CELAL ŞENGÖR - KUR'AN'DA DAĞ OLUŞUM TEORİSİ ASLINDA TAM TERSİ

preview_player
Показать описание
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Pek dindar biri değilim ve sorgulayan birisi olarak şunu belirtmek isterim. Celal Şengör'e de saygım var. Bu konuda da kendi tezi 'Eğer dağlar depremden korusaydı heralde dağların olduğu yerde deprem olmazdı. Ancak tam tersi deprem ve dağlar aynı yerde bulunuyor hatta depremin sonıcu olarak dağlar oluşutor yani o kadar bunlar ayrılmaz ikili. Dolayısıyla dağların depremden korumak gibi bir etkisi yok. Ayet hatalı' şeklinde.

Bu duruma biraz ayrıntılı bakarsak Nahl suresinin 15. Ayetindeki 'Yeryüzüne sizi sarsmasın diye ağırlıklar/sabitleyiciler (revâsiye), yolunuzu bulabilmeniz için nehirler ve yollar yerleştirdi' meselesi bence Jeoloji ile çelişmiyor gibi. Kur'an'da dağlar için her zaman 'Cebel' kelimesi kullanılır. Revasiye kelimesinin dağ anlamı yok ama ilk tefsirciler zorlama yorumla burda bahsedilen olsa olsa dağlardır diyip "dağlar" diye açıklamışlar arkasından gelenler de bunu mutlak doğru gibi kabul edip meallere öyle çevirmişler. Aynı şekilde Enbiya suresi 31. ayet ve Lokman suresi 10. ayette de yeryüzü sizi sarsmasın diye ağırlıklar/sabitleyiciler (revâsiye) yaptık diye belirtir. Yine bu ayetlerde hiç bir yerde deprem(zelzele) kelimesi geçmiyor, "deprem olmasın diye" denmiyor, "sarsmasın diye" deniyor yani depremden değil depremin etkisünden bahsediliyor.

Jeoloji bilen herkes depremler sonucu dağların oluştuğunu biliyor. Yani sebep sonuç ilişkisi yönünden elbette dağlar depremi oluşturmuyor. Ama bunu geçtim önce düzlük bir yerde levhalara uygulanan itme çekmeler sırasında levhalar arasında bir kırık oluşarak fay hattı oluşuyor ve sonra levhalardan biri batarak diğer levha altına doğru girmeye başlıyor, bu sırada da altına girilen levha yavaş yavaş yükselerek dağları oluşturmaya başlıyor. Yani önce düzlük bir alanda deprem başlıyor sonra dağlar oluşuyor. Örnek Hint Levhasının Avrasya Levhası altına girmesiyle oluşan Himalayalar veya örnek Arap Levhasının Anadolu levhasının altına girmesiyle Güney Doğu Anadolu Torosları gibi bu fay hattının bir tarafında dağlar yükselir. Bunda sebep sonuç ilişkisi yönüyle ayetle çelişen bir durum yok yani dağlar oluşmadan önce iki levha düzken bu kuvvetlerin etkisiyle sonradan dağlar oluşur.

Ayette geçen asıl mesele dağların sarsıntıdan yani depremden değil depremin etkisinden koruyucu bir yapısı olduğudur. Günümüzde biliyoruz ki asıl sürtünmenin ve kırılma olduğu yani depremin oluştuğu fay hattı, tam dağın üzerinde değil de dağın eteğinde yani sıradağlar boyunca vadilerde oluyor. Örnek vermek gerekirse Kuzey Anadolu Fay hattı Kuzey Anadolu Dağlar'ının(Giresun Dağları, Canik Dağları, Küre Dağları) üzerinden değil de Gölova- Suşehri- Reşadiye- Erbaa- Suluova- Tosya gibi sıradağların güney eteğindeki vadi ve ovalarda bulunur ve depremler güneydeki bu vadi ve ovalarda oluşur. Böylece Fay'ın kuzeyinde de dağlar yükselir. Deprem bu dağ eteğinin güneyindeki vadi ve ovalarda oluyorken fay hattına kıyasla dağın üzeri ve arka kısmında yani Karadeniz sahiline bakan kuzey yamaçlarında depremler ya hissedilmez veya çok az hissedilir yani Kuzey Anadolu Dağlarının üstü ve Karadeniz sahiline bakan kuzey yamacında büyük depremler olmaz. Ayrıca dağların kayaç zemin yapısının alüvüyon ovalarından daha güçlü olduğu yani depremlerden zemin faktörü sebebiyle daha az etkilendiği de bir gerçektir. Yani burada sebep sonuç ilişkisi dağ olan yerde deprem olmaz değil! Ayette dağların etrafında deprem olmaz denmiyor, bu ifade yanlış. Ayette dağlar depremin etkisini sönümler denmek isteniyor

