ALEVİLER NEYE İNANIR, ALEVİLİĞİN TEMEL INANÇLARI NELERDİR?

preview_player
Показать описание
Aleviler neye inanırlar?
Aleviliğin temel inançları nelerdir?
Bu inançlar arasında nasıl bir bağlantı vardır?
“Allah bir Muhammed Ali” diyen Hak âşıkları neyi anlatmışlardır?
Aleviler Allah’a nasıl inanırlar?
Hak âşıkları Allah’ın varlığını nasıl delillendirmişlerdir?
Muhammed ile sembolize edilen inanç nedir?
Eski Türkçedeki yalavaç kelimesi ne anlama gelmektedir?
Ali ile sembolize edilen inanç nedir?
On İki İmam müjdelenmiş midir?
Aleviler ahrete inanırlar mı?
Cennet ve cehennemin Alevi ariflerindeki değeri ne kadardır?
Bu inançlar Aleviliğin yazılı kaynaklarda yer almış mıdır?
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Hocam çok teşekkür ederiz emeğinize sağlık. Sizden ricam aleviliğin ve şiiliğin ortak yanlarını ve farklarını anlatabilir misiniz?

mertbuyukarslan
Автор

Bende aleviydim. Ne olduğumu bilmeden yaşıyordum. Amma ehli sünnet üzere olan yolu bulana kadar. Bulunca da baktım ki namaz kılmak farz bunu yapan da var yapmayan da var sünnilerde namazı tasdik ediyor ama icraat yok dile kolay alevilerde ise namazı dosdoğru olup da kılmak gerekiyor diye düşünüyolar. Onlarda laf yapıyo hepsi şeytanın işi bahane. Nefis istemez hiçbir zaman Allahı. Zorlayacaksın boş bırakmayacaksın. Din Allahın. Örneği peygamber. Aliyide seviyoruz ama FAZLA değil. FAZLA seveceksen Allahı seviniz.

ozankaratas
Автор

Allah muhammet ya äli diyoruz ya ibadet ederken bu❤🙏🤲🇹🇷🌹

saticaglar
Автор

hocam alevi bir ailede dogdum ama şuan deistliğe veya agnostik lige daha yakınım yaptığınız videoların hepsini izleyeceğim bugün galiba kaçıncı videonuzu izledim saymadım. Alevilik için büyük hizmet ettiğinize inanıyorum kıymetinizi alevi toplumu iyi bilir umarım

AERN-xzqm
Автор

ALLAHA inanmak ALLAHA SAYGI SEVGI DOYMAK ALLAHA inanmak KALBIMDE RUHUNDA HIS ETMEK insan ALLAHA inanci Olmak ALLAH YOLUNDA GITMEK OLMAK ALLAHIN DEDIGILE HAREKET ETMEK HIS ETMEK inanmak ALLAH YOLUNDA insanlara Yardim Etmek insan Olan iyiligi Emretmektir Guzel Davranisli Guzel Davranisli Olmali insan ALLAH YOLUNDA OLMAK ALLAHA inanmak Cok Guzel 😊😊

prdqcfo
Автор

Merhaba, oniki imamın peygamber taravindan müjdelendigi sünni ve şii kaynaklarda geçer dermişsiniz. Bu kaynaklardan bi kac örnek verebilir misiniz lütfen?

snglu
Автор

12-Şia kelimesi sözlükte, bir kimsenin takipçileri, yardımcıları[1] ve izinden gidenler[2] anlamındadır.
Sözlük anlamına göre bir lideri kendine önder edinen ve onun izinden gidip yardımda bulunan kişilere Şia denmektedir.
Kur’an’ı Kerimin ayetlerine baktığımız zaman ise ŞİA kelimesinin Kur’an-ı Kerim’de iki ayette üç kez nakledildiğini görmekteyiz.
İlk olarak Saffat Suresinde; “Şüphesiz İbrahim de O’nun taraftarlarından idi.”[3] Şeklinde buyurarak Hz. İbrahim’in, Hz. Nuh’un Şia ve taraftarlarından olduğunu bildirmektedir.
İkinci olarak ta Kasas Suresinde; “(Musa) Halkının haberi olmadığı bir zamanda şehre girdi, orda kavga etmekte olan iki adam buldu; bu kendi taraftarlarından, şu da düşmanlarından. Derken taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı ondan yardım istedi.”[4] Şeklinde buyurmuştur.
Her iki ayette taraftar anlamına gelen kelime (Şiatuhu)dur.
Buna göre Kur’an literatüründe “Şia”; genel olarak Peygamber (s.a.a) taraftarı olmak anlamındadır. Peygamberlere inanan kişilere “Şia” denir. Böylelikle tarih boyunca peygambelerin izinden giden ve ona inanan kişiler Şiadır. Nuh’un Şiaları, İbrahim’in Şiaları, Musa’nın Şiaları, İsa’nın Şiaları gibi.
Ancak İslam dininde bizzat Peygamberimizin (s.a.a) özel bir uygulamasıyla Şia kelimesinin anlamı daraltılmış ve sadece Hz. Ali’ye (a.s) inanan, onun izinden ve yolundan gidenlere Şia denmiştir. Peygamberimizin (s.a.a) değerli sahabesi Cabir b. Abdullah Ensar’inin nakline göre Beyyine Suresinin “İman edip salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da, yaratılmışların en hayırlılarıdır.” Ayeti nazil olduğu zaman Peygamberimiz (s.a.a) Hz. Ali’ye dönerek “canım elinde olan Allah’a andolsun ki bu ve şiaları (en hayırlılardır ve) kıyamet günü kurtuluşa ereceklerdir”[5] diye buyurmuştur. Bu konu sahabeler arasında o kadar açık ve nettir ki ne zaman Hz. Ali (a.s) yanlarına gelse bakın yaratılmışların en hayırlısı geldi diye konuşurlardı.[6]
Yine Peygamberimizin (s.a.a) sahabesi Abdullah b. Abbas’ın nakline göre Peygamberimiz (s.a.a) Hz. Ali’ye (a.s) yönelerek “Sen ve Şiaların kıyamet günü razı olmuş ve razı olunmuş kişiler olacaksınız”[7] diye buyurmuştur.
Bu açıklamalar net olarak göstermektedir ki İslam dininde “Şia” kelimesi terim olarak bizzat peygamberimiz (s.a.a) tarafından hakkın mihveri, hidayet önderi, Kur’nın müfessiri Müminlerin Emiri Şah-ı Merdan, Şir-i Yezdan Hz. Ali’nin taraftarlarına verilmiş bir isimdir.
Bu nedenle 12 İmam buyruklarında çoğunlukla kendilerine inanan ve onların izinden giden taraftarlarına “ŞİA” tabiri kullanmışlardır. Şimdi birkaç buyruğu inceleyelim:
İmam Muhammed Bakır (a.s) “Allah, alemi zerde Allah’ın birliğine ve Hz. Muhammed’in peygamberlerliğine ikrar alırken Şialarımızdan bizim velayetimiz için de ikrar almıştır.”[8]
İmam Cafer Sadık (a.s): “Şialarımız, hidayet ehli, takva ehli, hayır ehli, iman ehli, fetih ve zafer ehlidirler.”[9]
İmam Cafer Sadık: “Şialarımız yalnız kaldıklarında Allah’ı çokça ananlardır.”[10]
İmam Cafer Sadık (a.s): “Dilde bizi sevdiğini iddia eden ama yaşantıda bize karşı olan kişi Şiamız değildir. Bizim Şialarımız dili ve kalbi bizimle uyumlu olan, izimizden giden ve yaptıklarımızı yapandır.”[12]
Peygamberimiz (s.a.a): “Ben cennete girmeden cennet bütün Peygamberlere haramdır, biz Ehli Beyt’in Şiaları cennete girmeden önce de cennet diğer ümmetlere haramdır.”[13]
İmam Ali (a.s): “Yeryüzündeki insanların yıldızlara baktıkları gibi cennettekiler de Şialarımızın makamına bakarlar.”[14]
İmam Muhammed Bakır (a.s): "İmanın ağacı Allah’ın elçisi Hz. Muhammed’dir, Ali ve Fatıma dalları, onların çocukları meyvesi ve Şialarımızda onun yapraklarıdır.” [15]

