Risale-İ Nurda Geçen Bu Hadis Uydurma mı? | AHMET KURUCAN

preview_player
Показать описание
Risale-i Nur'da geçen, namaz kılarken önünden geçen bir çocuğa Allah Resulü'nün (s.a.s.) beddua ettiği ve çocuğun ömür boyu yürüyemediği doğru mudur? Doğru ise, bunu İslam'ın genel ilkeleri ve Peygamberimizin şefkati ile nasıl bağdaştıracağız? Hadis hangi kaynakta geçiyor? Sahih mi? Uydurma mı? Eğer uydurma ise, Bediüzzaman gibi birisi neden bu rivayeti kitabına koymuştur?

Bizi Sosyal Medya Hesaplarından Takip Edebilirsiniz.

#AhmetKurucan #risaleinur #hadis
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Dönemin şeyhul İslami merhum Mustafa Sabri efendiye merhum nursiyi neden darul hikmeti İslamiye.ye aza olarak aldınız
Cevaben demiş zamanımızın hadis sahasındaki en muteber otorite o idi demiş
Biraz dikkat

huseyinozdemir
Автор

Peki kk. de Hz. Musa kıssasında, bir çocuğun ileride anna babasına isyankar hayırsız biri olacağı gerekçesiyle öldürülmesini nasıl yorumluyorsunuz hocam?

acisoylerimhemdecokaci
Автор

19. Mektup’un başında “Hem şu risaledeki ehâdis, hemen umumen eimme-i hadîsçe makbul ve sahih olmakla…” diye belirtilmiş. Acaba bizim bilmediğimiz başka sahih kabul edilen kaynaklarda mı görmüş? Üstad Hz’nin okuduğu bütün eserlerin tespiti yapıldı mı acaba?

aliakkiz
Автор

Edep yahu derler. Keşke bu kadarda hadimizi

information
Автор

Yıllar yıllar önce Mucizati Ahmediye risalesini okurken benzer bir soru benim de aklıma gelmişti.
Ama kimseye soramamıştım.
Gerçekten Allah razı olsun.

Alfa-xs
Автор

Herseyi düz akılla anlamak zor. Hz. Peygamber öyle demiş ve sonuç öyle olmuşsa zaten bu bir mucizedir. Bu durumu şefkatle değil hikmetle anlayabilirsiniz bence. Hikmeti de herzaman anlamak mümkün değil bence.

cuneytbostan
Автор

Şu risalenin başındaki esaslar çok mühimdirler. Hem şu risaledeki ehadîs, hemen umumen eimme-i hadîsçe makbul ve sahih olmakla beraber, en kat'î hâdisat-ı risaleti beyan ediyorlar. O risalenin mezayasını söylemek lâzım gelse; o risale kadar bir eser yazmak lâzım geldiğinden, müştak olanları onu bir kerre okumasına havale ediyoruz...
Said Nursî
Mektubat - 88

Bu adam Ustadın dediği risale başındaki esasları anlamamış ve şu risaledeki ehadîs, hemen umumen eimme-i hadîsçe makbul ve sahih dediğini gözden geçiryor…

ӨнерБілімБірлік
Автор

Arı su içer.bal akıtır yılan su içer.zehir akıtır Allah bizleri ulemaisuun şerrinden muhafaza etsin

mehmeterdem
Автор

Ahmet hocam açıklama için çok teşekkür ediyorum. Üstad Mucizatı Ahmediye risalesinin başında ihtar bölümünde, yanımda hadis kitabı yok. Rivayet ettiğim hadislerde metinlerde hata olabilir, düzeltilsin veya hadis bil mana denilsin diyor.

farukaliden
Автор

Yazık. Bu kadar kolay konuşmak. Peygambere bu işi yakıştırmayıp Allah’a yakıştırmak nasıl olacak. Allah küçük çocuğu öldürmesini kabul edip bunu peygambere yakıştırmamak ilginç geldi.

Ebazerr-ns
Автор

Allah üstadımızdan razı olsun ki bize böyle güvenilir bir kaynak bıraktı. Bu sayede bize birçok şeye ilaveten ahir zamana uygun ehl-i sünnet bakışı verdi ve Risale-i Nur da geçen hadislerin sıhhati için bir sened oldu. Gelelim sizin şefkat ve Kadı-i iyaz yorumuna. Bediüzzaman hazretleri sıhhat noktasında bir sorun görseydi sonradan birçok yeri tashih ettiği gibi tashih ederdi.