Yine Nebe 6., 7. ayetlerin çeşitli mealleri içinde bence en mantıklı bulduğum Mustafa İSLAMOĞLU'nun mealinde ifade ettiği
"Yeryürüzünü (sizin için) tarifsiz bir beşik kılmadık mı?
Ve dağları da (o beşiğin) ayakları?" ifadesi de bu görüşü destekler. Tefsirinde ise kazıkların beşiğe aidiyet taşıyan 'beşiğin(yeryüzünün) kazıkları' ifadesi ile 'beşiğin ayakları' kastedildiği ifade edilmiş.

Yani farklı meallerde 'beşik' yerine 'döşek' yani yatılan düz zemin diye ifade edilse de Nahl 15'deki yeryüzü ve revasiye ilişkisini yeryüzü-dağ ilişkisi olarak yorumlama biraz da bu Nebe 6 ve 7'deki dağ-beşik kazığı veya dağ-beşik ayağı benzetimünden hareketle oluşmuştur. Bu dikkate alındığında burda da bahsi geçen döşeğin sarsıldığı ve sarsıntıyı sönümlemeye dağların yardımcı olduğunu ifade ettiğini söylemek mümkündür. Bu kazıkları veya ayakları olan '(sarsılan) döşek' ifadesini "Beşik" olarak düşünmek bu yönüyle yanlış değildir. 'Beşiğin kazıkları' nedir? Beşiğin ayaklarıdır. Burada anlatılan bir hamak gibi beşikler de olabilir ve hamağın iple bağlandığı direkler de kastedilmiş olabilir. Ancak her durumda hali hazırda sarsıntı olan bir yerde dağların sarsıntıyı sönümlediği anlamı çıkarılabilir.

Benim anladığım bu ayetlerden çıkan sonuç dağların, beşiğin üzerinde sallandığı ayaklar veya hamağın bağlı olduğu direkler gibi çalıştığı, beşiğin ayakları gibiyse sarsıntıya zemin hazırlayanın beşiğin ayaklarının yuvarlak oluşu yani ayağın yakınındaki boşluk(fay hattı) olduğu, eğer hamak gibiyse de sarsıntı oluşmasına zemin hazırlayanın hamak ile direk arasında "ip"(fay hattı) olduğu ve her durumda sarsılmaya müsait bir bölgenin hemen yanında dağların olduğu hem de yine beşik ayakları gibi sallanışın sönümlendiği yer olarak ifade edildiğidir. Bu yönüyle bakılınca aslında jeoloji ile bir çelişki durumu yok gibi.

Zaten neml suresi 88. ayette dağlar'ın gökteki bulutlar hibi hareket ettiği anlatılıyor. Levha tektoniği ile uyumlu bir ifade. "Dağları görürsün, onları hareketsiz sanırsın. halbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler. Bunu, her şeyi sağlam ve yerli yerince yapan Allah yapmıştır." Eğer Nahl 15, Enbiya 31, Lokman 10, Nebe 6, 7'de dağların sabit olduğundan bahsediliyor olsaydı çok daha açık aşikar şekilde dağların hareketli olduğundan bahseden Neml suresi 88. ayetini nasıl açıklardık? Burada malesef bazı meal ve tefsircilerin bilgi eksikliği olduğu ve bu çelişki hakkında kafa yormadığı anlaşılıyor. Tefsirde emin olunmadan haddi aşacak yorumlarda bulunmak zarar verebilir.

