filmov
tv
Astroloji ve Hava Enerjisi: Doğum Haritalarında Hava Elementi Enerjisinin Eksikliği Anlaşılması

Показать описание
Yeni Başlayanlar İçin Astroloji Eğitimlerinin bu bölümünde Doğum Haritaları yorumlarken hava elementi enerjisi eksikliğini anlayabilmek için öncelikli olarak dört elementten hava elementinden bahsediyoruz.
Hava dirimsel bir tindir, her şeyin, tüm nesne ve varlıkların içinden geçer, yaşam verir, her şeyi besler, bağlar, kımıldatır ve doldurur. İbranilere göre hava, dünya sazının sesiyle çınlayan tindir. O bütün gök cisimlerinin etkisini doğrudan kendine alır. Bu etkiyi bütün karma cisimlere ilettiği gibi, öteki öğelere de iletir. Hava, tanrısal bir ayna gibi gerek doğal gerekse yapay her şeyin görüntüsünü, her türlü konuşmayı içine alır, kendinde tutar, taşır. İnsanların ve hayvanların gövdelerine, onların gözeneklerine girerek uyurlarken, uyanıkken oldukları gibi etkiler. Birçok filozof havayı tanımlarken; düşlerin, bilinçteki birçok başka izlenimin kaynağı olduğuna inanır. İmgeler ya da düşünceler, frekanslar, görüntüler havada korunarak duyulara, ondan sonra da hayallere gelir. Kaygılardan kurtulmuş, hiçbir biçimde engellenmeyen, böyle görüntülerle buluşmayı bekleyen birinin bilinci onları alır, onlar tarafından bilgilendirilir. Çünkü şeylerin görüntüleri, kendi uygun doğaları yüzünden insanlar ile başka hayvanların duyularına taşınsa da onlar gökten bazı izlenimler de alabilirler. Bu izlenimleri alanların eğilimi, yatkınlığı nedeniyle göksel izlenimler birinin duyularına ötekinin duyularından daha çok taşınır. Bu arada onlar havadadır, kişinin yaradılışı onlarla daha uzağa taşınır, onları alan başka birinin duyularına ulaşır. Bu yüzden doğal olarak biri pek uzak, bilinmeyen bir yerden, hayalini, düşüncelerini başka bir adama gösterebilir, gönderebilir. İkisinin arasına başka bir tinin girmesi gerekmez[1].
Hava elementi Yoga felsefesinin de temelini oluşturur. Bu felsefede prana olarak bilinen ve tüm enerjinin toplamı olan kozmik evren, enerji de havanın kimyasal bileşiminde bulunmaktadır. Hava alemi fiziksel dünyanın perdesinin arkasındaki arketipsel tasavvurlar dünyasıdır; belirli düşünce biçimleri haline gelmiş kozmik enerjidir. Akıl kanalıyla işlev gören gücün, geometrik çizgileriyle, yani oluşan bir şeylerin düzenini biçimlendiren enerjiyle bağlantılıdırlar. Ateş burçları bir şeyin olmasını istemek, onu yapmaya hazır olmak ile ilgiliyken, hava burçları enerjilerini henüz gerçekleşmemiş belirli düşünceler üzerine odaklar ve bu düşüncelere konsantre olarak, sonuçta gerçekleşmelerini sağlarlar[2].
[1] Heinrich Cornelius Agrippa, Gizli Felsefe ya da Büyü Felsefesi, Çeviren Levent Özşer, İsanbul: Biblos Kitapevi, Yıldız Matbaa, Cilt 1, 4. Basım 2020, syf: 43 – 46
[2] Stephan ARROYO, Astroloji, Psikoloji ve Dört Elemen, Çvr: Barış İLHAN ( Astrology, Phychology and The Four Elements), Barış İlhan Yayınevi, 2016, SYF – 11
Hava dirimsel bir tindir, her şeyin, tüm nesne ve varlıkların içinden geçer, yaşam verir, her şeyi besler, bağlar, kımıldatır ve doldurur. İbranilere göre hava, dünya sazının sesiyle çınlayan tindir. O bütün gök cisimlerinin etkisini doğrudan kendine alır. Bu etkiyi bütün karma cisimlere ilettiği gibi, öteki öğelere de iletir. Hava, tanrısal bir ayna gibi gerek doğal gerekse yapay her şeyin görüntüsünü, her türlü konuşmayı içine alır, kendinde tutar, taşır. İnsanların ve hayvanların gövdelerine, onların gözeneklerine girerek uyurlarken, uyanıkken oldukları gibi etkiler. Birçok filozof havayı tanımlarken; düşlerin, bilinçteki birçok başka izlenimin kaynağı olduğuna inanır. İmgeler ya da düşünceler, frekanslar, görüntüler havada korunarak duyulara, ondan sonra da hayallere gelir. Kaygılardan kurtulmuş, hiçbir biçimde engellenmeyen, böyle görüntülerle buluşmayı bekleyen birinin bilinci onları alır, onlar tarafından bilgilendirilir. Çünkü şeylerin görüntüleri, kendi uygun doğaları yüzünden insanlar ile başka hayvanların duyularına taşınsa da onlar gökten bazı izlenimler de alabilirler. Bu izlenimleri alanların eğilimi, yatkınlığı nedeniyle göksel izlenimler birinin duyularına ötekinin duyularından daha çok taşınır. Bu arada onlar havadadır, kişinin yaradılışı onlarla daha uzağa taşınır, onları alan başka birinin duyularına ulaşır. Bu yüzden doğal olarak biri pek uzak, bilinmeyen bir yerden, hayalini, düşüncelerini başka bir adama gösterebilir, gönderebilir. İkisinin arasına başka bir tinin girmesi gerekmez[1].
Hava elementi Yoga felsefesinin de temelini oluşturur. Bu felsefede prana olarak bilinen ve tüm enerjinin toplamı olan kozmik evren, enerji de havanın kimyasal bileşiminde bulunmaktadır. Hava alemi fiziksel dünyanın perdesinin arkasındaki arketipsel tasavvurlar dünyasıdır; belirli düşünce biçimleri haline gelmiş kozmik enerjidir. Akıl kanalıyla işlev gören gücün, geometrik çizgileriyle, yani oluşan bir şeylerin düzenini biçimlendiren enerjiyle bağlantılıdırlar. Ateş burçları bir şeyin olmasını istemek, onu yapmaya hazır olmak ile ilgiliyken, hava burçları enerjilerini henüz gerçekleşmemiş belirli düşünceler üzerine odaklar ve bu düşüncelere konsantre olarak, sonuçta gerçekleşmelerini sağlarlar[2].
[1] Heinrich Cornelius Agrippa, Gizli Felsefe ya da Büyü Felsefesi, Çeviren Levent Özşer, İsanbul: Biblos Kitapevi, Yıldız Matbaa, Cilt 1, 4. Basım 2020, syf: 43 – 46
[2] Stephan ARROYO, Astroloji, Psikoloji ve Dört Elemen, Çvr: Barış İLHAN ( Astrology, Phychology and The Four Elements), Barış İlhan Yayınevi, 2016, SYF – 11