filmov
tv
'Seni Seven Zorba Saçlarına Dokunmak İster ve Olanlar Olur' | MYG
Показать описание
- Oppacı değilim hepsi hayal gücümden çıkmıştır ve kurgudur. Konu ve kapak bana ait. Bu kurguda sanki batıracak gibi hissediyorum, kötü olursa affola.
- MYG × He Ran
- Keyifli okumalar!
#anasayfa #yoongi #sugailehayalet #keşfet #anasayfa #keşfet #anasayfa #yoongi #sugailehayalet #keşfet #anasayfa #keşfet
______
-📍:daegu-
"Yine ne istiyorsun Yoongi?"
"Yüzünü gören cennetlik. Dün neden gelmedin bakalım?"
Alayla güldüm. "Neden, çok mu özledin beni ?"
"ㅋㅋㅋㅋ, komik olma He Ran. Özlediysem ne yapacaksın?"
_Enteresan cevaplar. Ondan her şey beklenir._
"İnsanlara sataşmayı özlemişsindir sen"
Alayla gülüp çenemden nazikçe tuttu ve ovarak kendince huylandırdı. "Sen bana laf sokmayı çok özlemişsin o belli, yürek yiyorsun yalnız" Alay ettiğini biliyordum, çoğu kişiye sataşsa zorbalık yapsa da bana gelince nedense biraz olsun yumuşuyordu.
"Ben öyle birisi miyim, aşk olsun"
"İşte ben de onu diyorum aşk olsun"
_Ha ?_
Kaşlarımı çattım, o ise gözlerini bir süre benden ayırdı. "Anlamadım"
"Sen hiçbir şey anlama zaten" dedi ve kafama hafifçe yapıştırıp kendi sınıfına gitti. Sınıflar akademik başarıya göre ayrılıyordu ve o ders çalışmıyordu, bu yüzden sınıflarımız ayrıydı. Ben ona kıyasla fazla çalışkandım, bu da benimle dalga geçtiği bir diğer şeydi. 19 yaşında olmasına rağmen hâlâ lise sondaydı.
Okula bu sene gelmiştim ve senenin başından beri benle uğraşıyordu, gerçi zorbalık denemezdi. İlk başlarda çoğu kişiye yaptığı gibi bana da kötü davranıyordu ama birkaç ay geçtikten sonra yumuşadı. Çoğu teneffüs yanıma gelirdi ama zorba olduğu için ona pek yüz vermezdim.
Öğretmen geldiğinde ellerimle oynamayı bırakıp tahtaya odaklandım.
"Evet çocuklar herkes yerine! ~ "
--
Öğle teneffüslerinde hiç dışarı çıkmazdım, kitap okurken sıramın önüne gelen bedeni daha görmeden tanımıştım.
"Yakında profesör olacaksın"
"Senin gibi ukala olmaktan iyidir" diye mırıldandım okurken. Yavaşça sıramın karşısında çömeldi ve benim otururkenki boyuma geldi. Gözlerimi kitaptan ayırıp ona baktığımda bana hiç görmediğim bir şekilde baktığını gördüm. İlk defa bana şefkatle bakıyordu.
"Ne oldu?"
-yazardan-
Genç adam cevap vermek yerine kızın hafiften önüne gelen saçlarını ince bir hareketle çekti. Elini saçlarından çekemedi, öyle yumuşaktı ki biraz daha dokunmak istedi. Alt dudağını ısırıp saçlarıyla oynamaya başladı. "Dokunabilir miyim?" Dedi kalın sesiyle. Belki de ilk defa bir şey yapmak için rica ediyordu. He Ran bu kibar tavrına şaşırdığı için olumlu anlamda başını salladı.
Yoongi kızın yanındaki boş sıraya oturdu ve yumuşak saçlarını sevmeye başladı, arada kıvırıyor oynuyordu. He Ran'sa içinde oluşan kıvılcıma engel olmaya çalışarak kitap okumaya uğraşıyordu.
Yaşadıkları yer Daegu'ydu. Daegu'da, hatta Kore'de renkli saç çok nadirdi, Yoongi'nin gördüğü kadarıyla da He Ran'ın annesi ve babası esmerdi. Kaşlarını çattı ve saçlarına dokunurken kendi kendine konuştu, "Sen nasıl sarı oldun lan böyle?"
He Ran kitaptan başını kaldırıp Yoongi'ye baktı, "Ne?"
"Yok bir şey"
Saçları çok güzeldi He Ran'ın. Oğlan yüzünü kızın saçlarına yaklaştırdığında kız nefesini tuttu, Yoongi kızın saçlarını kokladı. He Ran kendine izinsiz dokunulmasına asla izin vermezdi ve şu an Yoongi'nin ona dokunmasından gram rahatsız olmuyordu, onu endişelendiren de buydu.
