Felsefede İntihar: Hayat Çabalamaya Değer mi?

preview_player
Показать описание
“Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır; intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediğinde bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir. Gerisi, dünyanın üç boyutlu olup olmadığı, düşüncenin dokuz mu, yoksa on iki ulamı mı bulunduğu, sonra gelir.”

Dostoyevski, Kierkegaard, Albert Camus, Jean Paul Sartre, Varoluşçuluk...

Desteklemek için "KATIL" özelliğini kullanarak topluluğun bir parçası olun:

💡 Yeni Başlayanlar için "Dilozof Felsefe Tarihi Serisi" (45 Bölüm)

❓BEN KİMİM?

📣 Felsefi Podcast Programım "Dünyaya Fırlatıldık!" ı Dinlediniz mi?

SOSYAL MEDYA

➡Kurgu & Animasyon:
Baha Can Erenoğlu
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

videoda geçen Dostoyevski'nin "cinler" adlı romanında intihar ikiye ayrılır: birincisi bir anlık bir acı ile ya da hiddet ile intihar edenler; bunlar acıyı düşünmezler sadece öfkeyle anlık olarak intiharı seçerler. İkinci tip insanlar ise "acı"dan korktukları için intihar etmek üzerine düşünürler. Oysa burada boş bir korku olduğu vurgulanır. Çünkü intiharın kendisinde yani ölümde acı yoktur. Ölümden duyulan korkuda vardır acı. Yine kitapta bu konuda Dostoyesvki ustaca bir benzetme yapar: "dağ kadar bir taş üzerine düşse acı çeker misin?" diye sordurur karaktere. Karşısındaki "bu elbette korkunç bir şeydir!" der. Ancak konuşmanın devamında şu sonuç çıkar: korku ve acı bambaşka şeylerdir. Dağ kadar büyük bir taşın üzerinize düşmesinde korku vardır ama düştüğü anda acı hissetmeden çoktan ölürsünüz. İşte intihar yani ölümü seçmede de aslında korku var ancak acı yoktur. Buradan bir genelleme yapılır ve intiharı düşenen ya da düşünmeyen her insanın ölümden içten içe korktuğu, bu nedenle de tam olarak özgür olamadığına yer verilir. Bu noktada da Tanrının ölüm korkusunun bir "tür" acısı olduğu dile getirilir. Ancak yukarıdaki gibi taşta "acı" yoktur. Taştan duyulan "korku" insana acı verir. O halde intiharı akıllıca seçen biri acı ile korkuyu yenerek Tanrı olacaktır... Kısaca hatırladığım kadarıyla bu şekilde bir argüman sunuluyordu. Kitabı lisede okuduğumda bu kısım uzun süre aklımdan çıkmamıştı. Videoda değinildiğini görünce hem mutlu oldum, hem de ben de bir şey katmak istedim. Okuduğunuz için teşekkürler. Sağlıcakla kalın.. siz yine de hayatın tadını çıkarın :)

ender.ozdemir
Автор

''En iyiler genellikle
intihar ederler.
Sadece kaçmak için.
Ve o geride kalanlar,
asla tam olarak anlayamazlar.
Neden biri
onlardan kaçmak istesin ki?''

Charles Bukowski

Yusuf-xqdv
Автор

"Sartre' ye göre intihar dünyada var olmanın bir başka yoludur.
Çünkü kişi eylem olarak ölümü seçtiğinde kendi varlığının farkına vararak, varlığının tanımını hiçlikle yapar." diye bir söz okumuştum.

Yokolussal_istemler
Автор

İntihar, hayatı sonlandırma isteği değil, hayatın aşamadığımız bir bölümünü sonlandırma isteğidir.

selmaakar
Автор

“40 yaşıma kadar hep intiharı düşündüm ama 40 yaşımdan itibaren insanların intihar etmeye değmeyeceklerini düşünmeye başladım. Bana göre intihar geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun.”
-İsmet Özel

ImSaulGoodman
Автор

Mutsuz bir yaşam, yaşamaya da sonlandırmaya da değerdir. Bunla ilgili ahkam kesmek; bütün filozofların yaptığı en büyük saçmalıktır. Hepsi, bir tanrı gibi neyi yapmanın meşru, yada neyi yapmamanın meşru olduğunu söylemişlerdir. Söz konusu ölüm ve yaşam ise; bu konuda o kişiye yardımcı olmanın tek yolu, ona hangi tercihin kendisi için doğru olduğunu bulmaktır, ama en fazla bu kadar. Sonunda, bu karara saygı duyulup; kararı ne olursa olsun, ona en kolayını sunmak gerekir. Merhamet, böyle bir durumda gerçek merhamettir.

