filmov
tv
Haluk Bayraktar 5. Olağan Genel Kurul Konuşması
Показать описание
SAHA İSTANBUL'un 5. Olağan Genel Kurulu İstanbul Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirildi.
SAHA İSTANBUL Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar'ın konuşmasından satırbaşları.
Bundan 8 yıl önce SAHA İstanbul için yola çıkarken hedefimiz, savunma sanayine özel sektörün dinamizminin getirilmesi, milliliğin arttırılması, ülkemizin kritik teknolojilere kavuşturulması, maliyet etkin ve sürdürülebilir bir savunma ekosistemi oluşturabilmekti.
Şükürler olsun, bugün 26’sı üniversite olan toplam 938 üyemiz ile Avrupa’nın en büyüğü haline gelerek ülkemize güçlü bir destek vermek için çalışıyoruz.
Başlangıçtaki hedeflerimize adım adım ulaşarak etkin bir sanayi ve akademi iş birliği ile çalıştığımız sektörlerde sürdürülebilir bir ekosistem inşa etmeye ve katma değerli girişimlerin yolunu açmayı da sürdürüyoruz.
Bugüne kadar pandemi döneminde üretilen yoğun bakım solunum cihazından, savunma sanayinde milli olarak yürütülen projelere, alt sistem, kritik bileşen ve platform bazında önemli katkılar sağladık.
Kıymetli Misafirler;
Savunma sanayi, tüm dünyada sivil teknolojilerin itici gücü adeta motorudur.
Bugün hayatımızı kolaylaştıran internet, cep telefonu gibi birçok teknoloji bu alandaki çalışmalar sayesinde hayata geçmiştir.
Ancak daha önemlisi savunma sanayi, ülkelerin bağımsızlığını kuvvetlendirecek en önemli unsurdur.
2000’li yılların başında siyasi iradenin çizdiği millileşme vizyonuyla birlikte ülkemize yüksek teknolojiye sahip çok kıymetli teknolojiler ve platformlar kazandırdık.
Yüksek teknolojiyi tüketen ülke pozisyonundan, geliştiren ülke konumuna geçerek bugün dünya çapında dikkat çeken insansız hava araçları, savaş gemileri, jet motorlu uçaklar, önemli kabiliyetlere sahip kara araçlarının envantere kazandırılmasına katkı sağladık.
Yakaladığımız bu ivmenin kaybedilmemesi, Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre gibi girişimcilerin yaşadıklarının tekrar etmemesi, Devrim Arabaları’nın unutmak istediğimiz akıbetinin bir daha bu topraklarda yaşanmaması için hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.
İnsanımızın, her alandaki meslek erbabımızın ve geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin, geçmişte bizlerin de yaşadığı zorlu süreçlerle karşılaşmamaları için çabalamaya devam etmeliyiz.
Her alanda paradigma değişimine odaklanmalı, imkânsız denileni yapmayı, güçlü bir Türkiye’yi gelecek yüzyıla taşıyacak kadroları dışarda aramayı bırakmalı ve daha da önemlisi gençlerimizin gücüne güvenmeliyiz.
Biz bahsettiğim tüm bu durumları yaşayarak tecrübe ettik.
Değerli Dostlar,
Sizlere yaşadığım önemli bir anekdotu anlatmak istiyorum.
Bundan 20 yıl önce terörle mücadele bölgesindeki Gabar Dağlarında ülkemizin ilk milli güdüm sistemi olan Bayraktar Mini İHA’yı geliştirirken kendi Mehmetçiğimiz, “bunu Türkler mi yaptı” diye bize soruyordu.
Bugün ise dünyanın en gelişmiş insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA, TEKNOFEST 2023’te İstanbul semalarında havacılık tarihinde ilk olacak formasyon uçuşları gerçekleştiriyor.
Atatürk Havalimanı'nda tüyleri diken diken izleyen milyonlarca vatandaşımızdan biri bile artık bunu Türkler mi yaptı diye sormuyor.
Çünkü toplum olarak yüksek teknoloji geliştirme konusunda öz güveni kazandık.
Aynı şekilde insansız savaş uçağı çalışmalarımıza başladığımızda maalesef ülkemizden yerli yersiz alaylar ile karşılaşırken, dünyada ise bunun tam tersi bir durum yaşandı.
Savunma ve havacılık alanının önemli otoriteleri geliştirmeye başladığımız projeyi küçümsemekten ziyade, hangi kabiliyetlere sahip olabileceğini, Bayraktar TB2 SİHA’larımızın başardığı gibi muharebe konseptlerinde hangi doktrinel değişikleri gerçekleştirebileceğini tartıştı.
Konunun uzmanları da artık bu topraklardan yüksek teknolojide de en iyisinin çıkacağına ikna oldu. Birçok ülkenin karar vericileri Türkiye modelini örnek vaka olarak incelediklerini bizlere ifade ediyor.
Değerli Hazirun,
Bu noktadan geriye gitmek ülkemiz için olasılık dâhilinde bile olamaz.
Biz yönümüzü ileriye çevirdik, gözümüzü yükseklere diktik.
Ömrümüz vefa ettikçe güçlü ve müreffeh Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle Milli Teknoloji Hamlesi’nin önemli bir bileşeni olan SAHA İstanbul’da büyük özveriyle çalışan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Bugün burada bizleri yalnız bırakmayan değerli misafirlerimize de saygılarımı sunuyorum.
SAHA İstanbul’un 5. Olağan Genel Kurulu’nun ülkemize hayırlı olmasını diliyor ve bizlere destek veren herkese şükranlarımı iletiyorum.
