Can Dündar: Avrupa’nın ruh hali...

preview_player
Показать описание
Sinema dünyası, Akademi ödüllerinin heyecanını yaşarken ben de Strazburg’da, Avrupa’nın en eski sinemalarından biri olan Odyssee Sineması’nın düzenlediği “Sınır Tanımayan Avrupa” başlıklı film yarışmasının (“Competition Europe Sans Frontieres”) jürisindeyim. Polonya’nın ünlü yönetmeni Krzyszstof Zanussi’nin başkanlığındaki jüri, Fransa’dan, Polonya’dan, İtalya’dan, Almanya’dan ve Türkiye’den isimlerden oluşuyor. Bir hafta içinde, farklı Avrupa ülkelerinden yarışmaya katılan 12 film izledik. İzlediğimiz filmlerin içeriği, yaşlı kıtanın şu anki ruh halini ele veriyor. Işıklar sönüp de Odyssee’nin tarihi kadife kırmızı perdesi aralandığında, perdeye neredeyse tamamen hüzün hâkim oluyor.
Yarışan filmlerden biri, Polonya’da yanlış bir yargı kararıyla 18 yıl hapis yatmış bir adamın, hapishanede yaşadığı korkunç deneyimi perdeye aktarıyor. Slovakya’dan gelen bir film, Ukrayna’da hamile tutukluların tutulduğu kadın hapishanesinden belgesel tadında görüntüler sunuyor. Bir filmde Nazilerin Auschwitz kampından kaçmayı başaran iki tutsağın öyküsünü, bir başkasında yine toplama kampından sağ kurtulmuş bir bebeğin, üç kuşak aile tarihçesini izliyoruz. Yarışan filmler arasında Atalay Taşdiken’in “Kan Kırmızı”sı da var. O filmin başrolünde de, işlemediği bir suçtan ötürü dokuz yılını parmaklıklar ardında geçiren bir adam var.
Filmleri peşpeşe izleyince, kötülük, şiddet ve en çok da adalet duygusunun, Batı’nın gündeminde ne kadar büyük yer işgal ettiği açıkça görülüyor. Sadece filmlerin içeriğinde de değil, Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelmiş biz jüri üyelerinin her film sonrasında yaptığımız sohbetlere de damgasını vuran konular aynı: İşgal, savaş korkusu, eksilen adalet duygusu…
Türkiye belki İkinci Dünya Savaşı’nın dehşetinin dışında kaldığı için, belki ekmek kavgası her derdin önüne geçtiği için Ukrayna savaşını gündemine almıyor; ama Batı kamuoyu, 1945’ten beri belki de en büyük travmasını yaşıyor. Dileyelim, korkular haklı çıkmasın.
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Büyük bir umutla bekliyoruz yurda dönmenizi Sayın Can DÜNDAR. Selam olsun vicdanınızdaki insan erdemliliğine, acıma duygusuna.

havvasahin
Автор

Filmler, gelecek ve gecmisteki olaylarin mesajlarini hayal ile harmanlayip sunan sanattir.. avrupa tarihsel olarak ilerleme surecinden duraganliga girmis boyutta .. sanat ve filmler bu duranligin en guzel gostergesi

zeugma
Автор

Burda değerleri bilinmeyen duayenler, dışarıda böyle değer görüyor.

serapgenc
Автор

Teşekkürler, duayen sağlıcakla kalınız.

serapgenc
Автор

Can bey sizi cok severek takip ediyorum iyi aksamlar dilerim.

naciyemanay
Автор

Sevgili Can içimizi karartmayacak haberleri ne zaman dinleyeceğiz senden ?
Seni dinleyenler (ben dahil) kömüre döndü yaw !

Автор

Filmlerin isimlerini yazabilir misiniz Can Bey?

fatihkirtas
Автор

Bu savaş Avrupa'nın çok bariz olan ikiyüzlü ve ırkçı ideolojisini gözler önüne sermiştir.

suleyman
Автор

O yüzden 53 Afrika ülkesinin 49 tanesinde Avrupa dili konuşuluyor.

edenmeru
Автор

Sizi cezalandiranlarda cezasız kalmayacak az kaldı can bey

gonulozden
Автор

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki gerçek Trauma, onlarca yıl önce, Kilise'nin yerini "Psikanaliz ve Psikoterapinin Genel Mülkleri" aldığında başladı. Jelzin de bu sosyal modeli Rusyada'da tanıtmak istedi, ancak Rus intihar oranı on kat arttığında ve alkol Ruslar için yeni bir anlam kazanınca, bu sosyal model çok insanlık dışı olduğu için hızla terk edildi.

kemalsener
Автор

Bu arada, Can Bey Avrupa sineması demişken, Rus filmlerinin Cannes Film Festivali'nden çıkartılması, Berlin Flarmoni Orkestrası'nın Rus şefinin kovulması gibi faşist ve ırkçı hareketler hakkında ne düşünüyorsunuz?

muratcay