Hifa Hatun | İbrahim Halil Akboyun

preview_player
Показать описание
"Hz. Hifa Hatun ile Hz. Süheyb" in eşsiz hikayelerini, bir de İbrahim Halil Akboyun'un sesiyle dinlemenizi istedim. Beğenip, yorum atarak ve abone olarak destek olmanızı diler, şimdiden teşekkür ederim...

Seslendiren... İbrahim Halil Akboyun
Şiir... İsmail Şahin
Müzik... Dursun Ali Erzincanlı - Ümmü Zer

ŞÜKREDENLERDEN SUHEYB... SABREDENLERDEN HİFA!

Medine'nin kadınları hem güleryüzlü, hem de güzeldirler.
Ancak Hifa Hatun başka güzeldir ve bambaşka gülümser.
Öylesine sıcakkanlı ve öylesine samimidir ki kadınlar onu canları gibi severler.

Oğlu, abisi, erkek kardeşi olanlar akraba olmaya kalkar,
Onu ciddi ciddi sıkıştırır, araya hatırlıları koyup, izdivaç teklif ederler.

Hifa Hatun'un methi hızla yayılır ve çook uzaklara gider. Bırakın
hekimleri, tüccarları, vezirler, sultanlar sıraya girer. Ancak o Necaşi gibi bir İmparatoru bile reddeder sadece ve sadece ALLAH'ın rızasını diler.

Ama taliplerin ardı arkası kesilmez. Kimi ayaklarına halılar serer...
Kimi cevahirler döker... Yüz kızıl tüylü deveyi getirip kapısına bağlayanları mı sorarsınız, yoksa saray anahtarlarını önüne atanları mı?

Hifa Hatun bütün bunlara dönüp bakmaz bile, Efendimizin huzuruna çıkıp "EyALLAH'ın Resûlü bana cennete götürecek bir şeyler öğretirmisiniz." Doğrusu o, Peygamber Efendimiz'in 'gündüzleri oruç tut' ya da 'geceleri namaz kıl' gibi bir tavsiyede bulunacağını sanır ama Server-i Kâinat "Önce evlenmen lâzım zira bununla dininin yarısını emniyete alırsın!" Hifa hatun, büyük bir teslimiyetle boynunu büker ve "siz kimi münasip görürseniz ben ona razıyım" der.

Mâlum, o sıradan bir hanım değildir ve onu nikahına alacak erkeğin de "özel" olması gerekir. Lâkin Resûlullah ne kimseye ümid verir, ne de kimsenin ümidini kırar. Her zamanki gibi basit ve pratik bir çare bulur "yarın sabah mescide ilk gelenle evlen" buyururlar. Bu teklifi herkesin hoşuna gider, talipler erken kalkmak için tedbirler düşünür, kendilerince hazırlık yaparlar.

Bu haberi elbette Hazret-i Suheyb de duyar ama dikkate almaz. Zira o fakir ve kimsesiz biridir. Evi yurdu yoktur ve karnını zor doyurur. Kah ağaç altlarına uzanır, kâh mescid gölgelerine kıvrılır. Uzun boyuna rağmen o kadar zayıftır ki, rüzgar sert esse ayaklarını yerden kaldırır.

Ama bakın şu işe ki o gece ALLAHü teâlâ bütün sahabelere derin bir uyku verir, Hifa Hatun'un talipleri gözlerine çöken ağırlığa yenilirler. Resulullah Efendimiz her zamanki gibi imsak sökerken mescide gelir ve büyük bir merakla talihli sahabeyi bekler.

Efendimiz güzel bir hutbe okur ve nikah akidlerini yaparlar. Sonra şanslı sahabeye döner "Ey Süheyb" buyururlar, "şimdi hanımına bir hediye al ve tut elinden evine götür."Suheyb RadıyALLAHu anh ellerini çaresizlikle iki yana açar. "İyi ama" diye mırıldanır, "benim ne bir dirhem gümüşüm, ne de sığınacak evim var."

Hifa Hatun kocasının boynunu büktürmez, ona içinde on bin dirhem gümüş olan süslü bir heybe gönderir ve "filanca yerdeki köşkümü sana hediye ettim" der. Alemlerin Efendisi çok hislenir onlara hayır dualar ederler.