erkanbalaban
Автор

8-Enbiya suresi -35: Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir sınama olarak sizi kötü ile de iyi ile de deniyoruz. Sonunda bize döndüreleceksiniz.
İsra suresi -108: “Rabbimizin şanı yücedir. Rabbimizin va’di(Ahiret hayatı/hesap günü) mutlaka gerçekleşecektir” derler.
Enbiya suresi 49: Tanrının buyruğuna uyanlar öyle kimselerdir ki, görmedikleri halde rablerinden sakınırlar. onlar dünyanın sonunun gelmesinden de ürperen kimselerdir. Bu, bizim indirdiğimiz kutlu bir uyarıdır. Yoksa siz onu inkarmı ediyorsunuz.
Ali imran 185:Her canlı ölümü tadacaktır. Diriliş günü elbette, ödülleriniz size eksiksiz olarak verilecektir. Kim ateşten kurtarılıp cennete alınırsa, artık o gerçekten kurtulmuş olur . Oysa, dünya yaşamı ancak aldatacı bir zevkten ibarettir.
Yanlış mealleri yüzünden insanlar dine sırtını dönmüşlerdir.Allah insanların dünyada işlediği günahlar için sabrederki o kulları af dileyip bağışlansınlar diye zaman verir ama ahirette ise artık hesap günü olduğu için Allah onların hesabını çok hızlı görür.Çünkü inanmayan insanlar ayetlerde Allah ceza vermede acele etmez bazı ayetlerde ise çok hızlı hesabını keser diyip çelişkili olduğunu söyler ama yukarıda açıklamasını verdik.
Yunus -70: Onlar için dünyada birsüre geçinme vardır, sonra dönüşleri bizedir. İnkarlarına karşılık onlara çetin bir azap tatırılacaktır.
Yanlış mealleri yüzünden insanlar dine sırtını dönmüşlerdir.Allah insanların dünyada işlediği günahlar için sabrederki o kulları af dileyip bağışlansınlar diye zaman verir ama ahirette ise artık hesap günü olduğu için Allah onların hesabını çok hızlı görür.Çünkü inanmayan insanlar ayetlerde Allah ceza vermede acele etmez bazı ayetlerde ise çok hızlı hesabını keser diyip çelişkili olduğunu söyler ama yukarıda açıklamasını verdik.
Bakara 99: Andolsunki, biz sana apaçık ayetler indirdik . Kuşkusuz onları sapkınlar inkar eder.
Bakar suresi1-10 Rahman ve Rahim olan Allah´ın adıyla
1-Elif Lam Mim. 2- Bu, kendisinde kuşku olmayan kitaptır. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için yol göstericidir. 3- Onlar gizli olanlara inanırlar, içtenlikle yakarırlar, kendilerine rızık/yaşamlık olarak verdiğimizden yardımda bulunurlar. 4- Onlar sana indirilene de, senden önce indirilenlere de inanırlar. Hiç kuşku duymaksızın ahitete de inanırlar. 5- İşte onlar Rab'lerinden (gelen) bir doğru yol üzeredirler ve kurtuluşa erenler de işte onlardır. 6-Birde inkar edenler vardırki, onları uyarsanda uyarmasanda birdir. Çünkü inanmazlar. 7-Allah, onların kalplerini ve kullaklarını damgalamıştır . Gözlerinde ise perde vardır. :İşte bu yüzden onları büyük bir azap beklemektedir. 8-Kimi insanlarda vardır ki, İnanmadıkları halde Allah ve ahiret gününe inandık derler. 9-Böylece Allah’ ı ve inanları aldatmaya çalışırlar . Oysa aldanan onlardır . Ne varki, farkında değildirler. 10-Kalplerinde bir bozukluk vardır, Allah da onlardaki bozukluğu arttırmıştır. Yalan söylemeleri yüzünden kendilerine acı veren bir azap da vardır.
Bakara-62: Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine özgü ödülleri olacaktır. Korku yoktur ve onlar üzülmeyecekler.
Bakara 254 : Ey inananlar; hiçbir pazarlığın, dostluğun ve aracılığın olmadığı o dehşet verici gün gelmeden önce, size verdiğimiz nimetlerden bir kısmını Allah için ihtiyaç sahiplerine harcayın! Unutmayın ki, Allah’ ın bahşettiği nimetleri O’nun yolunda harcamaktan kaçınan nankörler, zalimlerin ta kendileridir!
İbrahim suresi -31: İnanan kullarım söyle;İçtenlikle yakarışta bulunsunlar, ne alışverişin, ne de dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz yaşamlıkta Allah için gizli ve açık olarak harcasınlar.
Ali imran 158-162-163: Gerçek şu ki, ölsenizde, öldürülsenizde, Allah ın huzurunda toplanacaksınız. Allah’ ı rızasından koşan kimse, Allah’ ı öfkesine uğrayan ve son durağı cehennem olan kimse ile hiç aynı olurmu ?orası varılacak ne kötü bir yerdir. Onların Allah’ ı katında dereceleri vardır. . Ellebette ki, Allah yaptıklarınızı tümüyle görmektedir.
Nisa 38: Onlar ki Allaha ve ahiret gününe inanmadıkları halde sırf gösteriş olsun diye mallarını yardım için dağıtırlar . şeytan ki, kime arkadaş olursa, artık o, ne kötü bir arkadaştır.
Maide- 85:( Ahirete ve Tanrıya inanlar için )Böyle söyledikleri için Allah onları, altlarından ırmaklar akan cennetlerle lütuflandırdı. Sürekli kalıcıdırlar orada. İşte budur güzel davrananların ödülü.
Bakara 119: Hesap günü Allah şöyle diyecektir. Bugün doğrulara doğruluklarının fayda verdiği gündür. Onlara içinde ebedi kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte bu büyük bir kazançtır.
Enam 12: Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah’ ındır. " O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler. Hud suresi-98: Diriliş gününde firavun, halkının önüne düşer ve onlara sunulan ne kötü bir bağıştır. Ahiret azabından korkan için bunda elbette ki bir ibret vardır. O, insanları bir araya getiren bir gündür. Görülesi bir gündür o!( Bugün şıhları, şehleri önder alanlar bir düşünsün)
Enam 29-30 -32: 29 Dediler ki: "bu dünya hayatımızdan başka bir yaşam yok. Biz diriltilecek de değiliz. "30. Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Sordu: "Gerçek değil miymiş bu?" Dediler: "Rabbimize yemin olsun ki, gerçekmiş. " Dedi: "O halde, inkar edip durduğunuz için şimdi azabı tadın bakalım . 32-Dünya yaşamı basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir. Sakınıp korunanlar için ahiret yurdu elbette ki daha iyidir. Hala aklınızı işletemeyecek misiniz?Allah inanların mallarını ve canlarını, karşılığında kendilerine cenneti vermek üzere satın almıştır. Bu, Allah’ ı üzerine borç aldığı ve hem Tevratta, hemde incilde, hemde Kuranda yer verdiği sözlerdir. Allah tan daha çok sözünde duran kim olabilir ki. Öylese yaptığınız alış verişe sevinin . İşte büyük kurtuluş budur.
Araf suresi-8: o gün tartı dost doğrudur. Kuşkusuz tartıları ağır gelenler kurtulmuş olanlardır.
Araf suresi -38-40 : Allah buyurdu: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla iç içe girin bakalım ateşe. " Her ümmet girdiğinde, yoldaşına lanet okuyacaktır. Nihayet, hepsi orada bir araya gelince, sonrakiler öncekiler için şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bunlar saptırdılar. Ateş azabını/cehennem bunlara bir kat daha fazla ver. " Allah buyurur: "Her biri için bir kat fazlası var, fakat siz bilmezsiniz!"40-Muhakkaki ayetlermizi yalanlayan ve onlara kibirlenenlere semanın kapıları açılmaz.Hatta halat iğne deliğinden geçmedikçe cennete dahil olamazlar.Mücrimleri işte böyle cezalandırırız.(Diyanet: deve iğne deliğinden geçinceye kadar cennete giremeyeceklerdir.Ne alaka ayete deve kelimesi bile geçmemekte)
Araf suresi-46: İki taraf arasında bir perde ve A‘râf üzerinde de herkesi simalarından tanıyan er kişiler vardır ki bunlar, henüz cennete girmedikleri halde (girmeyi) uman cennet ehline, "Selâm size!" diye seslenirler. 47-Gözleri cehennem ehli tarafına döndürülünce de, "Ey rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma!" derler.Araf çok anlamı olan bir kelimedir.Araf erler bu kişiler öyle kişlerdirki kişileri görüp hal ve hareketlerinden, yüzlerinden önde ve arkada bıraktıklarını bilen onların kim olduğunu anlayan o kişi veya kişileri hak üzerinemi yoksa batıl üzerinemi olduğunu gören kişlerdir.Bir nevi o toplumun önderleri o toplumu hakka götüren kişi, o toplumada adeleti düzenleyen kişi ve kişiler.(Hakim yargıç, kadı, hoca vs gibi) ayetin devamına bakalım .48-ve onların simalarından tanıayan Araf ashabı er kişiler, onlara seslenerek şöyle dediler.’’Sizin topladıklarınız ve kibirlenmiş olduğunuz şeyler, size fayda vermez.’’Bakın burada Allah ahiret hayatı üzerinden dünayda yaşayan kullarına örnek vererek dünayada o kişilerin yükümlülüklerini hatırlatıyor.Araf sahipleri fakir fukaranın hakkını korumalı, hep hakkı ve adaleti gözetmedilidir.Yani Allahın kullandığı adaleti örnek göstererek sizde bunun gibi yapın(Kimse o yaradan gibi yapamaz ama onu örnek alarak o doğruyu kendimize hedef almalıyız)