Sağlıcakla kalın…
SAHA İSTANBUL Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Bayraktar'ın konuşmasından satırbaşları.
Bundan 8 yıl önce SAHA İstanbul için yola çıkarken hedefimiz, savunma sanayine özel sektörün dinamizminin getirilmesi, milliliğin arttırılması, ülkemizin kritik teknolojilere kavuşturulması, maliyet etkin ve sürdürülebilir bir savunma ekosistemi oluşturabilmekti.
Şükürler olsun, bugün 26’sı üniversite olan toplam 938 üyemiz ile Avrupa’nın en büyüğü haline gelerek ülkemize güçlü bir destek vermek için çalışıyoruz.
Başlangıçtaki hedeflerimize adım adım ulaşarak etkin bir sanayi ve akademi iş birliği ile çalıştığımız sektörlerde sürdürülebilir bir ekosistem inşa etmeye ve katma değerli girişimlerin yolunu açmayı da sürdürüyoruz.
Bugüne kadar pandemi döneminde üretilen yoğun bakım solunum cihazından, savunma sanayinde milli olarak yürütülen projelere, alt sistem, kritik bileşen ve platform bazında önemli katkılar sağladık.
Kıymetli Misafirler;
Savunma sanayi, tüm dünyada sivil teknolojilerin itici gücü adeta motorudur.
Bugün hayatımızı kolaylaştıran internet, cep telefonu gibi birçok teknoloji bu alandaki çalışmalar sayesinde hayata geçmiştir.
Ancak daha önemlisi savunma sanayi, ülkelerin bağımsızlığını kuvvetlendirecek en önemli unsurdur.
2000’li yılların başında siyasi iradenin çizdiği millileşme vizyonuyla birlikte ülkemize yüksek teknolojiye sahip çok kıymetli teknolojiler ve platformlar kazandırdık.
Yüksek teknolojiyi tüketen ülke pozisyonundan, geliştiren ülke konumuna geçerek bugün dünya çapında dikkat çeken insansız hava araçları, savaş gemileri, jet motorlu uçaklar, önemli kabiliyetlere sahip kara araçlarının envantere kazandırılmasına katkı sağladık.
Yakaladığımız bu ivmenin kaybedilmemesi, Cumhuriyetimizin ilk yıllarındaki Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş, Şakir Zümre gibi girişimcilerin yaşadıklarının tekrar etmemesi, Devrim Arabaları’nın unutmak istediğimiz akıbetinin bir daha bu topraklarda yaşanmaması için hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız.
İnsanımızın, her alandaki meslek erbabımızın ve geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin, geçmişte bizlerin de yaşadığı zorlu süreçlerle karşılaşmamaları için çabalamaya devam etmeliyiz.
Her alanda paradigma değişimine odaklanmalı, imkânsız denileni yapmayı, güçlü bir Türkiye’yi gelecek yüzyıla taşıyacak kadroları dışarda aramayı bırakmalı ve daha da önemlisi gençlerimizin gücüne güvenmeliyiz.
Biz bahsettiğim tüm bu durumları yaşayarak tecrübe ettik.
Değerli Dostlar,
Sizlere yaşadığım önemli bir anekdotu anlatmak istiyorum.
Bundan 20 yıl önce terörle mücadele bölgesindeki Gabar Dağlarında ülkemizin ilk milli güdüm sistemi olan Bayraktar Mini İHA’yı geliştirirken kendi Mehmetçiğimiz, “bunu Türkler mi yaptı” diye bize soruyordu.
Bugün ise dünyanın en gelişmiş insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA, TEKNOFEST 2023’te İstanbul semalarında havacılık tarihinde ilk olacak formasyon uçuşları gerçekleştiriyor.
Atatürk Havalimanı'nda tüyleri diken diken izleyen milyonlarca vatandaşımızdan biri bile artık bunu Türkler mi yaptı diye sormuyor.
Çünkü toplum olarak yüksek teknoloji geliştirme konusunda öz güveni kazandık.
Aynı şekilde insansız savaş uçağı çalışmalarımıza başladığımızda maalesef ülkemizden yerli yersiz alaylar ile karşılaşırken, dünyada ise bunun tam tersi bir durum yaşandı.
Savunma ve havacılık alanının önemli otoriteleri geliştirmeye başladığımız projeyi küçümsemekten ziyade, hangi kabiliyetlere sahip olabileceğini, Bayraktar TB2 SİHA’larımızın başardığı gibi muharebe konseptlerinde hangi doktrinel değişikleri gerçekleştirebileceğini tartıştı.
Konunun uzmanları da artık bu topraklardan yüksek teknolojide de en iyisinin çıkacağına ikna oldu. Birçok ülkenin karar vericileri Türkiye modelini örnek vaka olarak incelediklerini bizlere ifade ediyor.
Değerli Hazirun,
Bu noktadan geriye gitmek ülkemiz için olasılık dâhilinde bile olamaz.
Biz yönümüzü ileriye çevirdik, gözümüzü yükseklere diktik.
Ömrümüz vefa ettikçe güçlü ve müreffeh Türkiye için çalışmaya devam edeceğiz.
Bu vesileyle Milli Teknoloji Hamlesi’nin önemli bir bileşeni olan SAHA İstanbul’da büyük özveriyle çalışan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Bugün burada bizleri yalnız bırakmayan değerli misafirlerimize de saygılarımı sunuyorum.
SAHA İstanbul’un 5. Olağan Genel Kurulu’nun ülkemize hayırlı olmasını diliyor ve bizlere destek veren herkese şükranlarımı iletiyorum.
Sağlıcakla kalın…