filmov
tv
Kalemi Kırılmıştır İftirası! | 5

Показать описание
Alparslan Kuytul Hocaefendi “Tayyip Erdoğan’ın kalemi kırılmıştır” derken neyi kastetti?
Ve sonra diyor ki, ben “Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” demişim. “Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” dedim, neyi kastettin? Size gösterilen ve sizin de televizyonda gösterdiğiniz kısım alçakça kırpılmış bir bölümdür. Ben onu mu kastettim? Benim orada söylediğim şeyin öncesi var. Cümlenin başını almamışlar. Öncesinde diyorum ki: “Şu şu olaylar büyük güçler tarafından Tayyip Erdoğan'ın kaleminin kırıldığını gösteriyor.” Tayyip Erdoğan'ın kalemini ben mi kırdım? Benim ne öyle bir gücüm ne de öyle bir düşmanlığım var. Ben olayları anlatıyorum. Biden’ın, o zaman başkan yardımcısıydı, Türkiye'ye geldiğinde bütün partiler ile görüşüp Erdoğan'la görüşmeden gitmesi, Muhammed Ali'nin cenazesinde oraya kadar gittiği halde tabutuna omuz vermesine izin vermemeleri, Diyanet İşleri Başkanı orada Kur'an okumak istediği halde onun Kur'an okumasına bile müsaade etmemeleri, Muhammed Ali'nin ailesinin Erdoğan'la fotoğraf çektirmemesi, bir Afrika Devlet Başkanının taht gibi bir yerde oturması, Erdoğan’a da kötü bir sandalye vermesi… Bu gibi şeylere bakarak sadece bir siyasi analizde bulunmuştum. “şu şu olaylar gösteriyor ki Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” Alçaklar baş kısmını kesmişler, orayı almışlar. Siz de hemen buna inandınız. O bir siyasi analiz. Dediğim doğru çıkmadı mı? Ben o sözü darbeden bir gün evvel değil 5 defa söylemişim. En son söylediğim darbeden 14 gün evvel: 1 Ağustos. Ondan evvel Şubat'tan itibaren o tarihe kadar da 4 defa daha söylemişim. Hepsinde de açıklamalar yapıyorum. Orada neyi kastettiğim ortada. O konuşmayı kırpan alçaklar bu konuşmamdan ötürü de mahkeme açılmasını sağladılar. Bunun gibi 20 konuşmanın hepsinden de beraat ettim. O konuşmaların asıllarını hâkimlere gösterdim. Orada neyi kastettiğimi hâkimler anladılar. Hepsinin asıllarını izlediler. Hatta ben hâkime açıklama yaparken hâkim bana dedi ki: “Çok açıklama yapmanıza gerek yok, biz zaten açıklamalarınızı izliyoruz. Hatta neyi kast ettiğinizi anlamak ve doğru karar verebilmek için videolarınızı sizin müritlerinizden fazla izliyoruz. Sizin mimiklerinize varana kadar izliyoruz.” Ağır ceza mahkemesinin reisi böyle söyledi. Bütün bu konuşmaların hepsini izlediler ve bana beraat verdiler. Ben orada siyasi analiz yaptım. Ve dediğim doğru çıkmadı mı? Darbe girişimi olmadı mı? Haksız mıymış? Ben orada iyi niyetli ikazda bulunuyorum. Diyorum ki: “Şu şu olaylar gösteriyor ki büyük güçler Tayyip Erdoğan'ın kalemini kırmışlar. Başarılı olurlar olmazlar, ayrı bir mesele ama kırmışlar.” Ben siyasi bir analizde bulunuyorum. Ben bunu dedikten aşağı yukarı belki bir sene kadar sonra Profesör Mete Gündoğan, Narkoz adlı kitabında aynen benim bu cümlemi kullanıyor: “Tayyip Erdoğan'ın da kalemi kırıldı” O zaman onu da mahkemeye versinler. O da orada siyasi bir analiz yapıyor. O da meseleye başka açıdan bakıyor. Bazı olaylar anlatıyor ondan sonra diyor ki: “Bunlardan ötürü anlaşılıyor ki, Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır.” O da aynısını söylüyor. Öyle de olmadı mı? Gerçekten de darbe girişimi olmadı mı? Allah bana siyasi analiz yapma kabiliyeti vermiş diye, Allah bana olayları anlama, uzağı görebilme kabiliyeti vermiş diye suçlu mu oluyorum? Tebrik edeceğinize, takdir edeceğinize mahkemelik ettiniz. Yetmiyor. Beraat ettim. Yine mi aynı yalanlar, aynı iftiralar devam edecek? Beraat ettim yetmedi mi? O “Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” konuşmasıyla neyi kastettiğimi zaten daha önceki konuşmalarımda da anlatıyorum. “Onunla şunu kastettim” diyorum ve o konuşmanın baş taraflarında var. O kısımları arkadaşlarımız göstersinler. Onu izleyelim neyi kastettiğimi herkes daha iyi anlasın ve bu iftira artık bitsin.