Amacım tüm tabiat olayları ile Kur'an'ın anlatıdının örtüştüğünü ifade etmek değil. Böyle bir kaygım da yok. Sadece spesifik bir örnek üzerinden hareketle doğru gelmeyen noktaları ifade etmek istedim. Saygılarımla

orkunyucel
Автор

Ayete hata diyen ateistlere yanıtım:
Celal Şengör, "Gerçek tam tersi." diyor. Tam tersi, dağların depreme sebep olması demektir. Halbuki, dağların bir sebep değil de bir sonuç olduğu temel jeoloji bilgisidir. Jeolojiye göre dağlar depremin bir sonucu olarak oluşuyor. Bu, dağların olduğu yerde deprem olmaz demek değildir. Zaten dikkatli bakarsanız ayet, dağların olduğu yerde deprem olmaz demiyor. Bunu basit bir örnekle açıklayayım. Yağmurun bol yağdığı yerler, yeşilliktir. Fakat bu, yeşillik olduğu için yağmur yağdığı anlamına gelmez. İkisi, bir arada bulunsa da, yeşillikten dolayı yağmur yağıyor gibi bir durum söz konusu değildir. Aynı şekilde, depremlerin gerçekleştiği bölgelerde dağlar vardır elbette, fakat bu dağlardan dolayı depremler gerçekleşiyor anlamına gelmez. Hatta bunun için jeoloji bilmenize bile gerek yok. YouTube'da "deprem nasıl oluşur?" diye bir animasyon açarsanız, bunu siz de görebilirsiniz. Yerkabuğunda bulunan fay hatlarında hareketlenmeler oluyor, fay hatları birbirine sürtüyor, deprem oluyor ve dağlar oluşuyor. Yani dağlar hiçbir şekilde depremin bir sebebi değildir. Dünya oluştuğunda yeryüzü çok sarsıntılı bir yerdi. Kıtaların artık bildiğimiz halini alması, bu kıtalardaki pek çok önemli sıradağların oluşması, ve yeryüzünün bitki örtüsüyle kaplanması, memelilerin yeryüzünde Dominant olması ve en nihayetinde insanın Dünya'da ortaya çıkışı, hep aynı döneme denk düşer ki, bu döneme jeoloji tarihinde "Cenozoic Era" denir. Şimdi ayetin bilime tam uyduğuna dair bir araştırmadan söz edeyim. 2015 yılında Nepal'de, şiddetli bir deprem gerçekleşti. Depremin şiddetine ve bölgede yaşayan nüfusun sayısına göre ilk tahminler, 100.000 kişinin ölmüş olacağı yönündeydi. Ancak sonradan, ölüm sayısının beklenenden çok ve çok daha düşük olduğu anlaşıldı. İlk başlarda sebebi çözülemedi fakat daha sonra yapılan araştırmalarda, sebebi anlaşıldı. Bölgenin çok yüksek dağlık yapısının enerjinin yerleşik yerlere gitmesini engellediği anlaşıldı. Dağlar depremin enerjisini adeta absorbe etmiştir ve yerleşik yerlerdeki sarsıntı beklenenden çok daha hafif olmuştur.
Kaynak: The Influence of Surface Topography on the Weak Ground Shaking in Kathmandu Valley during the 2015 Gorkha Earthquake, Nepal, MDPI

adaminkoluabartmiyorumcm
Автор

Bizim ev Elbistan'da biri merkez üssü olmak üzere iki büyük deprem yaşadık evimiz dağ kenarında olduğu için ne bizim ev ne de dağ kenarına kurulan yaklaşık 7 km lik alandaki hiç bir ev en ufak hasar almadi. Ama ovadaki birçok ev ya yıkıldı ya da büyük hasar aldı

omerfarukekici
Автор

celal şengörün mantığı doğru olsaydı arabalara amortisör koyulmazdı. çünkü bir arabanın en sarsıntılı yeri amortisörleridir. amortisörlerin sağladığı sönümleyici etki sebebiyledir ki araba içinde görece sarsıntısız yolculuk edilir. dağların ve dağ sıralarının muazzam ağırlıklarıyla sağladıkları sönümleyici etki sebebiyledir ki yer kabuğu görece stabildir. ayette kastedilen mutlak sarsıntısızlık değil görece sarsıntısızlıktır. çünkü dünyada depremlerin olduğu bir vakıadır. Allah dileseydi hiç deprem olmayan bir dünya yaratırdı. Onun hikmetlerini ilanihaye bilmemiz söz konusu değil.

