Senaryo Yazımının İlk Basamağı - Çekici

Senaryo yazımının ilk basamağı olan Çekici nedir?

"Bir fikrim var ama senaryoya dönüştüremiyorum," "yazmaya başladım ama nasıl ilerleyeceğimi, öyküyü nereye götüreceğimi bulamıyorum" diyorsanız bu videoyu mutlaka izleyin.

Kahraman kimdir?
Bu kahramanın neye ihtiyacı vardır?
Hangi doğrultuda karakterimi geliştirmeli, öykümü hangi yönde ilerletmeliyim?
Senaryomun bir amacı olmalı mı?
Karakterimin amaçları öyküme nasıl hizmet eder?
Her senaryoda karakter bir dönüşüm geçirir mi?
Aklımdaki karakteri nasıl geliştirebilirim?
Senaryo yazarlığı neye benzer?
Senaryonun öyküden ne farkı vardır?
Sinema neden en büyük propaganda araçlarından biridir?

Tüm bu sorularınıza bu ve ilerideki videolarda yanıtlar arayacağız.

[nikolapikola]

işte benim çekicim:
günlerden bir gün bir tost yaşarmış. ama hiç kimse bir tostun yaşayabileceğini düşünmezmiş. bu tost yarısı yenmiş yarısı ise buz dolabında günlerdir bekletilen bir tostmuş. insanlar tarafından yenmekten çok korkan tost, buz dolabı her açıldığında korkuyla rafın en arkasında beklermiş. buz dolabı kapandığında da yerini değiştirip saklanmaya devam edermiş. haftalarca bu şekilde yaşamını devam ettiren tost, bir gün bir insan tarafından fark edilmiş, ancak bozulmuştur diye çöpe atmışlar. insanlar çöpü sokaktaki çöp konteyner'a boşalttıktan sonra tost artık özgür kaldığını düşünerek mutlu bir şekilde dışarıya çıkmış. yoldan geçen bir çocuk tostun yürüdüğünü gördüğünde bağırarak kaçmaya başlamış. tost o gün anlamış ki o bu dünyaya ait değil ve kimse tarafından hiç bir zaman sevilmeyecek. tekrar çöp konteyner'ın içine girip yaşamıyormuş gibi yapmaya devam etmiş. konteyner, içindeki tost ile birlikte çöp kamyonuna boşaltılmış, tost ise ne kadar kendini sevmese de ölmekten çok korkuyormuş. bu yüzden kimse yaşadığını bilmesin diye hayatı boyunca bir köşeye saklanmış ve her gün insanların konuşmalarına kulak misafiri olmuş. bir gün bir çöpçü, hayatın zorluklarına dayanamayıp intihar etmeye karar vermiş. çöpçü eline bıçağı almış ve bıçağı kendine saplamak üzereyken tost daha fazla dayanamayıp kendini çöpçüye göstermiş. çöpçü tostu görünce şaşkınlıktan dona kalmış. tost çöpçüyle konuşmaya başlamış;
- neden ölmek istiyorsun, sence de ölmek korkunç değil mi?
çöpçü tostun konuştuğunu da görünce şaşkınlıktan bıçağı yere düşürmüş. tost ise kendini tanıtmaya başlamış;
- ben konuşabilen, yürüyebilen ve yaşayan bir tostum. uzun süredir bu çöplükte saklanıyorum ve çok kötü küf kokuyorum. hayatım boyunca hiç değer görmedim, kimseyle konuşamadım ve hep birinin beni yemesinden korktuğum için bir yerlere saklandım. ölseydim tüm üzüntülerimden kurtulabilirdim ama hâlâ yaşıyorum. ölmediğim ve bu gün seninle tanışabildiğim için çok mutlu oldum.