erkanbalaban
Автор

Allah Muhammet için ya hü Hacıbektaş ehlibeyt selam olsun

halilibrahimboyur
Автор

keşke daha yavaş anlatsaydın çok hızlı anlatmışsın Ali Rıza abi

gunaycakmak
Автор

allah kuranda cenneti övüyor anlatıyor ve cennet için yarışın diyor sende cennet cehhennem o kadar da önemli değil aleviler için diyorsun tövbe haşa

alikirca
Автор

allah birdir hz muhammed onun resülüdür hocam adamsin

Hcbyup
Автор

Kuran ındıkden sonra ve bundan sorgulanacaksınız bu size yeter herşey detaylandırılmış dedikden sonra neden imamlara ihtiyacımız olsunki bu neyin yetkisi Allah ne yetkisi vermiş bu imamlara

alperenhaytaaa
Автор

4-Canlar Alevi olmak ayrı bir şey, Alevi (Ehlibeyiti ) sevenlerden olmak ayrı bir şeydir . Bu söylediğim ben Aleviyim diyen canlar içindir . Birgün Hz Ali efendimizin yanına bir grup gelir ve şöyle derler ya Ali biz aleviyiz, Hz Ali şöyle dönüp onlara bakar ve şöyle der siz Alevi değilsiniz . Oradakiler çok şaşırır ya Ali nasıl olur biz seni ve Ehlibeyitini çok seviyoruz. Şimdiki Ehli –sünnetiz diyenlerde bunu çok derler . Hz Ali onlara şu soruları sorar; insan olmak, Allah’a kul olmak, şefkat, Ahlak, Merhamet, dürüstlük, yetimi koruma, yaşam, ibadet, haram, helal, cennet, cehennem, rızık, inanç bir sürü soru sorar ve siz bunları yapıyormusun der ? oradakiler hayır der o zaman İmam Ali şöyle der : Biz Aleveyiz demeyin, siz alevilerden değilsiniz. Biz Alevileri sevenlerdeniz deyin . Yol bu kadar ağır canlar . Yaşamına EDEP ‘i koymayan insan Alevi olmaz. Alinin sözünün üzerine söz söylenmeyen bir inancın kendisidir Alevilik . Mevlana ne demiş ; Tut ki Ali’den sana miras kaldı Zülfikar. Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
Hur-an’ın HUD SURESİ 45. (Baki Güngör Dede)Ayet’te; Nuh Rabbine seslendi; — Rabbim oğlum benim ailemdendi doğrusu senin vaadin haktır. Sen hükmedenlerin en iyi hükmedersin.
HUD SURESİ 46. Ayet’te;— Allah; Ey Nuh! o senin ailenden sayılmaz. Çünkü kötü bir iş işlemiştir. Öyle ise bilmediğin şeyi benden isteme. İşte sana öğüt bilgisizlerden olma. İşte bu ayetlerde de göstermektedir ki belden olup ama imanı olmayanların evlat olmadığını beyan etmektedir. Ama evlat olmayıp ikrar verip imanı tam olanlar ise evlat olarak kabul edilir. Bundan dolayıdır ki Aleviliği 3 grup içinde işleyeceğiz.
1-) Aile bağı olan yani kan bağıyla soydan gelenler. Bunlara NESEBİ ALEVİ veya BELOĞLU denir.
2-) Kan bağıyla olmayıp soy dışından gelenlere de NASİBİ ALEVİ denir.
3-)Soy dışından gelenler ikrar vererek bağlananlara YOLOĞLU veya TALİP denir.
İşte Hz. Ali’nin soyundan gelen ve soydan gelmeyip ikrar vererek bağlananların hepsine ALEVİ denir. İKRAR aradaki bağdır. İkrar varsa bağ vardır. Yoksa bağ yoktur. İkrar verenler Ehlibeyt evine katılırlar. İkrar vermeyenler Ali evine dahil olamazlar.
1-NESEBİ ALEVİ (SOYDAN GELENLER, BELOĞLU) Soydan gelenler de Nesebi Aleviler de ikiye ayrılırlar.
1-) Keremler Sultanı Hz. Ali ile iki cihan serveri Alemlerin Rahmeti Muhammed Mustafa’nın kızı olan ismet ve iffet deryası Fatıma-tül Zehra’nın evliliğinden dünyaya zuhur eden evlatlarına EVLADI RESUL denilmektedir. Evladı Resul olan Hz. Ali ve Fatma-tül Zehra’nın evliliğinden olan Nesebi Aleviler de ikiye ayrılır.
a-) Barışın simgesi olan Hasan’ül Müçteba’nın (seçilmiş, kıymetli) soyundan gelenlere ŞERİF denir.
Şerif kelimesinin anlamı ŞEREFLİ SOY demektir. Bu soy daha çok ZEYDİYE MEZHEBİNE bağlıdır. İmam Hasan’ın Soyu: Müsenna ve Zeyt hazretlerinden yürümüştür.
b-) Şehitler Şahı İmam Hüseyin’in soyundan gelenlere ise SEYİD denir.
Seyid: Efendi anlamına gelir. Yolun Efendileri. Alevi grubu içinde en çok olanlar Seydiler’dir.
Anadolu’daki Rehber, Pir, Mürşitler, Ocaklar İmam Hüseyin soyundan gelenler SEYİDLER’dir. İmam Hüseyin’in Kerbela da üstlendiği misyon tarihsel bir önem arz etmektedir. Şehitler Şahı İmam Hüseyin kerbela çölünde kendisini, Ehlibeyt’ini, yarenlerini, yakınlarını feda etmeseydi İslam dini günümüze kadar ulaşması belki de olanak bulmayacaktı. Bu misyondan dolayı seyidlerin değeri Alevi toplumu içinde fazla olanıdır. İmam Hüseyin den sonra hem İmamet hem de Seyidlik İmam Zeynel Abidin’le yürümüştür. Zeynel Abidin den sonra gelen İmamlar seyid silsilesi içinde yer alırlar. İmam Hüseyin’in soyundan gelenlere aynı zamanda HÜSEYNİ denir.