civankarakaya
Автор

Cehalet coğrafya olsaydı, Celal, Himalayalar olurdu.

demirhoca
Автор

BURADAKİ HERKES "DAĞLAR DEPREMİ ENGELLER Mİ? celal şengöre cevap" KONULU VİDEOYU İZLEYEBİLİR Mİ ?

Kendimdengeriye
Автор

“O (Allah), sizi sarsmaması için yere sağlam dağlar yerleştirdi” ifadesi açıklanırken, dünyanın önce dümdüz ve üzerinde ikamet edilemeyecek kadar hareketli olduğu, daha sonra Allah’ın emriyle dağların yerleştirilmesi sayesinde yerin istikrarlı bir hale getirildiği ifade edilir. Gerek bu âyette gerekse Nebe’ sûresindeki (78/7) dağların birer kazık veya destek yapıldığını ifade eden âyette yer kabuğunun sertleşme sürecine değinildiği; yani yer kabuğunun, yer altındaki mağma ve gaz tabakalarının üzerini kapatıp dışa püskürmesini büyük ölçüde önleyecek bir yapı kazanmasıyla dünyanın üzerinde yaşanabilir hale gelişine işaret bulunduğu yönünde Muhammed Esed’in ileri sürdüğü görüş (II, 531-532) bizce de mâkul görünmektedir. Özellikle yeryüzünün dağlık kısımlarında zemin sağlam olduğu için, yapıların depremlerde daha az hasar görmesine karşılık vadilerin ve ovaların nisbeten riskli olduğu da bilinmektedir. Bilinen bir diğer husus da dağların yer hareketlerinde denge ve düzeni sağlama (balans) işlevinin bulunduğudur.
“Daha nice işaretler koydu” ifadesinden yeryüzünün, o dönem insan­larının henüz bilmedikleri, zamanla fizikî coğrafya, jeoloji, biyoloji gibi bilimlerin gelişmesiyle keşfedilecek olan daha başka sırlar taşıdığına işaret edilmektedir. CELAL SÜREYYA ?

gulaygamer
Автор

Kremi ağrıyan yere sürersin demi hoca, her şeyi bilmek zorunda değilsiniz zorlamayın

ahmetbkts
Автор

şinasi güneş 'kuranda çelişki var iddialarına yanıtlar1' adlı sohbetinde bu konuya çok güzel değinmiş
râvasiye dağ anlamına gelmez ravasiye kelimesi 'sabit ağırlık' anlamındadır

cibale var tur dağ anlamındadır

râvasiye kelimesi o kadar dağ anlamında değildir ki' dağ kelimesi ile aynı ayette kullanılır'
naziyat 32 de vel cibale ersaha der

ersaha kelimesi râvasiye kelimesinin bir türevidir

râvasiyeye dağ anlamı verirsek naziyat 32 şöyle çevirmeli 'biz dağları dağ yaptık'

kuran birbirine benzeyen kelimeleri yan yana kullanırki bu iki kelime aynı anlama gelmediği bilinsin

râvasiye kelimesi sabit ağırlık anlamındadır demiştik peki sabit ağırlık dan kasıt nedir?

muhtemelen yer çekimidir

chat gbt ye yer yüzündeki sabit ağırlığın ne olduğu sorulduğunda aslında tek sabit ağırlığın yer çekimi olduğu ortaya çıkıyor

chat gbt diyor ki doğada tamamen değişime uğramayan, mutlak anlamda sabit bir ağırlık yoktur.