ademkeskin
Автор

Hayat, sana anlamsız gelmeye başlamışsa;tam da o zaman, kendi anlamını keşfedip, hayata katmanın vakti gelmiş demektir..

han
Автор

Kız kardeşim 19 yaşında intihar etmişti. Onu acile yetiştirdiğimde Doktorlar bana kurtulamaz dediler ancak o kurtuldu. yıllarca bu konu hakkında ona hiç bir söylem ve ifade dahi yöneltmedik. Şuan 38 yaşında ve iki sene önce bu konuyla ilgili sadece şunu söyledi; Yaşamak, her şeye rağmen yaşamak dedi.

RoaD_RasH_
Автор

"Yaşamın bir anlamı olmayabilir ama yaşam anlamsız olmak zorunda değildir" Dilara iyiki varsın. Kaybolduğum yerde gerçeklere sırtımı dönüp yol bulma çabasına bile küsüyorum. Kafama kafama atıyorsun gerçekleri ama çok şefkatli geliyor sen anlatınca

idilTugba
Автор

"İnsan hiçbir yerde kendi ruhundan daha sessiz ve daha rahat bir sığınak bulamaz.."
~ Marcus Aurelius,

gokyuzum.sennnn
Автор

Zorunda olmak rahatsız edici bu dünyada zorundasın bir şey yapmak zorundasın savaşmak zorundasın galip gelmek zorundasın bu duruma sabretmeni umutlanmanı hatta şükretmeni isteyecekler ama kimse seni bu duruma neyin getirdiğini sormayacak asıl soru yaşamanın yaşamaya değip değmediği değil sadece gereksiz acıdan kaçınman gerektiğidir. Dünyaya getirilerek maruz kaldığımız bu kötü durumda anlamlı olan tek bir şey vardır gereksiz acıları önlemek.

abdlhkm-
Автор

Love, Death and Robots - Season 1 Episode 14 (Zima Blue)
Bulaşıkları yıkarken hayat size anlamsız geliyorsa 10 dakikanızı ayırıp bölümün size farklı bakış açısı sunmasına izin verin.

anvard
Автор

İntiharı güzelleyen, onu özendirmeye yönelik sözler var yorumlarda, çok garip. Pelin Hanım'ın videosu bu düşüncelerin aksine hazırlanmış, ve hayata anlam katmanın önemine değinmiş, çok güzel olmuş, teşekkürler.

m.yavuzsaka
Автор

06:55
07:05
07:12
11:52
12:37
13:40
13:57
14:27
15:26

*İntihar:* Genel olan ve dolayısıyla geneli kapsaması zorunlu olan "Hayatın anlamı"-nı: "kendi" yaptıklarından ve "şahsi" deneyimlerinden yola çıkarak anlamdırmaya çalışan kişinin, yine "kendisi" için tatmin edici bir anlam yaratamamasından kaynaklı olarak ortaya çıkan boşluk hissine karşı verilen tepki.

Bu his, tatmin olamama nedeni ile ortaya çıkmakta ve tatminsizlik ise: "aradığını bulamayıştan/arzu ettiğini elde edemeyişten" yada "ikamesini yaratamayıştan" sonra ortaya çıkan durumda beliren his.

*Kısaca intihar:* istenilen-i, yani zihnen arzulananı elde edememe tecrübesini deneyimleyen kişinin; istediğini/zihnen arzuladığını elde edemeyecek olduğuna, yine zihnen kani olması sonrası verdiği zihinsel bir cezai tepki.

bu ceza, yani *intihar etme kararı* : bilinç sahibinin kendi bilincine verdiği bir ceza.

*Zihne olan yargısal tepki ve karar anı:* Arzu ediyorsun, ve bu istek gerçekleşmeyecek yada gerçekleştirilemeyecek bir şey oluyor.madem gerçekleşmeyek bir şeydi; neden bunu bana zihinsel ortamda, mümkün gibi gösterdin...yani zihnen kurguladın...yani zihnen canlandırdın...yani olmayacak birşeyi düşündürdün...

*Sonuç olarak intihar* : kişinin kendi bilincini cezalandırma kararı alması durumu.