2- NASİBİ ALEVİ( HZ. ALİ NİN HZ. FATIMA DIŞINDA DİĞER EŞLERİNDEN DOĞAN ÇOCUKLARI )
Keremler Sultanı Aliyyel Mürteza nın kadınlar Seyidesi Fatıma anamızın Hakk a yürümesinden sonra yaptığı evliliklerden doğan çocuklarından devam eden soydur. Şahı Merdan Aliyyel Mürteza nın Fatıma-tül Zehra dışındaki eşlerinden doğan çocukları iki gruba ayrılır.
1-) Muhammed Hanifidir. Gelenler ki bunlara HACEGAN denir. Hacegan: Engin ilme sahip olan aile demektir. Bu soy içinde en meşhurları Türkistan Piri Şah Hoca Ahmet Yesevi dir. Bu soy genellikle Muhammed Hanefi nin adına kurulan HANİFİYE veya diğer adı KEYSANİYE MEZHEBİ NE bağlıdır.
2-) Celal Abbas tır. Gelenler ki bunlara EVLADEN denir. Evladen: Keremler Sultanı Hz. Ali nin Fatıma-tül Zehra nın iki nuru olan İmam Hasan, İmam Hüseyin ve Muhammed Hanefi nin dışında kalan çocuklarından gelen soya verilen isimdir. Hz. Ali nin evlatları olarak adlandırılan çocuklarıdır. Bu soyun içinden en meşhur olanı Kerbela da İmam Hüseyin in sancaktarı olan Celal Abbas Hazretleridir. Evlad zincirinden gelenler de 12 İmam silsilesine bağlıdır. Alevi inancı içerisinde Hz. Ali nin çocuklarının meydana getirdiği 17 Kemerbestlerin 14 ü bu gruba dahildir. Diğer 3 Kemerbest ise Hz. İmam Hasan, Hz. İmam Hüseyin ve Muhammed Hanifi dir. 17 Kemerbestler iki gruptur. Biri Hz. Ali nin evlatlarının meydana getirdiği, diğeri de Hz. Ali nin elinde Kemerbest olandır. Şerif, Seyid, Hacegan, Evladen olarak ifade ettiğimiz ve Hz. Ali nin soyundan gelenlere Nesebi Alevi, Beloğlu soydan gelenler diyoruz.
3- YOLOĞLU, TALİP OLANLAR, İKRAR VERENLER
Hidayet Işığı darda kalanların inayet eli, Kerem Kani Şahı Merdan Ali nin soyu dışında kalan Müslümanların herhangi birisinin kendi hür iradesi ile Şahı Merdan Ali nin soyuna bağlanan Rehber, Pir, Mürşitlerden herhangi birisine ikrarı bend olup bağlananlara verilen isimdir. İkrarla bağlananlara NASİBİ ALEVİ denir. Hakk ın Hakikatini Mürşitler bilir. Bundan Nasip almak isteyenler talip olur. Talip olanda hakk ın hakikatini talip eder. Nasibini alır. Kur-anı Kerim bir mürşide bağlanmayı, vesileleri en iyi şekilde kullanmamızı ifade ediyor.
MAİDE SURESİ 35. AYET; Ey inananlar! Allah ın gazabından sakının. Ona ulaşmak için vesileye ( Allaha giden yol, makam Allah katında makam arayın, Mürşide ) bağlanın ve onun yolunda çok gayret sarf edin ki kurtulasınız.
Tevessül konusu İslam kültüründe çok derin bahislerin olduğu bir konudur. Konunun aydınlanması için bir çok bahislerin açıklanması gerekmektedir. Ancak burada kısaca birkaç noktaya değineceğiz: Eğer Ehlibeyt’e tevessül ederek onlardan bir şeyler talep ediyorsa bunun nedeni; İmamların Allah’ın hücceti ve yüce Allah’la kulları arasında vesile ve vasıta olmalarındandır. Onlardan bize ulaşan her şey Allah Teâlâ’nın izni ve onun lütfü gereğidir. yüce Allah bizden istek ve dileklerimiz için vesile ve vasıta karar kılmamızı istemektedir. En üstün vesile ve vasıta Allah Teâlâ’nın hüccet karar kıldığı ve en üstün yakınlık derecesinde oturttuğu ve Allah Teâlâ’ya mahlukları arasında en yakın olan kişileredir. Dolayısıyla “tevessül dua”sında Ehlibeyt’i (a.s) Allah katında kendimiz için şafi karar kılarak onların vasıtasıyla Allah Teâlâ’ya yüz çevirmekteyiz.”
Kur’an-ı Kerim’in ayetlerinden de büyük ilahi enbiyaların Allah Teâlâ’nın izniyle insanların hacetlerini yerine getirdikleri ve yine Allah Teâlâ’nın izniyle insanların yapamayacakları şeyleri yaptıkları anlaşılmaktadır. Bu konu şirk olmamakla birlikte, bilakis tevhidin ta kendisidir. Çünkü bu işlerin tamamı ilahi izinle gerçekleştirilmekte ve onun emriyle olmaktadır.
Ayete bakalım;Hakk ın Hakikatine, göksel hazinenin sırrına, Marifet denizinin incisine, Kendinde ki Hakk ı bulmak isteyenlerin bir Mürşide bağlanması halini hal etmesi gerekir. Kalıplar bir Mürşide, Pire bağlanmasıyla Talip olurlar. Alevilik hamları has, eğrileri doğruya, kalıpları, Talip çiğleri pişiren gerçeklik yoludur. Bu gerçeklik yolu Hz. Ali den onun evlatlarına onlardan da bizlere intikal etmiştir. İşte biz Şahın o gerçek yolunun sevdalılarıyız. Alevi inancında iki aşama vardır. Bu iki aşamada Kur-anın Maide Suresi 48. Ayetinde açıklanmıştır.