çöpçü bu defa ağlamaya başlamış ve tost devam etmiş;
- seni anlıyorum, her şey çok zor olmalı değil mi? ama ben senin sayende ilk kez bir insanla konuşabiliyorum, benden kaçmadığın için teşekkür ederim...

ve tam o sırada başka bir çöpçü yanlarına doğru gelmeye başlamış. bunu gören tost ise hemen saklanmış. ağlayan çöpçü, tostun konuşmasından çok etkilenmiş ve hayatına devam etmeye karar vermiş. diğer çöpçü geldiğinde birşey yok diyerek geçiştirmiş ve evine gitmiş.
ertesi gün olduğunda tost ile konuşmaya gelmiş, tost da çöpçüyle konuşmak için yerinden çıkmış. ancak konuşmaya bile başlamadan çöpçüye birisi seslenmiş;
- hey! orada ne oyalanıyorsun arabaya binsene hadi!
çöpçü ise tosta sonra tekrar geleceğini söylemiş ve gitmiş.
tost, ilk kez sevildiğini hissetmiş. ilk kez bu kadar mutluymuş. gözlerindeki yaşlar önünü görmesini engelleyecek kadar çok ağlıyormuş...
o sırada havadan uçarak gelen bir kuş sürüsü tostu görmüş ve tostu parçalayarak yemişler. ancak tost ölmeden önce yüzünde çok güzel bir tebessüm varmış...

[TransformersÇizgifilmleri]

Arion: Geleceğin Ajanları (Bu filmin adı)

KİŞİLER:

Arion: Başrol, yetenekli, özgüvenli, cesur, zeki, ajan

Cyle: Özgüvenli, cesur, serseri, ajan, söz dinlemez, kendini kanıtlamaya çalışır

Anna: Astroloji alanında ustalaşmış, görev yerine gitmeyen (Masa da oturup arkadaşlarını bilgilendiren), olacakları haber veren

Robert: Bilgili, takımı düzenleyebilen, lider ruhlu, ajan, zeki, motivasyon konuşması yapan

Arthur: Ajanların ustası. havalı giriş yapan.

amaç: 5000'ninci yılda havaya hipnoz gazı sıkarak insanların beyinlerini uyuşturduktan sonra insanlara bilgi diye yanıltıcı bilgiler vererek insanları toplumda doğru söyleyenlere karşı kışkırtıp en son dünyada herkesi yöneten bir (kötü) lider olmaya çalışan Anahtoro'yu yenmektir. yani kısacası dünyayı ele geçirecek adamın kötü planını bozmak.

