Jeon Jungkook İle Hayal Et | 'Gece Sapiktan Kaçarken Çocukluk Aşkına Carparsin'

preview_player
Показать описание
-SABİTE KOS YAVRU👅😍
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

📝:"Gece Sapiktan Kaçarken Çocukluk Aşkına Carparsin"
🔏:Yazar:ᴊᴇᴏɴᴋɪᴇᴠシ︎
🖇️:Sadece kurgudan ibadetdir!
🖇️:Smut (🔞) İçermez.
🖇️:Her hikaye yazan oppaci olmuyor teşekkürler..
🖇️:Farklı hayal et'lerle benzerliği tamamen tesadüfdür.
🖇️:1. kişi ağzından anlatım yapılmaktadır
🖇️:Yazım yanlışları için çok ama çok özür dilerim..
🎧:Tek Başina-Ayten Alpman

-Jeon Jungkook (24)
-Yang Sun-Hee (22)

Sabah erkenden uyanmis, ise gitmek için hazırlanmıştım. Kısa kollu bir tişört ve kot giymiş saçlarımı arkadan bir topuz yapmistim. En hafif şekilde bir makyaj yapip çantamı hazırladım. İçine gerekli seyleri koyduktan sonra bir parfüm seçtim ve sıktım. Bu kokuyu çok seviyordum.

Parfümüde çantaya attıktan sonra evden çıktım. Küçük bir cafede çalışıyordum evimin kirasını çıkarmak için elimden geleni yapsam da; parayı zar-zor topluyorum.

Saat sabah 09.12 civarı idi, cafeye vardığımda Soomin, Vien ve Fiona sipariş alıyordu. Yakın arkadaşlarımla aynı cafede çalışmak gerçekten mutluluk veriyordu.

Mutfağa gidip önlüğümü giydim çantamı bıraktım ve kasaya sipariş almak için geçtim. Ne kadar yoğun olmasa da; müşteri vardı ya..

Öğle saati olmuş, mola veriyorduk. Hala hiçbirsey yememistim o yüzden gerçekten açtım. Önlüğümü askıya asip çantamı aldım ve markete gitmek için izin istedim.

En yakın markete geldim, soğuk sandviç ve soğuk kahve aldım parasını ödedim hızlıca çıktım. Bir bank bulduktan sonra oturdum çantamı omzumdan çıkartıp yanıma koydum, aldıklarımı açıp yemeye başladım.

Hiç tanımadığım bir adam yanıma oturmuştu tanımadığım için hafif yana kaymistim, ağzından bir kaç cümle çıkmıştı fakat aldırış etmemiştim.

X:Çok güzelsin.

Söylediklerini tekrar edince bana söylediğini anlamıştım, adama istemsizce bakmaya başladım.

Sun-Hee:Teşekkür ederim.

X:Güzele güzel denir, bu bir gerçektir.

Sun-Hee:Teşekkür ederim gerçekten.

Utanmıştim. Yanaklarımin kizardigini anlayınca çantamı aldım ve banktan kalktım, selam verip ordan ayrildim.

Cafeye geri döndüğümde kızlar gülerek konuşuyorlardi, hemen yanlarına gittim.

Sun-Hee:Noluyor?

Soomin:İş çıkışı eğlenmeye gidicez, tabiki sende geliceksin.

Sun-Hee:Benim neden bundan haberim yok peki?

Vien:Oldu işte, hadi ama Sun-Hee kırma biri geleceksin.

Fiona:Kızım biz seni davet etmiyoruz, gelmek zorundasın diyoruz.

Sun-Hee:Yok gelemem.

Fiona:Ne dedim şimdi ben, of.

Sun-Hee:Israr etmeyin gelemem diyorum.

Soomin:Hadi be Sun-Hee bir kerelik..
Soomin:Bütün gece eglenicez çok güzel olacak!

Vien:Evet evet! Çok eğlenecegiz! Birde yakışıklı partner falan buluruz, işte bu!

Goz devirdikten sonra mutfağa gittim, üstüme önlüğümü giydim çantamı bıraktım ve kasaya geri döndüm.

Sun-Hee:Sadece 3 saat.

Soomin:Hmhmm, sadece 3 saat!

Çocuk gibi sevinmislerdi.. Gerçekten seviyordum bu kızları ya.. Az bir zamanda kardeşim gibi olmuşlardı, onlara çok şey borçluydum.