erkanbalaban
Автор

3-Size yaşanmış gerçek bir hikaye anlatayım, bu yukarıdaki ayetle ilgili nasılda bağdaşıyor . Moğalistana giden bir gazetecinin anılarından; moğalistanda bir türk boyundan bir çobanın geyik sürüsüne kurtlar saldırıyor ve 6 geyiğini öldürüyor ve işleri sürekli kötü gidiyormuş oda kabilenin bilginine gidip olayı soruyor(Gama), oda tevini alıp semah döner gibi dualar ediyor sonrasında bayılıyor. Çoban soruyor ne oldu oda şöyle diyor: Senin eşin ırmak kenarında bir ceylan yavrusunu öldürmüş, sonrasında o yavrunun kanı ile nehiri kirletmiş git eşinle o yere ceylan yavrusu ve suyun ruhundan özür dile, çünkü tüm ruhlar Allaha aittir ve hiç bir şey onda ayrı değildir. Onlarda Yaradan adına o ceylan yavrusundan ve suyun ruhundan özür diliyorlar(Alevilerde su kutsaldır) ve o olaydan sonra işleri tamamen düzeliyor. Alevi inancında ise insana, Hayvana ve doğaya saygı sonzudur çünkü hepsi Allah’ ı nurundan oluşmuştur canlar. Yol bu kadar hassas ve ince .
Bazı insanlar ve mehzepler iman konusunda kendilerinde bir yetki varmış gibi diğer insanları iman konusunda karalarlar.Bakalım Allah ne demiş bu konu hakkında.
Muhammed suresi-30: (Ey Muhammed!) Eğer dileseydik, onları(Münafıkları) sana gösterirdik de sen onları yüzlerinden tanırdın. Andolsun, sen onları konuşma tarzlarından (seslerinin tonundan) da tanırsın. Allah, bütün yaptıklarınızı biliyor.Yani Ey Muhammed eğer biz isyeseydik o münafıkları iki yüzlüleri yüzlerine bakarak onları kolay tanıma özelliğini sana verirdik der ve sende onları kolayca tanımanı sağlardık der.Yani insanların yüzüne bakarak imanlılık durumunu belirleme yeteneği verme .Bu ayet ne diyor biz Muhammede’e bile insanların imanlılık konusunuda konuşma yetkisini vermedik.Şimdi kalkıpta kimse kimsenin imanını değerlendirmesin.
Sebe suresi 25-26:De ki . bizim işlediğimiz suçtan siz sorumlu değilsiniz, bizde sizin yaptıklarınızdan sorumlu değiliz. 26 Deki, Rabbimiz hepimizi toparlar ve sonra aramızda gerçeğe göre hüküm verir. O, gerçeği ortaya çıkaran ve gereğince bildirendir. (Alevi inançlarını hor gören, bu ibadetlerinden dolayı katledilenler, ibadet şekillerimizi yanlış görenler bu ayeti iyi düşünsün. Allah’ ı meclisinde toplandığımız zaman Allah’ ı hükümü mutlak doğru olandır)
Hz İbrahime karşı gelenler onu öldürmek isteyenlere bakın onlara beddua etmiyor veya kötü bir şey yapmıyor.Buradan çok ders çıkarılmalı kimyesi horlamak gerekir .O zaman ne yapmak gerekir ayete bakalım.İbrahim-36:Artık bana tabi olursa, bu sebeple o mutlak bendendir.Ve kim bana asi olursa, o zaman muhakkak ki ;sen gafur(Çok bağışlayan ve hoş görülüsün)Rahimsin(Bereket verensin)
Bakara/62:Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiilerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükafat vardır; onlar korkuya uğramayacaklar, mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir). ” (Cem-semah ibadettin hor görenler bu ayete ne diyecekler.Biz alevilerde Allah inancı, ahret inancı, meleklere inanç, kutsal kitapımız olan kuranı kerime inanç, peygamber inancımız vardır).
Ali İmran-85:Kim islam’dan başka bir din ararsa bilsin ki;Ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacak.
İlk bakışta bu iki ayet(Bakara-62, Ali imran-85) taban tabana zıt. Zıt olmasının sebebi bizim yanlış görüş ve bilgimizden kaynaklanmaktadır. O zaman bu ayetler ne demek istiyor ?
Bakara-62 bakalım.Yahudilik dininde iman etmeyene Yahudi denirmi?, Hıristiyanlık dininde hıristiyanlığa iman etmeyene hıristiyan denirmi?.Bu topluluklara Allah tarafından peygamberler ve kitaplar gönderildi.Bu ayette anlatılan bozulan tahrip olan inançlara mensup kişilerin ayette belirlenen ortak doğrulara imanın tesisidir.Allah ne diyor ortak değerlere gelirseniz toparlanırsanız tek bir yaradıcının olduğuna iman edeceksiniz onlar nedir;ahiret inancınız olacak yani hesap gününe iman, iyi ve faydalı işler yapacaksınız salih ameller yapacaksınız, insanlara faydanız dokunacak.Bu şekilde yaparsanız bu yaptıklarınızın boşa gitmeyeceğini vadini bakara suresi 62 vermektedir.İslam ne demektir; barışa, iyiliğe ve güzelliğe teslimiyetin adıdır.Zaten yukarıda verilen dinler islamdır.İslamın tanımını verdik bakar 62 diyorki bunları yaparsanız iman edip bunu filli olarak yaşamınıza geçirirseniz onlara korku yoktur diyor Ali imranda islamdan başka bir inancı kabul etmiyeceğini söyliyor.İlk bakışta taban tabana zıt görünen ayetler birbirini desteklemektdir.İslam ibadet dini değildir ululiyet dinidir.Siz İslamı namaz kılmak, oruç tutmak, Hacca gitmek zannediyorsanız çok büyük yanılgı içindesiniz.Bu saydığımız ibadetler tabiki Kuranda var inkar etmiyoruz ama onlarıda dinin temeli yapmıyoruz.
İnsan merkezli ve İslami-tasavvufi bir yorum olan “Alevilik”, kendi erkanları içerisinde birçok ibadet şeklini taşımaktadır. Manevi arınma meclisleri yani kişinin kendi “Miracı” olarak kabul gören cemler ise Aleviliğin en temel ibadet biçimidir. Cemlerin içerisinde ilahi aşkla yapılan bir diğer ibadet biçimi ise semahlardır canlar. ileriki konularda Cem ibadeti için detaylı olarak araştırmalarımı da sundum. .
Hadid suresi-28 Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Onun peygamberine inanın ki, rahmetinden size iki kat ödül versin, size yolunuzu gösterecek bir nur nasip etsin ve sizi bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.Bakın bu ayet hıristiyan ve Yahudilere hitap .Demekki Hıristiyan olsun Yahudi olsun bunlarda iman var.Ayet hey iman edenler diye başlıyor.Allah nediyor siz iman edenler takva sahibi olun gelin ve gelen o peygambere inanın(Hz Muhammede).
Kuran bir ayet vardır bazı meallerinde hıristiyan ve yahudileri dost edinmeyin diye yanlış tercümesi vardır . Orada şöyle demektedir hıristiyan ve yahudileri veli edinmeyin yani . Onlarla konuşa bilirsin, Komşuluk yapa bilirsin, onlara sevgi besleye bilirsin. Zaten Ehlibeyit sevgi demektir. Sadece onların inançlarının seni beynine ve kalbine girmesine izin verme demektir. (Çünkü onlar sonradan Hak İncil ve Tevratı değiştirdiler inançlarını bozdular. )
Mutaffifin suresi 29-32:Gerçek şu ki, suçlular dünyada inanlara gülerlerdi. Yanlarından geçtikleri zaman birbirlerine göz kırparlardı. Ailelerin yanlarına dönerkende eğlenerek dönerlerdi. İnanları gördüklerinde :Bunlar sapıtmış insanlar derlerdi. (Şimdiki Alevi inançlı olanların yaptıkları ibadetler için savrulan iftiralara bir bakın. Kuranın evrenseliği budur. Her daim örnekler le bize göztermektedir. Günahlar ve zalimlerin işleyiş hep aynı yalnız oyuncular farklı. Yukarıdaki konularda SAD suresi -62 tekrar bakın). İslam içinde farklılıklar mevcuttur Oruç olsun ibadet olsun . Yüce Allah ne diyor; Ben, isteseydim sizi tek bir ümmet ederdim diyor, ama ben her ümmet için bir ibadet ve bir ibadet şekli belirledim . (Maide suresi-48 . Bir bölümü)