Yıl:4999-5000

Çekici:
Arion, Cyle, Anna ve Robert birlikte kötü milyoner Anahtoro'nun binlerce ajanı ile korunan göktelenine girmekti. içerde sinyal bozuculardan gizli geçitlere kadar her şey vardı. ekip birbiri ile anlaşamadığından vakit kaybederler, perde arkasında ise Anahtoro hipnoz gazını insanlığa sıkar. Anahtoronun planı tıkır tıkır işler ancak Ajanlar göreve yeni çıkmıştır. Cyle grupta söz dinlemeden yüksek teknolojiler ile göktelene girer. ardından grub dağılır ve ayrı yerlerde hipnoz gazını ve Anahtoro'yu ararlar. Robert, Cyle'ye "bunu yapma" der ancak Cyle dinlemez. Cyle'nin yaptıkları üzerine Anna uyarı verir "Dikkat! biriniz ö*eceksiniz, kaçın veya saklanın." ardından Robert arkasından bıçaklanır (Lazer bıçağı ile). Arion Hipnoz gazını salındığı odayı bulur ancak o oda da gazın vanasının saklı olduğunu bilmiyordur. o odaya girdiğinde Robert yerde yatıyordur ve Robert "Arion GİİİTTT!" diye bağırır. arkadan Robert'ı bıçaklayan adam gelir ve Arion ile uzun bir süre savaşır. en son Arion'u hologram ile kandırıp küçülen demir bir odaya atar. arion lazer ile demiri eritir ancak eriyen demir arionun üzerine düştüğünden bunu yapmaz. Robert kötü adamı arkasından lazer silahı ile vurur son gücüyle ve "hapsi aç" tuşuna basar. Arion kurtulur ancak Robert daha dayanamaz ve ö*ür. Arion insanların algılayamayacağı bir ses yayar oda da ve binanın neresinde vananın olduğunu bulmaya çalışır. Ses odanın bir yerine geldiğinde frekansını değiştirir. Arion oraya bakar. Burası bir gizli geçittir. Şifre kırıcı ile şifreyi kırar. içeri girer. burası yer altında ki bir odadır. Arionu görenler hemen saldırır. Arion kaçar. Cyle dikkatsizli yüzünden görünür ve pencereden atlayıp duvara tutunarak aşşağı kadar iner. Arion "Cyle, git ve dışardan gir yer altı odasına" der. Cyle'nin çok dikkat çekeceğini biliyordu ancak dışarda Cyle dışında ajanları yoktu. Anna "3 dk bekle sonra gir yeraltına" dedi. Cyle yeraltına hemen girecekti. Arion "Cyle, dur! bir öncekinde Robert ö*dü şimdi kimin ö*mesini istiyorsun?" deyince Cyle durdu. 3 dk sonra bir adam geldi, dışarıyı kontrol etti sonra gitti. Cyle yeraltına girdi. Arion da saklandığı yerden çıkıp yeraltına girdi tekrar. içeri de güvenlik 2 katı artmıştı. Cyle'nin girdiğini gören bir adam 10 özel askerle saldırdı. Arion ile Cyle savaştılar. Yer altından yukarıya verilen hipnoz gazını kapattılar ancak hiç destek birlik kalmamıştı ve hala adamlar saldırıyordu. O sırada yukarıdan "Pat, Küt" diye sesler geldi. Bu Arthur'du. Helikopterler ile eğitimsiz veya az eğitimli ninja ajanlar getirmişti. alt katı bulmaları pek sürmemişti. Arion Arthur'a "Neden daha önce gelmedin?! Üstelik benim bu Ninja ajanlardan haberim yoktu!" dedi. Arthur havalı bir şekilde "Anna bana; eğer daha önce gelirsen hepiniz ö*ürsünüz. ancak onlar giderlerse sadece Robert ö*ür dedi." deyince Arion "Robert'ın ö*leceğini bildiğiniz halde bizi o göreve mi gönderdiniz!?" dedi. Arthur "Evet... Başka bir çare yoktu! tüm ihtimaller kötüydü. Bu en iyisi..." dedi. O sırada bir helikopter yaklaştı. Arion "Bu helikopter senin mi Arthur?" dedi. Arthur "HAYIR!" dedi. Helikopterden Anahtoro indi. robot kolu ile alkış yaptıktan sonra "Devletin askerleri yakında burda olur. ne de olsa bir ordu kadar adam benim gökdelenime saldırdınız." dedi. Arion gülerken Arthur Anahtoro'ya hiç bir şey hissetmiyormuş gibi baktı. Cyle çıka geldi ve "Yakalayın şu a*mağı! ne duruyorsunuz!" dedi. Arion "bizde yakalanacak olsak bile olayları kaydettik. senin insanlara hipnoz gazı sıktığını yani." dedi. Anahtoro "5000'ninci yılda havaya hipnoz gazı sıkarak insanların beyinlerini uyuşturduktan sonra insanlara bilgi diye yanıltıcı bilgiler vererek insanları toplumda doğru söyleyenlere karşı kışkırtıp en son dünyada herkesi yöneten bir (kötü) lider olmaya çalıştığımı kanıtlayamazsınız! HAHAHAHA!" dedi. Arion, Cyle ve Arthur birbirlerine baktılar ve Cyle "Bunu da kayıda aldık! HAHAHA!" dedi. Devletin askerleri gelince Anahtoro ve adamları, Arion, Cyle, Arthur ve Ninja ajanları tutukladılar. Arthur bir avukat tuttu ve cezaları azaldı. 3 yıl sonra Arthur, Arion, Cyle ve ninja ajanlar hapisten çıktılar. Suçları ise duruma kendilerinin müdahale etmesi idi.

Ve son...

[liveitoffthewall]

İşte bir çekici:
Ana karakterimiz babası büyük bir müzisyen olan ve babası gibi olup ileride insanların hayatını etkileme kaygısı taşıyan depresif bir müzisyen ancak bu karakter çok ilhamsız ve bu işte yeteneği olmadığını düşünüyor. Bir gün babası ölüyor ve babasından ona bir synthesizer miras kalıyor. Ancak bu synthesizer normal bir alet değil. İçinde ölünce tüm başarılı müzisyenlerin gittiği bir yer olan cennet "Triumpeden" var. Genç müzisyenimiz bu synthesizer ile deney yaparken ilham bulamıyor, kendine sinirlenip kendini çok kaptırıyor ve kendini bu cennette buluyor. Ne yazık ki bu cennet müziğin tam tersi olan "gürültü" olan bir örgüt tarafından saldırı altında ve öğreniyor ki buradan kurtulmasının tek yolu örgütü yenmek ve bunu yapmasının tek yolu müzikal ilhamını geri kazanmak. Bunu yapmak için en büyük örneği olan babasını bulmak istiyor. Babasıyla 10 yıldır babası komada olduğu için konuşamamış ve babası oğlunun müzisyen olmak istediğini bilmiyor. Babası gürültü tarafından esir alınmış durumda. Bu yüzden tehlikenin de tam içine dalmak zorunda kahramanımız. Yol boyunca Beethoven'dan tutun Beatles'a kadar tarihin çeşitli müzisyenlerini ekibe katıyor, ilhamını geri kazanıyor ve bu işin aslında optimistik bakış açısıyla ilgili olduğunu anlıyor. Babasını kurtarıyor, ondan bir gitar alıyor ve bu sayede yazabildiği en iyi şarkıyı yazıp gürültüyü müzikle alt ediyor ve buradan çıkıyor. En sonunda ise optimistik bakış açısıyla dünyayı mutluluğa iten gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerden biri oluyor.