Ama saçlarında hissettiği yumuşak öpücükle gözleri kocaman açıldı. Yoongi'ye döndüğünde o sanki her şey normalmiş gibi bakıyordu.
"Ders başlayacak" diyerek kızın yanından hızla ayrıldı Yoongi. He Ran fark etmese de Yoongi'nin saçlarına dokunmasına izin vermesi, ikisinin de içinde bir arzu ve ateşi harmanlamıştı. En çok da Yoongi'de.
--
-iki hafta sonra-
"Günaydınn ~ "
"Günaydın Kyung.. Ne bu sevinç?"
"Ya benim platonik olduğum bir kız vardı ya Jieun diye. Çıkma teklifimi kabul etti!"
Elimi ağzıma götürdüm. "Şaka yapıyorsun"
"Valla gerçek"
"Oha çok sevindim!"
Sevinçle ona sarıldığımda aynı şekilde koca sarılmama karşılık verdi. Gülümseyerek ayrıldığımda gergince arkama baktığında aynı şekilde arkamı döndüm, Yoongi öyle öfkeli bakıyordu ki irislerinin kahverengisi eriyecek kırmızı olacaktı.
Saçlarıma dokunmasına izin verdiğim o günden beri fazla konuşmamıştık, en azından eskisi kadar.
"Ne oldu?" Diyebildim gergince. Öfkesi gittikçe artıyor gibiydi. Ne olmuştu lan şimdi birden bire? Ona sarıldım diye sinirlenmesine ihtimal bile veremiyordum. Sorulmamış hesabı olmalıydı da Kyung okulun en naif erkeklerindendi.
Kyung'la aynı sınıftaydık. Yoongi zil çaldığı için mecburen sınıfına döndüğünde hareketini garipseyerek sırama oturdum.
--
"İyi dersler ~ "
Ders bittiğinde arkadaşım Daisy ile kantine inmeye başladık. Aklım Kyung ve Yoongi'de kalmıştı çünkü derse geldiğinde dudağı patlamıştı. Aynı şekilde Yoongi yanıma benimle uğraşmaya gelmemişti.
Kantine indiğimiz sırada bağırma sesleri duyduk.
_Bu ne gürültü ya, zombi istilası mı başladı?_
"Sen de şunu duydun mu Dais?"
"Duydum, gidip bakalım"
Sabit.
#yoongi #sugailehayalet #anasayfa #keşfet
- MYG × He Ran
- Keyifli okumalar!
#anasayfa #yoongi #sugailehayalet #keşfet #anasayfa #keşfet #anasayfa #yoongi #sugailehayalet #keşfet #anasayfa #keşfet
______
-📍:daegu-
"Yine ne istiyorsun Yoongi?"
"Yüzünü gören cennetlik. Dün neden gelmedin bakalım?"
Alayla güldüm. "Neden, çok mu özledin beni ?"
"ㅋㅋㅋㅋ, komik olma He Ran. Özlediysem ne yapacaksın?"
_Enteresan cevaplar. Ondan her şey beklenir._
"İnsanlara sataşmayı özlemişsindir sen"
Alayla gülüp çenemden nazikçe tuttu ve ovarak kendince huylandırdı. "Sen bana laf sokmayı çok özlemişsin o belli, yürek yiyorsun yalnız" Alay ettiğini biliyordum, çoğu kişiye sataşsa zorbalık yapsa da bana gelince nedense biraz olsun yumuşuyordu.
"Ben öyle birisi miyim, aşk olsun"
"İşte ben de onu diyorum aşk olsun"
_Ha ?_
Kaşlarımı çattım, o ise gözlerini bir süre benden ayırdı. "Anlamadım"
"Sen hiçbir şey anlama zaten" dedi ve kafama hafifçe yapıştırıp kendi sınıfına gitti. Sınıflar akademik başarıya göre ayrılıyordu ve o ders çalışmıyordu, bu yüzden sınıflarımız ayrıydı. Ben ona kıyasla fazla çalışkandım, bu da benimle dalga geçtiği bir diğer şeydi. 19 yaşında olmasına rağmen hâlâ lise sondaydı.
Okula bu sene gelmiştim ve senenin başından beri benle uğraşıyordu, gerçi zorbalık denemezdi. İlk başlarda çoğu kişiye yaptığı gibi bana da kötü davranıyordu ama birkaç ay geçtikten sonra yumuşadı. Çoğu teneffüs yanıma gelirdi ama zorba olduğu için ona pek yüz vermezdim.
Öğretmen geldiğinde ellerimle oynamayı bırakıp tahtaya odaklandım.