erkanbalaban
Автор

Kral Alewiler ALLAHA Neden İnanmıyorlar.

sezeryararer
Автор

14-Burada biz Aleviler Ehlibeyiti nasıl sevmeliyiz.İmamdan Rızadan hadis verelim.Haşa ki insanların İmamların kulları olduğu söyleyenlere cevabı.
“Ey yerin ve göğün yaratıcısı, gizlide ve açıkta olanı bilen! Sen kendin bizim bu ümmetin zulüm ve sitemine ne kadar tahammül ettiğimizi bilmektesin ve buda onların bize ettiği zulümlerden birisidir. ”
Bu sırada olan Eba Selt’e dönerek şöyle buyurdu:
“Eğer bütün insanlar bizim kulumuz ise onları kime satabiliriz?”[15]
İmam Rıza (a. s) insanların, İmamların (a. s) kulları olduğu iddiasını kesin bir dille reddetmiş ve bu konuya açıklık getirmiştir:
“Bizim kastımız insanların bizlere itaatin gerekliliği konusunda kul (gibi) olmalarıdır (onları bizim yarattığımız ve sahipleri olduğumuz manasında değildir) ve bizi sevenler ve dini konularda velayetimizi kabul edenlerden olmalarıdır. Öyleyse bu sözümü burada olanlar olmayanlara ulaştırsın. ”[16],
Nahl suresi-51: Tanrı buyurduki : İki ilah edinmeyin . Sizin ilahınız tek bir Tanrıdır. O, halde yalnız benden korkun .
Bakara 165: İnsanlardan kimileri vardır ki, Allah’tan başka bazı varlıkları Allah’a denk tanrılar sayar da bunları Allah’ ı sever gibi severler. İnanlar ise en çok Allah’ ı severler. Keşke zalimler -azapla yüz yüze geldiklerinde anlayacakları gibi- şimdi de bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ ın azabının çok şiddetli olduğunu bilselerdi.
Maide 72- 73 : Allah, Meryem'in oğlu Mesih'tir" diyenler, andolsun ki, kafir olmuşlardır. Halbuki Mesih:“Ey İsrailoğulları, Rabbim ve Rabbiniz olan Allah’ ı ilah tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah'a bağlanın, saygıyla Allah'a kulluk ve ibadet edin. Şu bir gerçektir ki, kim ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah'a ortak koşarsa, gizli şirki yaşarsa, Allah cenneti ona haram kılar. Onun mekanı ateştir. Allah'tan başkasına kulluk ve ibadet ederek kendilerine zulmedenlere, müşriklere, Allah yoluna, Allah yolundaki faaliyetlere engel olanlara yardım eden de olmayacaktır. " Allah üç tanrıdan birisidir" diyenler, andolsun ki, küfre saplanmışlardır. Halbuki hak ilah, yalnızca bir tek ilahtır. Akıllarını kullanarak söylediklerinden vazgeçmezlerse eğer, içlerinden küfre saplananlara can yakıp inleten müthiş bir azap dokunacaktır. *
Maide -75: Meryem'in oğlu Mesih, bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Onun annesi de özü-sözü doğru biriydi. İkisi de yemek yerlerdi. Bak nasıl açıklıyoruz onlara ayetleri! Sonra bak, nasıl gerisin geri çevriliyorlar!Arkadaşlar burada şunu söylemek gerekir rızk tüm ayetlerde bu rızk kı yeme içme diye anlatılmıştır. Allah katın dan rızk vahidir.yoksa yeme içme değildir.Hz meryemi Allah beni der yani bana vahilendirdi demek(Hz Cibril gelip çocuğun olacak demesi gibi).Hz musanın annedisinde vahi etmiştir.(Vahi edilecek şeyi anne vahi etmiştik diyor kuranda) .Hz Zekeriya ne zaman odaya girse farklı bir konuyla Hz meryemle konuşuyor yeni bir bilgiyle konuşuyor.Hz Zekeriye ne diyor bunlar sana nereden geliyor o ne diyor rabbimin rızkıdır diyor.Şimdi Hz Fatıma annemizin Allah tarafından rızıklanmasına ne den tuaf bakarlar.Ruhül kudüs .ruhül bilgi demek kudüs ise ulaşılaz erişelimez bilgi.Bozulamaz bilgiyi getiren melek Allah ruhül kudüs ile meryeme bilgi göndermişti.
Maide 116: Allah buyurur: “Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara 'Beni ve annemi Allah’ ın yanı sıra tanrı edinin' diyen sen misin?” İsa der ki: “Sen her türlü noksandan ve ortaktan yücesin. Hakk’ ım olmayan birşeyi söylemek bana yakışmaz. Ben böyle birşey demişsem, Sen zaten onu bilirsin. Sen benim gönlümde olanı bilirsin; ben ise Senin zatında olanı bilemem. Görünmeyenleri ve gizlilikleri bilen Sensin.
Maide 117: Onlara, senin bana emrettiğin şu sözden başka bir şey söylemedim: 'Benim Rabbim ve sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin. ‘ İçlerinde olduğum sürece üzerlerinde gözetleyici oldum. Sen benim canımı alınca üzerlerine yalnız sen gözetleyici oldun. Sen ki, herşeyin tanığısın
Berae suresi 30-31: Yahudiler, Üzeyir, Allah’ ı oğludur dediler. Hıristiyanlar da Mesih, Allah’ ı oğludur dediler. Bu, onların ağızlarıyla uydurdukları sözlerdir. Onların sözlerini, kendilerinden önce inkarcı olanların sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin, nasılda saptırıyorlar. 31-Onlar, Allahtan başka bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesihi de rab olarak kabul ettiler. Oysa tek ilahtan başkasına kulluk etmemeleri emredilmişti. Ondan başka ilah yoktur . Allah, onların koştukları ortaklardan uzaktır.
Enbiya suresi 26, 27, 29 : Onlar, Bağışlayıcı olan Tanrı çocuk edindi. dediler . Hayır onların çocuk dedikleri Tanrının değerli kullarıdır. 27- Onlar onun sözünün önüne geçemezler :yalnız onun buyruğuyla ile iş yaparlar. 29-Onlardan kim kalkıp da ; Allah’ ı yanı sıra bende bir ilahım diyecek olursa, cezasını cehennemle veririz . Zalimleri biz işte böyle cezalandırırız.
Ahzab suresi:40, 45, 46, 57:Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. O, Allah’ ı Resulu ve Nebilerin sonuncusudur. Allah ise herşeyi gereğince bilmektedir. 45-Ey Resul, biz seni gerçekten bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak göndedik. 46-Ve biz seni, kendisinin izniyle Allaha çağıran ve ışık saçan bir kandil olarak göndedik . 57 Allah’ ı ve Resulu incitenleri Allah, dünyada ve ahirette de lanetlenmiş ve onlar için, alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Safat suresi 23:Allahtan başka tapmış oldukları şeylerle birlikte onların hepsini cehennemin yoluna sürün Bu Kurandaki ayetlerden sonra hangi akıl sahipi olan insanlar, başka bir insanı veya varlığa haşa Allah diye bilir veya Allah’ ı sever gibi sever ?