[buse_kose]

Kanalınızı yeni keşfettim. İçeriklerinizi oldukça faydalı buldum. Uzun zaman devam etmenizi dilerim. Dört ayrı çekici yazdım. Yorumlarınızı dinlemekten mutluluk duyarım.

1. Bir genç kız sıklıkla gördüğü kabusların çok farklı bir yüzünü keşfeder ve hayatı kabusa döner.

2. Aynı mahalleden iki genç, hayallerindeki işi bulmak için mülakattan mülakata koşar. Her gün farklı insanlarla tanışırken hem yaşadıkları toplumun gerçekleriyle yüzleşirler hem de kendi iç dünyalarında değişimler geçirirler.

3. Osmanlı döneminde yaşayan bir çift birbirine karşı derin bir sevgi duymaktadır. Her şey yolunda giderken bazı gerçekler ortaya çıkar ve işin rengi değişir.

4. Bir grup bilim insanı, bilimsel bir araştırma için insanlık tarihinin farklı dönemlerine yolculuk yapar. Bu yolculuk boyunca bazı ilginç olaylara şahit olurlar.

[hamicanver]

Okuduğu romanı senaryolaştırmak isteyen kahramanımız(adı yok), bu konuda kendisine yardımcı olacağını düşünerek bir You Tube videosu seyreder. Videodaki anlatıcı, birkaç teknik tanıttıktan sonra izleyicilerden bir çekici yazmalarını ister. Kahramanımız, videonun altına yazdığı çekici ile bilinmeyen ama soncundan umutlu olduğu bir yola girer.

[deniztezcan]

Kendini geliştirmek isteyen Deniz bu amaç uğruna kitaplar okumak, fiziksel olarak gelişmek ve özgüvenini artırmak istemektedir. Tüm bu sayılanları yapabilmek için zamana ve enerjiye ihtiyacı vardır. Bu zamanı yaratmak için gereksiz zaman ayırdığı ve kendini yıpratan aktivitelerden vazgeçecektir. Bu yolda arkadaşlık ilişkilerine daha farklı bir açıdan bakan Deniz, bu anlamsız arkadaşlık ilişkilerini ve boş zamanını değerlendirme yöntemlerini sorgular. Deniz tüm bu olaylar sonucunda arkadaşları ile çeşitli problemler yaşamış fakat biraz da olsa özgüven kazanmış, fiziksel olarak gelişmiş ve düzenli bir kitap okuma alışkanlığı edinmiştir.

[ahmetmirzabilgen]

Halas, yakınında deney binası olduğunu bilmesine rağmen ormandaki küçük evinde yaşayan bir oduncudur. O deney binasından kaçan bir çocuğu kurtarmaya çalışırken onu karısıyla beraber kaybetmiş ve o günden beri depresyondan kurtulamamış bir adamdır. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra deney binasından kaçan bir kız ve bir erkek çocukla konuştuğu için deney binasındaki askerler onun yıllar önce yapılan anlaşmayı bozduğunu düşünüp saldırmaya başlarlar. İstemeyerek de olsa Halas bu ormanı geçmelidir ve yanında zorla gelen 2 çocuk onun kişiliğini tamamen değiştirecektir. Bu yürüyüşte Halas baltasıyla karşılarına çıkan askerleri atlatmak zorunda kalacak, çocuklar hayatta kalmak için daha 10 yaşlarında ellerini kana bulayacak ve Halas'ın yaptığı anlaşma açığa çıkacaktır. Yine de bu çocuklar Halas'ı tam bir baba figürüne dönüştürecek ve Telekinezi gücüne sahip olan erkek çocuk deneylerin başındaki adamı öldürerek bu maceranın biteceğini sanmıştır oysa bu upuzun oyun senaryosu daha yeni başlıyor ve senaryonun sıradanlığı yavaş yavaş yok oluyordur. Yaklaşık 3 yıldır bunları kafamda döndürüyorum ve oyundaki bütün yaşanan temel karakter gelişimleri vesaire aslında hazır ancak somutlaştırma üzerine ilk adımı şuan atıyorum. Umarım videolarınızla bir yerlere gelebilirim teşekkürler :)