📺 Ana Sayfaya Dönmek İçin:
📺 Son Yüklenenler:
📺 Oynatma Listeleri:
🌎 Web Sitemiz:
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz
Twitter:
Instagram:
Facebook:
Bizimle iletişime geçmek için Whatsapp hattı:
Alparslan Kuytul WhatsApp İletişim Hattı: 0543 782 80 40
Ve sonra diyor ki, ben “Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” demişim. “Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” dedim, neyi kastettin? Size gösterilen ve sizin de televizyonda gösterdiğiniz kısım alçakça kırpılmış bir bölümdür. Ben onu mu kastettim? Benim orada söylediğim şeyin öncesi var. Cümlenin başını almamışlar. Öncesinde diyorum ki: “Şu şu olaylar büyük güçler tarafından Tayyip Erdoğan'ın kaleminin kırıldığını gösteriyor.” Tayyip Erdoğan'ın kalemini ben mi kırdım? Benim ne öyle bir gücüm ne de öyle bir düşmanlığım var. Ben olayları anlatıyorum. Biden’ın, o zaman başkan yardımcısıydı, Türkiye'ye geldiğinde bütün partiler ile görüşüp Erdoğan'la görüşmeden gitmesi, Muhammed Ali'nin cenazesinde oraya kadar gittiği halde tabutuna omuz vermesine izin vermemeleri, Diyanet İşleri Başkanı orada Kur'an okumak istediği halde onun Kur'an okumasına bile müsaade etmemeleri, Muhammed Ali'nin ailesinin Erdoğan'la fotoğraf çektirmemesi, bir Afrika Devlet Başkanının taht gibi bir yerde oturması, Erdoğan’a da kötü bir sandalye vermesi… Bu gibi şeylere bakarak sadece bir siyasi analizde bulunmuştum. “şu şu olaylar gösteriyor ki Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” Alçaklar baş kısmını kesmişler, orayı almışlar. Siz de hemen buna inandınız. O bir siyasi analiz. Dediğim doğru çıkmadı mı? Ben o sözü darbeden bir gün evvel değil 5 defa söylemişim. En son söylediğim darbeden 14 gün evvel: 1 Ağustos. Ondan evvel Şubat'tan itibaren o tarihe kadar da 4 defa daha söylemişim. Hepsinde de açıklamalar yapıyorum. Orada neyi kastettiğim ortada. O konuşmayı kırpan alçaklar bu konuşmamdan ötürü de mahkeme açılmasını sağladılar. Bunun gibi 20 konuşmanın hepsinden de beraat ettim. O konuşmaların asıllarını hâkimlere gösterdim. Orada neyi kastettiğimi hâkimler anladılar. Hepsinin asıllarını izlediler. Hatta ben hâkime açıklama yaparken hâkim bana dedi ki: “Çok açıklama yapmanıza gerek yok, biz zaten açıklamalarınızı izliyoruz. Hatta neyi kast ettiğinizi anlamak ve doğru karar verebilmek için videolarınızı sizin müritlerinizden fazla izliyoruz. Sizin mimiklerinize varana kadar izliyoruz.” Ağır ceza mahkemesinin reisi böyle söyledi. Bütün bu konuşmaların hepsini izlediler ve bana beraat verdiler. Ben orada siyasi analiz yaptım. Ve dediğim doğru çıkmadı mı? Darbe girişimi olmadı mı? Haksız mıymış? Ben orada iyi niyetli ikazda bulunuyorum. Diyorum ki: “Şu şu olaylar gösteriyor ki büyük güçler Tayyip Erdoğan'ın kalemini kırmışlar. Başarılı olurlar olmazlar, ayrı bir mesele ama kırmışlar.” Ben siyasi bir analizde bulunuyorum. Ben bunu dedikten aşağı yukarı belki bir sene kadar sonra Profesör Mete Gündoğan, Narkoz adlı kitabında aynen benim bu cümlemi kullanıyor: “Tayyip Erdoğan'ın da kalemi kırıldı” O zaman onu da mahkemeye versinler. O da orada siyasi bir analiz yapıyor. O da meseleye başka açıdan bakıyor. Bazı olaylar anlatıyor ondan sonra diyor ki: “Bunlardan ötürü anlaşılıyor ki, Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır.” O da aynısını söylüyor. Öyle de olmadı mı? Gerçekten de darbe girişimi olmadı mı? Allah bana siyasi analiz yapma kabiliyeti vermiş diye, Allah bana olayları anlama, uzağı görebilme kabiliyeti vermiş diye suçlu mu oluyorum? Tebrik edeceğinize, takdir edeceğinize mahkemelik ettiniz. Yetmiyor. Beraat ettim. Yine mi aynı yalanlar, aynı iftiralar devam edecek? Beraat ettim yetmedi mi? O “Tayyip Erdoğan'ın kalemi kırılmıştır” konuşmasıyla neyi kastettiğimi zaten daha önceki konuşmalarımda da anlatıyorum. “Onunla şunu kastettim” diyorum ve o konuşmanın baş taraflarında var. O kısımları arkadaşlarımız göstersinler. Onu izleyelim neyi kastettiğimi herkes daha iyi anlasın ve bu iftira artık bitsin.
📺 Ana Sayfaya Dönmek İçin:
📺 Son Yüklenenler:
📺 Oynatma Listeleri:
🌎 Web Sitemiz:
Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz
Twitter:
Instagram:
Facebook:
Bizimle iletişime geçmek için Whatsapp hattı:
Alparslan Kuytul WhatsApp İletişim Hattı: 0543 782 80 40
Комментарии