Adapazarı'nın Tarihi ve Adapazarı İsmi Nerden Geliyor❓

preview_player
Показать описание
Adapazarı'nın Tarihi ve Adapazarı İsmi Nerden Geliyor❓
Sakarya Yerel Kültür Derneği YouTube kanalımızdan herkese merhabalar,
İzleyeceğiniz bu videonun içeriği derneğimizin, İç İşleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığı destekleriyle hazırlanan Sakarya Türkmen/Manav Tarihi kitabımızdan alıntılanmıştır.
Videomuza başlamadan belirtmemizde fayda var “Size aktardığımız bilgilerin yer aldığı kitabımızda Sakarya’nın 202 temettuat defterlerinin tamamından yararlanılmıştır.”
Adapazarı, Osmanlı Devleti hâkimiyetinde bir köy olarak kurulmuştur. “Ada” denilen bu köy, 1520 tarihinde Ada kazası olarak geçiyordu. 1530 yılı tahririne göre bölgenin idari yapılanması Anadolu eyaletinde Kocaeli sancağına bağlı Ada kazası olarak geçmekteydi.
16. yüzyıl sonlarındaki tapu tahrir defterlerinde Adapazarı şehrinin çekirdeğini tespit edebildik. Buna göre günümüz Adapazarı’nın çekirdeğini Kutluca-i Kebir (Günümüzde Çaybaşı) köyü oluşturmaktadır. Burada kurulan Pazar çok meşhur idi. Halk arasında buraya Ada’nın Pazar’ı/Ada Pazarı denilmekte idi. Günümüz Adapazarı şehrinin ismi de buradan gelmektedir. Burası Geyve Boğazı’nın çıkışında Sakarya Nehri’nin hemen kıyısında Adapazarı düzlüklerinin başladığı bölgede yer alıyordu. Nehrin doğu kıyısında yer alan köy merkezi ile nehrin batısında yer alan bölgeleri bir köprü birbirine bağlıyordu.
Serdivan’ın eski isminin Sarı Doğan diğer adıyla Gökçeviran olduğu da Tahrir kayıtlarından anlaşılmaktadır.
Ada’nın(Adapazarı) idari taksimatı 17 ve 18. yüzyıllarda dönem dönem değişmiştir. Kimi zaman Karasu ile anılırken kimi zaman da Sapanca ile anılmıştır.
Adapazarı, ilk ve orta çağlarda, Bithynia; XIV. yy’dan itibaren de Kocaeli arazisinde göze çarpmaktadır. Ne zaman kurulduğu bilinmiyor. Orhan Gazi zamanında, Türkmen köyü olarak tarih sahnesine girmiş oluyor. “Ada” köyü, Sakarya Nehri’nin akışta, sol kısmında kalmaktadır. Çark Suyu ve Sakarya arasında bulunuşu sebebi ile “Ada” görünümü kazanmıştır ve belki de bu vaziyeti isimlendirmede rol oynamıştır. Resmî belgelere “Karye-i Ada” diye geçmiştir. Evliya Çelebi, Sapanca-Hendek yolculuğu esnasında tahta bir köprüden geçmiş, o yüzden de köyü yazmaktan uzak kalmıştır. Ancak, ondan sonra bölgeden geçen Fransız gezgini Jean-Babtiste Tavernier, Sapanca ve gölü anlattıktan sonra “Ada” isimli yerleşmeden bahsetmektedir. Keza, Polonyalı Simeon da onun gibi Ada’dan köy diye söz etmektedir.

Kanalımıza abone olmayı ve bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmeyi unutmayın!

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Babaannem Sakarya Kayalar köyünden. Abhazların yaşadığı çok güzel bir köydür.

sibelerim
Автор

Bende Adaparı merkez, köyüm yok, güzel yurdum mükemmelsin❤

gonulmall
Автор

🇹🇷SAKARYA"M sana canım feda 😭Sakarya savaşında dedem 12 yaşındaymış maddi durumları da iyimis onun deyimiyle gavurun yandaşı olan çeteler köyleri basıp altın para ne varsa toplayıp eziyet ederlermiş bir gece onların evinide basmışlar 3 tane yetişkin ablası varmış babası hemen kızları iki katlı olan evin tavanına saklamış dedemide oturmak için yapılan sedirin altında karpuzlar varmış karpuzlarin arkasına dedemi saklamis babası daha önceden Ataturk'e ve askerlerine destek olsun diye mollayla altın para silah ne varsa göndermiş eşkıya cetesi evi aramışlar birşey bulamamışlar ateş edip evi taramışlar tavanlar tahta olduğu için tavanda ablası Beyhan vurulmuş acısından sıcak bacaya sarılmış sesini çıkarmamış oracikta ölmüş ocaklik içinde ateşin üstünde sac varmış kızgın sacı babasının başına basmışlar işkence yapmışlar altın para ne varsa çıkar demişler beyni kulaklarından akmış gözleri pişmiş cok can çekişmis ölmüş annesi iki ablası cephede olan abisi kalmış Atatürk gavuru önüne katınca fındıklı köyündeki gavurlar ve yatsigecit köyündeki gavurlar işkence yapmaya başlamışlar dedem küçükmüş abisi cephede annesi pismekte olan sütü ocakta bırakıp mandalari öküzleri inegini koyunları tarlaya salıp bakırlı köyüne kaçmışlar Atatürk gavurlari sakaryadan sürünce eve dönerken seyifler köyünde Sakarya nehriyle çark deresinin birleştiği yerde elimizi yüzümüzü yıkayalım demişler bir bakmislar hem Sakarya nehri hem çark deresi kırmızı kan akıyor ama sakaryam düşman işgalinden kurtulmuş eve döndüklerinde tüm hayvanlar evin bahçesinde manda yavrusunu doğurmuş emziriyor süt tenceresi ateşte yanmış kararmış kül olmuş soradan öğrenmişler çerkez olan komşuları bunlar zengin diye çerkez Etem in çetesine ihpar etmiş onlar basmış o komşular Sakarya kurtulunca gece yarısı at arabalarına az buçuk eşya alıp köyden kaçmışlar sonradan akrabaları gelip onların yerlerini evlerini satmışlar😭 dedemin ablası olan Beyhan yılmaz ve babası olan Eyüp yılmaz işkenceyle şehit olmuş soy adı kanunda yılmaz soy adını almışız neler görmüş neler yaşamış canlarından olmuş benim köklerin benim büyük dedem büyük halam benim SAKARYA 'M 🇹🇷😭😭

hesnaylmaz
Автор

sunucu kardeşimiz cok hızlı anlatım yapıyor biraz daha tane tane anlatsa daha güzel olacak derneğimize ve sayın kırık başkanıma teşekkür ederim

ahmetyldz
Автор

Aha tahta köprü. O köprüyü düşman yakmış sanirsam. Ninem anlatiyodu. Düşmanlar o tek köprüyü yakmış. Köprüden kaçan kurtulmuş kaçamayan düşmana esir düşmüş galiba. Ninemin kardeşi otlattığı hayvanlarla birlikte kalmış gecememis köprüden. Ismi selvermisti. Düşman yakmış köprüyü. O köprü bu köprü olmali. O zamanlar ninem cocuk yaştaymisti.

gulcan_