[ersanerg]

TESS filmi buna çok iyi örnek.Senarist Gérard Brach, John Brownjohn

[recepcil]

Ayla evin büyük kızıdır.Annesi ve Babası Aylanin kardeşiyle ilgilenmekten onu ihmal etmişlerdir.Ayla bu ilgisizlikten dolayı sinirli ve içine kapanık bir kızdır.Ayla kendi içinde iki karaktere bürünmüstür.Biri kendisi, biri ise arkadaşı olarak nitelendirdiği rino.Ayla rinoyla adeta gercek bir arkadaş olarak konuşuyor ve rinoyla bazen kavga bile ediyordur.Aylanın bu durumu ailesi tarafından farkedildiğinde Aylayı ruh sağlığı hastanesine götürürler.Ayla oraya gitmek istemez.Ama Aylayı oraya götürmeyi başarırlar.Ayla orada kalmaya başlar...
Nasıl sizce?

[alijannazari]

Can 7 yaşında olan küçük bir çocuktur. Geceleri karanlıktan çok korkar ve yatağının altında canavarlar olduna inanır bu yüzden uyuyana kadar babası ona eşlik eder. Can’ın en yakin Arkadaşi ayıcık Fofo dur.
Bir gün can babasına büyüdünü ve yalnız uyuya bileceğini söyler ve gece olduğunda ayıcık Fofo ya sıkı sıkı sarılıp ve battaniyeyi üstüne çeker can yavaş yavaş korkmaya başlar ve çit çıkarmadan korka korka uyuya kalır sabah olduğunda can baya mutludur başarmıştır ve ailesi onunla gurur duyuyordur ama bu ilk geceydi ve yine gece olduğunda Fofo’la uyumaya çalışır can’ın yavaş yavaş uykusu gelmeye başlar ve yanlışlıkla Fofo yatağın altına düşer can ne yapacağına bilmez ve çok korkmaya başlar Fofo tehlikededir onu kurtarmak ister ama çok korkuyordur Foto’nun verdiği arkadaşlık gücüyle
Can derin bir nefes alır ve yavaşça battaniyenin içinde çıkar ve fofo ya doğru hareket eder ve hızlıca onu kartalır
Hocam nasil olmuş 🫣

[thequeeninthenrth]

video 3 yıl önceymiş ama olsun bakalım
Çekici:
Stu; büyük balığın küçük balığı yediği, gri tonlardaki iş hayatından bir hayli bunalmıştır. Bu tekdüzelik onu adeta çıldırtıyordur. Bir şeyler üretmek, efsunlar, kitaplar, bilim... işte Stu budur. Biraz aksidir de. Günün birinde bir arama alır. Bu büyükannesinin, kalan tek akrabasıydı, ölüm haberidir. Onu en son gördüğünde 10 yaşındaydı, büyükannesinin yüzünü bile hatırlamakta zorlanıyordu. İki yakın arkadaşı, iş arkadaşları, ile beraber büyükannesinin evine giderler. Stu'nun evi ilk görüşüydü bu. Her yerde sanki yüzyıllar öncesine ait antikalar vardı. Vazolar, şamdanlar, zırhlar... Bu çok tuhaftı.