erkanbalaban
Автор

Alevilik Nedir : Alevilik, Allah Teala'nın sevgili kulu olabilmek için Kur'an ı rehber, Hz.Muhammed S.A.V.i Peygamber (resul-nebi), Hz.Ali yi ise mürşit bilmektir.Yani gerçek müslümanlığın bir kısım tarikat yollarına verilen isimdir.Bektaşilikte İslamiyet dört kapı, kırk makam öğretisiyle ve eğimiyle açıklanmıştır.Bu dört kapı, kırk makamın ne olduğu internetten kolayca bulunanilir.

Kamil-lvnn
Автор

5-MAİDE SURESİ 48. AYET; 10: Sanada(Ey Muhammed!) Kur-anı önce gelen kitabı tasdik ederek ve ona tanık olarak gerçekle sana indirdik. Allah ın indirdiği ile aralarında hükmet, gerçek olan sana gelmiş bulunduğuna göre onların arzularına uyma. Biz herbiriniz için bir Şeriat ve bir de aydınlık yol (tahrik, Minhac) tayin ettik. Allah isteseydi sizi tek bir ümmet yapardı. fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyiliklere koşun. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O, Hakk’ ında ihtilafa düştüğünüz şeyleri size haber verir.
Maide 48 de önceden gönderilmiş kitaplarda bazı bozulmamış kısımları tastik etmişitr.Hem tastik var hemde çürüğü çarıktan ayırma var.Yani seçip ayırma var.Bunları hepisini titizlikle yapıyor.Yani artık kitapla hükmet diyor yani bu kuranı süzgeç gibi kullanmalıyız hak ile batılı ayırmalıyız.Allah hepimiz için bir açık yol belirlemiş. Allah isteseydi sizi tek bir ümmet yapardı, demek ki Allah’ın tek isteği insanlrı tek ümmet yapmak değil.O zaman islam ümmeti neden tek ümmet olmaya çalışıyor ?zaten Allah isteseydi olurdu.Allah herkesi farklı farklı yaratmış.Farklı olduğu için farklı düşünecek, farklı algılayacak ve algıladığı gibi yaşayacak sonuçda Allah bunun değerlendirmesini ahirette yapacak biz değil.Tek ümmet olmamamızın sebebi imtahan içinmiş.İmtahan dan dolayı tek ümmet değilmişiz.Tek ümmet olsaydık imtahanın sırrı kalmazdı.O halde hayırlarda yarışın .Bakın Allah ilkeyi koydu .Kimin ne dediği değil hayırlarda ne yapıyoruz?.
Amaç dini farklı algılarının mutlaklaştırmak değil insanlığın, hayatın ortak doğrularını yapmada tatlı bir reakbet ortamı ile hayırlarda yarışmak.Kimse bu dünyada kalıcı değil.Ben senden farklı düşünücem, bunuda seninle muhalefet olmadan, kavga, dövüş olmadan bu farklılığı koruyacam zenginlik olarak görecem ve bunun hükmünü aihertte bırakacam.Ahirette Allah’a kimin ne yaptığını açıkça gösterecek.İnsanlığın genel sorunu bu Dini kendi babasının malı gibi düşünüyoruz ve bu din elden gitmesin diye hertürlü savunmayı yapıyoruz sonuçta kavga, dövüş sonuçtanda’ da ötekileştirme oluyor.Din ve vicadan özgürlüğü budur.Birisi için mukaddes olan bir şeyi sen kötülersen o kişi ile nasıl kardeş kalabilirsin .Her türlü ihtilaf edilen konularda Allah’a havale edilmesi gerekir ayette öyle diyor.
Bu ayetle bir toplumun, esenlik, barış, huzur içinde yaşaması için kurallar bütünü Şeriatı, birde kişinin gerçekliğe gitmesi için Tarikatı, aydınlık yolu işaret etmektedir. İşte biz Aleviler bu ayettin gerekleriyle Tarikata aydınlık yola Pirlerimizle, Mürşidlerimizle bağlanırız. Şeriat inancında şahadet (tanıklık) yeterlidir. Allah ın birliğine Muhammed Mustafa nın onun kulu ve elçisi olduğuna inanarak dil ile söyleyip, kalbiyle tasdik eder ve İlahi yasanın kurallarına uyarsa bu yeterlidir. Bu aşama Müslüman olma ve Şeriat ehlidir. Kişi Müslüman olduktan sonra Maide Suresinin 35. Ayeti gereği Hakk ın Hakikatine, göksel hazinenin sırrına ulaşmak için bir Mürşide bir vesileye bağlanır. Şura Suresi 35. Ayet gereği güzel Muhammed in Ehlibeyt ine sevgi ve muhabbetle bağlanır. Azab Suresi 56. Ayet gereği onlara teslim olur. Allah ın selam ve salavatını onların üzerine eyler. Müntahine Suresinin 12. Ayetinde belirtilen koşulları kabul edip bu kurallar eline, beline, diline sahip olup vücut azalarıyla kimseye zarar vermeyeceğine Fetih Suresinin 10. Ayetiyle ikrar verir. Bu andan itibaren aydınlık yola, minhac yoluna girmiş Hakk ın gerçekliğine doğru yol almaya başlar ve İslam olur.
Esenlik, barış içinde yol alır. Yola giren can teslimiyeti göstermiş olduğundan artık yol oğlu olmuştur. Yani Nesebi Alevi dir. Alevi inancında ikrar vererek yola giren cana Pirler, Mürşitler Taliplerine evladım, oğlum diye hitap ederler. MÜRŞİT YOL ATASI, TALİPTE YOL OĞLUDUR. Mürşidin eşi, annesi, kızı, kız kardeşi ve tüm akrabaları Talibin ana ve bacısıdır. Talibinde eşi, kızı, akrabaları da Mürşidin evlatları ana bacısıdır. Alevi inancına giriş Ayn-ül Cemle olur. Pirler, Mürşitler yola giren cana yolun kural ve kaidelerini telkin eder. Talipte Allah eyvallah der. Kabul ettiğini beyan eder. Kur-anı Kerimin
MUNTAHİNE SURESİNİN 12. AYETİ; 11: Ey Nebi! İnanmış kadınlar, Allah a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, başkasının çocuğunu sahiplenerek kocasına yalan isnadda bulunmamak ve uygun olanı işlemekte, sana karşı gelmemek koşuluyla sana biat etmeye (ikrar vermeye) geldikleri zaman, onları kabul et, onlar için Allah tan bağışlanma dile, doğrusu Allah bağışlayandır. Merhamet edicidir. Alevi inancında temel değerler olan Eline, beline, diline sahip ol desturu bu ayet emredilmiştir. Bu Ayetteki koşullar şunlardır: 1-) Allah ın varlığına tek ve mutlak yaratıcı ve hükmedici olduğuna inanmak. 2-) Hırsızlık, kendinin olmayanı almamak, sahiplenmemek. 3-) Kendi helalinden başkasına bakmamak, zina yapmamak. 4-) Kız çocuğunu öldürmemek, çocuklarına zarar vermemek 5-) Başkalarının çocuklarını sahiplenmemek. Erkek çocuğu olmayan kadınların bazıları cariyelerin çocuklarını sahiplenip, erkek çocuğu dünyaya getirmek şerefine nail olmak, kocasının gözünde değer sahibi olmak için böyle kötü şeyler yaparlardı. Kız çocukları eski Arap geleneklerinde gömülürdü. 6-) Her türlü yalandan uzak olmak. 7-) Güzel işleri yapmak. 8-) İkrar verdiği kişiye karşı gelmemek. 9-) İkrar verirken geçmişte yaptığı yanlış, hata, suçları için Yüce Yaratandan af dilemek. 10-) Allah ın bağışlayıcı, merhametli olduğunu bilmek. Alevi inancında Pir e teslimiyet şarttır. Teslimiyette ikrarla verilir. Kur-anın Fetih Suresi 10. Ayetidir. İkinci Akabe biatında güzel Muhammed bu ayetle Medinelilerin ikrarını almıştır. FETİH SURESİ 10. AYET; Ey Resul! Şüphesiz sana baş eğerek ellerini (ikrar için) uzatanlar, Allah a baş eğip el vermiş sayılırlar. Allah ın eli onların ellerinin üstündedir. Verdiği bu ikrardan dönen ancak kendi aleyhine dönmüş olur. Allah a verdiği ikrarı (sözü, biatı) yerine getirene Allah büyük sevap verecektir. Teslim olacak olan Talip, Hz. Muhammed i ve Hz. Ali yi temsilen onun soyundan gelen bir Rehbere, Pire, Mürşide elini uzatarak teslim olur. Mürşit Müntahine Suresinin ve İlahi yasanın, yolun kuralları olan koşulları telkin edip, Talipte kabul ettikten sonra Fetih Suresinin Ayetleriyle ikrarlarını alır. Talip bu ikrarla yola girmiş Alevi olmuştur. Artık yolun kural ve şartlarıyla hareket etmek zorundadır. İşte Nesebi, beloğlu, soydan gelen Pirlere ikrar vererek yola giren, Nasib isteyen yol oğlunun da hepsine verilen isim Alevi ismidir. Baki Güngör dedemizin ellerine sağlık çok güzel açıklamış bu konuları .
Burada şu konu çok önemli isterse dede pir olsun, o pir eğitimli ve bilgili olmalı yaşamı Alevi gibi olmalıdır.Kamil bir insan olmalı.