Prog
Автор

Peki Üstadın -“ Yazdırıldı” dediği bir kitapta bu mevzu hadislerin olması mümkün mü?

Halilkaya
Автор

Üstad Hazretleri Mektubat'ta şu şekilde bir mucize naklediyor:

"Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü vesselam namaz kılarken hırçın bir çocuk namazını katedip geçtiğinden Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm اَللّٰهُمَّ اقْطَعْ اَثَرَهُ (Allah'ım onun izini (ayağını) kes.) demiş. Ondan sonra çocuk daha yürüyememiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş." (Mektubat, On Dokuzuncu Mektup, On Üçüncü İşaret)

Mektubat'ta zikredilen bu mucize aynı zamanda Sünen-i Ebu Dâvud'da ve Kadı İyaz'ın Şifâ-i Şerif'inde de rivayet edilmektedir.

Ebû Dâvud'da geçen rivayet şu şekildedir:

Said bin Gazvan hac dönüşü Tebük'e gelmişti. Yere oturtulmuş sakat bir adam gördü. Yanına yaklaştı, niçin bu hâle düştüğünü sordu. Sakat adam şöyle dedi:

"Sana bir hadis haber vereceğim,  fakat ben sağ oldukça benden duyduğunu kimseye söylemeyeceksin. Hadise şöyle:

"Resulullah Tebük'e geldiğinde bir hurma ağacının önüne inmişti. 'Şu ağaç bizim kıblemizdir.' buyurdu. Ve hurma ağacına dönerek namaza durdu. Ben daha o zaman çocuktum. Koşarak geldim. Sütre olarak duran hurma ağacı ile onun arasından geçtim. Bunun üzerine Resulullah: 'O bizim namazımızı kesti, Allah da onun ayağını kessin.' dedi. O günden bugüne kadar ayağa kalkamaz oldum.” (Ebû Dâvud, Salât: 110)

İbni Hibban'ın rivayetinde bu çocuğun Büsr bin Râî el-Amr adında birisi olduğu belirtilmektedir. Mektubat'ta geçen hadisin Arapça metni İbni Hibban'ın rivayetinden alınmıştır. (bk. Sahihu İbni Hibban, 8/152)

akngurses
Автор

Belki burada şu ifadeyi kullansanız Üstad’ın bu hadisi neden sonraki değerlendirmelerinde Mücizât-ı Ahmediye’den çıkarmadığını daha iyi anlamış oluruz:
Sonuçta Üstad’ın yaşadığı tecrit, hapis gibi durumlarımdan ötürü bütün hadis kaynaklarına ulaşma gibi bir lüksü yoktu. Süleymaniye yada diğer kütüphanelere gidip el yazması eserleri tekrar inceleme imkanı olmadı. Dolayısıyla fotoğrafik hafızasında bulunan bilgilerle bu eserleri yazdı(rdı).

drferhatozturk
Автор

Cok emin konusmussunuz bence sizi degil ustadi dinlemek lazim diye dusunuyorum dinleyiciler lutfen sorularla risale ye baksinlar orda hadis alimlerinin yorumlarini okusunlar . Keske boyle kafalarin karisik olduhu bir donemde mucizati ahmediyenin guzelliklerinden bahsetseydiniz orda edendimizin sahabeyi kiramin guseliklerini genc dimaglara aktarsaydiniz bu yaptiginizin kime ne faydasi oldu inanmayanlar imana mi geldi inananlar supheyemi dustu …

muctebasaid
Автор

Değerli Hocam ne olur ama ne olur....Gördüğünüz hakları Aali tutun ve bize ketmetmeden aktarın, ...Zira üstad bile, kendisini de içine alarak bir kıstas verirken ne aşkın körlüğü ne de maslahati yaklaşımın isabetsizliği sizi söylemekten geri koymasın lütfen....


"Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hattâ benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. (Mihenk burada şeriattır.) Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz."