Bilincin ölmesinin, yani karar verilen cezalandırmanın yapılabilmesi için, bedenin ölmesi gerekir. Bilincin beden dışında biryerde var olamıyor yada barınamıyor olduğunu doğal olarak biliyor olan bilinç sahibi kişi, bilincine ceza verebilmek için kendini de cezalandırma kararı vermiş oluyor. Ki bu karar *absürd* Bir karar olsa da, bilinç sahibi kişi karar anını çoktan bitirmiş oluyor ve intihar ediyor.

Dolayısıyla intihar: saçma bir sebep yüzünden(a) ortaya çıkan ve sonrasında ise saçma bir karar alıp(b), saçma bir eylem içinde olmaktır(c).

Yani İntiharın kökeni:

(a): zihnen yaratılan istek
(b):zihni cezalandırma isteği
(c):kendini cezalandırma isteği.

İntiharın özü: *karar* erki.
Karar erkinin özü: karar alma/verme erki.
Karar alabilme erkinin özü: bilinçli olmak, yani "bilinc"e sahip olmak.

Tümünün absürt yanı:hem intihar eylemi kararının zihinde olması, hem de intihar eylemi kararı verilmesinin sebebi olan arzunun/isteğin zihinsel/kurgusal olması.yani buradaki absürtlüğün sebebi de yer de zihin, bu absürt sebebe absürt bir ceza kararı veren yer de zihin.

En absürt şey ise: absürt bir eşitlik tanımına ikna olmuş olması: yani zihin sahibi, zihin =ben denklemini doğru kabul eder. Oysa a=a dır ve a=b değildir. Yani a, a olmayan değildir. Ben denilen kişi a ise, kişinin sahip olduğu zihin a değil b dir. Dolayısıyla a=b değildir. Her ne kadar a=b dir demek absürt olsa da, bunu diyebilmek imkansız değildir. Bunu diyebilmekten gelen bir erk yoktur. Erk, buna ikna olabilmekten gelir.

Ki insan, a=b diyebilmek için, a ile b yi eşit kabul eder ve absürtlükler başlar.a, yani kişi; b, yani zihin ayrı şeyler olsa da; absürtlüğün oluşabilmesi için kişi, kendini zihni ile özdeşleştirir. Yani kişi, özünün zihni olduğunu zanneder. Yani kişi, özünün zihni olduğuna inanır.

Özünün zihni olduğunu kendine kabul ettirmiş yada kendini inandırmış bir insan; zihninin yaptıklarını(karar alma, anlam verme, ceza verme... eylemlerini)sahiplenir.

a=a dır. Yani a, sadece a olandır. a yerine başka bir anlam vermek, eşitliğin diğer tarafını değiştirmiş olmaktır ki bu durum absürt, yani mantıksız, yanı mantık kurallarına ters, yani zihnen uyumsuz bir eylemdir. Zihin yasalarına uyumsuz bir eylem başlatmış olmak absürtlüğü, absürtlük ise intiharı doğurur.

Oysa absürt olmayan, yani mantıklı olan şey şudur ki : kişi = değildir zihnine.


*Absürtlüğü kaldırma Pekiştireçleri* :
-ben, zihnim değilim.
-zihnim, ben değil.
-zihin başka bir şey, ben başka.
-a kümesi b kümesini kapsarsa, ve a kümesi bensem, b kümesi zihnim ise; zihnim, benim içimde bir elemandır.o yüzden a=b olamaz.bu yüzden, ben zihnim değilim.
-zihnimde olanların tamamı benim irademde değil. Dolayısıyla zihnimde oluşan bir anlam yada anlamsızlık eylemi ile ortaya çıkan *şey*, beni direkt olarak bağlamaz. Çünkü ben, bedene ve zihne sahip olsam da, bu sahiplik bana sadece mülk sahipliği vermekte.Sahip olduğum beden ve zihin mülklerinin iradesinin tamamı bende değil.
-zihin ve beden birer mülkse, bu iki mülk ayrı mülklerdir. Beden bir bina ise, zihin o binanın sadece bir odasıdır.dolsyısıyla ben başka, beden başka, zihin başka.
-ben, bedenim vez zihnim ayrı şeyler olduğundan, zihnimin arzu ettikleri ile bedenimin arzu ettikleri başkadır. Bu yüzden ben, bedenimin yada zihnimin arzu ettiği ama gerçekleşmeyen bir arzu için ne zihnimi ne bedenimi nede kendimi cezalandırmamam gerekir.