erkanbalaban
Автор

Dini anlamda alevilik : Allahu Teala'nın, Peygamberimiz Hz.Muhammed S.A.V.'e büyük Meleklerden Hz.Cebrail vasıtasıyla vahiy ettiği(gönderdiği), Onun da tepliğ edip, uyguladığ, Kur'an-ı Kerim de ki halis dinimiz İslamı, en doğru manada ve şekilde anlamak ve öğrenmek için, Hz.Ali yi, Ehlibeyti ve onları mürşit (yol gosterici)edinmiş, Allah dostu, velikulları-evliyaları şeyh(rehber) edinmek demektir.Alevilikte İslam Şeriatı tabiki vardır. Bektâşî inancında Dört Kapı Kırk Makam tarîkât mensubunun geçeceği maddî ve manevi aşamalardır. Hacı Bektaş Velî, Makâlât adlı eserinde tarîkâtinin öğretisini bu şekilde düzenlemiştir. Ona göre kul, Çalap Tanrı'ya Kırk Makam'da erer. Dört Kapı ile kastedilen dört esas: Şerîat, Tarîkât, Mârifet ve Hakîkât'tir. Bektaşlikteki birinci kapı (uyulması gereken birinci şart)şeriate uymaktır-uygulamaktır.Her kapıda ise on makam toplamda kırk makam vardır.Bunları merak eden interneten bulabilir.Hacı Bektaşi Velinin tekkesinde(tarikatında) verdiği İslami eğitim ve öğretimi kitabında açıkca yazmıştır ve bu öğretim ve eğitim de ki şeriat eğitimi  tamamen İslam Şeriatına uygundur.Hacı Bektaşi Veli'nin eserlerini inceleyen sünni din adamları, hocaları da bunu görmektedirler.Zaten Hanefi fıkıhının müçtehidi, Ebu Hanife de, fıkıhı Irak ekolünden yani Hz.Ali Okulundan almıştır.
Alevilik; Muaviye ve oğlu Yezit gibi  ve günümüzün yezitleri gibi, İslamı, kendi saltanatı, zenginliği ve dünyalık nimetler edinmek için suistimal etmek, dünya saltanatı ve zenginliği için Ahiret sadetinden vazgecmek değildir.
Türkiyede siyasi duruş anlamında alevilik ise : Atatürkçü Yurtsever(Vatansever)-Kuvayi Milliyeci olmak demektir.Zeten Atatürk te, osmanlıyım diyerek soysuzlaşmamış Türklüğüne sahip çıkan, alevimeşrep bir sünni mümin-müslümandır.Atatürkün vatan sevgisi kamil imanından kaynaklanmasaydı Allahu Tealaya değil, kendi saltanatını korumak için ülkesinden vazgeçen Osmanlı Padişahına kulluk eder, Türk Vatanını ve Milletini kurtarmazdı.

Yusuf-bihf