filmov
tv
[KBM] #14: İNSAN, KUR’AN ve ALLAH | İnsanın Yaratılışı | Kuranın Bilimsel Mucizeleri

Показать описание
BÖLÜM 14: KUR'ANIN BİLİMSEL MUCİZELERİ | İnsanın Yaratılışı: Merhaba arkadaşlar, bu videomuzda insanın yaratılışından bahsedeceğiz. İyi seyirler...
Sual Olunmaz'ı Sosyal Medyada takip edin!
Music: Composed By Ender Güney
İnsanın yaratılışını konu edinen pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerde öylesine bilgiler aktarılmaktadır ki 7. Yüzyılda yaşayan herhangi birisinin bu bilgilere ulaşması asla mümkün değildir. Biz de bu çok sayıdaki ayetten örnek olarak iki tanesini ele alacağız. Gelecek ayeti birlikte inceleyelim: “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı.” Ayette geçen alak kelimesi “asılı duran, tutunan madde, bir şeyin bir şeye asılması” manalarına gelmekte ve hatta deriye yapışarak kan emen sülükler için de aynı kelime kullanılmaktadır. Peki insanın yaratılışından bahseden bu ayette kastedilen mana nedir? Evet, bu konuyla ilgilenen bilim dalı olan Biyolojinin, insanın oluşumuna dair ne dediğine kısaca değinelim. Erkekten gelen sperm hücresi ile kadındaki yumurta hücresinin birleşimi “Zigot” adı verilen hücreyi meydana getirmektedir. Doğacak olan bebeğin özünü de oluşturan bu zigot hücresi, hızlıca bölünerek çoğalmakta ve bir et parçası halini almaktadır. Ancak, “zigot” büyümesini burada gerçekleştirmez. Toprak altında ilerleyen köklere benzeyen uzantılarıyla rahim duvarına tutunur ve böylelikle gelişimi için ihtiyaç duyduğu maddeleri annenin vücudundan emerek temin eder. İşte 14 asır öncesinde Peygamberimize nâzil olan bu ayetlerde, zigotu ayırt edici özellikleriyle, tam olarak tarif eden bir kelimenin tercih edilmesi, Kur’an’ın, insanın ve âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kelâmı olduğunu bir kez daha ispatlamaktadır. Şimdi de insanın, anne karnında geçirdiği evrelerden bahseden ayete geçelim: “…Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç karanlık içinde yaratmaktadır…” Ayette görüldüğü üzere, anne karnındaki bebeğin 3 katmanlı bir yapı içerisinde geliştiği söylenmektedir. Nitekim modern biyoloji de, anne karnındaki 3 bölgenin varlığını ortaya koymuştur. Bu bölgeler şu şekilde isimlendirilirler. 1- Amniyon Zarı 2- Koriyon Zarı 3- Rahim Duvarı Zarı. Bunlardan amniyon, ışık geçirmeyen; koriyon, ısı geçirmeyen ve rahim duvarı da su geçirmeyen bir yapıya sahiptir. Bu üç katmanlı yapı, cenin için gayet korunaklı bir yer oluşturmakta ve böylelikle cenin, gelişimini tamamen kendisi için uygun koşullar içerisinde gerçekleştirmektedir. İşte bu bilgiler, ancak modern teknolojik aletlerle yapılan gözlemler sayesinde elde edilmiştir. İnsanlığın tıbbi konularda ayrıntılı hiçbir bilgiye sahip olmadıkları bir dönemde, Kur’an’ın böylesine detaylı olarak bilgileri doğru bir şekilde haber veriyor olması, elbette insan ürünü olmayıp Allah’ın Kelamı olduğunun apaçık bir delilidir.
Ayrıca şunu da belirtmek isteriz ki: Kur’an-ı Kerim’de yaklaşık otuz ayet insanın üremesine tahsis edilmiştir. Böylelikle Allah, bu ayetlerle dikkatleri varlığına ve birliğine çekmektedir. Şöyle ki; sıradan, aklı ve şuuru bulunmayan, gayet basit bir meni damlası nerede? Kompleks bir yaratılışa sahip olan, arzu ettiği gibi hareket eden, etkileyen-etkilenen ve üreten, düşüncesiyle maddi ve fizik ötesi âlemlerde gezinen, çeşit çeşit duygu ve hislerle ziynetlendirilen şu üstün özelliklere sahip varlık nerede? Evet, bu değişim, derinliği ölçülemez derecede karmaşık olan ve akılları hayrette bırakan bir değişim değil midir? Hem Mesela, alak meselesinde bahsettiğimiz gibi akıldan yoksun olan bir hücre yığını nasıl oluyor da birçok ihtimal arasından kendisi için en uygun hatta tek yer olan rahme doğru yol almakta ve yine nasıl oluyor da şuurdan mahrum olan embriyo, rahim duvarına yapışarak büyümesi için gerekli besinleri buradan elde edebilmektedir? İşte aktardıklarımızın tamamı, Allah’ın bizleri yaratırken her aşamayı en ince detaylarıyla planlayarak harika bir sistem kurduğunu ve aklımızın idrakinden aciz kaldığı böylesi bir faaliyeti gerçekleştirdiğini göstermektedir. Bu gerçeklere karşı inanmamakta hala ısrar edenler ve gaflet uykusundan uyanmakta güçlük çekenler için bakın Rabbimiz ne buyurmaktadır: “Sizi biz yarattık; o hâlde tasdîk etmeniz gerekmez mi? Peki söyleyin bana, akıtmakta olduğunuz menîyi! Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratanlar biz miyiz?” “Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?”
