ismet özel amentü || ufak bi’ şiir tahlili

preview_player
Показать описание
Amentü | İsmet Özel

Şair, şiir boyunca kendisiyle yüzleşmekte ve yaşamındaki köklü değişimlere göndermeler yapmaktadır. Amentü başlığı bile şiirin nereye yönlendiğini göstermektedir.

Sizler için ufak bir okuma yaptık.
Şair “İnsan eşrefi mahlukattır.” sözünün mahiyetini anlamaya çalışırken yaradılışın dört unsurundan üçünü zikrediyor fakat bir tanesini (hava) atlıyor. Bunun nedenini şiir boyunca görüyor ve eksik unsuru son mısralarda “rüzgar” olarak buluyoruz.
Peki neden hava değil de rüzgar? Çünkü sosyalist bir yaşamda hava, rüzgar ve bunlarla paralel olarak ruh’un bir yansımasını göremiyor. Şimdilerde de böyle değil mi?
Ruh’u kabul etmiyor bilim dünyası, -izmler, düşünce akımları vs.
Bu ruh’suz Dünya’da insan, eşrefi mahlukatın mahiyetini nasıl anlasın?
Ancak “bir eylül günü bilek damarlarını keserek” başlanabilir böylesi bir sorgulama..

“Dilce susup
bedence konuşulan bir çağda
biliyorum kolay anlaşılmayacak..”
Dergimizi de bu sözlerle sırlamıştık. Biliyoruz, ona rağmen çabalıyoruz.
Varsın anlaşılmasın.

⚠️ Arapça rwḥ kökünden gelen rūḥ
"1. nefes, soluk, Rüzgâr, esinti, ruh,
2. güzel koku" sözcüğünden alıntıdır.

#ismetözel #amentü #filikasanat
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Muazzam... Bu nasıl bir yorum, nasıl bir bakış açısıdır yahu. İrkildim resmen 🌹🙏🏽

kavi
Автор

"Her nereye baksam evvela senin orada olmayışını görüyorum." Hin Avibi

ruya_avcisi
Автор

PARE-PEREST versus KAPİTAL-TAPAR
Üstad İsmet Özel, gizemli bir söz etmiş yine. Tefsire muhtaç, yani. Şöyle diyor: "Dünyadaki şeklin, nesi hoşumuza gidiyorsa, ömrünüz, sizin, o şekle, can atmanızla tükenecek. Bu şekil, şikayetinize sebep oluyorsa, anlayın ki, ömrümüz boyunca, noksan bıraktıklarınız, yakanıza yapışmaktadır."
"Dünyadaki şekil" dediği üstadın, yürürlükte
yani el'an cari olan kapital-perestlerin hakimiyetindeki demokrasi görünümlü demonkrasi yönetimleri yani emperyalizmin motivatörü kapitalizmdir. Kapitalizm, üstadın tanımıyla, sermayenin temerküz ve terakümüne dayalı bir pare-perestlik, kapital-taparlıktır. Buna, İhsan Eliaçık'ın, biraz uçuk olan, tekasürcülük yaklaşımını da, ekleyebiliriz.
Üstadtan yaptığım bu alıntının gizemini, baş tarafı, bir nebze de olsa, çözüyor aslında. Şöyle diyor, üstad: "Şunu aklınıza sokun ve sakın çıkarmayın: Siz, şahsınızdan sorumlusunuz. Mes'uliyet sahanızın içine, ne kainatın akibeti girer, ne de dünyanın aldığı şekilden, hesaba çekilmeniz söz konusudur."
Bu durumda mes'uliyetimiz, meşguliyetimizle ilgili gibi gözüküyor. Dünyanın, içinde bulunduğu mevcut şekil ve süreçten, memnun olup paralel bir hayat tarzı sürdürerek imrar-ı ömr eylemek, mes'uliyeti muciptir ve negatif neticeler, intac eder. Yani, haram, hata ve günahtır, akıntıyla uyumlu, hal ve gidişattan doyumlu yaşamak. Bir karşıt tavır alış ve duruş sahibi olunursa, ancak...
"... ömrümüz boyunca, noksan bıraktıklarınız, yakanıza yapışmaktadır." derken üstad, ihmal edilen ittika/sorumluluk gereklerinin, vicdan azabı olarak çekilmekte olduğuna, vurgu yapıyor. Cümlenin daha doğrusu paragrafın, başı ile devamı arasında, çelişki gibi görünen durumun izahı, üstadın tabiriyle, dünya sistemi karşısında takınılan zihinsel tutumun içeriğinde saklıdır, diye düşünüyorum.
Sabri Altuntaş, 01. 07. 2023

SabriAltuntas
visit shbcf.ru