𝐌𝐢𝐧 𝐘𝐨𝐨𝐧𝐠𝐢 𝐢𝐥𝐞 𝐡𝐚𝐲𝐚𝐥 𝐞𝐭 ~ 𝐃𝐮𝐲𝐠𝐮𝐬𝐮𝐳 𝐦𝐚𝐟𝐲𝐚 𝐥𝐢𝐬𝐞𝐥𝐢 𝐤𝛊𝐳𝐚 𝐚𝐬̧𝛊𝐤 𝐨𝐥𝐮𝐫 {𝐓𝐁}

preview_player
Показать описание

Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

Geldimmmm🎉
Okumadan söylüyorum mükemmeldir❤

Minho_life_ot
Автор

beklemedeyim şimdiden müthiş olacağından eminimmm❤

Jisooya_e
Автор

Çileğim bunu zamanım olduğunda okuyacağım sözz🤞💜

azeaz
Автор

yoongıyı kızdan daha narın yasmısın guzel amma daha guzelerını beklıyorum yoongı ile

ГейдароваКонул
Автор

✩ 𝐼𝑑𝑜𝑙𝑙𝑒𝑟𝑖 𝑘𝑜̈𝑡𝑢̈𝑙𝑒𝑚𝑒𝑘 𝑔𝑖𝑏𝑖 𝑏𝑖𝑟 𝑎𝑚𝑎𝑐𝚤𝑚 𝑦𝑜𝑘𝑡𝑢𝑟
✩ 𝐹𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟 𝑜̈𝑧𝑔𝑢̈𝑛𝑑𝑢̈𝑟
✒️ 𝐷𝑢𝑦𝑔𝑢𝑠𝑢𝑧 𝑚𝑎𝑓𝑦𝑎 𝑙𝑖𝑠𝑒𝑙𝑖 𝑘𝚤𝑧𝑎 𝑎𝑠̧𝚤𝑘 𝑜𝑙𝑢𝑟


✩✩✩

☘︎ 𝑀𝑖𝑛 𝑌𝑜𝑜𝑛𝑔𝑖 ~ 26
☘︎ 𝐿𝑒𝑒 𝑇𝑎𝑙𝑖𝑎 ~ 18




🧸 𝐼𝑠𝑡𝑒𝑘 𝑘𝑢𝑟𝑔𝑢𝑑𝑢𝑟, 𝑏𝑒𝑔̆𝑒𝑛𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧 𝑑𝑖𝑙𝑒𝑔̆𝑖𝑦𝑙𝑒...
🪄𝐾𝑒𝑦𝑖𝑓𝑙𝑖 𝑜𝑘𝑢𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟...



𝐻𝑖𝑘𝑎𝑦𝑒:

Okul binasına giriş yaparak herkesin gözlerinin yine bende olmasını sağlamıştım. Açıkcası bana bakmaları umurumda değildi. Güzelliğimden bakmıyorlar sonuçta, çünkü güzel bile değildim. Benden sadece korkuyordular. Okul kendini bilmiş zorba kızlar ve onların yalaka arkadaşları, piç erkeklerle doluydu. Ben de zorbaydım. Ama masumlara ve iyilere asla zarar vermezdim. Aksine masumlara zarar veren ve onları zorbalayan süslü barbilerin ve piçlerin zorbası ve aynı zamanda korkulu rüyasıydım. Buna kabus da diye biliriz.
Tam sınıfa giriş yapacaktım ki, çağırıldığımı duymuş, arkama dönmüştüm. Alt sınıflardan bir çocuktu. Telaşlı ve nefes-nefeseydi. Nefesini düzene sokunca kekeleyerek konuşmaya başladı;






Ç: A-abla! Abla...ş-şey...D-dambi abla..

"Ne oldu Dambi'e?"

Ç: K-kütüphanede...Doyoon ve a-arkadaşları Dambi ablaya zorbalık yapıyorlar.

"Ne diyorsun sen?! Şimdi görür onlar!"







Hemen merdivenlere doğru ilerledim ve hızla çıkmaya başladım. Kütüphanenin olduğu kata vardığımda hızlıca kapısına doğru ilerlemeye başladım. Kapıyı sertçe açarak içeri girdim. Dambi yerde üstü-başı dağılmış bir vaziyetteydi. Yanağı çizilmiş ve dudağı patlamıştı. Sinirle Doyoon ve onun işe yaramaz arkadaşlarına doğru bakmıştım;






"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?! Piç herifler!"

Doyoon: Ne o Talia? Yine o cesur ve sert hallerini mi sergileyeceksin?

"DAMBİ'E NASIL DOKUNURSUN PİÇ?!"

Doyoon: Bunu yapmaktan zevk alıyorum bebeğim. O benim kölem.

"DAMBİ SENİN OYUNCAĞIN FALAN DEĞİL APTAL HERİF!"

Doyoon: Evet öyle. O benim hem oyuncağım, hem de kölem. İstediğim şeyleri yapmıyorsa eğer, cezasını çekmek zorunda.

"Şimdi ceza çekmek senin sıran piç..."