MÜNAZARAT

mehmetsener
Автор

Hocam Allah razı olsun.
Bu kisacik videonun içinde ilmin lezzetini tattık.
Hem araştırma, hem eleştirel düşünce, hem sorgulama, hem bir kaç açıdan bakma, hem aktarım hem bireysel kanaat..

Şahsım adına bu pişirdiğiniz yemekten çok lezzet aldım.
Normalde bu özellikleri barındıran ilmi dersler de çok lezzetli ama saatler alıyor. Dolayısıyla her zaman mümkün olmuyor. Sizin bu videoda, kısa süre almasına rağmen hepsini buldum. Elbette arkasında yılların emeği ve soruya cevap vermek için ayrılmış saatler var.
Allah razı olsun soruyu sorandan, sizden ve vesile olan herkesten.

eminey
Автор

Hadis âlimlerinin bu husustaki açıklamaları şu şekildedir:

"Önce şöyle bir sual akla gelmektedir: Namaz kılanın önünden bir insanın geçmesiyle namaz bozulmaz, öyleyse Peygamberimiz (asm) neden beddua etmiştir? Diğer taraftan, çocuğun henüz mükellef sayılacak bir yaşta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda çocuk, niçin böyle bir cezayı hak etmiştir?"

Bu sualleri sıralayan âlimler şu ihtimalleri zikrederek izahlarda bulunmaktadırlar:

- Her şeyden önce, bu çocuğun bir müşrik çocuğu olduğu kuvvetle muhtemeldir. Resulullah Efendimiz (asm)'in namaza durduğunu gören müşrikler, onun namazını ifsat etmek maksadıyla çocuklarından birisini tahrik edip onun (asm) önünden geçmesini tembih etmişlerdir. Onların bu haince planlarını fark edip gören Peygamber Efendimiz (asm), İslamın izzetini göstermek ve onların kötü niyetlerini defetmek için, çocuğun o hale gelmesini bir mucize olarak göstermiştir.

- Diğer bir ihtimal, bu çocuk her ne kadar çocuk görünüşlü ise de büluğ çağına gelmiş olduğundan, Resul-i Ekrem Efendimiz (asm), çocuğun, önünden kasti olarak geçtiğini anlamış ve böyle bir bedduada bulunmuştur. (eş-Şifâ, 1/632)

akngurses
Автор

Ekser Buharî, Müslim, Beyhakî, Tirmizî, Şifa-i Şerif, Ebu Nuaym, Taberî gibi kitablardan naklediliyor.
Halbuki bu nakilde hata olsa -hadîs olduğu için- günah olması lâzım geldiğinden, kalbim titriyordu.
Fakat anlaşıldı ki inayet var ve şu risaleye ihtiyaç var.
İnşâallah sahih bir surette yazılmıştır.
Şayet bazı elfaz-ı hadîsiyede veya râvilerin isminde bir yanlış bulunsa, tashih edilerek müsamaha ile bakmalarını ihvanlarımdan rica ediyorum.

Mektubat - 196

ahmetturkmen
Автор

Bir Sual: Deniliyor ki: Sen çok şeylere mütevatir dersin, halbuki biz onların çoğunu yeni işitiyoruz. Mütevatir birşey böyle gizli kalmaz?

Elcevab: Ülema-i Şeriat yanında çok mütevatir ve bedihî şeyler var ki, onlardan olmayana göre meçhuldür. Ehl-i hadîs yanında da çok mütevatir var, sairlerin yanında âhâdî de olmuyor ve hâkeza... Her fennin ehl-i ihtisası, o fenne göre bedihiyatı, nazariyatı beyan edilir. Umum halk ise, o fennin ehl-i ihtisasına itimad eder, teslim olur veya içine girer, görür. Şimdi haber verdiğimiz hakikî mütevatir veya manevî mütevatir veya tevatür hükmünde kat'iyyeti ifade eden vakıalar, hem ehl-i hadîs, hem ehl-i şeriat, hem ehl-i Usûlüddin, hem ekser tabakat-ı ülemada hükmünü öyle göstermiş. Gaflette bulunan avam veya gözünü kapayan nâdanlar bilmezlerse, kabahat onlara aittir. Mektubat ( 141 )

Murat.Bozlağan
join shbcf.ru