Süheyb, o gün Medine sokaklarında dolanır durur, akşama doğru utana sıkıla konağa sokulur. Kendisi için hazırlanan muhteşem sofradan ya bir, ya iki hurma alır ve "Ya Hifa" der, "biliyorum sen benim için bulunmaz bir nimetsin, ben ise senin için sadece mihnetim. Ben şükretsem gerek, sen sabretsen gerek. İster misin şu geceyi taat ve ibadetle geçirelim zira Efendimiz "Cennette yüksek bir çardak vardır. Orada yalnız şükredenlerle sabredenler otururlar." buyurdular. Ve öyle de yaparlar. Seccadelerini gözyaşları ile ıslatır, kalplerini zikr ile aydınlatırlar.

Cebrail Aleyhisselam olup biteni Resulullah Efendimize anlatır ve onları ALLAHü teâlânın cenneti ve cemaliyle müjdeler. Ertesi sabah, namazdan sonra Efendimiz Suheyb'i yanlarına oturtur "Ey
Süheyb" buyururlar "geceki halini sen mi anlatırsın ben mi anlatayım?"

Süheyb gözlerini kucağına indirir, zor duyulan bir sesle "ALLAHın Resulü en iyisini bilir" cevabını verir.

Efendimiz onlara "ne mutlu size İkiniz de cennetliksiniz" buyururlar, "... ve ALLAHü teâlâyı göreceksiniz!" Süheyb derhal secdeye kapanır ve "Ya Rabbi!" diye yalvarır, "o ki beni mağfiret ettin, günahlara bulaşmadan canımı al!"

ALLAHü teâlâ bu yanık duayı kabul eder, Suheyb, secdede kalakalır. Mescide bulunanlar ağlamaklı olurlar. Resulullah Efendimiz şoyle buyurdular "Size daha şaşılacak bir şey söyliyeyim mi? Şu anda Hifa Hatun da ruhunu Hakka teslim etti" .

Namazlarını, yüzü suyu hürmetine yaratıldığımız o yüce Server kıldırır. İkisini yanyana toprağa bırakırlar. Baş uçlarına küçük bir tahta çakar. Birine "Şükredenlerden Suheyb" yazarlar, öbürüne "Sabredenlerden Hifa!"
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Anlayıp da şükredenlere ve sabredenlere selam olsun

sevaldagtekin
Автор

Bu ne güzel tevafuk bende bugün bunu öğrencilerime anlatmıştım dilinize sağlık üstad 🤲🤲🤲🤲🕊️🕊️🕊️🕊️

benefsekardelen
Автор

Emeğinize yüreğinize sesinize sağlık 👏👏👏

nursel
Автор

tebrikler ..çok güzel yorumlamışsınız...

onlinereklamlar
Автор

Bir solukla ikikez dinledim. Ne güzel bir hayat, ebediyete giden bir başlangıç ve ne güzel bir yorum. Şükredenlerden Süheyb, sabredenlerden Hifa...

gulbeart
Автор

Ağzınıza Güzel Yüreğinize Sağlık Üstadım...

umutsimsek
Автор

Maşallah harika bir seslendirme olmuş. 👏👏👏👏👂👂👂👂

ibrahimtimur
Автор

Peygamber efendimize haşa şehvet düşkünü diyenler bunu iyi dinlesin.Haşa öyle olsaydı kendisi teklif ederdi, oda bunu kırmazdı, zaten.

topragnoglu
Автор

Duygulanirken duygulandirdin 👍👍👏👏👏👏👏👏👏👏

mirbayir
Автор

👏👏👏👍 sesinize yüreğinize sağlık. Hem huzur veren hem de etkileyici bir ses tonunuz var.

sonaydemiroglu
Автор

Çok Güzel Anlatmışsın Abim... ama bu devirde 8 senelik bir sevgi bile yetmiyor bazı insanlara. Benim Hastalığım buymuş ne yapalım Rabbim bizede sevmek nasip etmiş.

mehmetarat
Автор

Fon müziğin ismini söyleyebilir misiniz?

were_all_mad_here
join shbcf.ru