Mimar Sinan'ın Kalfalık Eseri : Süleymaniye Camii (Suleymaniye Mosque)

preview_player
Показать описание
Kaynaklar

Süleymaniye Camii
Kanuni Sultan Süleyman'ın gücü ve Mimar Sinan'ın dehasının göstergesi olan Süleymaniye Camii, 464 yıldır İstanbul'un kalbinde adeta bir mühür gibi durmaktadır.
Yahya Kemal’in "En güzel mabedi olsun diye en son dinin / Budur öz şekli hayal ettiği mimarinin Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi, Seçmiş İstanbul`un ufkunda bu kudsî tepeyi" dizeleriyle övdüğü cami İstanbul’un yedi tepesinden birisi üzerine inşa edilmiştir
Haliç’e doğru eğimli yamacın en uygun yerine yapılmış olan mabed bu konumuyla Galata kıyılarından, hatta Üsküdar’dan bakanlar için şehrin en etkili silüetini tamamlar. Hemen caminin yanında bulunan türbesinde yatan Koca Mimar Sinan bu şaheser için “kalfalık eserim” demektedir
1550 yılında padişahın da bulunduğu temel atma töreninde Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi ilk temel taşını mihrap duvarının yükseleceği kesime yerleştirir. 15 Ekim 1557 tarihinde, yani temel atıldıktan yedi yıl sonra cami tamamlanır. Bir cuma gününe rastlayan açılış merasiminde padişah “bu bina eylediğin beytullahı yine senin açman evlâdır” diyerek caminin anahtarlarını Sinan’a verir. O da ya “Fettah” diyerek caminin açılışını gerçekleştirir.
Süleymaniye’nin ziyaretçilerine huzur veren geniş bir dış avlusu vardır. Dış avludan iç avluya girişi sağlayan anıtsal boyutta üç kapı bulunur. İç avlu yirmi sekiz kubbeyle örtülü revaklarla çevrilidir. Avlunun revaklarını mermer, granit ve porfir sütunlar taşımaktadır. Ortasındaysa dikdörtgen şeklinde bir şadırvan bulunmaktadır. Avlunun 4 köşesinde bulunan 4 minarede, Kanuni Sultan Süleyman’ın 10. padişah olduğunu belirten, toplam 10 şerefe vardır.
Dört fil ayağı üzerine oturan caminin kubbesi 53 m yüksekliğindedir. Bu ana kubbe, iki yarım kubbeyle desteklenmektedir. Kubbe kasnağında 32 pencere bulunmaktadır.
Cami, süslemeleri açısından sade bir yapıya sahiptir. Mihrap duvarındaki pencereler vitraylarla süslüdür. Mihrab ve minber harika bezemeleriyle göz doldurur. Hünkar mahfili Mihrabın solunda mukarnaslı sütunlar üzerindedir.
Cami içinde çok kıymetli dört büyük granit sütun bulunmaktadır. Bunlardan ikisi İskenderiye ve Baalbek'ten, diğer ikisi ise İstanbul'da Kıztaşı ve Saray-ı Amire'den nakledilmiştir. Herbiri 40-50 ton ağırlığında olan bu dört sü¬tunu Mimar Sinan, Dört Halife'ye benzet¬mektedir.
Süleymaniye Camii’nin bir özelliği de Mimar Sinan’ın ilk olarak buraya is odası yapmasıdır. O dönemde elektrik olmadığı için caminin içi çok sayıda kandil ve mihrabın 2 yanına yerleştirilen dev mumlarla aydınlatılmaktadır. Mimar Sinan yanan mumlardan ve kandillerden çıkan isin camiye zarar vermemesi için orta kapının üstünde bir oda tasarlamıştır. Böylece kandillerden çıkan is meydana gelen akımla mihrabın aksi yönüne hareket ederek 4 adet küçük pencereden is odasında toplanmıştır. Bu odada biriken isle de mürekkep elde edilmiştir.
Koca Sinan sesin aksini kuvvetlen¬dirmek için de kubbenin içine ve köşelere 64 adet küp yerleştirmiştir. Bu say¬ede caminin içinde hassas bir akustik meydana getirmiştir.
Süleyman ve Sinan’dan sonra da zaman içindeki seyahatine devam eden Süleymaniye camii 1660 yılında çıkan yangından oldukça zarar görür ve Sultan 4. Mehmet tarafından tamir ettirilir.
Süleymaniye zaman zaman yaşadığı talihsizliklerle yıpransa da hala ihtişamından bir şey kaybetmeden ziyaretçilerini beklemekte ve ağırlamaktadır.

Biz de Yahya Kemal’in dizeleriyle “Ulu mâbed! Seni ancak bu sabah anlıyorum Ben de bir vârisin olmakla bugün mağrurum” diyerek varlığından duyduğumuz gururu dile getiriyoz.
#Süleymaniyecamii#suleymaniyemosque#muhteşemsüleyman#
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

İstanbul'da yaşadığımız yılları yaşamış gibi oldum. Güzel olmuş teşekkürler

muhammetsokmen
Автор

Yine efsane bi video gelmiş 😍 takipçileriniz hakettiğiniz seviyeye ulaşır umarım 🙏🏻

bakbanabak
Автор

Demirciler çarşısında altın satmaya çalışıyorsunuz. Ümidinizi kaybetmeden çalışmalara devam edin. Umarım başarılı olursunuz. Böyle kanallara ihtiyaç var çünkü. Teşekkürler....

hertelden