dünya üzerindeki tüm maddeler zamanla çeşitli doğal süreçler, fiziksel ve kimyasal etkiler, hatta kozmik olaylar sonucunda değişime uğrar örneğin kıtalar ve dağlar tektonik hareketler nedeniyle yer değiştirir ve aşınır buzullar erir madenler ve yer altı kaynakları çıkarıldıkça veya hareket ettikçe kütleleri değişir

yer çekimi olmasaydı insan sarsılırmıydı

evet hemde ciddi bir şekilde

1.yer yüzüne bağlılık olmazdı yer çekimi olmadan insanlar yerle sabit bir şekilde duramazdı vücutlarımız ve diğer tüm nesneler havada süzülür yada uzaya doğru savrulurdu bu serbest düşme hissi yaratarak sürekli bir sarsıntı ve dengesizlik yaratırdı

2.kas ve kemik sağlığı bozulurdu

yer çekimi vücudumuzun düzgün çalışması için gereklidir uzun süre yer çekimsiz bir ortamda bulunmak kas kaybı ve kemik yoğunluğunda azalmaya neden olur

3 iç organların yer değiştirmesi meydana gelirdi bu da işlev bozukluğu ve ciddi rahatsızlıklara neden olurdu

4 .koordinasyon bozukluğu ve baş dönmesi olurdu

sonuç olarak yer çekimi olmadan insanlar sarsılır, dengelerini kaybeder ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalırdı

Ravasiye kelimesi geçen ayetler incelendiğinde şinasi hocanın da belirttiği gibi bunun yer çekimi olma ihtimali en çok

Bir başka mucize Bu kelime geçen ayetler su ile besin ile sarsılma ile anılıyor sarsılmayı izah ettik su ile besin ile ne alakası var

chat gbt ye sordum

soru
yer çekimi olmasa su ve besin olur mu

cevap
yer çekimi olmasaydı, yeryüzündeki su ve bitki yaşamı büyük ölçüde imkansız olurdu bunun nedenlerini şu şekilde açıklayabiliriz

A.suyun dağılımı

yer çekimi, suyun yeryüzünde kalmasını sağlayan en önemli güçtür .yer çekimi olmadığında su, dünyanın yüzeyinde duramaz, atmosfer dışına doğru dağılır veya uzaya savrulurdu .Okyanuslar, nehirler, göller gibi su kaynakları ortadan kalkar ve sıvı su varlığı sona ererdi

B.Bitki yaşamı
bitkiler su ve besinleri kökler vasıtasıyla yer çekimine karşı kapillarite etkisiyle yukarı doğru çekerler yer çekimi olmadığında bu mekanizma işlemez ve bitkiler su ve besin taşımakta zorlanır.Ayrıca bitkilerin büyümesi için sabit bir yüzey ve zemin olmazdı.Bitki kökleri toprakta tutunmayacağı İÇİN BİTKİLER BÜYÜYEMEZ HATTA VAR OLAMAZDI

C ATMOSFERİN TUTULMASI
yer çekimi, dünyanın atmosferini yerinde tutar yer çekimi olmasa atmosferde uzaya kaçardı, bu da yaşamın temel gereksinimlerinden olan hava basıncını ve oksijen gibi gazları yok ederdi.oksijen yokluğu, bitkiler dahil tüm canlıların yaşamasını imkansız hale getirirdi
sonuç olarak yer çekimi olmadan ne su nede bitki yaşamı yeryüzünde var olabilirdi
yer çekimi dünyadaki yaşamın temel taşlarından biridir

erkanyuksel
Автор

Hangi ayet yada bu dağların depremi engellediği ayet biri göstersin!!

muratkara
Автор

Hayır! Onlar, hakkında etraflı bir bilgi edinmeden ve henüz yorumuna tam vakıf olmadan, bu Kur'ân'ı, çarçabuk yalanladılar.. Yunus 10:39
Kendileri bunu başaramayınca “Bu, zaten eski, modası geçmiş bir yalan! ” deyip geçiştirmek isterler. Ahkaf: 46:11

barbaros
Автор

Doğrudur Dağların olduğu yerde deprem olur ancak dağlar bizi depremden korur depremi emer dağlar Celâl Şengör'de çok bilgili birisi bunu biliyor neden böyle diyor bilmiyorum

necatikaplanbaba
Автор

Celal bey kesinlikle Kur'an'ı defaatle okumamıştır. Bahsi geçen ayette Kur'an asla öyle birşey söylemiyor! Tabi Cerlal bey Kur'an'ı cahil diye tanımladığı kimselerle aynı tazrda okumuşsa o başka. Konusu edilen ayette geçen sözler aynen şöyle der.