"Evet çocuklar herkes yerine! ~ "
--
Öğle teneffüslerinde hiç dışarı çıkmazdım, kitap okurken sıramın önüne gelen bedeni daha görmeden tanımıştım.
"Yakında profesör olacaksın"
"Senin gibi ukala olmaktan iyidir" diye mırıldandım okurken. Yavaşça sıramın karşısında çömeldi ve benim otururkenki boyuma geldi. Gözlerimi kitaptan ayırıp ona baktığımda bana hiç görmediğim bir şekilde baktığını gördüm. İlk defa bana şefkatle bakıyordu.
"Ne oldu?"
-yazardan-
Genç adam cevap vermek yerine kızın hafiften önüne gelen saçlarını ince bir hareketle çekti. Elini saçlarından çekemedi, öyle yumuşaktı ki biraz daha dokunmak istedi. Alt dudağını ısırıp saçlarıyla oynamaya başladı. "Dokunabilir miyim?" Dedi kalın sesiyle. Belki de ilk defa bir şey yapmak için rica ediyordu. He Ran bu kibar tavrına şaşırdığı için olumlu anlamda başını salladı.
Yoongi kızın yanındaki boş sıraya oturdu ve yumuşak saçlarını sevmeye başladı, arada kıvırıyor oynuyordu. He Ran'sa içinde oluşan kıvılcıma engel olmaya çalışarak kitap okumaya uğraşıyordu.
Yaşadıkları yer Daegu'ydu. Daegu'da, hatta Kore'de renkli saç çok nadirdi, Yoongi'nin gördüğü kadarıyla da He Ran'ın annesi ve babası esmerdi. Kaşlarını çattı ve saçlarına dokunurken kendi kendine konuştu, "Sen nasıl sarı oldun lan böyle?"
He Ran kitaptan başını kaldırıp Yoongi'ye baktı, "Ne?"
"Yok bir şey"
Saçları çok güzeldi He Ran'ın. Oğlan yüzünü kızın saçlarına yaklaştırdığında kız nefesini tuttu, Yoongi kızın saçlarını kokladı. He Ran kendine izinsiz dokunulmasına asla izin vermezdi ve şu an Yoongi'nin ona dokunmasından gram rahatsız olmuyordu, onu endişelendiren de buydu.
Ama saçlarında hissettiği yumuşak öpücükle gözleri kocaman açıldı. Yoongi'ye döndüğünde o sanki her şey normalmiş gibi bakıyordu.
"Ders başlayacak" diyerek kızın yanından hızla ayrıldı Yoongi. He Ran fark etmese de Yoongi'nin saçlarına dokunmasına izin vermesi, ikisinin de içinde bir arzu ve ateşi harmanlamıştı. En çok da Yoongi'de.
--
-iki hafta sonra-
"Günaydınn ~ "
"Günaydın Kyung.. Ne bu sevinç?"
"Ya benim platonik olduğum bir kız vardı ya Jieun diye. Çıkma teklifimi kabul etti!"
Elimi ağzıma götürdüm. "Şaka yapıyorsun"
"Valla gerçek"
"Oha çok sevindim!"
Sevinçle ona sarıldığımda aynı şekilde koca sarılmama karşılık verdi. Gülümseyerek ayrıldığımda gergince arkama baktığında aynı şekilde arkamı döndüm, Yoongi öyle öfkeli bakıyordu ki irislerinin kahverengisi eriyecek kırmızı olacaktı.
Saçlarıma dokunmasına izin verdiğim o günden beri fazla konuşmamıştık, en azından eskisi kadar.
"Ne oldu?" Diyebildim gergince. Öfkesi gittikçe artıyor gibiydi. Ne olmuştu lan şimdi birden bire? Ona sarıldım diye sinirlenmesine ihtimal bile veremiyordum. Sorulmamış hesabı olmalıydı da Kyung okulun en naif erkeklerindendi.
Kyung'la aynı sınıftaydık. Yoongi zil çaldığı için mecburen sınıfına döndüğünde hareketini garipseyerek sırama oturdum.
--
"İyi dersler ~ "
Ders bittiğinde arkadaşım Daisy ile kantine inmeye başladık. Aklım Kyung ve Yoongi'de kalmıştı çünkü derse geldiğinde dudağı patlamıştı. Aynı şekilde Yoongi yanıma benimle uğraşmaya gelmemişti.
Kantine indiğimiz sırada bağırma sesleri duyduk.
_Bu ne gürültü ya, zombi istilası mı başladı?_
"Sen de şunu duydun mu Dais?"
"Duydum, gidip bakalım"
Sabit.
#yoongi #sugailehayalet #anasayfa #keşfet
Комментарии