Sual Olunmaz'ı Sosyal Medyada takip edin!
Music: Composed By Ender Güney
İnsanın yaratılışını konu edinen pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerde öylesine bilgiler aktarılmaktadır ki 7. Yüzyılda yaşayan herhangi birisinin bu bilgilere ulaşması asla mümkün değildir. Biz de bu çok sayıdaki ayetten örnek olarak iki tanesini ele alacağız. Gelecek ayeti birlikte inceleyelim: “Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı.” Ayette geçen alak kelimesi “asılı duran, tutunan madde, bir şeyin bir şeye asılması” manalarına gelmekte ve hatta deriye yapışarak kan emen sülükler için de aynı kelime kullanılmaktadır. Peki insanın yaratılışından bahseden bu ayette kastedilen mana nedir? Evet, bu konuyla ilgilenen bilim dalı olan Biyolojinin, insanın oluşumuna dair ne dediğine kısaca değinelim. Erkekten gelen sperm hücresi ile kadındaki yumurta hücresinin birleşimi “Zigot” adı verilen hücreyi meydana getirmektedir. Doğacak olan bebeğin özünü de oluşturan bu zigot hücresi, hızlıca bölünerek çoğalmakta ve bir et parçası halini almaktadır. Ancak, “zigot” büyümesini burada gerçekleştirmez. Toprak altında ilerleyen köklere benzeyen uzantılarıyla rahim duvarına tutunur ve böylelikle gelişimi için ihtiyaç duyduğu maddeleri annenin vücudundan emerek temin eder. İşte 14 asır öncesinde Peygamberimize nâzil olan bu ayetlerde, zigotu ayırt edici özellikleriyle, tam olarak tarif eden bir kelimenin tercih edilmesi, Kur’an’ın, insanın ve âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kelâmı olduğunu bir kez daha ispatlamaktadır. Şimdi de insanın, anne karnında geçirdiği evrelerden bahseden ayete geçelim: “…Sizi annelerinizin karnında bir yaratılıştan öbürüne geçirerek üç karanlık içinde yaratmaktadır…” Ayette görüldüğü üzere, anne karnındaki bebeğin 3 katmanlı bir yapı içerisinde geliştiği söylenmektedir. Nitekim modern biyoloji de, anne karnındaki 3 bölgenin varlığını ortaya koymuştur. Bu bölgeler şu şekilde isimlendirilirler. 1- Amniyon Zarı 2- Koriyon Zarı 3- Rahim Duvarı Zarı. Bunlardan amniyon, ışık geçirmeyen; koriyon, ısı geçirmeyen ve rahim duvarı da su geçirmeyen bir yapıya sahiptir. Bu üç katmanlı yapı, cenin için gayet korunaklı bir yer oluşturmakta ve böylelikle cenin, gelişimini tamamen kendisi için uygun koşullar içerisinde gerçekleştirmektedir. İşte bu bilgiler, ancak modern teknolojik aletlerle yapılan gözlemler sayesinde elde edilmiştir. İnsanlığın tıbbi konularda ayrıntılı hiçbir bilgiye sahip olmadıkları bir dönemde, Kur’an’ın böylesine detaylı olarak bilgileri doğru bir şekilde haber veriyor olması, elbette insan ürünü olmayıp Allah’ın Kelamı olduğunun apaçık bir delilidir.
Ayrıca şunu da belirtmek isteriz ki: Kur’an-ı Kerim’de yaklaşık otuz ayet insanın üremesine tahsis edilmiştir. Böylelikle Allah, bu ayetlerle dikkatleri varlığına ve birliğine çekmektedir. Şöyle ki; sıradan, aklı ve şuuru bulunmayan, gayet basit bir meni damlası nerede? Kompleks bir yaratılışa sahip olan, arzu ettiği gibi hareket eden, etkileyen-etkilenen ve üreten, düşüncesiyle maddi ve fizik ötesi âlemlerde gezinen, çeşit çeşit duygu ve hislerle ziynetlendirilen şu üstün özelliklere sahip varlık nerede? Evet, bu değişim, derinliği ölçülemez derecede karmaşık olan ve akılları hayrette bırakan bir değişim değil midir? Hem Mesela, alak meselesinde bahsettiğimiz gibi akıldan yoksun olan bir hücre yığını nasıl oluyor da birçok ihtimal arasından kendisi için en uygun hatta tek yer olan rahme doğru yol almakta ve yine nasıl oluyor da şuurdan mahrum olan embriyo, rahim duvarına yapışarak büyümesi için gerekli besinleri buradan elde edebilmektedir? İşte aktardıklarımızın tamamı, Allah’ın bizleri yaratırken her aşamayı en ince detaylarıyla planlayarak harika bir sistem kurduğunu ve aklımızın idrakinden aciz kaldığı böylesi bir faaliyeti gerçekleştirdiğini göstermektedir. Bu gerçeklere karşı inanmamakta hala ısrar edenler ve gaflet uykusundan uyanmakta güçlük çekenler için bakın Rabbimiz ne buyurmaktadır: “Sizi biz yarattık; o hâlde tasdîk etmeniz gerekmez mi? Peki söyleyin bana, akıtmakta olduğunuz menîyi! Onu siz mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratanlar biz miyiz?” “Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?”
Комментарии