Enbiya Süresi 31: ''ORJİNAL METİN''
وجعلنا في الارض رواسي ان تميد بهم وجعلنا فيها فجاجا سبلا لعلهم يهتدون

OKUNUŞU: (wajaealna fi alarid rawasi an tamid bihim wajaealna fiha fajajan subulan laealahum yahtadun)

'TERCÜMESİ: ''Yeryüzünde, kendileriyle birlikte hareket etmesin diye dağları sabitledik ve ulaşımları için orada geniş yollar var ettik.

Gördüğünüz gibi ayette zelzeleden (zilzal) HİÇ BAHSETMEZ! Ayette anlatılan ifadede ''dağların yeryüzünün derinliklerine ulaşan temellerinin olduğunu söylemesidir.'' Temelsiz bir evin nasılki yerinde sabit duramayıp kayması yaşanırsa, dağların da aynı halde olmaması için yeryüzüne sabitlendiğini ifade eder. Ayet mevcudu olduğu gibi aktardığı için SON DERECEDE BİLİMSEL bir bilgi sunar.

Celal hoca cehalet mutluluktur. :)

Parola_NUH
Автор

Peki dağlara insanlar ev yapar mı? Ya da şöyle söyleyeyim hiç everest dağında ev var mı? Dağda zelzele olur ve olsun dağda insan olmadıktan sonra dağda zelzele olması ve o sırada insanların ovaya ev yapması insanları zelzeleden korumaz mı? Ayette zelzeleden korur diyor, ama zelzele olmaz demiyor. Ki ateistim.

ahmethakanalincak
Автор

İnanmaya bilirsin...Aklına, kalbine yatmayabilir..Lakin bilim adamıyım diye her yere çıkıp sırf iddiaları çürütmek için saçmalamak nasıl bir mantıktır !!! Ve böyle birini show yapsın diye medyanın önüne çıkarmak ??? Neden sonuç ilişkisini kuramayan biri nasıl olur da dinlemek için kaale alınır !!! Çünkü onu dinlemesi hoşuna giden bir kitle var ...

cenkcban
Автор

Işte benim anlamadığım şu, allah insanlar arasında tartışmaya sebebiyet verecek bir konuyu neden daha açık bir şekilde ifade etmedi, kuran da her şey apaçık bir şekilde inmiştir diyor. Ama şimdi insanlar tartışmaya düşüyor, ne kadar mantıklı bir şey bu? Ayrıca insanlar neden tartışmaya düşüyor onu da anlamış değilim ya, ayet gayet açıktır, tartışmaya mahal verecek bir durumda yok. Zaten iman etmek isteyen birine ne söylersen söyle gerçekliğini sorgulamayacaktır, aksi bir şey söylendiğinde illaki bir baska anlam bulmaya çalışacaktır

sueda
Автор

Tamamda dağların depremi engellediği daha sonradan açıklandı hala niye aynı düşünceyi paylaşıyorsunuz ki

eneskaplan
Автор

peki sormak lazım, o dağları kim yarattı diye.

alparslan
Автор

İşte böylesiniz. Halbuki bu çoğu kişi tarafından açıklandı. Oradaki 2 kişi de nasıl dinliyor... 😅😅

emreruzgar
Автор

Yorumlar gene gerçeği görmek istemeyen bi ton insanla dolu. Halbuki Hz Celal Şengör Hocamız kurandaki onlarca bilimsel hatadan birini açıklıyor.

xxxxx
join shbcf.ru