Saat 19.27 civarı idi. Eve gelmek üzereydim, şık giyinmemi söylemişlerdi ne vardı kot ve tişört ile gitsem yani?!

Çantamdan evimin anahtarini çıkartıp kapıyı yavaşça açtım, içeri girdim ayakkabılarımı çıkardım ve hemen odama çıktım. İlk önce dus almam gerektiğini düşündüm hemen ebeveyn banyosundaki dusa kabine kendimi attım. Güzelce yıkandıktan sonra odaya geri döndüm, elbise seçmem gerekiyordu.

Dolabimi açtığımda doğru düzgün elbisem yoktu bir kaç davet elbisesi vardı onları da giymiştim. Aralarından en guzel olanı seçtim ve giymeye basladim. Lacivert fiziğimi en iyi şekilde gösteren güzel bir elbiseydi..

Saçlarımı hızlı bir şekilde kurutup düzleştirmistim. Uzun açık kumral olan saçlarım çok güzel duruyor, elbisemle de uyuyordu. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra herşey hazırdı çantamda olan şeyleri alacağım çantaya ekledim ve saati kontrol ettim. 20.32 olmuştu bile zaman çok hızlı geçiyordu. Boy aynasında son kez kendime bakıp, kapıya yöneldim. Ayakkabılıktan siyah topuklu ayakkabılarımı aldım ve hemen ayağıma geçirdim.

Bir taksi çağırıp hemen Vien'i aradım, nerde olduklarını sordum konumu atınca taksi şoförüne yeri tarif ettim.

Bir barın önünde durmuştuk, tahmin etmiştim. Hiç tanımadığım ara sokaklarda olan bir bardı hiç gözüm tutmamisti.

Taksinin parasını ödedim ve hemen arabadan indim. İçeriye girdikten sonra burnuma yoğun içki kokuları gelmeye başlamıştı, midem bulanmıştı açıkçası.

Hızlı bir şekilde etrafta kızları aradım bir masada oturmuş gülüp eğleniyorlardi. Hemen yanlarına gittim.

Sun-Hee:Ben geldimm

Soomin:Oha güzelliğin şaka falan mı ya??

Fiona:Dikkat et yemesinele seni kızım bu ne güzellik?

Sun-Hee:Abartmayın, siz daha güzelsiniz.

Vien:Ne içiyorsun?

Sun-Hee:Yok ben içmiycem.

Vien:Ne demek içmiyorum?

Sun-Hee:Vien hadi uzatma işte, içmem ben.

Fiona:Harbi kızım abartma bırak icmezse içmesin.

Soomin:Kızlar su beyfendi cok yakışıklı değil mi, off.

Sun-Hee:Hemen git, bekleme koş koş.

Soomin:Dalga geçmesene kızım?!

Sun-Hee:Sustum sustum.

Aradan 3 buçuk saat geçmişti, kızlar dağılmış herkes başka bir erkeğin yanındaydı. Cok sıkılmıştım. Sözde beraber eğlenmek için gelmiştik, kimsenin umrumda bile değildim. Zorla bir kav shot içirmişlerdi, gerçekten ağır gelmişti.

En sonunda dayanamadım masadan çantamı alıp, Fiona'yı bulmaya gittim. Fena sarhoştu anlatsam da anlamayacakti o yüzden umursamadım ve hemen bardan çıktım.

Yaklaşık 20 dakika kadar taksi bekledim ama gelen giden olmadı, bende kendim bulurum diye yürümeye başlamıştim. Bu topuklularla yürümek cok zordu gerçekten fena ayağımı vurmuslardi. Yavaş yavaş yürüyordum yollar çok sakin ve ıssızdı, korkmamak elde değildi.

Bir anda içime bir his kapılmıştı, takip ediliyor gibi hissediyordum. Ama sadece bir his olduğunu düşünüp umursamadım.

Ne kadar psikolojik olduğunu düşünsem de galiba gerçekten takip ediliyordum, işte şimdi gerçekten boku yemiştim..

Arkama hafifçe baktığımda bir adam vardı birseylerle uğraşıyormus gibi yapiyordu, çok korkuyordum yavaş yavaş terlemeye başlamıştım.

Artık arkamı döndüğümde sadece bana bakıyor ve süzüyordu iyice korkmaya başladığımda koşmaya karar verdim, kendimi hazır hissettigim zaman koşmaya başladım.

Ben kosuyordum, adam arkamdan geliyordu.. Çok yorulmuş bir sokağa girmiştim bir eve yaşlanmış nefesleniyordum. O sırada ağzımda bir el hissetmiştim.