Yanına yaklaşarak yüzüne doğru sert yumruk atmıştım. Beklemiyor olacak ki, sendeleyerek yüzünü tuttu. Daha kendine gelmesine izin vermeden karnına bir tane tekme atarak bu sefer yere kapaklanmasını sağladım. Üstüne çıkarak yakasından tuttum ve ne kadar küfür varsa, hepsini saydım yüzüne karşı. Elimi yine yumruk haline getirerek ardı-ardına darbeler atmaya başlamıştım. Elim ağırdır biraz, huyum kurusun. Küfür ederek hala vurmaya devam ediyordum. Hakketmişti piç. Arkadaşları kenarda durmuş sadece izlemekle meşguldüler. Hah, pabucumun "erkekleri". Korkularından yanıma bile yaklaşamıyordular.
Hafif bir ses gelmesiyle ona vurmayı durdurdum. Sanırım...burnu kırılmıştı. Umurumda değildi. Gebersindi...
Arkadaşıma dokunmayacaktı. Üstünden kalkıp yukardan mahvetdiğim haline bakıyordum. Gurur duyuyordum kendimle. Arkadaşları gelmiş, alıp götürmüştüler onu. Ben de hemen yerde oturup, hıçkırarak ağlayan arkadaşımın yanına gitmiştim. Yanına oturunca hızla sarıldı bana. Bedeni tir-tir titriyordu. Çok korkmuştu. Sesimi yavaş çıkarmaya çalışarak sakinleşmesi için konuşmaya başladım;







"Şşş, güzelim. Tamam, sakin ol. Geçti. Artık sana hiçbir şey yapamazlar. Ben yanındayım."

Dambi: T-talia...ç-çok k-korktum.

"Tamam güzelim. Korkma, ben yanındayım. Sana dokunmalarına izin vermeyeceğim. Seni yalnız bıraktığım için özür dilerim. Seni hiç yanımdan ayırmamalıydım."

Dambi: G-gidelim b-burdan...l-lütfen.

"Tamam meleğim. Sen nasıl istersen. Gidelim."







Dambi'i ayağa kaldırmış kapıya doğru ilerlemeye başlamıştık. Kütüphaneden çıkarak aşağıya indik. Ders zili çoktan çaldığı için herkes sınıftaydı, kolidorlarda kimse yoktu. Bu iyi olmuştu. Dambi'e acınası halde bakmalarını istemiyordum. Son olarak okul dışına çıkarak yakınlardaki parka doğru ilerlemeye başladık. Parka vardığımızda banklardan birine oturduk. Çantamdan krem çıkararak Dambi'nin yanağına ve dudağına uygulamaya başladım. Bitince kremi yeniden çantama atarak Dambi'e dönmüştüm. Hala ağlıyordu. Fazla hassas ve duygusaldı. Bünyesi de oldukca zayıftı. Duygusal çöküşler yaşıyordu. Fizikler ve ruhsal olarak iyi değildi. Bunun için ona yardım ediyordum. Onun hep yanındaydım. İyi olması için elimden geleni yapıyordum. Bu zamana kadar benden korktukları için ona dokunmaya cüret edememiştiler. Ama bu gün nasıl olduysa, Doyoon pisliyi meleğimi ne hale sokmuş. Ellerimi yüzüne koyarak gözyaşlarını silmeye başladım;







"Bebeğim ağlama lütfen."

Dambi: A-ama ç-çok k-korktum. H-hem b-bana b-bıçak da çektiler. B-beni ö-öldüreceklerini sandım.

"Ne dedin sen? Bıçak mı? Onların başına öyle bir bela olacağım ki-..."

Dambi: H-hayır...Talia. Lütfen onlara bulaşma. Senin de başının derde girmesini istemiyorum. Sana f-fazlasıyla yük o-oluyorum zaten.

" Bebeğim sen bana asla, ama asla yük olmazsın ki. Ben seni kendi isteğimle koruyorum. Başına bir şey gelmesinden ölesiye korkuyorum. Hiçbir şeyden korkmayan ben senin zarar görmenden korkuyorum."

Dambi: B-benim hep yanımda o-olduğun için t-teşekkür ederim Talia.

"Ölünceye kadar senin yanındayım ben."

X: Abla neden ağlıyorsun?







Yanımızdan gelen sesle başımızı çevirip sesin sahibine bakmaya başladık. Küçük bir erkek çocuğuydu.






"Sen kimsin ufaklık?"

X: Benim adım Min Yu jun abla. Ben kayboldum. Amcamı ve evimizi bulamıyorum.

"Ah, tatlım. Peki amcanın adı ne?"

Yu jun: Min Yoongi amcamın adı. Ama başka bir amcam daha var. Onun da adı Kim Taehyung.

"Peki tatlım amcalarının telefon numaralarını biliyorsun değil mi?"

Yu jun: H-hayır, bilmiyorum.

"Ah, ne yapacağız şimdi?"

Dambi: Bence polise götürelim Talia.

"Doğru söylüyorsun. Hadi gidelim. Polisler seni amcalarını bulup onların yanına götürecek. Tamam mı?"

Yu jun: Tamam abla.







Bankdan kalktık ve çocuğun elinden tutarak parkdan çıkacaktık ki, elimi bırakması ve 'amca' diye bağırarak koşmasıyla şaşkına dönmüştük. Biraz ötede iki adam vardı. Yu jun onlara doğru koşarak sarılmıştı. Biz de onlara doğru yürüdük. Yanlarına varınca adam konuşmaya başladı;






Yoongi: Galiba Yu jun'u siz bulmuşsunuz.

"Aslında o bizi buldu diyelim."

Yoongi: Anladım. Peki, öyleyse hoşcakalın.







Ne? Sadece bu mu? Teşekkür edeceğini sanmıştım. Odunun tekiydi anlaşılan. Arkasını dönmüş gidiyorken konuşmaya başlamamla adımlarını durdurup bana döndü. Teşekkürüne ihtiyacım yoktu ama, yine de etmeliydi. Buradan kaba adam olduğu belliydi.

winterrbeaar