İntihar :kendine bir ceza verme kararı verip bu kararı hükme bağlamaktır. Fakat intihar absürttür. Yani uyumsuz, yani kural dışı bir olgudur. Çünkü insan, her ne kadar kararlarının sahibi olsa da, hükmün sahibi değildir. İnsan hükmün sahibi olmasada, karar alır/ verir ama bu karara hüküm verir.yani, kararını eyleme geçirir.

intihar bir karar, intihar etmiş olmak ise kararın eyleme geçmiş olmasıdır.

İnsanın intihar etme /ölme /yok olma kararı absürttür. Çünkü insan, doğma/var olma kararını kendisi vermez.çünkü veremez. İnsanın kendisi daha var olmamışken, var olabilme kararı da olamaz. Mantıken, kendi doğumuna karar vermeyenin kendi ölümüne de karar vermemesi gerekir.Dolayısıyla absürtlüğün olmaması için, insanın kendisi hakkında hüküm sahibi olmaması gerekir.

Fakat insan, sahip olduğu mülklerin geçici sahibi olduğunu, yani asıl sahibi olmadığını bilmez. Bu yüzden, Geçici olarak Sahip olduğu mülklere ceza verme kararı alıp, bu kararı hükme sokar. Yani absürtlüğü doğurur/yaratır.

a=b değildir.çünkü a, a olmayan değildir. Ama insan *varsayımlar* üretir. Yani varsayar. Yani miş gibi kabul eder.

a=b dir demek absürt olsa da; "Varsayalım ki a=b dir" demek absürt değildir. Absürtlük, varsaymaktan değil, varsayıma inanmaktan doğar.

Varsayalım ki a=b dir demek düzeni bozmaz. Çünkü varsaymak kalıcı değildir. Fakat varsayıma inanmak, aslında geçici olanın kalıcı olduğu zannını doğurur. Ki bu da düzensizliği, yani absürtlüğü doğurur.

İntihar absürttür. Yani düzensizliği doğuran bir karardır.yani uyumsuzdur.yani uyumu bozan bir olgudur.

İntihar:başlangıcı zihinsel, sonucu ise fiziksel olan bir olgudur.

Başlangıç: İntihar etme kararı
Sonuç: intihar etmiş olmak.

Absürtlük hem başlangıçta hem de sonda yer alır. İntihar etme kararı da absürt, intihar etmiş olmak da. Ama insan, saçmala-y-abilme lüksüne doğuştan sahiptir.

Dolayısıyla absürtlük, intihar eyleminin kendisinde değildir. Absürtlük, intihar etmiş olmak değil; intiharı seçmiş olmaktır.

nqxh
Автор

doğmayı ben seçmedim babam seçti bilin bakalım kim aynı hatayı tekrarlamayacak.

samsamasam
Автор

Merhaba. Ülkemizin, içinde bulunduğu belirsiz şartların, üzerimizdeki etkisini farkedebilmek, bu ağır yükün altında hayata tutunabilmek adına konuyu nokta atışı ile özetleyen, sık sık dinlememiz gereken görüntülü, sesli makale hazırladığınız için teşekkür ederim. Emeğinize sağlık.

eseryener
Автор

Bazen sadece yaşamak gerekir. Ancak nasıl yaşayacağımıza karar vermekte bizim elimizde olsa gerek. Üstlendiğin rol hoşuna gitmediyse, ölmek yerine rolünü değiştir, kaybedecek ne varki, sonuçta sadece ölebilirsin.

mysticgreenn
Автор

Herşey doymakla ilgili. Tek amacımız hayatta kalmaktı. Ormandan çıktık ve herşeyde anlam aramaya başladık. Bence anlam falan yok, biz çok fazla düşünüyoruz o kadar

agahuseynismayilov
Автор

Sürekli neden diye düşünüyorum, taki bir çocuğun bana bakıp gülümsemesi yeniden, hayat sadece bunun için bile yaşamaya değer diyorum.

hakanturgut
Автор

“-İyisi mi, kendimi öldüreyim, diğeri gibi.
-O kim, hangi diğeri?
-Tıpkı milyonlarca kendini öldürenler gibi.
-Herkes sırtında kendi çarmıhıyla dolaşır. Kısa ya da uzun.
-Beklerken madem susmayı beceremiyoruz, bari sakin sakin konuşalım.
-Doğru çenemiz düşük.
-Düşünmeyelim diye yapıyoruz bunu.
-Özrümüz var.
-Duymamak için yapıyoruz bunu.
-Sebeplerimiz var.
-Tüm ölülerin sesleri.Godotyu Beklerken” videoyu izlerken aklıma bu alıntı geldi nedensizce.

sumeyyeardc
welcome to shbcf.ru