Vaktiyle Bir ATSIZ Varmış...

preview_player
Показать описание
Hüseyin Nihal Atsız, 12 Ocak 1905’te İstanbul’da Kadıköy’de doğdu. Babası bahriye (deniz) subayı Nail Bey, annesi Fatma Zehra Hanımdır. İlköğrenimini Kadıköy’deki çeşitli okullarda, orta öğrenimini Kadıköy ve İstanbul sultanilerinde yaptı. Buradan mezun olunca Askeri Terbiye’ye yazıldı. Bu okulun 3.sınıfında iken, Arap asıllı bir subaya selam vermeyi reddettiği için okuldan çıkarıldı. Daha sonra İstanbul Darülfünunu (Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’ne yazıldı. Bu fakülteden 1930 yılında mezun olunca, Türkiyat Enstitüsü’nde, hocası Köprülüzade M.Fuat Beyin asistanı oldu. Ancak diğer hocası Zeki Velidi (Togan) Beyin Türk Dil Kurultayı’nda maruz kaldığı hücumlara tepki olarak çektiği telgraf sebebiyle asistanlıktan çıkarıldı (1933).

Nihal Atsız, bundan sonra dört yıl kadar Deniz Gedikli Hazırlama Okulu’nda Türkçe öğretmenliği yaptı. 1938’de bu işinden de uzaklaştırıldı. Kendisine resmi hizmet kapısı kapanınca Özel Yuca Ülke ve Boğaziçi liseleri gibi okullarda öğretmenlik yaptı. ‘Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar’ ve ‘Türk Edebiyatı Tarihi’ adlı ilmi kitapların yanı sıra birçok broşür yayımladı. Komünistlerle şiddetli bir fikir mücadelesine girişti. Tanrıdağ, Çınaraltı gibi milliyetçi dergilerde yazılar yazdı. 1943’te Orhun’u yeniden yayımladı. Bu derginin 15-16. sayılarında dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’na hitaben yayımladığı açık mektuplarda, milli eğitimde solcuların nasıl yuvalandığını örneklerle gösterdi ve Milli Eğitim Bakanı Hasah-Ali Yücel’in istifasını istedi.

Devrin iktidarı, bunun üzerine, açık mektuplarda adı geçen hikayeci Sabahattin Ali’yi, Atsız aleyhine hakaret davası açması için teşvik etti. Bir taraftan da Orhun dergisini kapattı. Atsız-Sabahattin Ali davası büyük yankılar uyandırdı. Ankara’daki üniversite gençliği Atsız’ı desteklemek ve Komünistleri protesto etmek için 3 Mayıs 1944’te büyük bir gösteri yaptı. Hükümet bu gösteriyi şiddetle bastırdı, birçok milliyetçi genci gözaltına aldı. Hemen ardından Türkçülerin tutuklanmasına başlandı. Atsız ve 22 arkadaşı ‘hükümet darbesine teşebbüs’ suçlaması ile yargılandı. Atsız, sorgusu sırasında, lağım sularının akıtıldığı bir zindana konularak yedi gün boyunca işkenceye maruz kaldı.

Askeri mahkeme, Türkçülerin birçoğunu çeşitli cezalara çarptırdı. Atsız da 6 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ancak, Askeri Yargıtay bu kararları bozdu. Yeniden görülen dava sonucunda bütün Türkçüler ve bu arada Atsız da beraat ettiler. Ancak, Atsız, uzun süre öğretmenlik mesleğine dönemedi. Türkiye Yayınevi’nde çalıştı ve önemli Osmanlı tarihlerinin neşirlerini hazırladı.

CHP iktidarının son yıllarında, fakülteden sınıf arkadaşı Prof Dr.Tahsin Banguoğlu’nun Milli Eğitim Bakanlığı zamanında yeniden öğretmenliğe tayin edildi. Fakat, kendisine öğretmenlik hakkı tanınmadı ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde uzman olarak görevlendirildi.

