDESİN?
Zombilerin Dilinden
Z1: Sesi duydunuz mu bu taraftan çabuk olun!
Z2: Oradalar!
Alya'nın Dilinden
Al: Zom-zombiler?
L: Kimler?
Al: Zombiler! Biliyordum işte biliyordum buradan kurtulacağız.
Z1: Hadi çabuk erkeği alın.
Bir kaç zombi Luka'yı kucaklayıp peşimizden getirmeye başladılar. Nereye gittiğimiz hakkında en ufak fikrim yoktu. Ama içimden bir ses çıkış yolunu bulduk diyordu.
Bir kaç dakikanın ardından sahile gelmiştik.
Al: Burada ne yapacağız?
Z1: Tom'u bekleyeceğiz.
Al: Marinette'nin babası Tom mu?
Z1: Evet.
Tom'un Dilinden
Adrien önde Marinette kucağımda yatıyorlardı. Bir an önce hastaneye varmalıydık yoksa sonu kötü bitebilirdi.
Helikopterin yavaşlaması ile geldiğimizi anladım. Aşağı iner inmez ise ambulans ile karşılaştım. Hemen Marinette'yi onlara verip Adrien'ı işaret ettim. Hem yolda zaman kaybetmeden müdahaleleri yapılmış olacaktı. Bunu kim düşündü ise iyi akıl etmiş üstelik 4 ambulans çağırmıştı.
Bende hemen Marinette'nin yanına bindim. Helikopter süren kişiye aynı yere gitmesini tembihlemiştim. Kısa süre sonra tekrar eskisi gibi olmayı umut ediyordum.
Aklıma Sabina'nın gelmesiyle hemen telefonumu açtım. 18 cevapsız arama vardı hepside Sabinadandı. Acaba başına birşey mi gelmişti. Hemen bende onu aradım. İlk başta açılmadı. Duymadığını düşünerek bir kaç kez daha aradım. Ama açılmayınca içime bir şüphe düştü. Hemen yanlarına bıraktığım zombilerden birini aradım.
Z: Alo?
T: Neredesin lan sen?!
Z: Marketteyim.
T: Lan ne işin var markette karımın başında kim var neden telefona bakmıyor.
Z: Efendim karınız sütlaç aşerdi bende markete almak için ge-
T: Başlarım sütlacına hemen eve git!
Dıt dıt dıt
Ambulanstaki hemşirenin şaşkın bakışına aldıracak durumda bile değildim.
Sabina'nın Dilinden
Telefon yerde çalıyordu arayan Tom du. Ama ağrılar o kadar fazlaydı ki yerimden kalkamıyordum. Kapının açılma sesini duymamla umut ışıkları yeniden yeşermişti.
Z: Sabina hanım iyimisiniz?
S:Ah! Bebek geliyor. Çuf çuf çuf aç kucağını.
Z: Ne?
S: Doğuruyorum diyorum!
Hemen yanına gelip beni kaldırdı. Destek alarak arabanın yanına kadar gelmiştim. Zombimin yardımıyla arabaya bindirilmiş hastaneye doğru yola çıkmıştık.
Alya'nın Dilinden
Helikopter gelmiş binmiştik. Adadan ayrılıyorduk. Son kez belki adaya bakıyordum gökyüzünden o kadarda kötü gözükmüyordu. Çünkü ada kalp şeklindeydi. Boşuna Aşıklar Adası demiyorlarmış. Burası Luka ile aşkımızın başladığı ama en kötü anılarımızında geçtiği yerdi. Yani hem unutmak hemde unutmamak isteyeceğimiz bir yerdi. Belki de bu olanlar birbirimize olan aşkımızı görmemiz içindi. Ve görmemizi de fazlasıyla sağladı.