X:Stt, sakin ol güzelim sadece biraz eğlenmek istedim.

Tir tir titriyordum hiç tanımadığım bir adam sol elini bedenimde gezdiriyordu.. Çaresizce ağlamaya başladım, sadece ağlayabiliyordum.. Kirlenmiş, donup kalmıştım..

X:Aa hadi ama bu kadar korkmana ne gerek var?
X:Merak etme kadınlığına zarar vermeyeceğim sadece birazcık zedelenebilir ;)

Çok fena ağlıyordum, çaresizce tecavüz edilmeyi bekliyordum.. En sonunda dayanamadım güçlü bir şekilde adamı ittirdim yere düşmüştü çantamı alıp hızlıca koşmaya başladım.

En hızlı nasıl koşabiliyorsam öyle kosuyordum, göz yaşlarım hala akmsya devam ediyordu engel olamıyordum..

Önüme asla bakmıyor arkama baka baka koşuyordum adan ortalıkta yoktu. Tekrar arkama bakayım derken birine çarpmıştım, bana yardım edebilirdi belki?..

Jeon:Hey, yavaş olur musunuz?

Sun-Hee:Özür d-dilerim..

Jeon:İyi misiniz?

Sun-Hee:Bana yardım et, lütfen yardım et..

Jeon:Sakin ol, iyi misin?

Sun-Hee:Takip.. Adam..

Jeon:Hanımefendi düzgünce söyleyin lütfen. Sakin ol hiçbirsey olmayacak, ben sizi koruyabilirim.

Sun-Hee:Hiç tanımadığım b-bir adam beni takip ediy-yordu sonra.. sonra bir anda köşede sıkış-ştırdı tecavüz edi-icekti az kalsın..

Jeon:Tamam lütfen ağlama sakin ol ben burdayım kimse sana birşey yapamaz.

Hiç tanımadığım o çocuk üzerinden çıkardığı ceketi üzerime attı ve gitmemiz gerektiğini söyledi hemen onu takip ettim.

Hiç tanımıyordum lakin.. lakin cok cana yakın gelmisti, güvenmistim..

Hiç bilmediğim bir cafeye gelmiştik. Garsondan battaniye isteyip yanıma oturdu.

Jeon:Daha iyi misin?

Sun-Hee:Gerçekten çok teşekkür ederim, size çok şey borçluyum..

Jeon:Teşekküre gerek yok insanlık görevi.
Jeon:Bu geç saatte bir daha o somaklarda dolaşma.

Sun-Hee:Tamam, anladım.

Garson kırmızı renkli bir battaniye geçirmişti Jeon hızlı bir şekilde battaniyeyi açıp bacaklarımı örtmüştü.

Jeon:Bak tekrar soruyorum daha iyi misin?

Sun-Hee:Bilmiyorum ama sanırım iyiyim.

Jeon:Bak bunu yanlış anlama evde tek korkacaksan bende kalabilirsin.

Sun-Hee:Teşekkür ederim..

Jeon:Kötü bir amacım yok, ki olsaydı şuana kadar yapacağımı yapmıştım.

Sun-Hee:Anladım.

Ayakkabılar hala çok fena vuruyordu. Yavaşça bir ayağımı yukarı kaldırdım ve çıkarmaya çalıştım fakat beceremedim, en sonunda yanımdaki çocuk kalktı dizlerinin üzerine çöktü ve ayakkabılarımı çıkarttı.

Jeon:Daha rahat misin?
Jeon:Çok fena yara olmuş..

Sun-Hee:Çok acıyordu.

Jeon:Nerden geliyordun sen?

Sun-Hee:Yakın arkadaşlarımla bara gitmiştik hepsi başka birini buldu ve dağıldı bende tek kalınca çıktım.

Jeon:Anladım.

Sun-Hee:Biliyor musun çok tanıdık geldin aslında eskiden hep seni tanıyormusum gibi geldin.

-alt yoruumm

Jeonnkievv
Автор

Ayten Alpman'ın şarkısını duyduysam demekki çok güzel olacak hemen okuyacağım tatlım

Jeon_Jungkook.
Автор

Yeni abone aşkımmm ❤❤


Buarda hikayeye bayıldım ellerine emeğine sağlık mükemmel olmuş 💫💜ben diğer hikayeleri okumaya gidiyorum 💗💫

Jeonqwx