Rickon: Ah be o zamanlarda soylu bir şövalye olmak vardı. Kadınlar, şaraplar, nedimeler... Ve tabi ki belimde de bu parlak kılıç.
Cassandra: Hah birileri yine hayallere daldı. Neyse ki hayal kurmak bu günlerde maaşımla alabileceğim tek şey. Şu mücevherlere bir baksana!
*gerdanlığı takar*
Cassandra: Süslü kabarık elbisemle sarayın bahçesinde yakışıklı prenslerle cilveleştiğimi bir düşünsenize!
Stu: Peki o zaman, ben de krallığın üstadıyım o halde! Oldu mu? Kitaplar, büyüler, iksirler benden sorulur. Kimi bu gece zehirliyoruz?
Üç arkadaş beraber evi incelerken Rickon, salondaki dolapta bir gariplik olduğunu fark eder. Dolabın içinde bir kapı, kapının ardında da gizli bir oda vardır. Odaya geldiklerinde büyük, eski bir ayna ile karşılaşırlar. Tuhaftır ki bu ayna görüntüyü yansıtmıyordur. Rickon ve Cassandra kapıyı ne kadar inceleseler de hiçbir sonuca varamamış ve pes etmişlerdir. Fakat Stu'nun lügatında pes etmek diye bir şeye yer yoktur.
Rickon: Hey boş versene şu aynayı. Etrafa bir bak! Ganimete düştük be!
*Kafasına bir miğfer takar*
Rickon: Ben Lord Rickon, George Harrington'ın oğlu, Harrington Hanedanının yeminli koruyucusu, ve tahtın sadık hizmetkarıyım!
Stu, aynanın önündeyken gözlerini kapatır ve düşünmeye başlar.
Stu: Lord Rickon, kulağa havalı geliyor.
Cassandra: Ben de Matthew ve Margaret 'ın kızı, Hawke Hanedanından Leydi Cassandra Hawke'ım! Hadi ama bir Leydi olabilecek kadar güzelim bence.
Stu: Hmm.
Stu tüm bunları hayal etmeye başlamıştı. Belinde kılıcıyla Rickon, süslü elbisesi ve mücevherleriyle Cassandra, kitapların arasında da kendisi. Derken aynada bir yansıma belirmeye başlar. Bir kapı! Stu arkasını döndüğünde aynadaki yansıyan kapıyı görür. Üç arkadaş tedirgin adımlarla kapıya yaklaşır. Genellikle bir sonraki adımını düşünmeyen Rickon kapıya doğru hamle yapar, kulpu çevirir.
Stu: Biz...Burada mıyız? Yani orada...Ama nasıl?
Rickon'un belinde bir kılıç, Cassandra'nın üstünde süslü bir elbise, Stu'nun da cübbesinin cepleri iksir şişeleriyle doludur.
Artık Stu'nun ayna karşısında hayalini kurduğu evrene geçiş yapmışlardır. Yüzyıllar öncesine. Hayalini kurdukları rollerle. Yüzyıllar öncesindeki atalarının rollerinde.

[uguralev]

Yavuz küçük yaşta kaybettiği ailesinden sonra yanına yerleştiği yeni aileye ve yeni dünyasına uyum sağlamak için çabalar. Bu dünyada karşısına çıkacak zorluklarla yapacağı mücadele onun gelişimine hızlı bir katkı yapacaktır.

[huseyineleman]

tertemiz bir anlatım hocam ağzına sağlık.

[drkmrndrkmrn]

cok güzel anlatim serisi olusturmussunuz. emeginize saglik.

[Hakkieksi]

çekici: küçük yaşta annesini kaybeden ve daha yeni bir araba kazasında babasını kaybeden hakkı kardeşi efe ile bir başına kalmıştır babasının ölümünü kabullenemeyip birisinin kasıtlı bir şekilde yaptığını düşünür hakkı kafası bunlarla doluyken küçük kardeşini bu acı günlerde ihmal etmiştir ve kardeşi madde bağımlılığına doğru atmıştır kendini hakkı yavaşta olsa bunu anlamıştır ve bir gün kardeşinin peşinden gitmiştir o gece kardeşi kayalıkların olduğu ıssız bucaksız bir dağa gidip madde alıcaktır bunu fark eden hakkı kardeşine bağırmaya onu yakalamak için koşmaya başlamıştır bir sure sonra kardeşini kaybetmiştir ve kayalıkların orda gece vakti kardeşi olmayan birini kardeşi sanıp üzerine koşmaya başlamıştır ve (çocuk kör olduğu için aşırı korkmuş) o panikleyen çocuk uçurumun oradaki kayalıklara doğru koşmaya başlamıştır ve hakkı bir bağırma sesi duyar ilerle ve uçurumun ucunda o çocuğun ayakkabısını görür ve çocuğun aşa düşüp öldüğünü düşünür ama o sırada bir organ mafyasından kaçan o kör çocuk organ mafyası tarafından bulunup geri kaçırılmıştır ve bunu ilk başta fark etmeyen hakkı istemsizce kendini bir cinayetin ortasında bulduğunu sanmıştır ve yavaş yavaş ilerleyen süreçte çocuğun oradan düşmediğini anlar ama polis hakkıyı suçlu bulmuştur olayların iç yüzünü anlayan ve tek suçlunun kendisi olduğunu düşünen efe çok pişman olmuştur ve davayı üslenen dedektif ile abisini oradan çıkarmak için akıl almaz bir olaya girişirler