1950-1951 öğretim yılının başında Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine getirilen Atsız, burada iki yıl görev yaptı. Bu defa da, 3 Mayıs’ın kutlanması için Ankara’da verdiği ilmi bir konferans bahane edilerek öğretmenlikten alındı ve Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki görevine iade edildi (1952). Burada 17 yıl çalıştıktan sonra 1969’da emekliye ayrıldı.

Atsız, 1950-1952 yıllarında yayımlanan haftalık Orkun dergisinin başyazarlığını yaptı. 1962’de kurulan Türkçüler Derneği’nin genel başkanlığını üstlendi. 1964’ten vefatına kadar Ötüken dergisini yayımladı. Ötüken’de bölücülük hareketlerine karşı dikkatleri çeken yazılar sebebiyle kendisi ‘bölücülük’ iddiası ile suçlanarak yargılandı ve onbeş ay hapse mahkum edildi. Bu cezası, kendi isteği olmaksızın, hastalığı sebebiyle, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından affedildi ise de ileri yaşta 2,5 ay hapis yatmaktan kurtulamadı. Atsız, 11 Aralık 1975’te vefat etti.

Atsız’ın en tanınmış eseri, milliyetçi bir neslin yetişmesinde önemli rol oynamış bulunan ‘Bozkurtların Ölümü’dür. Bu romanın devamı niteliğinde ‘Bozkurtlar Diriliyor’ ve ‘Deli Kurt’ diğer tarihi romanlardır. Psikolojik bir roman olan ‘Ruh Adam’da ise bir bakıma kendi portresini çizmiştir.

Atsız’ın şiirleri ‘Yolların Sonu’ adı ile kitap halinde defalarca basılmıştır. ‘Türk Ülküsü’, ‘900.Yıldönümü’, ‘Türk Tarihinde Meseleler’ gibi eserlerinin yanı sıra ‘Dalkavuklar Gecesi’ ve ‘Z Vitamini’ adlı iki de mizahi romanı vardır.

#ZaferPartisi #ÜmitÖzdağ #NihalAtsız
Рекомендации по теме
Комментарии
Автор

hocam artik sizi türkçülük esasli bir partinin lideri olarak görmek istiyoruz.

hakansoyturk
Автор

Varolsun
Ne Mutlu Türküm diyene
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🤘🤘🤘

destekvermek
Автор

tini ucmag olsun..🙏🙏.tanri TÜRKÜ..korusun..sonsuza..dek TÜRK..irki var olsunn..💙

serpilk
Автор

Tanrı TÜRK'ü korusun ve yüceltsin!

utkubiltekin
Автор

Atatürk’ün çizdiği, Atsız’ın yazdığı yoldan gidenlere selam olsun! Ümit Özdağ’a (Zafer Partisi) oy verdiğim için gurur duyuyorum

almclskn
Автор

Ümit abi kurtar bizi duy sesimizi ne olur.

okantt
Автор

Tengri Türk'ü korusun ve yüceltsin 🤘🤘🤘

Yasin-xqev
Автор

Vaktiyle bir Atsız varmış derlerse ne hoş, hangi ruh anılmakla olmaz ki sarhoş!

metehansahin
Автор

En büyük müsünüz bilmem ama çok büyüksünüz Ümit hocam.. 🫡🙏

AlemdeFener-kbrk
Автор

hocam az kaldı gün sayıyoruz sizi vatanınız olan suriyeye teslim edicez merak etmeyin

DreamEdit
Автор

güzel arkaşlar biri bana açıklayabilirmi 2 sorum var ismet inonü ne dedi de hakaret davasından 6.5 sene yedi ve neden her dergisinde dava yemiş nilal'atsızı şiirlerinden tanıdım varsağılar gibi ama garibime gitti bu kadar çok dava yemesi hayat hikayesini bilen bi arkadaş sebebini tam olarak açıklıyabilirimi ?

dedelix
Автор

Bu nihal atsız mustafa kamal düşmanı değil miydi 😂😂 ulan ümit yan bastın yine

heisenberg