[xien]

Ela her zaman hayatta fark yaratan, kendine güzel bir hayat kurabilen ve ruh eşiyle mutlu mesut yasayan biri olmak istemistir. Ancak liseye geçtiğinde hayatinjn gidişatından hic memnun olmamaya baslar. Çünkü o başarılı ve mutlu profilden cok uzaktadir. Ozguvensiz ve hic arkadasi olmayan, eskiden tutkulu oldugu derslerde bile yeterince başarı gösteremeyen biri haline gelmis ve hayati kendine kucucuk bir hapis odası gibi görünmeye, birbirinin ayni gunleri yasamaya baslamistir. Asosyal oldugundan ve kendini guzel bulmayip bir de ustune ezik hissettiginden en buyuk hayallerinden biri olan ruh esini bulma hayalinden de gittikce umudunu kesmeye baslamistir. Ta ki bir gün onu gorene kadar... Otobüste tesadufen gordugu biri zihninde bir sahne gormesine sebep olur, bu sahne gelecegindeki mutlu bir gunun tablosudur, gordugu yabanci ile beraberdir. Onunla birlikte bunun gercekligini test edeceklerdi ancak hesaba katmadiklari sey, boyle bir armaganin bedel odemeden gelmeyecegidir. Mutlaka bir seyler icin savasacak, belki de fark etmedikleri bir seyleri çoktan kaybetmislerdir.

[sılavarburada]

Saçma ama ilk deneme çekicim:
Üniversiteye başlayan Selin, bilmediği şehire üniversite okumaya gider. Kendisine bir iş, bir ev ve arkadaş bulması gerekiyordur. Gideceği şehirde tanıdığı olmadığı için zorluklar yaşayacaktır. Bu zorlukları aşıp kendine yeni bir hayat kurmak için kendi kabuğundan dışarı çıkması gerekmektedir.

[irememre]

Çekicim:
Nicole, bir bilim insanı ve aynı zamanda doktordur. Nicole, sıradan bir araştırma yaparken yaptığı araştırmanın kanser tedavisinde kullanabileceğini fark eder. Senelerdir üzerinde çalıştığı kanser tedavisinden neredeyse ümidini kesmişken tekrardan umutları yeşerir. Yaptığı araştırmayı test eder ve gerçekten işe yaradığını görür. Çalıştığı hastaneden de onayını aldıktan sonra bu tedaviyi uygulamaya geçirmeye karar verirler. Bu tedavi sayesinde bir çok insanın hayatına dokunur fakat bir tanesi onun için çok farklıdır. Martin, kimsesi olmayan, kanser olduğu ve iyileşmeyeceği öğrenildikten sonra hastanedeki bakım evine bırakılan birisidir. Nicole, Martin'le tanıştıktan sonra onda çok farklı, kimsenin bu zamana kadar göremediği şeyler görür. Birbirine aşık olan bu iki kişi, çok zorlu süreçler geçirerek hayata tutunmaya çalışırlar. Ancak bunu tek bir şekilde başarırlar, birbirlerine sımsıkı tutunarak ve ne olursa olsun vazgeçmeyerek.

[oyundili]

Dönüşüm dediğiniz tematik yapı; kahramanın iç çatışması dediğimiz vurgudan mı bahsediyorsunuz? Çekici dediğiniz de içeriğin belli başlı noktalarında, seyirciyi izlemeye çeken vurgu? Yani dramatik yapının sekansiyeline değinirken hazırladığımız sunum.

[nazanaksoz]

Late Night With the Devil(2023) filminde çekici kuralı nasıl uygulanmış.Baş kahramanımız gerçek veya ruhani veya karaktersel bir yolculuğa çıkmıyor.Film güzel hatta bir tiyatro oyunu gibi ilerliyor, maliyeti düşük